Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/526 E. 2023/185 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMES
ESAS NO: 2022/526 Esas
KARAR NO: 2023/185
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 04/07/2022
KARAR TARİHİ: 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —— plaka nolu araç ile müvekkili şirkete ait araç sürücüsü — sevk ve idaresindeki—– plakalı araca çarparak maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde %100 kusurlu şekilde sebebiyet verdiğini, davalı araç sürücüsünün dava konusu zarara sebep olan kazada tek ve asli kusurlu olduğunu, müvekkiline ait araçta oluşan maddi zarar kapsamında değer kaybı alacağının ortaya çıktığını, alınan eksper raporunda araçta oluşan ve davalının kusur oranının da dikkate alınması ile hesaplanan değer kaybı bedelinin 4.800,00 TL olduğunu, kazanın gerçekleştiği tarihten davalılara karşı icra takibi başlatıldığı tarihe kadar işlemiş faiz tutarının da 861,63 TL olduğunu, kaza nedeniyle oluşan zarardan tamamen davalı araç sürücüsü ve sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, icra inkar tazminatı taleplerinin olduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik meydana gelen kaza sonucunda müvekkiline ait araçta oluşan zarardan doğan ve——- sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle,davacı tarafça müvekkil şirket tarafından trafik poliçesi tanzim edildiğinin iddia edildiğini, poliçe numarasının bildirilmediğini, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, olayın meydana geldiği tarihten itibaren 2 yıl içinde başvuruda bulunulması gerektiğini, dava konusu taleplerin araç hasarı kaynaklı olduğundan 2 yıllık genel zamanaşımına tabi olduğunu, iş bu kazanın meydana geldiğini ve iddia olunan hasar ile kazanın illiyetini ispatlaması gerektiğini, araştırma raporunda olayın gerçekleştiği iddia edilen yerde kazaya ilişkin iz ve emareye rastlanılmadığı açıkça belirtildiğini, kazanın varlığının araştırılması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacının kısmi dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından başvurunun reddine karar verilmesi gerektiğini, aracın pert olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, değer kaybı talep edilen aracın niteliği, kaza esnasındaki km ve modeli son derece yüksek olduğundan herhangi bir değer kaybına uğramış olduğunun kabulü abesle iştigal olduğunu, ——- değer kaybı taleplerinin teminat dışında bırakıldığını savunarak; davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, iddia edilen kazanın gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddini, müvekkili tarafından düzenlenen poliçe olmadığından husumet nedeniyle reddini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından huzurdaki davanın reddini, ticari faiz talebinin reddine, icra inkar tazminat talebinin reddini, yargılama gideri ve vekalet giderinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE : Mahkememizce aldırılan 02/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda;
“Tüm delillerin hukuki münakaşası, her türlü hukuki tavsif, tarafların, masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer istemleri ile İİK Md. 67/2 kapsamına giren taleplerin takdiri ve nihai kararı tamamıyla Yüce Mahkemeye ait olmak üzere;
Sayın Mahkemece verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin, dosya incelemesi kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesi sonucunda yukarıda açıklanan nedenlerle;
** Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı TRAFİK KAZASI olduğu,
* Meydana gelen olayda KAÇINILMAZLIK faktörünün etkisinin OLMADIĞI, önlenebilir bir kaza niteliğinde OLDUĞU,
* Davaya konusu kaza ve hasar durumunun uyumlu olduğu,
* Dosya muhteviyatına sunulmuş olan—– no.lu
fatura ile dava konusu araçta —— hasar meydana gelmiş olduğundan bahisle fatura tanzim edilmiş olduğu,
** Söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte yaklaşık 5 (beş) iş günü süreceği ( Malzeme temin süresi dahil edilmiştir.)
* Davaya konu Trafik Kazası Kapsamında;
– — plaka sayılı araç sürücüsü — kusur oranı ile ASLİ VE TAM KUSURLU olduğu,
” Söz konusu kazanın sürücü —– hatalı geri manevrası esnasında meydana gelmiş olması nedeni ile —- plaka sayılı araç sürücüsü —— KUSURSUZ olduğu,
*— istikrar bulmuş olan kararları ile ——- tarihli iptal kararı doğrultusunda kaza medeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, km bilgisi vb. yapılan onarım işlemleri, ( Hasar gören onarılan/ değişen/ boyanan parçalar vb.) — davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız İkinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının belirlenmesi, kararına göre ;
– Dava konusu aracın kazadan önceki kazalı 2. El piyasa rayiç değerinin 75.000,00 TL civarında olacağı,( Söz konusu aracın ———kayıtlarına göre dava konusu kaza öncesinde 4 (döri) adet geçmiş hasar kaydı değerlendirmeye alınmıştır.) kazadan sonraki onarılmış hali ile piyasa rayiç değerinin (aracın modeli, markası, özellikleri, hasarın niteliği, niceliği, değer kaybına etki edecek yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, Vb. etkenler baz alınmıştır.) yaklaşık 70.000,00 TL civarında olacağı, bu kapsamda Değer Kaybının 75.000,00 — 70.000,00 TL=5.000,00 TL olacağı,
– Davalı —– tarafından—- numaralı —- marka —-— davalı —— teminat altında olduğu ve davalı sigorta şirketinin azami sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami 29.000,00 TL (kaza tarihi 2015) sınırlı sorumluluğunun bulunduğu, (3.300 TL onarım bedelinin de davalı sigorta şirketinden talep edileceği düşünüldüğünde- değer kaybı tazminatı dahil teminat limitinin içinde bulunduğu)
– Davalı sigorta şirketi tarafından davacı işletene değer kaybı zararı ödemesi yapılmadığı, her ne kadar heyetimize 5.000,00 TL olarak değer kaybı miktarı tespit edilmişse de; davaya konu ——–Sayılı dosyada asıl alacak miktarının 4.800,00’TL olduğu, başka bir değişle talebe bağlılık ilke: ep edilen 4.800.00 TL * nin kadri marufunda olacağı,
– Verilen görev çerçevesinde; Davaya konu ——- asıl alacak 861,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.662,63 TL üzerinden başlatıldığı, kazanın 11.03.2015 tarihinde olduğu göz önüne alındığında;Kaza tarihinden icra takibine kadar olan sürede talep edilen 4.800,00 TL değer kaybı zararı asıl alçak miktarına işlemiş faiz tutarının davalı işleten/ asıl kişi yönünden 2.709,17 TL olacağı, ancak takipte 861,63 TL işlemiş faiz talep edildiği,
Davalı sigorta şirketi yönünden icra takibinden önce yapılan yazılı başvurunun tebliğine sunulmamakla ve davalı sigorta şirketinin hasar dosyasının dava dilekçesi ile açıldığını belirtmesi ile ancak davacının dava öncesi yapmış olduğu (elbette mevcut ise) başvurunun tebliğini ispatlar belge sunması durumunda verilen görev çerçevesinde davalı sigorta şirketi yönünden hesaplama yapılabileceği,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davalı —- maliki olduğu —- plakalı araç ile davacıya ait olan—- plakalı aracın karıştığı—– tarihli trafik kazası nedeniyle davacının aracında gerçekleşen değer kaybı nedeniyle doğan maddi tazminat alacağına dayalı başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
a)Davalı —— yönünden;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesi uyarınca “(1)Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. (2)Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. (3)Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır. (…)”
Dava konusu kaza tarihi —- sayılı takip tarihi —– günleridir.
Dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı incelendiğinde davalı —– maliki olduğu —-plakalı aracın sigortacısı olarak davalı —–tutanağa geçirildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, dava konusu alacağın —– tarihli trafik kazasından kaynaklandığı, alacağın KTK 109 maddesi uyarınca zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davacının davalı sigorta şirketi yönünden tazminat yükümlüsünü kaza tespit tutanağının düzenlendiği tarihte öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiği, zira kaza tespit tutanağında —- plakalı aracın sigortacısı olarak davalının göründüğü, yine —– sayılı takip tarihine kadar her iki davalı yönünden de zamanaşımını kesen bir sebep bulunmadığı (icra takibi, dava açılması, kısmi ödeme gibi), yine hasarın değer kaybına ilişkin olması nedeniyle somut olayda ceza zamanaşımı uygulanmasının da söz konusu olmadığı, davalı —-cevap süresi içerisinde (dava dilekçesi davalı şirkete —tarihinde tebliğ edilmiş, cevap—- tarihinde —- üzerinden sunulmuştur) zamanaşımı def’inde bulunduğu, tüm bu sebeplerle davalı —– yönünden, davalının zamanaşımı def’inin bulunması ve dava konusu alacağın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
a)Davalı —- yönünden;
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi uyarınca “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. (…)”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. Maddesi uyarınca “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı —–karşı haksız fiilden ve aynı zamanda araç işleteni olmasından dolayı KTK md. 85 kaynaklı değer kaybından oluşan maddi tazminat davası olduğu, davalının sorumluluğundan bahsedebilmek için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin bulunması, davacının zarara uğramış olması ve zarar ile fiil arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, —- tarihli bilirkişi raporunda olayın gerçekleşmesinde davalı —– %100 kusurunun bulunduğu, mahkememizce de olayın gerçekleşme biçimine göre bilirkişi raporu ile tespit edilen kusur durumunun somut olayın gerçeklerine ve hakkaniyete uygun bulunduğu, yine aynı rapor ile 4.800,00 TL değer kaybı zararının bulunduğunun tespit edildiği, değer kaybı hesabının kaza nedeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) esasına uygun olarak yapıldığı, mahkememizce de bu esasa göre hesaplama yapılmasının hukuka uygun bulunduğu, davalı —- yönünden temerrütün TBK 117/2 maddesi uyarınca olay tarihi olan —- tarihinde gerçekleştiği ve yasal faiz uygulanması gerektiği, bu sebeple takip öncesi temerrüt faiz miktarının da bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere hukuka uygun olduğu, her ne kadar davalı —– yönünden de alacak yukarıda açıklanan gerekçelerle zamanaşımına uğramışsa da, davalının süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunmadığı, tüm bu gerekçelerle onun yönünden davanın kabul edilmesi gerektiği, yine alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle alacağın likit olmadığı, bu sebeple icra inkar tazminatı şartlarının somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davalı —- yönünden, davalının zamanaşımı def’inin bulunması ve dava konusu alacağın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle, DAVANIN REDDİNE,
2-Davalı —- yönünden davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —– Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
3-Davacının, icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (5.662,63 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 386,81 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL peşin harcın harcının mahsubu ile bakiye 306,11 TL harcın davalı—– alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 172,90 TL dava açma masrafı ve 1.924,25 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.097,15 TL yargılama giderinin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı —– tarafından yapılan 11,50 TL vekalet harcından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı—– verilmesine,
7-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
8-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (5.662,63 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 5.662,63 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı —– yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden onun yönünden reddedilen dava değeri (5.662,63 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 5.662,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı —– alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ———-vekili ve diğer davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 02/03/2023