Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/533 E. 2023/124 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/533 Esas
KARAR NO: 2023/124
DAVA: Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
BİRLEŞEN——ESAS SAYILI DOSYASINDA :
DAVA: Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 07/11/2022
BİRLEŞEN —– SAYILI DOSYASINDA :
DAVA: Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 04/11/2022
KARAR TARİHİ: 15/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:

ASIL DAVA DOSYASINDA:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin, —– tarihinde kurulmuş bir —— olduğunu, sermayesi —adet paya ayrılmış bulunan davalı şirketin kurucu pay sahiplerinden müvekkili —-adet, diğer müvekkili —- adet olan payını görülen lüzum üzerine aralarındaki inançlı işlem gereği —- devrettiklerini, sonrasında dava dışı—– tarihinde akdettiği iki farklı sözleşme ile daha önce kendilerinden devraldığı bu payları müvekkillerine geri devrettiğini, devir keyfiyetinin ihbarnameler ile davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketin müvekkillerinin bu talepleri karşısında hareketsiz kalması üzerine müvekkillerinin yeni bir ihtarname göndererek pay defterinin devir işlemine uygun şekilde düzeltilmesi talebini tekrarladığını, ayrıca şirketçe pay sahiplerine yapılması gereken tüm bildirimlerin müvekkillerinin adreslerine yapılması gerektiği ve müvekkillerinin pay sahipliği haklarını kullanmalarına engel olacak girişimlerin hukuki ve cezai sorumluluğa neden olacağının ihtar edildiğini, davalı şirket tarafından gönderilen cevabi ihtarnameler ile müvekkillerinin taleplerinin reddolunduğunu, müvekkillerinin işbu davaya konu payların mülkiyetini geçerli bir şekilde iktisap ettiklerini, davalı şirketin ret gerekçelerinin hukuken mesnetsiz olduğunu, davalı şirketin, müvekkillerine yapılan pay devrinin pay defterine işlemekten kaçınmasının dayanağı olarak ileri sürdüğü “devir bedelinin ödendiğinin ispat edilmediği” sebebinin kanunen şirkete sadece devir şeklinde/ usulüne uyulup uyulmadığı hususunda bir araştırma yapma imkanı tanıyan inceleme hakkının sınırlarını bariz bir biçimde aştığını, dolayısıyla hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan bu gerekçeyle kayıt talebinin reddedilmesinin haksız olduğunu, davalı şirketin apaçık şekilde kanuna aykırı bu tutumu karşısında müvekkillerinin dava dışı——- devralmış oldukları paylar ile ilgili olarak pay defterine pay sahibi sıfatıyla hükmen kaydedilmesine karar verilmesini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu iddia ederek, müvekkillerinin devraldıkları paylar ile ilgili olarak pay sahibi sıfatlarının tespiti ile pay defterine bu sıfatla hükmen kaydedilmelerine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA: Öncelikle dava dışı —- davaya dahil edilmesini ve davanın —— ihbar edilmesini talep etiklerini, müvekkili —— tarihinde kurulduğunu, bu tarih itibariyle toplam —– hisseli ortakları ve ortaklık oranlarının,——— olacak şekilde kurulduğunu, davacılar ———-müvekkili şirkete bildirmiş oldukları Hisse Devir Sözleşmeleri ile ———adet hisseyi ———devrettiklerini, bu devir işleminin ——toplantı numaralı yönetim kurulu kararıyla uygun görüldüğünü, bu devir sonrası pay dağılımının ———– olduğunu, davacıların, hisselerini kendi özgür iradeleriyle dava dışı —— devrettiklerini, bu devrin —- yılında gerçekleşmiş olup, devir tarihinden itibaren 4 yıl geçtiğini, davacı —— tarafından müvekkili şirkete gönderilen ———- yevmiye numaralı ihbarname ile dava dışı —– tarafından—–tarihli adi yazılı satış sözleşmesi ile müvekkili şirket hisselerinin kendi adına olan kısmının ——-devrettiği ve devir konusu payların pay defterine davacı —–adına kaydedilmesi talep edildiğini, ihbarname ekinde yer alan ——–Devir bedelini bugün haricen nakden ve peşinen tahsil eyledim, bu hususta bir alacağımın kalmadığını …” diyerek işlemin satış olduğunu ve satış bedelinin de alındığını açık bir şekilde ortaya koyulduğunu, aynı şekilde davacılardan—– tarafından müvekkili şirkete gönderilen——— yevmiye numaralı ihbarname ile dava dışı ——– tarihli adi yazılı satış sözleşmesi ile müvekkili şirket hisselerinin kendi adına olan kısmının ——- paya tekabül eden kısmını ——– devrettiği ve devir konusu payların pay defterine davacı – adına kaydedilmesinin talep edildiğini, ihbarname ekinde yer alan ——- tarihli adi yazılı ———Devir bedelini bugün haricen nakden ve peşinen tahsil eyledim, bu hususta bir alacağımın kalmadığını ——-diyerek işlemin satış olduğunu ve satış bedelinin de alındığını açık bir şekilde ortaya koyulduğunu, davacılardan —– tarafından müvekkil şirkete gönderilen ——-yevmiye numaralı ve davacılardan —–tarafından gönderilen——- yevmiye numaralı ihtarnameleri ile kendilerinin müvekkili şirkete karşı pay sahibi sıfatını kazandıkları, devre konu paylara ilişkin tüm pay sahipliği haklarını kullanabilecekleri bildirilmiş, müvekkili şirketçe ——– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Türk Ticaret Kanunu’nun 491, 493, 494 maddeleri uyarınca değerlendirme yapılacağı ve sonrasında şirket yönetim kurulu tarafından alınacak kararın davacılara tebliğ edileceği ihtar edildiğini, davacılar tarafından müvekkili şirkete gönderilen——- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkil şirket tarafından kendilerine gönderilen ———tarihli ihtarnamede belirtilen hususlar ve ilgili Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin bir dayanağının olmadığı, müvekkili şirketin pay devrini onaylamak veya onaylamamak gibi bir takdir hakkının bulunmadığı, kendilerinin pay sahibi sıfatını kazandıkları, kâr payı alma olanağına kavuştukları, kendilerinin azınlık pay sahibi konumda olduklarını müvekkili şirkete bildirilmiş, davalı ——- toplantı numaralı kararı ile davacı —–tarafından gönderilen ——– yevmiye numaralı devir konusu payların pay defterine işlenmesi talebinin reddedilmesine, devre konu——— bedelle yönetim kurulu üyeleri ——– tarafından eşit oranda devralınmasının önerilmesine” şeklinde karar verildiğini yine ———toplantı numaralı kararı ile davacı ——tarafından gönderilen ——- yevmiye numaralı devir konusu payların pay defterine işlenmesi talebinin reddedilmesine, devre konu —— adet hissenin —– bedelle yönetim kurulu üyeleri ——— tarafından eşit oranda devralınmasının önerilmesine” şeklinde karar verildiği, müvekkili şirket tarafından —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile dava dışı ——-yapılan devir sonrası her iki devir için toplam ödenen bedel olan ——- ödendiğine ilişkin hiçbir belge sunulmadığı, bu miktar bir ödemenin banka kanalıyla yapılmasının gerekli olduğu bu sebeplerle TTK 493 maddesi uyarınca —– ve——- toplantı nolu karar ile ——- yapılan devir işlemi ve devir konusu payların pay defterine işlenmesi talebinin reddedilmesine karar verildiği, müvekkil şirket yönetim kurulunun ——- bedelle, müvekkil şirket yönetim kurulunun——-devri istenen —– bedelle müvekkil şirket yönetim kurulu üyeleri ——- tarafından eşit oranda satın alınmasının önerilmesine karar verilmiş olup, her iki kişiye satışı yapılacak hisselerin tamamının belirtilen bedeller üzerinden müvekkil şirket ———— satış ve devir işlemlerinin yapılması hususunda, işbu ihtarnamenin tarafınıza tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde satış ve devir işlemlerinin yapılabileceği ihtar edildiği, müvekkili şirket tarafından —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacılar — ve—– şirket yönetim kurulunun —— yapılan devir işlemi ve devir konusu payların pay defterine işlenmesi talebinin reddedilmesine, devre konu payların aynı kanun hükmü uyarınca yönetim kurulu üyeleri——— tarafından satın alınmalarının önerilmesine karar verilmiştir.” şeklinde bildirim yapıldığı, dava dışı ——- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile —–Daha önce pay sahibi olan eşim—— payları vaktiyle görülen lüzum üzerine bir inançlı işlem gereği uhdeme geçmişti. —— tarihinde akdettiğim ve birer örneği devralanlar tarafından düzenlenen ihbarnameler ekinde muhataba gönderilen hisse devir sözleşmeleri gereğince, muhatap şirkette adıma kayıtlı olup esasen uhdemde emaneten bulunan bedeli tamamen ödenmiş bu payları asıl sahiplerine, ezcümle ———- devretmiş bulunuyorum” diyerek devre ilişkin payların pay defterine işlenmesini müvekkili şirkete bildirildiğini, bu ihtarname süreçleri sonrasında ise huzurdaki işbu davanın açılmış olup, davacı tarafın kötüniyetini açık bir şekilde ortaya koyduğunu, taraflar arasında devre ilişkin herhangi bir bedel ödenip ödenmediği hususu da önemli bir noktada olduğunu zira her iki davacı adına yapılan devre konu hisselerin toplam bedeli ——— olduğunu ancak bu bedelin ödenip ödenmediği hususunda da herhangi bir delil sunulamadığını, ne müvekkili şirkete gönderilen ihtarnamelerde, ne iş bu dava açılışı sırasında belirtilen delillerde inançlı işlem sözleşmesinin bulunmamasının ortada bir inançlı işlem olmadığını gösterdiğini, inanç sözleşmesinin taraflar arasında imza altına alınabilecek ve sonradan da hazırlanabilecek bir sözleşme olduğundan, bu aşamadan sonra dosyaya sunulacak inanç sözleşmesinin de sonradan hukuka aykırı hazırlanmış bir sözleşme olacağını, bununla beraber satış yapıldığına dair devir işlemine ilişkin herhangi bir ödeme makbuzu, banka makbuzu vs sunulmamış olması da yapılan devir işleminin üçüncü kişileri aldatmaya yönelik muvazaalı bir işlem olduğunu ortaya koyduğunu, bir hak, dürüstlük kuralına aykırı kullanılırsa kötüye kullanılmış olur, bu açıdan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı birbirine bağlıdır, bir hakkın kötüye kullanıldığını kabul etmek için failin kusurlu olması ve özellikle zarar verme kastının bulunması zorunlu bir unsur değildir, hakkın kötüye kullanılmasına dair birçok olayda böyle bir kastın varlığı, bunun zorunlu bir unsur olduğunu göstermeyeceğini, müvekkili şirket tarafından yapılan önerinin hukuka uygun olduğu, ancak davacılar ve dava dışı—— gerçekte devir işlemi yapmadıkları müvekkil şirketi zarara uğratmak, şirket bütünlüğünü bozmaya çalışmak ve —— sağlığında mirastan haksız pay dağıtmak gayesinde olduğunu, Kaçış klozuna başvuru, ortaklık açısından yenilik doğuran hak niteliğinde değildir, zira ortaklığın devre konu payları satın alabilmesi, devredenin ortaklığın satın alma önerisini kabul etmesiyle mümkün olduğunu, devreden, ortaklığın satın alma önerisini kabul etmediği takdirde pay devri gerek pay sahibinin payını devretmek istediği kişi gerekse ortaklığın hesabına pay satın almayı önerdiği kişi açısından gerçekleşmediğini, payların devredenin malvarlığının bir unsuru olarak kalmaya devam ettiğini, bu itibarla, kaçış klozu ortaklığa, her halükarda payın devredenin devir sözleşmesi yaptığı kişiye devrini engelleyici etkiye sahip bir satın alma önerisinde bulunma hakkı (kanundan doğan icap) tanıdığını, müvekkil şirket tarafından dava dışı —– gönderilen —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacılar ——-yevmiye numaralı ihtarnameler ile müvekkil şirket yönetim kurulunca alınan kararın net bir şekilde bildirildiği, bu bildirimle devre konu hisselerin şirket yönetim kurulu üyeleri ve hissedarları ——-bedelle satın alınması önerisinde bulunulduğunu, bu öneri ile —– aradığı anlamda usul tam olarak gerçekleştiğini ancak dava dışı ve işbu davanın kendisine ihbar edilmesini talep ettikleri ——arafından talebin kabul veya reddedildiğine dair bir cevap verilmediğini, daha önce satış yapılıp bedeli alındığı söylenen işlemin inançlı işlem nedeniyle geri iade olduğu iddia edilerek iyinetli olmayan, çelişkili ve muvazaalı davranıldığından bahisle davacılar tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

BİRLEŞEN —— ESAS SAYILI DOSYASINDA:
İDDİA: Mahkeme dosyasının—– sayılı dosyası ile birleştirilmesini, davalılar ——arasında imzalanan — tarihli nama yazılı hisse devir sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun tespitini, davalılar ——- arasında imzalanan —– tarihli nama yazılı hisse devir sözleşmelerinin muvazaa nedeniyle iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, karşı davacı şirketin işbu davadaki talebi ileri sürmesinde hukuki yararı bulunmadığından dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddini, işin esasına girilmesi halinde hukukin haklı bir temeli olmayan davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

BİRLEŞEN ———– ESAS SAYILI DOSYASINDA:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, iş bu dava ile aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunan —–Esas sayılı dava dosyasının birleştirilmesini, yargılamaya ——- dosyası üzerinden devam edilmesini, müvekkillerin devraldıkları paylar ile ilgili olarak pay sahibi sıfatlarının tespiti ile pay defterine bu sıfatla hükmen kaydedilmelerini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı ——— payını inançlı işlem ile emaneten müvekkiline devrettiğini, müvekkilinin ise emaneten elinde bulunduruğu bu hisseleri adı geçenlere iade ettiği hususlarında ihtilaf bulunmadığını, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğinden avukatlık ücreti, yargılama gideri ve harcın diğer davalıya yükletilmesini
talep etmiştir.

DAVANIN AŞAMALARI:
———- sayılı birleştirme kararı ile mahkememiz —- sayılı dosyamızla birleştirilmiştir.
—- sayılı dava dosyası,——– karar sayılı birleştirme kararı ile mahkememiz 2022/533 esas sayılı dosyamızla birleştirilmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Asıl dava, davacıların, davalı —- hisse sahibi olan dava dışı —— ait nama yazılı ortaklık paylarıyla ilgili olarak pay sahipliği sıfatının tespiti ile pay defterine pay sahibi olarak hükmen kaydedilmesi istemine ilişkindir.
Birleşen—- sayılı dava, davalılar —– arasında imzalanan——- Sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun tespiti ve iptali talebinden ibarettir.
Birleşen—–Esas sayılı dava, davacıların devraldığı şirket payları ile ilgili olarak pay sahipliği sıfatının tespiti ile pay defterine pay sahibi olarak hükmen kaydedilmesi istemine ilişkindir.
Asıl ve birleşen —- sayılı davası yönünden yapılan değerlendirmede, davalı —- davalı —- bulunan nama yazılı hisse senetlerinden —– devrettiği, davalı şirketçe pay devrinin reddedildiği ve hisse devir sözleşmesinde yazan bedeli mukabilinde yönetim kurulu üyeleri—– tarafından eşit oranda devralınmasının önerildiği, davalı——-tarafından öneriye olumlu olumsuz bir cevap verilmediği görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ——edilmemiş nama yazılı paylar Red sebepleri başlıklı 493 ncü maddesi “(1) Şirket, esas sözleşmede öngörülmüş önemli bir sebebi ileri sürerek veya devredene, paylarını, başvurma anındaki gerçek değeriyle, kendi veya diğer pay sahipleri ya da üçüncü kişiler hesabına almayı önererek, onay istemini reddedebilir. (2) Pay sahipleri çevresinin bileşimine ilişkin esas sözleşme hükümleri, şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı yönünden onayın reddini haklı gösteriyorsa, önemli sebep oluşturur. (3) Bundan başka, devralan, payları kendi adına ve hesabına aldığını açıkça beyan etmezse şirket, devrin pay defterine kaydını reddedebilir. (4) Paylar; miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra gereği iktisap edilmişlerse, şirket, payları edinen kişiye, sadece paylarını gerçek değeri ile devralmayı önerdiği takdirde onay vermeyi reddedebilir. (5) Devralan, paylarının gerçek değerinin belirlenmesini, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden isteyebilir; bu hâlde mahkeme şirketin karar tarihine en yakın tarihteki değerini esas alır. Değerleme giderlerini şirket karşılar. (6) Devralan, gerçek değeri öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde bu fiyatı reddetmezse, şirketin devralma önerisini kabul etmiş sayılır. (7) Esas sözleşme devredilebilirlik şartlarını ağırlaştıramaz.” hükmünü düzenlemiştir.
Türk hukuku tahtında, kaçış klozu, borsaya kote olmayan payların iradi ve kanuni kazanımı halinde, payların bağlı olması şartına bağlı olarak, anonim şirketlerin pay devrine onay vermekten kaçınması için sahip olduğu olanaklardan biri olarak kabul edilmektedir. Kanun koyucu, TTK m. 493/1 ve m. 493/4 hükümlerinde, bu hak ile şirkete geniş bir takdir yetkisi tanıyarak herhangi bir gerekçe göstermeksizin payları gerçek değer üzerinden kendi veya diğer pay sahipleri ya da üçüncü kişiler hesabına almayı önererek devre onay istemini reddetme hakkı tanımıştır. Şirkete tanınan bu yetkiye karşılık, kanun koyucu pay sahibinin payları üzerindeki menfaatlerini korumak adına pay sahibine önemli güvenceler sağlamış ve paylarını gerçek değer karşılığında şirkete devrederek şirketten ayrılabilmesini temin etmiştir. Bu açıdan, kaçış klozu, şirketin pay sahipleri çevresine ilişkin menfaatleri ile pay sahibinin payını devretme menfaatinin bağdaştırılması açısından anonim şirketler hukukunda oldukça önemli bir fonksiyona sahiptir ———–
Davacılar, pay devrinin iradi kazanımı sonucu davalı şirketten pay devrine onay vermesini istemiş ancak davalı şirkette kaçış klozunu kullanarak payları satın alacağını davalı ——-bildirmiştir. Davalı şirket, devredene paylarını başvurma anındaki gerçek değeriyle, diğer pay sahipleri hesabına almayı önererek onay istemini reddettiği, davacı tarafın anonim şirket tarafından satın alma önerisinin yapılabilmesi için esas sözleşmede nama yazılı payların devrinin anonim şirketin onayına bağlı olduğuna dair bir hüküm bulunmalıdır iddiasına yönelik bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi emsal olabilecek —– sayılı ilamında da böyle bir şarttan bahsedilmediği, davacıların asıl ve birleşen—— davasında ortaklık paylarıyla ilgili olarak pay sahipliği sıfatının tespiti ile pay defterine pay sahibi olarak hükmen kaydedilmesi isteminin reddine karar verilmiştir.
Birleşen——sayılı davası yönünden yapılan değerlendirmede; davacı taraf davalılar —– arasında imzalanan —— tarihli —- muvazaalı olduğunu iddia etmektedir. davalılar—— arasında imzalanan —— muvazaalı olduğunun tespiti ve iptali talebinden ibarettir. Hukukumuzda Hisse Devir Sözleşmesinde gösterilen bedelin gerçek değeri göstermesi gerektiğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Üçüncü kişinin muvazaa nedeniyle hisse devir sözleşmesinin iptali davası açabilmesi için bu davayı açmakta bir menfaatinin bulunması gerekir. Davacı tarafın hukukun genel ilkeleri babında yaptığı itirazların muhtemel genel kurul toplantılarında önlenebileceği veyahut genel kurul kararlarının iptaline gidilebileceğinden davacı tarafın işbu hisse devir sözleşmesinin iptalini istemekte hukuki yararı bulunmadığından birleşen ——- sayılı davasının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
MAHKEMEMİZİN ——- SAYILI DOSYASINDA;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın davacılar tarafından peşin yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,

BİRLEŞEN ——-ESAS SAYILI DOSYASINDA:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın davacılar tarafından peşin yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı —— talebi olmadığından lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,

BİRLEŞEN ——- ESAS SAYILI DOSYASINDA:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 7.684,88 TL harç olmak üzere toplam 7.765,58‬ TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 7.585,68‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, ——– yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2023