Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/485 E. 2023/753 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/485
KARAR NO : 2023/753

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2022
KARAR TARİHİ : 12/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı arasında 05/09/2019tarihli “Asma germe, membran yapı sistemi prensipleri ile üretilecek 3 adet açılır kapanır ters şemsiye ve sabit pergola sisteminin üretilmesi ve uygulanması” sözleşmesinin imzalandığını, davalının 3 adet açılır kapanır ters şemsiyeyi ve sabit pergola sisteminin üretimini tamamlayarak müvekkile teslim ettiğini, teslim edilen ürünlerin sözleşmede belirtilen özelliklere sahip olmadığı anlaşıldığını, davalı şirkete —- Noterliği’nin—-yevmiye numaralı 18.02.2022 tarihli ihtarnamesi ile gizli ayıp sebebiyle sözleşmeden dönüldüğü bildirildiğini, davalı şirket ise —-Noterliği’nin —–yevmiye numaralı 24.02.2022 tarihli cevabi ihtarnamesinde ayıbın kabul edilmediğini bildirdiğini, —. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —- değişik iş dosyası ile delil tespiti yoluna gidildiğini, sözleşmeye konu ürünlerin uğradığı hasar bilirkişi tarafından tespit edildiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, bilirkişi incelemesi sonucunda talep sonucunun arttırılacağını, dava konusu ürünlerin davalı tarafından 05/09/2019 tarihli sözleşmede taahhüt edilen niteliklere ve üründen beklenen faydayı sağlaması için gerekli niteliklere sahip olmadığını, ürünlerin gizli ayıbı barındırdığını, paslanmış ve yırtılmış ürünlerin müvekkile ait işletmede kullanılmasının tehlikeli olduğunu ve aynı zamanda müvekkilin ticari itibarını zedelediğini, dava konusu ürünlerin malzemesini sağlayan yüklenicinin müvekkile karşı satıcı gibi sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalının sözleşmeye konu membran örtü ürünü için 5 yıl süreyle garanti sorumluluğunun bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye konu üründe gizli ayıp barındırdığı tespit edildiğinden müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkının mevcut olduğunu, müvekkilinin uğradığı zararın davalı tarafından tanzim edilmesi gerektiğini iddia ederek; davanın kabulünü, eser sözleşmesinden dönme talebinin kabulü ile ürünlerin davalı şirket tarafından masrafları davalıya ait olmak üzere iade alınarak ödenen bedelin ödendiği tarihten itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ olduğu, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.

İNCELEME:
—-Vergi Dairesi Müdürlüğü, —-. Noterliği, —-. Noterliği, —- Sulh Hukuk Mahkemesi’ne müzekkereler yazıldığı görüldü. Mahkememizce alınan 04/05/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
“A- Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Sayın Mahkemenin vermiş olduğu yetki ile; davacı—- (—–) ticari defterlerinin incelemesi neticesinde; 2019-2020 ve 2021 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin T.T.K” nu ve V.U.K” nu hükümlerine göre süresinde ve usulüne tutulduğu, davacı şirketin ticari defterler ve kayıtlarının birbirini doğruladığı görülmüştür.
B- Davacının Talebi Yönünden: Davacı şirketin raporun 4.b.2. bölümünde karşılaştırmalı olarak incelenen Bilanço Tablolarında; 2019 yılında şirketin aktifte kayıtlı “Duran Varlıklar ” toplamının 523.624,37 TL, 2020 yılında 669.869,73 TL, 2021 yılında 545.690,91 TL tutarında olduğu, bu tutarın içerisinde yer alan “— ” hesabının ise 2019 yılında 410.753,21 TL, 2020 yılında 493.103,75 TL, 2021 yılında 498.696,97 TL tutarında kayıt yapıldığı, yapılan incelemede; dava konusu “Asma germe membran yapı sistemi prensipleri ile üretilecek 3 adet açılır kapanır ters şemsiye ve sabit pergola sisteminin üretilmesi ve uygulanması.” işi için davalı tarafından davacı şirkete herhangi bir fatura düzenlenmediği, bu sebeple davacı şirketin defter kayıtlarında “— Yatırımlar” hesabında herhangi bir kayıt yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Raporun 4.b.3. bölümünde karşılaştırmalı olarak incelenen 2019-2020 ve 2021 yıllarına ilişkin Gelir Tablolarıda Net Satış Hasılatının; 2019 yılında 1.488.117,88 TL, 2020 yılında 4.084.483,74 TL, 2021 yılında ise 4.518.322,09 TL tutarında gerçekleştiği, Net satışların bahse konu yıllar itibariyle artış trendi içinde olduğu gözlenmiştir. Dönem Net Kârının ise; 2019 yılında 984,06 TL, 2020 yılında 35.733,13 TL, 2021 yılında ise 45.271,37 TL tutarında cüzi kâr elde ettiği görülmüştür.
C-Eserin Güncel Değeri ve Bedel Farkı: Davaya konu eser özel imalat niteliğinde olduğundan serbest piyasa koşullarında belirli bir fiyatlandırılması yapılamamakta, internet ortamında da emsal bir değer karşılaştırılması yapılamamaktadır. Ancak üretici firmalar nezdinde yapılan görüşmeler neticesinde aşağıdaki yaklaşık değerler bulunmuştur.
Alan : 55.47 m2
Eylül 2019 tarihinde eser için ödenen bedel : 69.560.- TL
Eylül 2019 tarihindeki birim bedel : 1.254.- TL/m2
Eserin Güncel Yaklaşık Bedeli 000.- TL
Eserin Güncel Yaklaşık Birim Bedeli : 6.310.- TL/m2
Eserin Sözleşme Tarihi ile Güncel Bedel Farkı : 350.000.-TL – 69.560. TL= 280.440.- TLSayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı şirketin müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, İCRA İNKÂR TAZMİNATI ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davalı yüklenicinin taraflar arasındaki eser sözleşmesinden doğan edimini ayıplı ifa etmiş olması nedeniyle davacının sözleşmeden dönmesinden kaynaklı olarak eser bedelinin iadesi ve sözleşmenin geçerliliğine güvenilmesi nedeniyle uğranılan menfi zararının tazminine ilişkin eda davasıdır.Mahkememizce dava konusu eser başında keşif yapılmış keşif sonucu düzenlenen 19/12/2022 tarihli bilirkişi raporu ile “a-) Taşıyıcı sistemde çelik kullanıldığı, b-) Çelik birleşimlerinde kullanılan somunların boyalı olduğundan elektro galvanizli olup olmadığının tespit edilemediği, c-) Taşıyıcı çelik sistemdeki halihazırdaki boyanın yağlı boya olduğu, dolayısıyla elektrostatik boya olmadığı ve taşıyıcı çelik sistemde önemli ölçüde paslanmaların meydana geldiği, (resim:1,2) d-) Sistemde kullanılan membranın yer yer yırtıldığı ve sonradan onarıldığı, membran kaynak yerlerinde deformasyonların olduğu, (resim:1,2) e-) Mevcut membran sistemin eser sözleşmesinde belirtildiği gibi 100 km/saat rüzgar hızına dayanabilecek mukavemette olabileceğinin düşünülmediği, f-) Çelik sistemde elektrostatik boya kullanılmamış olması açık ayıp, çelik taşıyıcı sistemdeki paslanmalar ve membrandaki deformasyonlar zamanla ortaya çıkabileceğinden gizli ayıp olduğu” tespitlerinin yapıldığı görülmüştür.
Yine 04/05/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile “Eserin Güncel Değeri ve Bedel Farkı: Davaya konu eser özel imalat niteliğinde olduğundan serbest piyasa koşullarında belirli bir fiyatlandırılması yapılamamakta, internet ortamında da emsal bir değer karşılaştırılması yapılamamaktadır. Ancak üretici firmalar nezdinde yapılan görüşmeler neticesinde aşağıdaki yaklaşık değerler bulunmuştur. Alan : 55.47 m2 Eylül 2019 tarihinde eser için ödenen bedel : 69.560.- TL Eylül 2019 tarihindeki birim bedel : 1.254.- TL/m2 Eserin Güncel Yaklaşık Bedeli : 350.000.- TL Eserin Güncel Yaklaşık Birim Bedeli : 6.310.- TL/m2 Eserin Sözleşme Tarihi ile Güncel Bedel Farkı : 350.000.-TL — 69.560. = 280.440,00 TL” tespitinin yapıldığı görülmüştür.
—-. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —– sayılı dosyası ile dava konusu eserin ayıplı olduğu hususunun 23/03/2022 tarihli bilirkişi raporu ilie tespit edildiği ve bilirkişi raporunun davalıya tebliğ edildiği görülmüştür.—- Noterliği’nin 18/02/2022 tarihli —- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya ayıp ihbarı yapılarak sözleşmeden dönme beyanında bulunulduğu, anılan ihtarnameye davalının —-. Noterliği’nin 24/02/2022 tarih ve —– yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verdiği görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 474. Maddesi uyarınca “(1)İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. (2) Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 475. Maddesi uyarınca “(1)Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.
(2)İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. (3)Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/3. maddesi uyarınca “Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı yüklenicinin taraflar arasındaki eser sözleşmesinden doğan edimini ayıplı ifa etmiş olması nedeniyle davacının sözleşmeden dönmesinden kaynaklı olarak eser bedelinin iadesi ve sözleşmenin geçerliliğine güvenilmesi nedeniyle uğranılan menfi zararının tazminine ilişkin eda davası olduğu, yukarıda da ortaya konulduğu gibi dava konusu eserin gizli ayıplı olduğu hususunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davacı tarafça ayıp ihbarının —-Noterliği’nin 18/02/2022 tarihli —–yevmiye numaralı ihtarnamesi vasıtasıyla süresinde yapılarak sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanıldığı, bu sebeple sözleşmeden dönme beyanı ile taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği, tarafların karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilecekleri, bu kapsamda davacının dava konusu eser nedeniyle yapmış olduğu 69.560,00 TL eser bedelini geri isteyebileceği, bu yönden davanın kabulüne karar verilmesin gerektiği, yine eserin de davalı tarafından iade alınmasının gerektiği, davacı tarafça menfi zararının dava ve ıslah dilekçesinde ve 10/11/2022 tarihli beyan dilekçesinde”Sözleşmenin ayıplı ifası nedeniyle müvekkil, ticari işletmesinde kullanmak üzere aldığı sözleşmeye konu 3 adet açılır kapanır şemsiye ve sabit pergola sistemini kullanamamış ve ürünleri iade talebinde bulunmuştur. Müvekkil, eser sözleşmesine konu ürünleri iade edecek ve bir başka yüklenici ile yapacağı sözleşme ile 3 adet yeni asma germe membran yapı sistemi prensipleri ile üretilecek açılır kapanır ters şemsiyeyi yeniden tedarik etmek zorunda kalacaktır. Bu durumda müvekkil, satın alacağı bu ürünler için satıcı yahut üretici ile güncel fiyatlar üzerinden anlaşma yapacak ve haliyle taraflar arasındaki 05/09/2019 tarihli eser sözleşmesinden daha fazla bedel ödeyecektir. Müvekkilin yeni bir eser sözleşmesi ile ürünleri tedarik etmesi halinde ödemek zorunda kalacağı bedel, müvekkilin menfi zararını oluşturmaktadır. TBK’nın 227’inci maddesinde, ayıp nedeniyle seçimlik hakların sayılmasının ardından iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu belirtilerek TBK’nın 112. Maddesine atıf yapılmıştır. TBK m. 112 hükmü uyarınca genel hükümlere dayalı olarak müvekkilin sözleşme konusu ürünleri temin edebilmesi için ödeyeceği bedelin tespiti ve müvekkilin fazladan ödemek zorunda kalacağı bedel sebebi ile uğradığı menfi zararının tazminine karar verilmesini Sayın Mahkemenizden talep ediyoruz” şeklinde açıklandığı, öncelikle TBK’nun yukarıda ortaya konulan “işsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır” hükmü ile atıf yapılan genel hükmün davacının sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanmış olması nedeniyle TBK 125/3 maddesi olduğu, zira sözleşmeden dönme halinin sonucunu düzenleyen maddenin bu olduğu, TBK 112 maddesinin ise borcun hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi halinde karşılanması öngörülen müspet zarara ilişkin olduğu, davacının sözleşmeden dönmüş olması nedeniyle yalnızca menfi zararını talep edebileceği, menfi zararın ise davacı tarafından da tanımlandığı gibi geçerliğine güvenilen sözleşmenin hükümsüzlüğü yüzünden uğranılan zarar olduğu, TBK 125/3 maddesinde de tanımlanan zararın menfi zarar olduğu, davacının beyanlarından dava konusu ettiği menfi zarar kaleminin sözleşme konusu ürünlerin temin edilebilmesi için ödenecek bedelin tespiti ve fazladan ödemek zorunda kalınacak bedel sebebi ile uğranılan zarar kalemi olduğu, yani davacının bir anlamda kaçırılan sözleşme fırsatı nedeniyle eserin daha pahalı meydana getirilecek olması nedeniyle uğrayacağı menfi zararı talep ettiği, ancak davacının dava tarihi itibariyle bu kapsamda gerçek anlamda bir menfi zararının bulunmadığı, zira talep edilen menfi zarar kaleminin spekülatif olduğu, davacının dava konusu sözleşmenin hükümsüz kalmış olması nedeniyle sözleşme fırsatı kaçırdığını veya eseri üçüncü bir kişi ile anlaşarak daha pahalı meydana getirdiği hususunu ispatlayamadığı (ileri dahi sürmediği), davacının malvarlığında bu kapsamda bir azalma olmadığı, davacının ileride yapıp yapmayacağı belli olmayan bir masrafı davalıdan spekülatif olarak talep etmesinin mümkün olmadığı, bu sebeple davacının iddia ettiği şekilde bir menfi zararının bulunmadığı kanaatine varılmış, bu talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,—- İli, —- İlçesi,—–adresinde bulunan dava ve taraflar arasındaki 05/09/2019 tarihli sözleşme konusu eserin davalı tarafından sökülerek iade alınmasına, eser bedeli olan 69.560,00 TL’nin 24/02/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının menfi zararın tazminine ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (69.560,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 4.751,64 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 1.693,65 TL peşin harç ve 4.806,30 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 1.748,31 TL harcın hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 1.785,85 TL dava açma masrafı, 571,90 TL keşif harcı, 23,00 TL vekalet harcı, 3.057,99 ıslah harcı (yukarıdaki hüküm fıkrasında iadesine hükmedilen harç tenzil edilmiştir) ve 4.906,00 TL bilirkişi/ulaşım/posta masrafından ibaret 10.344,74 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (69.560,00/350.000,00) göre 2.055,94 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (69.560,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 11.129,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (69.560,00/350.000,00) göre 310,03 TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 1.249,97 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —-Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.