Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/483 E. 2023/604 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/483 Esas
KARAR NO:2023/604
DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/06/2022
KARAR TARİHİ:22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin görevi gereği bulunduğu bölgede dağıtım lisansı doğrultusunda —— yürüttüğü, operasyonel olarak bağlama, kesme, elektrik dağıtım hattının bakımı ve onarımı, sayaçları takma, okuma, değiştirme ve sökme, kaçak elektrik tüketimi tespit tutanakları ile kaçak elektrik tüketimi faturası düzenleme yetki ve sorumluluğu bulunduğu, müvekkili çalışanlarınca — numaralı tesisatın bulunduğu —— tarihinde kesilen elektriğin kullanıldığı tespiti ile kaçak elektrik tüketim tespit tutanakları düzenlendiği, buna göre —– fatura tanzim edildiği, ancak ödenmediği, alacağın ödenmemesi üzerinde ——dosyası ile takibe girişildiği, davalı dosya borcunun tamamına itiraz ettiğinden takibin durduğu, İ.İ.K Md.67 uyarınca dava açma zaruriyeti ortaya çıktığı, Arabuluculuk görüşmeleri — tamamlandığı sonuç alınamadığı,——-uyarınca davalının düzenlemeler dışında elektrik kullandığı somut olduğu, davalının karşılıksız yararlanma suçunu işlediği, müvekkili Kurum görevlilerinin usulüne uygun olarak düzenledikleri—— Sayılı kararı uyarınca aksi ispatlanana kadar kesin delil sayıldığı, alacağın, likit ve belirlenebilir olması dolayısıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, takipte talep edilen asıl alacak toplamı 240.821,46 TL olduğu, gecikme zammı 10.660,37TL ve KDV’si 1.918,87 TL olduğu belirtilerek, davanın kabulü ile ——- dosyası sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik davalı-borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali ve takibin devamı, davalının %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminata mahkum edilmesi, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi, arabuluculuk ücretinin davalıya yükletilmesi talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya dayanak söz konusu tutanağın tamamen gerçeğe aykırı olduğu, sayaç dışı bir elektrik tüketimi yani kaçak elektrik kullanımı söz konusu olmadığı, tutanakta kullanımın nasıl gerçekleştiği yönünde kesin somut ve kabul edilebilir bir gerekçe olmadığı, sayacın eksik tüketim yaptığına dair tespit de bulunmadığı, tutanağa itiraz edildiği ancak cevap alınamadığı, düzenlenen kaçak elektrik kullanmanın açık ve anlaşılır hiçbir gerekçe olmadığı, sayaca müdahale edildiğine dair dosya içinde ve sayaç muayene raporunda herhangi bir bulgu ve tespit olmadığından eksik tüketim hesabı yapılmasının da mümkün olmadığı, yetkililer tarafından tutanak için gelindiğinde duvar kırılarak içinde kaçak kullanıma yönelik sistem olduğu iddia edilmiş, ancak bu düzeneğin mevcut elektrik tesisatı ile bir bağlantısı tespit edilemediği, mevcut sisteme bağlantısı olmayan ve duvar içinde olduğu fotoğraflarla da tespit edilen kablonun müvekkil tarafından kullanılmadığı, müvekkilinin duvar içindeki tespite konu tesisat ile bilgi ve görgüsü olmadığı, kiracı olduğu, iş yerinde onarım ve tadilatıyla da ilgilenmediği, tespit edilen kabloların ne zaman oraya yerleştirildiği bilinmediği, kaçak kullanımının tespiti anında tutanak tutulurken tutanakta görevli personeller, tanık ve abonenin imzalaması gerekirken yapılmadığı, tahakkuk eden bedelin neye göre belirlendiği belli olmadığı, dayanak bilgi belge sunulmadığı, işlemin —- müşteri hizmetleri yönetmeliği ve —– kurul kararlarına uygun olarak yapılmadığı, cezanın keyfiyet içerdiği, tamamen kar politikasına yönelik keyfi bir uygulama olduğu, tutanağın usulsüz ve dayanaksız olduğu, kullanıma dair somut tespit yapılmadığı, bilirkişi incelemesinden önce dikkat edilmesi gereken unsurun kaçak elektrik tutanağının usulüne düzenlenip düzenlenmediği olduğu, tutanak düzenlenirken davacının işlemlerini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal etmemesi gerektiği belirtilerek davanın reddi ile takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahküm edilmesi, haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen iş bu dava nedeniyle doğacak, anapara, faiz, ücret-i vekâlet ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davada taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemeleri’nce görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri ara- sındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin olduğundan, ilk derece mahkemesi, istinaf ve temyiz aşamasında re’sen incelenir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dava konusu uyuşmazlık yukarıda sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Davacı tacir ise de, davalı hakkında yapılan tacir araştırması neticesinde davalının tacir olmadığı anlaşıldığından abonelik her ne kadar ticarethane görülse de davalı tacir olmadığından davada genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine, dosyanın —–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE
2-HMK 20.Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunda mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli ——— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, bu süre içerisinde müracat edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı.)
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı asilin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2023