Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/51 E. 2023/507 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/51
KARAR NO : 2023/507

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 28/09/2010

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Asıl dava yönünden davacı vekili dava dilekçesinde özetle:müvekkilinin davalı bankanın—- şubesinden kredi çeken—- 21.000,00 TL bedelli nakit destek kredisi için kefil olduğunu, müvekkilinin asıl borçluya olan kefaletinin sadece 25/12/2008 tarih 21.000,00 TL bedelli krediye ilişkin olup bunun dışında hiçbir borç ve krediye kefaletinin söz konusu olmadığını, dolayısıyla kefalet limitini aşan talebin tamamına itirazla müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istediklerini, davalı banka tarafından —- noterliğinin —–.nolu 12/05/2010 tarihli ihtarnamesinde müvekkilinin kefil olduğu krediden bakiye 12.384,13 TL borç kaldığının bildirildiğini, bu kredinin icra takibine konu olmakla beraber açtıkları davanın konusu olmadığını, müvekkilinin davalı bankaya çek yaprak bedellerinden dolayı bir borcu ve kefaleti bulunmadığını, davalı bankanın bunu bilmesine rağmen müvekkilinden çek yaprak bedeli istemesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca çeklerin tamamının basılma tarihlerinden sonra çıkan Çek Yasası nedeniyle hukuken kullanılmalarının da mümkün olmadığını, gönderilen12/05/2010 tarihli ihtarnamede sadece 5 adet çekin parasının ödendiği belirtilmiş olmasına karşı icra takibinde bu 5 çek dışında 60 adet daha çek yaprağı parasının istendiğini, bunun ihtarname ile de bağdaşmadığını, maddi ve manevi tazminat davası açma haklarını saklı tuttuklarını, yürütülen —.İcra müdürlüğünün —- sayılı takip dosyasında 37.281,60 TL borçlu olmadıklarının tespiti ile davalı bankanın ağır kusurlu olması nedeniyle %100 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve eşitlik ilkesi gereği bulunacak icra inkar tazminatı rakamına takip tarihinden itibaren icra dosyasına talep edilen yıllık % 99 oraranında faiz uygulanmasını talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı ve kefili olduğu— müvekkili bankanın—- şubesi müşterileri olduğunu, asıl borçlu —- ile 25/12/2008 tarihinde 100.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden aynı gün 21.000,00 TL bedelli 24 ay vadeli aylık ödemeli kredi kullandırıldığını, davacının genel kredi sözleşmesini ve kullanılan kredinin ödeme planını imzalayarak borçlunun söz konusu kredisi ile diğer kredi ve taahhütlerine de müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, genel kredi sözleşmesinin 2.maddesi doğrultusunda bütün kredilere ve bankacılık işlemlerine kefil olmayı kabul ettiğini, davacının genel kredi sözleşmesi kapsamında nakit krediyi kabul ediyorum .Gayri nakti çek kredisini kabul etmiyorum tarzındaki iddiasının sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olup dayanaktan yoksun olduğunu, asıl borçlu —-davalı banka —şubesinden çek karnelerini alıp, piyasaya verdiği çeklerin bir kısmının ödendiğini bir kısmının arkasının yazılarak bankanın sorumlu olduğu her çek yaprağı karşılığında 2009 yılı için garanti tutarı olan 470 ve 500 TL lik tutarların çeklerin bankaya ibraz edildiği 2010 yılı içinde bankaca ödenip ve çek keşidecisi ile onun kefili olan davacıya borç olarak kaydedildiğini, genel kredi sözleşmesi limitinin 100.000,00 TL olup takibe konu alacağın bu limit içinde kaldığını,sözleşmenin 48.maddesi gereği banka kayıtlarının esas olup çeklerin tümünün borçlu hesaplarında kayıtlı olduğunu, takip talebinde belirtilen 65 adet çekin hala borçlunun elinde veya piyasada olup borçlu ve kefilin bu çeklerin bankaya yüklemiş olduğu riskten sorumlu olacaklarını, kredinin ödenmemesinden kaynaklanan gecikmeden dolayı uygulanan temerrüt faizinin yüksek olduğu iddiasının da sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkilinin ağır kusurlu olduğu iddiasıyla % 100 inkar tazminatı talebinin de dayanaksız olduğunu belirterek açılan davanın reddi ile davacının % 40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Birleşen—.Asliye Ticaret Mahkemesinin —-sayılı dosyasında:Davacı banka vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından asıl borçlu —-kullandırılan kredinin zamanında ödenmediğini, bu nedenle davalı ve asıl borçluya — Noterliğinin 11/05/2010 tarih —–nolu ihtarnamenin gönderilerek hesabın kat edildiğini, ödeme olmaması üzerine —-. İcra müdürlüğünün —sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, asıl borçlu tarafından borca itiraz edilmediğini ancak kefil durumunda bulunan davalının takibe itirazı ile takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının % 40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle : —. İcra müdürlüğünün — sayılı dosyasında müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğundan bahisle—İcra Hukuk mahkemesinin —sayılı dosyasında açtıkları davada ödeme emrinin usulsüz olduğuna karar verildiğini, dosyanın temyiz aşamasında olduğunu bu nedenle usul hukuku açısından itirazın iptali davası açılamayacağını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuş, esasa ilişkin olarak da müvekkilinin asıl borçluya kullandırılan 21.000,00 TL bedelli nakit destek kredisine kefil olduğunu, icra dosyasına yaptıkları itirazı tekrar ettiklerini, davacı bankanın nakit destek kredisi taksitlerini, müvekkilinin hesabında para olmasına rağmen çekmeyip ihtar keşide ederek müvekkilini temerrüde düşürmesinin hukuka aykırı olduğunu takip dosyasından önce yapılan ödemelerin davacı tarafça beyan edilmediğini — Noterliğinin 12/05/2010 tarih —nolu ihtarnamesi ile müvekkilinden nakit destek kredisi bakiyesi olarak 12.384,13 TL talep edildiğini, bu rakamın tamamının ferileri ile birlikte ödendiğini, davacının icra takibine —- İcra müdürlüğünde başlattığını dosyanın yetki itirazı ile—-İcra Müdürlüğü —- sayılı dosyası ile 21/07/2010 tarihinde işlem görmeye başladığını bu tarihe kadar olan ödemelerin alacaktan mahsubu ile davacının yeni bir takip talebi vermesi gerekirken davacının önceki takip talebindeki tutarlar üzerinden takibe devam ettiğini bu şekilde gereksiz yere harç masraf ve vekalet ücreti oluşturulmasına sebebiyet vermekle %100 oranında kusurlu olduğunu, davacının aynı zamanda 65 adet çek yaprağına ilişkin para talep ettiğini, müvekkilinin buna dair kefaleti olmadığını, 65 adet çek yaprağının davacı tarafça üçüncü şahıslara ödenmediğinden talep hakkı doğmayıp, gerçekleşmiş bir zarar da bulunmadığından müvekkilinden talep edilemeyeceğini, 65 adet çek yaprağının dava dışı asıl borçlu adına 11.08.1995, 02.10.1995, 08.04.1999 tarihlerinde basıldığını ancak borçluya teslim edilmeyip banka zimmetinde kaldığını dolayısıyla üçüncü şahısların elinde olamayacağını, aradan geçen 15 yıllık süre içinde çeklerin hukuki yapısının değiştiğini, yeni çek düzenlemeleri nedeniyle 1995 ve 1999 yıllarında basılan ve asıl borçluya teslim edilmeyen çeklerin kullanımının da mümkün olmadığını, davacı tarafça dosyaya sunulan genel kredi sözleşmesinin 51.sayfası 57.maddesinde kefil olunan tutar kısmının boş bırakıldığını, Borçlar Kanunu 484.maddesine aykırı hareket edildiğini belirterek öncelikle takip dosyasındaki usulsüz tebligat nedeniyle işin esasına girilmeden davanın reddine karar verilmesini, açılan davanın mahkememizin —-Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, müvekkilinin kefaletinin bulunduğu nakit destek kredisi yönünden borç ödenmekle davanın konusunun bulunmaması nedeniyle davanın reddini, davacının çek yaprak bedellerine ilişkin itirazın iptali talebinin de müvekkilinin çek yaprak bedellerine ilişkin kefaletinin bulunmaması, bankanın çek yaprak bedelleri için ödeme yapmaması nedeniyle yasal bir talep hakkının bulunmaması, çek yapraklarının dava dışı borçluya teslim edilmemesi, çeklerdeki yasal unsurların değişmesi nedeniyle yok hükmünde olmalarından dolayı talep edilmeleri mümkün olmadığından davanın reddi ile kötü niyetli davranan, yapılan ödemeleri icra dosyasına bildirmeyen davacının takip rakamının %100 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Asıl dava icra takibine konu alacaktan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti, birleşen dava ise aynı icra takibinden dolayı takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir Davacı birleşen dava dosyası davalısı —- asıl dava davalısı banka tarafından dava dışı borçluya kullandırılan kredi ve çekler nedeniyle borcun ödenmemesinden dolayı başlattığı takip nedeniyle imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca müteselsil kefil durumunda bulunduğu ve —- borçluya kullandırılan taksitli ticari krediye kefil olduğu, bunun dışında çeklerle ilgili herhangi bir kefaletinin bulunmadığını belirterek takipte talep edilen tazmin edilen bu nedenle nakde dönüşen çek tutarları ile çek karnesi depo bedeli tutarları yönünden borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, birleşen dosyada ise davacı bankanın aynı genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı asıl borçlu ile müteselsil kefil durumunda bulunan davalı —- hakkında yürüttüğü takibe davalı —- itirazı nedeniyle itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.Mahkememizce 20/12/2011 tarihli kararla; davacının açtığı menfi tespit davasında — İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyasından takip konusu toplam 4.139,28 TL dışında borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine, — Asliye Ticaret Mahkemesinin—- Esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasında, davalı borçlu tarafından takip tarihinden dava tarihine kadar yapıldığı saptanan 14.800 TL’lik ödeme yönünden davacının dava açmakta hukuki menfaati olmadığından, bu kısma yönelik talebin reddine, davalının — İcra Müdürlüğü’nün —-sayılı takip dosyasında itirazının kısmen iptali ile davalının takip tarihi ile dava tarihi arasında yaptığı ödemeler de dikkate alınmak suretiyle toplam 4.139.28 TL’ye yönelik itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, %40 oranında (633.81 TL) inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Yüksek Yargıtay —.Hukuk Dairesinin 12.07.2012 günlü ilamıyla kararın gerekçesi ile hüküm kısmının çelişkili olduğu, öte yandan hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun Yargıtay denetimine imkan verecek ve sonuca varacak açıklıkta olmadığı, konusunda uzman bilirkişi kurulundan Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınıp, asıl ve birleşen dava hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozma sonrası bozma ilamına mahkememizce uyma kararı verilmiş ve toplanan deliller, bilirkişi raporlarına göre, —Asliye Ticaret Mahkemesi’nin— Esas sayılı itirazın iptali davasının esas davadan sonra açılmış olduğu, her iki davada tarafların kötüniyetleri saptanamadığı gerekçeleriyle, davacının açtığı menfi tespit davasında 12.453,96 TL asıl alacağı icra takip tarihinden sonra dava tarihinden önce ödemeler yaptığı Borçlar Kanunu’nun madde 100’e göre yapılan hesaplamalar neticesinde 28.09.2010 dava tarihi itibariyle davacı- karşı davalının 650.95 TL fazla ödeme yapmış olduğundan borçlu olmadığının tespitine, dava tarihinden sonra 14.05.2012 tarihine kadar 13.346.04 TL daha fazla ödendiğinden davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya istirdadına, tazminat talebinin reddine,—-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas sayılı itirazın iptali davası esas davadan sonra açılmış olduğundan esas dava tarihi itibariyle davalı-karşı davacının alacaklı olmadığı tespit edildiğinden bu davanın reddine, — İcra Müdürlüğü’nün —- takip sayılı dosyasının –. dikkate alınarak yapılan hesaplamalar icra takip tarihinden dava tarihine ve dava tarihinden sonraki ödemeler de dikkate alındığında 16.02.2011 tarihi itibariyle 118.58 TL davacı-karşı davalıya borçlu kaldığı dikkate alındığında bu davanın reddine, inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş ve Yargıtay Yüksek —.Hukuk Dairesi tarafından mahkememiz kararının Davacı-birleşen davada davalı vekilinin düzelterek onama talepli dilekçesinin temyiz defterlerine kaydedildiğine ve ayrıca temyiz harcının yatırıldığına ilişkin dosya içerisinde herhangi bir belgeye rastlanılmamakla temyiz isteminin reddine, ayrıca önceki bozma sonrası yapılan yargılama sırasında bilirkişi kurulundan alınan asıl ve ek raporların Yargıtay denetimine elverişli olmaması her bir raporda da takip konusu alacakla ilgili farklı miktarlar belirtilmesi nedeni ile mahkememizce hükme esas alınan tek kişilik mali müşavir bilirkişi raporunda ise önceki rapor ve ek raporlardan farklı bir miktar ve görüşlere yer verilmiş olması ayrıca alınan raporda banka kayıtları ve defterleri incelenmeksizin düzenlenmiş bulunmakta bulunuşu nedeni ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmesi doğru bulunmamış ve bankacılık konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığı ile banka kayıtları ve defterleri de incelettirilmek suretiyle daha önce alınan bilirkişi raporları ve ek raporları arasındaki çelişkiler de irdelenmek suretiyle çelişkileri giderici ve denetime elverişli rapor alınarak ayrıca davacı ve birleşen dava davalısı kefilin bankaca verilen çek karnelerindeki çekler nedeniyle bankanın ödemekle yükümlü olduğu meblağdan sorumlu tutulabilmesi için genel kredi sözleşmesinde kefiller hakkında özel bir hüküm bulunması gerektiği gözetilerek karar verilmesini teminen mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.Mahkememizce de Yüksek Yargıtay —.Hukuk Dairesinin —-Esas ve —Karar sayılı kararına 06/03/2018 tarihli celse de uyulmasına karar verilmiş ve neticeten davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş verilen kararın temyizi neticesinde
Yüksek Yargıtay —- Hukuk Dairesinin 07/12/2021 tarih — esas —– karar sayılı bozma kararında
1- Dava, asıl davada; çek yaprakları nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti birleşen davada ise; itirazın iptali talebine ilişkindir. Asıl davada davacı tarafça, çek yaprakları sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti talep edilmesine ve bu husus kararın gerekçe kısmında tartışılmasına rağmen, mahkemece kararın hüküm fıkrasında bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi, asıl davada sadece varsa gayri nakdi kredi alacağı yönünden ödenmiş meblağ istirdatına karar verilmesi gerekirken dava konusu olmadığı halde icra takibinde fazla ödendiği ileri sürülen bir miktar nakdi kredi alacağının da istirdatına karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle temyiz eden yararına bozulması gerekmiştir.
2- Birleşen dava yönünden ise, birleşen dosya davalısı tarafından fazla ödeme iddiasında bulunulmuş olup gerek itirazın iptali davası öncesi, gerekse dava sırasında yapılan ödemeler yapıldığı anlaşılmakta olup asıl alacağın dava sırasındaki ödemeler sebebiyle son bulup bulmadığı ve bu sebeple davanın asıl alacak yönünden dava sırasında yapılan ödemeler sebebiyle konusuz kalıp kalmadığı hususunda kontrol ve denetime elverişli şekilde değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece öncelikle takip tarihindeki borcun miktarı ile borcun ne kadarının kredi sözleşmesinden, ne kadarının ödenmiş veya ödenmemiş çek yapraklarından kaynaklandığı açıklığa kavuşturularak, davalının sadece nakdi kredilerden sorumlu tutulacağı dikkate alınarak, varsa dava tarihine kadar yapılan ödemeler yönünden dava tarihi itibariyle temerrüt faizi ile vekalet ücreti ve masraflar da dahil olmak üzere nakdi kredi alacağının tamamının ödenip ödenmediği ve bu sebeple davacının dava açmakta hukuki yararının olup olmadığının değerlendirilmesi, davadan sonra yapılan ödemeler ile alacağın kısmen ödenmiş olması halinde bu hususun infazda nazara alınması, tamamının ödenmiş olması halinde ise asıl alacak yönünden davanın konusuz kaldığı tespiti ile sadece inkar tazminatı yönünden bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamış kararın bu nedenle birleşen dosya davacısı lehine bozulması gerekmiştir.
Mahkememizce bozma kararına uyularak yargılama yapılmıştır.

İcra takibi;
Birleşen dava davacısı asıl dava davalısı banka tarafından —.icra Müdürlüğünün —. Sayılı dosyası ile 16.06.2010 tarihinde davalı borçlular aleyhine yapılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde ;

Alacak kalemleri;
15.316,11 TL Asıl Alacak 1.474,17 TL Kat Tar. Kadar İşlemiş gecikme Fa 73,70 TL % 5 BSMV toplamı 301,75 TL Noter İhtar Gideri 17.165,73 TOPLAM ALACAK (*) 32.500,00 TL Çek Depo Talebi 49.665,73 ₺ GENEL TOPLAM Toplam alacağın, 17.165,73 TLlık nakit kısmının 15.316,11 TL olan asıl alacağa 16.06.2010 Tarihinden ödeninceye kadar işleyecek ve TBK 100 uyarınca hesaplanacak % 99 temerrüt faizi ve Faizin % 5 gider vergisi, avukatlık ücreti ve icra masraflarıyla birlikte tahsilini talep etmiştir. Müvekkili Bankaca verilen halen iade edilmeyen 65 adet çek yaprağının garanti tutarları toplamı olan 32.500, TL‟nin depo edilmesi talebinde bulunmuştur.
Birleşen dava Davacısı —- banka vekilice dava konusu alacağın—- temlik edildiği beyanında bulunulmuş ancak tüm yazışmaları rağmen dava konusu alacağa ilişkin temlik sözleşmesine ulaşılamamış, —- vekilince de isim benzerliğinden karışlıklık olduğu dava konusu alacağın temlik alınmadığının beyan edildiği dikkate alınarak dava konusu alacağın temlik alınmadığı anlaşılarak yargılama yapılmıştır. Dosya alanında uzman bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Akdi İlişkinin Tespiti ve Varsa Banka Alacağının Oluşumu : Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin tetkikinden ; Davacı/Davalı Banka ile dava dışı borçlu — arasında 25.12.2008 tarihinde 100.000,- TL limitli Çerçeve niteliğinde -10 yıl süreli- Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi (GKS) düzenlendiği, dava dışı asıl borçlu ile birlikte—; sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğu, asıl borçlu ile birlikte Davalıya atfen atılı imzaları haiz olduğu, söz konusu sözleşme kapsamında davalı asıl borçluya kısa vadeli Taksitli Ticari Kredi ve Çek Kredisi tahsisi yapıldığı görülmüştür. Çek Depo Talebine İlişkin Olarak Açılan Menfi tespit Davası Yönünden: Asıl davada; çek yaprakları nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olup birleşen davada ise; itirazın iptali talebine ilişkindir. Asıl Davada Davalı birleşen itirazın iptali davasında Davalı olan Banka icra Takibinde 32.500,- TL Çek depo talebinde bulunmuş olup huzurdaki Davaya ilişkin Yargıtay Bozma ilamlarında ve Emsal Yargıtay Kararlarında da belirtildiği üzere Müteselsil Kefilin çek depo talebinden sorumlu tutulabilmesi için Sözleşmede buna ilişkin açıkça hüküm bulunması gerekmektedir.
Dava konusu genel kredi sözleşmesinde, risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinin müteselsil kefil ya da kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmadığından davacı kefilden Çek Depo talebinde bulunulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Birleşen İtirazın İptali Davası Yönünden Varsa Nakdi Alacak Tutarının Tespiti:
Birleşen İtirazın İptali Davasına İlişkin Olarak Takip tarihindeki asıl alacağa , 27.10.2020 dava tarihine kadar temerrüt faizi üzerinden faiz işletilmek, yapılan tahsilatlar bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak belirtilmiştir.
Birleşen İtirazın İptali Davası Yönünden 16.06.2010 İcra Takip tarihi İtibariyle Davacı (Asıl Davada Davalı) Bankanın icra takip Tarihi itibariyle Davalıdan (Asıl Davada Davacı) Taksitli Ticari Kredi Yönünden ; 12.529,16 TL asıl alacak, 1.296,88 TL işlemiş Temerrüt. Faizi, 64,84 TL % 5 BSMV, 301,75 TL Noter ihtar Gideri olmak üzere toplam 14.192,63 TL alacaklı olduğu,
Ödenen Karşılıksız çek Karneleri bedelleri Yönünden; 2.683,48 TL alacaklı olduğu, Toplam Nakdi alacağın 16.876,11 TL olduğu,
Raporda açıklandığı üzere Gayri Nakdi Alacak Talebi Yönünden ise “ Dava konusu Genel Kredi Sözleşmesinde, risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinin müteselsil kefil ya da kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmadığından” herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı görüşüne varılmıştır.Birleşen İtirazın İptali Davasında Davacı (Asıl Davada Davalı) Bankanın, Davalıdan (Asıl Davada Davacı) 27.10.2010 dava tarihi itibariyle Nakdi alacağının 2.569,46 TL olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı —- tarafından ; Dava tarihinden Sonra raporda açıklandığı üzere 9.000,- TL daha ödeme yapıldığı görülmüş olup, Huzurdaki davada Yargıtay Bozma ilamı gereği Dava Tarihi itibariyle hesaplama yapılması gerektiğinden sonraki tarihlere ilişkin hesaplama yapılmamakla birlikte; 14.05.2012 tarihi itibariyle 9.000,- TL tahsilat yapılmış olup, Birleşen Dava dosyasına konu borç tutarından daha fazla ödeme yapıldığı görülmektedir.
Tazmin Ed. Çek Tutarları dikkate alınmadan yapılan hesaplamada; Birleşen Davada Davacı (Asıl Davada Davalı) Bankanın Davalıdan (Asıl Davada Davacı) 27.10.2010 Dava tarihi itibariyle 566,71 TL fazla tahsilat yaptığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Asıl dava; çek yaprakları nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olup birleşen dava ise; itirazın iptali talebine ilişkindir. Asıl Davada Davalı, birleşen itirazın iptali davasında Davalı olan Banka Asıl Dava Yönünden mütselsil kefilden; icra Takibinde 32.500,- TL Çek depo talebinde bulunmuş olup huzurdaki Davaya ilişkin Yargıtay Bozma ilamlarında ve Emsal Yargıtay Kararlarında da belirtildiği üzere Müteselsil Kefilin çek depo talebinden sorumlu tutulabilmesi için Sözleşmede buna ilişkin açıkça hüküm bulunması gerekmektedir. Dava konusu genel kredi sözleşmesinde, risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinin müteselsil kefil ya da kefilleri de kapsayıp kapsamayacağı hususunda açık bir hüküm bulunmadığından davacı kefilden Çek Depo talebinde bulunulamayacağı, Birleşen İtirazın İptali Davası Yönünden 16.06.2010 İcra Takip tarihi İtibariyle Davacı (Asıl Davada Davalı) Bankanın Davalıdan (Asıl Davada Davacı) Taksitli Ticari Kredi Yönünden ; 12.529,16 TL asıl alacak, 1.296,88 TL ĠĢlemiĢ Tmrt. Faizi, 64,84 TL % 5 BSMV , 301,75 TL Noter ihtar Gideri olmak üzere toplam 14.192,63 TL alacaklı olduğu,-Ödenen Karşılıksız çek Karneleri bedelleri Yönünden; 2.683,48 TL alacaklı olduğu, Toplam Nakdi alacağın ise 16.876,11 TL olduğu, 27.10.2010 dava tarihi İtibariyle; Birleşen İtirazın İptali Davasında Davacı (Asıl Davada Davalı) Bankanın, Davalıdan (Asıl Davada Davacı) Nakdi alacağının 2.569,46 TL olduğu, Davalı —- tarafından ; Dava tarihinden Sonra aşağıda gösterildiği şekilde 9.000,- TL daha fazla ödeme yapıldığı, Yargıtay Bozma ilamı gereği yapılan hesaplamada Dava Tarihinden sonra muhtelif tarihlerde 9.000,- TL tahsilat yapılmıştır Tazmin Ed. Çek Tutarları dikkate alınmadan yapılan hesaplamada; Birleşen Davada Davacı (Asıl Davada Davalı) Bankanın Davalıdan (Asıl Davada Davacı) 27.10.2010 Dava tarihi itibariyle 566,71 TL fazla tahsilat yaptığı, 14.05.2012 tarihi itibariyle 9.000,- TL tahsilat yapılmış olduğu yani icra dosyasına konu borç tutarından daha fazla ödeme yapıldığı anlaşılmakla
Asıl Dava Yönünden, Davacının—-İcra Müdürlüğünün —-esas sayılı takip dosyasından çek yapraklarından kaynaklı borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından davalıya fazla ödenen 566,71 TL ‘nin davalıdan alınarak Davacıya Ödenmesine, kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından Reddine,
Birleşen Dava Yönünden ise alacak ödendiğinden Davanın konusuz kalması nedeniyle Karar Verilmesine Yer Olmadığına, Davacının icra inkar davalının kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından Reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABÜLÜ ile,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davacının —. İcra Müdürlüğünün —esas sayılı takip dosyasından çek yapraklarından kaynaklı borçlu olmadığının TESPİTİNE
2-Davacı tarafından davalıya fazla ödenen 566,71 TL ‘nin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacının kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.546,70 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 553,65 TL harcın mahsubu ile fazladan yatırılan 1.993,05 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 553,65 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının icra inkar davalının kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan harçtan mahsubu ile arta kalan kısmın davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Asıl ve birleşen davalar yönünden davacı tarafça yapılan 5.173,00 TL yargılama giderinin davalı —-tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar açıkça okunup usulün anlatıldı.