Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/530 E. 2022/634 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2022/530
KARAR NO: 2022/634

DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06.07.2022
KARAR TARİHİ:14.09.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, —–ortağından birisi olduğunu, davalıların ise müvekkilin kardeşleri olduklarını ve —- yönetim kurulu üyeleri olduklarını, davalı —-hisse oranı ile ortaklık payına sahip olduklarını, yönetim kurulu üyeleri olan davalıların şirketin kurucusu babaları—— yaşlılığı ve rahatsızlıkları döneminde şirketi kendi keyfi yönetimleri altına aldıklarını, uzun yıllar şirketin gelirlerini özel harcamalarında kullandıklarını, aldıkları kararlarla ve yaptıkları işlemlerle şirketi zarara uğrattıklarını, —– Esas sayılı şirketin feshi konulu davada atanan—– yapılan tespitler üzerine bu zararlardan haberdar olunulduğunu, —–yıllarına ilişkin bu zararların tespiti ve —-ödenmesi için müvekkili tarafından —- Esas sayılı sorumluluk davası ikâme edildiğini, işbu sorumluluk davasına konu zararların yanı sıra davalıların gerçekleştirmiş olduğu şirkete ait —– zarara uğradığını,—-olmaları dolayısıyla davalıların şirketi uğratmış oldukları iş bu zararı gidermeleri gerektiğini, davalıların —-ödemesini almaksızın satışına sebebiyet verdiklerini, satış tarihinden bu zamana kadar geçen yaklaşık — yıllık süre zarfında şirkete ait — başkasına devredilerek şirket mülkiyetinden çıkarıldığını, satış bedelinin de uzun dönem tahsil edilemeyerek şirketin nemasız kalmasına ve alacağın enflasyon dolayısıyla ciddi oranda değer kaybına uğramasına sebebiyet verildiğini, ayrıca —-yılında gerçekleştirilen satış işleminde taşınmaza—-değer biçildiğini, ancak ipoteğin paraya çevrilmesi konulu icra takibi sürecinde yapılan kıymet takdirine itiraz neticesinde—- Esas sayılı davada iş bu taşınmaza—– değeri biçildiğini, şirketin yönetim kurulu üyeleri davalıların hem taşınmazın ödemesini almaksızın satışını yaparak ve satış bedelini bugüne kadar tahsil edemeyerek hem de taşınmazı değerinin çok daha altında bedelle satarak —-zarara uğramasına sebebiyet verdiklerini, yine herhangi bir yasal dayanak olmaksızın kira bedellerinde indirim yapan ve —emsal değerlerinin çok altında bedelle kiralayan davalılar şirket gelirlerinin azalmasına sebebiyet verdiklerini, —- tarihli —-şirketin net kira geliri — yılında —- iken—-yılında—- düşerek toplamda yaklaşık —– azalma meydana geldiğinin tespit edildiğini, yasal bir ihtarname veya Mahkeme karar olmaksızın kira bedellerinde indirim yaparak şirket gelirinin azalmasına sebebiyet veren davalıların Yönetim Kurulu üyeleri olmaları sebebi ile iş bu zararı gidermeleri gerektiğini, yine —- değerlerinin çok altında bedellerle kiralanarak şirketin zarara uğratıldığını, almış oldukları kararlarla, yapmış oldukları işlemlerle —- zarara uğramasına sebebiyet veren yönetim kurulu üyeleri davalılar hakkında iş bu sorumluluk davasını ikâme etme zorunluluğunun hasıl olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davalıların şimdilik —- zarar tarihlerinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte müteselsilen —-ödemelerine, davanın konusu ve tarafları aynı olan—- esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma: Davalılar vekili cevap dilekçesinde, dava dilekçesinin —-esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesi ile aynı olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, bu nedenle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN, TARAFLAR ARASINDA ANLAŞMAZLIK KONUSU OLAN VE OLMAYAN HUSUSLARIN TESPİTİ, DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ GEREKİP GEREKMEDİĞİ HUSUSUNUN İNCELENMESİ, DEĞERLENDİRMESİ VE SONUÇ:
3-Davanın tespiti: Dava, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
4-Taraflar arasında anlaşmazlık konusu olmayan hususlar: Ön inceleme duruşmasında taraflar arasında; davalıların dava dışı —-yönetim kurulu üyeleri ve davacının kardeşi oldukları hususunda uyuşmazlık bulunmadığı tespit edilmiştir.
5-Tarafların anlaşamadıkları hususlar: Ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
a-Davalıların yönetim kurulu üyeleri oldukları dava dışı —– yönetim kurulu üyeliğini yaptıkları dönemde görevlerini TTK’nin 369. Maddesi kapsamında layıkıyla yerine getirip getirmedikleri,
b-Davalıların, dava dışı şirketi zarara uğratıp uğratmadıkları, zarara uğratmışlarsa bu zararın doğrudan zarar mı yoksa dolaylı zarar mı olduğu,
c-Davalılar, davacı şirketi zarara uğratmışlarsa zarar miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
6-Davaların birleştirilmesi gerekip gerekmediği hususunun incelenmesi, değerlendirmesi ve sonuç:
Davacı vekili, işbu davanın—–esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 166. maddesi;
“(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
(2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.
(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
(5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” düzenlemesini içermektedir.
Davaların birleştirilmesi usul ekonomisi bakımından önemli olup, anılan madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere davaların birleştirilmesi, davalar arasında bağlantı bulunması durumunda söz konusu olabilecektir.
Davalar arasında bazı ortak hususların bulunması veya salt görünüşteki benzerlikler bağlantının varlığı için yeterli değildir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda aralarında bağlantı var sayılacaktır.Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nun 448. maddesi uyarınca usul kuralları derhal uygulanacağından somut olaya HMK’nun 166. maddesi uygulanacaktır. Bu durumda aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir.Bu itibarla, aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olan davalarda birleştirme kararı, talep üzerine veya kendiliğinden davanın her aşamasında verilebilecektir. Fakat vurgulamakta yarar vardır ki, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davalarda re’sen birleştirme kararı verilemez.Buradaki aynı düzey ve aynı sıfattaki mahkemelerden anlaşılması gereken; her iki davanın da görüldüğü mahkemenin, —mahkemesi veya —- mahkemesi yahut —– mahkemesi yahut—- mahkemesi olmasıdır. Aynı düzey ve sıfatta olmayan mahkemeler arasında bu şekilde davaların birleştirilmesi söz konusu olmayacaktır —–Davacı tarafından açılan ve yine davacı tarafından birleştirilmesi talep edilen —- esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememizdeki davanın davacısı tarafından —tarihli dava dilekçesi ile Mahkememizdeki davanın davalılarına karşı yine — davalılar tarafından zarara uğratılması nedeniyle tazminat davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizde dava —tarihinde açılmıştır.
Buna göre, her iki davanın tarafları, davanın nedeni aynı olup tek fark davacı tarafından davalıların başka eylemlerinden doğan zararın tazminini talep etmeleridir.Bu nedenle davalar arasında çok yoğun bağlantı bulunmakta olup, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılacağından taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkün olacağından—-davacı vekilinin birleştirme talebinin kabulü ile Mahkememizin işbu —- esas sayılı dosyasının—- esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın önce açılan —– esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İşbu Mahkememizin —esas sayılı dosyasının HMK’nin 166/2. Maddesi uyarınca —- esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
Mahkememiz esasının bu nedenle kapatılmasına,
2-Birleşen Mahkememizin işbu dosyasının,—- esas sayılı dosyasının içine gönderilmesine ve yargılamanın o dosya ile birlikte sürdürülmesine,
3-HMK’nin 166/3. Maddesi uyarınca birleştirme kararının derhal —- esas sayılı dosyasına bildirilmesine,
4- Yargılama harçları, yargılama masrafları ve vekalet ücretlerinin tayin ve takdirinin birleşen davada nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,Dair, HMK’nın 168. maddesi gereğince uyuşmazlığın esası hakkında verilecek hükümle birlikte birleştirme kararının yerinde olup olmadığının denetlenmesi bakımından istinaf kanun yolu açık olmak üzere, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulünce anlatıldı.