Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/516 E. 2023/180 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/516 Esas
KARAR NO: 2023/180
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2022
KARAR TARİHİ: 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 2-DAVACI İDDİA — TALEP: Davacı vekilinin —- harçlandırma tarihli dava dilekçesi özetle; Davacı şirket davalı arasında —— “DİREKT SATIŞ NOKTASI SÖZLEŞMESİ” akdedildiği, davalı ile davacı şirket arasında akdedilen sözleşmenin Genel Hükümler maddesinin 2. bendinde “İşletmeci, bu sözleşmenin yürürlüğü süresince, Şirket’in dağıtımını yaptığı ve ileride dağıtımını yapabileceği —– kullanım amaçları bakımından eş ürünleri Şirket’ten düzenli ve sürekli satın almak suretiyle, işlettiği Satış Noktasında müşterinin ŞİRKET ürünlerine olan talebini karşılayacak şekilde etkin olarak bulundurmayı ve müşterilerine yeniden satmayı bu ürünlerin tanıtımına ilişkin reklam ve sair malzemeyi Satış Noktasında bulundurmayı ve bu ürünlerin tanıtımını yapmayı kabul ve taahhüt eder.” denildiği, sözleşmenin Özel hükümler maddesinin |.bendi gereğince ise; davacı şirket davalıya ürünlerin etkin bir şekilde satışını sağlamak amacıyla yapacağı her türlü pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunmak için bir defaya mahsus olmak üzere fatura mukabilinde —– öngörülen yükümlülüklerine aykırı davranması neticesinde süresinden önce sona ermesine sebebiyet vermesi üzerine, bu meblağın kıstelyevm usulü belirlenecek olan kısmını—- birlikte şirkete derhal iade edecektir.’ denildiği, davalı, davacı şirkete haber dahi vermeden işletmeyi kapatmak sureti ile sözleşmeye aykırı davrandığı, bu nedenle davacı şirket tarafından davalıya pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunmak amacıyla ödenen 35.000 ‘TL tutarın kıstalyevm usulü ile hesap edilen —–kısmını müvekkil şirkete derhal geri ödemesi gerektiği, davalı ile imzalanan sözleşmenin Genel Hükümler 8. Bendin de ise açıkça;
“İşletmeci, Şirketin yazılı onayını almadan bu sözleşme ve oluşmuşsa eklerini hak ve/veya yükümlülüklerini başkasına devir ve temlik etmemeyi, sözleşme süresince Satış Noktasında Sözleşmenin devam ettirilmesine etki edecek hiçbir değişiklik (satış noktasını kapatmak, devretmek, faaliyet türünü değiştirmek, vb.) yapmamayı kabul ve taahhüt eder.” denildiği, ancak, davacı şirket tarafından davalıya ödenen tutara ve taraflar arasında akdedilen sözleşmeye rağmen davalı sözleşmedeki taahhütlerine aykırı davranarak ve davacı şirkete herhangi bir bildirim dahi yapmaksızın ——— tabela isimli işletmesinin ticari faaliyetlerine son verdiği, davalının sözleşmedeki taahhütlerine aykırı davranarak ve davacı şirketin yazılı onayını almadan ve işletmesini kapatmış olduğunun tespit edilmesi üzerine davacı şirket tarafından davalıya ——- yevmiye no.lu ihtarnamesi ile davalının taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinde belirtilen yükümlülüklerine aykırı davranışlar sergilediği, ihtarnamenin davalıya tebliğinden itibaren en geç 7 gün içerisinde bahsi geçen sözleşmeye aykırı davranışlara derhal son verilmesini, aksi durumda sözleşmenin davacı şirket tarafından haklı sebeple feshedilmiş sayılacağını, sözleşmenin süresinden önce sonlanmasına sebebiyet verilmesi halinde taraflar arasında imzalanan —– her türlü pazarlama faaliyetine katkıda bulunmak amacıyla davalı tarafa ödenen tutarın kıstalyevm usulü hesap edilen —– kısmını, davacı şirkete ödenmesini aksi takdirde bu bedelin tahsili için başta icra takibi başlatmak üzere her türlü yasal yola başvurulacağını, yasal yollara başvurulması halinde doğacak bilcümle masraf ile vekalet ücretinin de yine davalıdan talep edileceği ihtaren ve ihbaren bildirildiği, davalıya keşide edilen ihtarnameye rağmen davalı tarafından müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapılmamasının üzere; —– Esas sayılı dosyasından sözleşmeye aykırılıktan dolayı Bedelsiz Ürün Alacağı, Pazarlama Faaliyetlerine katılım bedeli, Noter İhtarname Masrafına ilişkin toplam —– üzerinden ilamsız icra takibi açıldığı, davalı borçlu tarafından yapılan haksız ve yersiz itiraz üzerine takip durduğu, her ne kadar davalı borçlu aleyhine açılan icra takibinin konusu ve dayanağı bedelsiz ürün alacağı ile pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli alacağı olmakla birlikte, bu aşamada itirazın iptali davası konusu yapılan alacak sadece fazlaya ilişkin talep ve ıslah haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalıların sözleşmeye aykırılıktan dolayı 30.746,66 TL pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli alacağı ile 450,80-TL İhtarname masrafı olmak üzere toplam: 31.197,46 TL’nin faizi ile birlikte ödenmesi talebinden ibaret olduğu, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla; icra dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile icra takibi ve itirazın iptali davası konusu olan fazlaya ilişkin talep ve ıslah haklarımız saklı kalmak kaydıyla bu aşamada 30.746,66 TL pazarlama faaliyetlerine katkı bedeli ile 450,80 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 31.197,46 TL” nin davacı şirket alacağının icra takibi tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline; kötü niyetli ve icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik itiraz nedeniyle icra takibi ve dava konusu olan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine; yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Taraflar arasında —– tarihli belirsiz süreli —– akdedilmiştir. Sözleşmenin sona erme tarihi olmayıp, taraflarca belirsiz süreli olarak akdedildiği, sözleşmenin belirsiz süreli olarak (sürekli edimleri içeren sözleşme) niteliğinde olması halinde sözleşme genel zamanaşımına tabidir. TBK. 146.maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir” hükmüne yer verildiği, bu bağlamda sözleşmenin akdedildiği tarihten itibaren 04.06.2018 tarihinde sözleşme zamanaşımına uğradığından davacının sözleşme kapmasında talep edilebileceği bir alacağın hukuken zamanaşımına tabi olduğu, bunun yanında, ekli vergi kaydında anlaşılacağı üzere davalı 12.09.2011 tarihinde ticari faaliyetine son verdiği, davalının ticari faaliyetine son verdiği tarihin davacının sözleşmeden doğan haklarının muacceliyet tarihi olarak kabul edilse dahi bu haklar 12.09.2021 tarihinde 10 yıllık genel zamanaşımına uğradığı, davalı tarafından aleyhine——– dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde borca itiraz ederken ayrıca alacağın zamanaşımına uğradığı yönünde de itirazda bulunduğu, bu itibarla, davalının icra takibine itiraz ederken zamanaşımı itirazında da bulunmuş olması sebebiyle; taraflar arası sürekli edimleri içeren tedarik sözleşmesi niteliğindeki sözleşmenin gerek kuruluş tarihi olan 04.06.2008, gerekse davalının ticari faaliyetine son verdiği 12.09.2011 tarihinden zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi olarak kabul edilsin davacının sözleşmeden kaynaklanan talep hakları zamanaşımına uğradığı, bu itibarla, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin imza tarihinde müvekkilin şahıs işletmesi söz konusu olup, davalı tarafından 12.09.201 1 tarihinde ticari faaliyetine son verildiği, bu itibarla, davalı adına halen devam etmekte olan bir ticari işletme bulunmadığı, davacı, sözleşmede belirtilen ürünleri sözleşme süresince davalının talep ettiği miktarlarda tedarik etmeyi, davalı da tedarik edilen ürünlerin bedellerini ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, bu sözleşme kapsamında, davacı şirket bir kısım bedelsiz ürün ya da buzdolabı gibi ürünleri yine davalıya fatura karşılığında teslim etmeyi kabul ettiği, davalı şirket tarafından keşide edilen——– no.lu fatura karşılığında davacı şirket tarafından bedelsiz ürün ya da belirtildiği gibi dolap ve sair ürünler teslim edildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında 06.04.2008 tarihi ile davalının ticari faaliyetine son verdiği 12.09.2011 tarihinden kısa bir süre öncesine kadar tedarik sözleşmesi yürürlükte kalmış olduğu ve davalı tarafından ——— Sözleşmesinde belirtilen tüm ürünler davacıdan tedarik edildiği, davalı tarafından 12.09.2011 tarihinden kısa bir süre önce ticari faaliyete son verileceği davacı yana bildirilmiş ve sözleşme kapsamında verilen——–iade edilerek sözleşme ilişkisi eylemli olarak sona erdirildiği ve davacı yanca davalı aleyhine başlatılan davaya konu icra takibine kadar herhangi bir hukuki ya da ticari ilişki taraflarca cereyan ettirilmediği, bu durumda taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin eylemli olarak sona erdirildiğinin kabulü gerektiği yukarıda izah edilen nedenlere binaen; cevap dilekçemizin kabulü ile davacının davasının reddine davacının takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE : —–Müdürlüğü,—- Noterliği, —– Dairesi’ne müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememizce aldırılan 30/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“A- Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden; Sayın Mahkemenin vermiş olduğu yetki ile davacı şirketin —— yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri ile GIB onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir e-defter beratlarının süresinde alındığı, T.T.K” nu ve V.U.K” nu hükümlerine göre süresinde ve usulüne uygun tutulduğu görülmüştür.
Davalının Ticari Merkezinin —–ilinde olduğu anlaşıldığından, Sayın Mahkemenin takdirinde olmak üzere davalının ticari defterlerinin—–Asliye Ticaret Mahkemesinde Talimat ile görevlendirilecek bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilebileceği,
B- Davacının Alacak Talebi Yönünden; Taraflar arasında 04.06.2008 tarihinde “Direkt Satış Noktası Sözleşmesi” akdedildiği, işbu sözleşmenin—- başlığı altında her türlü pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunmak için davacı tarafından davalıya 35.000 TL tutarında destek ödemesi yapıldığı, sözleşmenin süresinden evvel işletmenin her nede sebeple olursa olsun faaliyetine son vermesi halinde, 35.000,00 TL’nin davacıya geri iadesinin talep edileceğinin kararlaştırıldığı, davacı vekili tarafından —— yevmiye no.lu keşide edilen ihtarname içeriğinde durumun ihtar edildiği, Tüm bu hususlar çerçevesinde taraflar arasında imzalanan sözleşme içeriğinde yer alan hükümler ile davalı şirketin davacı şirketin bayi eli ile dağıtımını yaptığı ve ileride dağıtımını yapabileceği, —— ve kullanım amaçları bakımından eş ürünleri bayiden satın almak sureti ile işlettiği satış noktasında müşterilerine yeniden satacağı, bu ürünlerin tanıtımını yapacağı yönünde taahhütte bulundukları, bu hükme göre davacının ticari faaliyetine son vermesi ile sözleşmenin sona erdiği hususları dikkate alındığında nihai karar Sayın Mahkemenin takdirinde olmak üzere davacının 30.746.66 TL tutarlı pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli alacağını talep edebileceği değerlendirilmiştir.
C- İhtarname Masrafı Talebi Yönünden: Sözleşme ileriye etkili bir şekilde feshedildiği, dolayısı ile olumsuz zarar kalemi olarak 450,80 TL ihtarname masrafının talep edemeyeceği değerlendirilmiş, ancak bu husustaki nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varılmıştır.
D- FAİZ: Davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirmenin yapılmadığı, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak asıl alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında yasal faiz talebinin yerinde olduğu,
Ancak, Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, İCRA İNKÂR TAZMİNATI ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:Dava taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden (direkt satış noktası sözleşmesinden) kaynaklanan kaynaklanan alacak nedeniyle itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, sözleşmenin genel hükümler kısmının — maddesinin, özel hükümler kısmının 1. maddesinin davalı tarafça davacıya bildirim yapılmaksızın ——adresinde bulunan—— isimli işletmesinin faaliyetine son vermesi suretiyle ihlal ettiğini ileri sürerek, davacının sözleşme ilişkisinin başında davalı tarafa ödenen 30.746,66 TL pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli ve 450,80 TL noter ihtarname masrafına ilişkin alacağına yönelik olarak itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı taraf ise zamanaşımı def’ine bulunmuş, sözleşmenin taraflarca karşılıklı ve eylemli olarak sona erdirildiğini ve takibin 11 yıl sonra yapılmış olmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu savunmuştur.
Taraflar arasındaki sözleşmenin genel hükümler kısmının 8. ve 9. maddesi ve özel hükümler kısmının 1. maddesi aşağıdaki şekildedir:
Mahkememizce —- Müdürlüğü’nden davalı —– tarafından işletilen —-adresinde bulunan —– tabela isimli işletmesinin faaliyetine ne zaman son verdiğine ilişkin tüm belgelerin (ticareti terk beyanı, yoklama fişleri vs) mahkemenize gönderilmesi istenmiş, yazı cevabında —– tetkinde; ilgili adreste şube olarak ———-tarihinde faaliyetini terk ettiği anlaşılmıştır.” şeklinde cevap verildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından da davalının işletmedeki faaliyetini —– yılında sona erdirdiği beyan edilmiştir.
Davacı tarafça davalıya çekilen —– Yevmiye Nolu İhtarnamesi şu şekildedir:
¸İhtarnamenin muhatabına tebliğ edilmeden iade edildiği görülmüştür.
(…) tarafların sözleşmeyi tek taraflı irade beyanları ile feshetmeleri (dönmeleri) mümkündür ve karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Dönme beyanının açık olmasına gerek yoktur. Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş parasının geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir ———-
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden (direkt satış noktası sözleşmesinden) kaynaklanan kaynaklanan alacak nedeniyle itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin ——- Maddesi birlikte değerlendirildiğinde işletmecinin işyerini şirketin (davacının) onayı olmadan devretmesi veya terk etmesinin davacıya sözleşme süresinin sona ermesinden önce fesih hakkı tanıdığı, yukarıda da açıklandığı üzere taraflar arasındaki sözleşme devam ederken davalının bayilik sözleşmesine konu iş yerindeki faaliyetini sona erdirdiği hususunun—-yazı cevabı ile sabit olduğu, kaldı ki aynı hususu davalının da kabul ettiği, bu işlemin gerçekleşmesinde davacının onayı olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı, bu sebeple davacının sözleşmeyi geçerli bir sebep ile feshetme hakkının bulunduğu, davacının bu hakkını ——- Yevmiye Nolu İhtarnamesi kullandığı, ancak fesih beyanının (irade beyanının) varmakla sonuç doğuracak olması ve ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmemesi nedeniyle bu fesih beyanının sonuç doğurmadığı, sözleşmenin feshinin sözleşmenin özel hükümler kısmının birinci maddesine göre aynı zamanda davacının davalıya sözleşme başlangıcında ödemiş olduğu pazarlama faaliyetlerine katılım bedelini geri isteme hakkı verdiğinden davacının bu alacağı —– Esas sayılı takibine konu etmekle yukarıda atıf yapılan yargı içtihatları uyarınca sözleşmeden zımnen feshettiği hususunun kabul edilmesi gerektiği, davacının sözleşmeden kaynaklanan bu hakkını herhangi bir zaman diliminde kullanmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmadığı, yine davacının pazarlama faaliyetlerine katılım bedeline ilişkin alacağının sözleşmenin davacı tarafından geçerli bir sebeple feshi ile (takip tarihi itibariyle) doğmuş olması nedeniyle alacağın zamanaşıma uğramadığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile de sözleşmenin özel hükümler kısmının birinci maddesine konu 35.000,00 TL’nin davacı tarafça davalıya ödendiğinin sabit olduğu, davacının geçerli bir fesih ile sözleşmeyi sona erdirmiş olması nedeniyle bu bedeli ve sözleşmenin feshi amacıyla yapılan ihtarname masrafını davalıdan talep edebileceği, alacağın likit/belirlenebilir olması, alacaklının talebinin bulunması ve borçlunun itirazında haksız çıkması nedeniyle icra inkar tazminatının şartlarının oluştuğu, tüm bu gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —— sayılı takibine yaptığı itirazın 30.746,66 TL pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli ve 450,80 TL noter ihtarname masrafına ilişkin alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle 30.746,66 TL pazarlama faaliyetlerine katılım bedeli ve 450,80 TL noter ihtarname masrafı alacakları yönünden DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (31.197,46 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 6.239,49 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (31.197,46 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 2.131,09 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.050,39 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 172,90 TL dava açma masrafı, 11,50 TL vekalet harcı ve 1.076,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.260,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (31.197,46 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilmesi gereken 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ———- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/03/2023