Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/466 E. 2023/751 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/466
KARAR NO : 2023/751

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/12/2014
KARAR TARİHİ : 12/09/2023

Mahkememiz —-Esas, —- sayılı kararının—- Bölge Adliye Mahkemesi —-.Hukuk Dairesinin—-Esas, —–sayılı bozma kararı ile mahkememize gönderilen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 20/09/2008 günü saat 21:45 sıralarında —-yönünde —-Tüneli çıkışında çok araçlı trafik kazası meydana geldiğini, —— sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilimiz— yaralanın yasam boyu beden gücü kaybına uğradığını, bu trafik kazası sonucunda sürücü—- tam kusurlu bulunduğunu, bu durumun 06/10/2008 tarihli Trafik Kazası Bilirkişi Raporuna göre —-Ağır Ceza Mahkemesi—Esas ve —- Karar sayılı dosyasına ve —-.Asliye Hukuk Mahkemesi nin —-Talimat sayılı dosyasından alınmış olan bilirkişi raporuna göre sabit olduğunu, Kazaya karışan—– plaka sayılı araç,—-poliçe numarası ile —-olarak değişti.) tarafından 10/03/2008-10/03/2009 tarihleri arasında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasıyla güvence kapsamında olduğunu, Davacının tedavisi tamamlandıktan sonra, —- Hastanesinde özürlü Sağlık Kurulu’nun 23.05.2014 günlü raporunda —- beden göçü kavın oranı % 3 olarak belirlendiğini, 01.03.1973 doğumlu davacı —–, kazadan önce asgari ücretle çalışmakta olduğunu, Trafik kazasında beden gücü kaybına uğrayan davacının, zararlarının 6100 sayılı Yasa’nın 107.nıaddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak toplanacak delillere göre belirlenmesine şimdilik 1.500,00 TL ve temerrüt tarihinden işletilecek taizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıya Ödetilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Davaya konu—- plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde —– Poliçe Nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile teminat altına alınmış olduğunu, davacı tarafından işbu dava ile; müvekkili şirkette sigorta teminatı altına alınmış aracın karıştığı kaza neticesinde sakat kalan —-tarafından maddi tazminat talepli dava açıldığını, Davayı kabul manasında olmamak üzere, kusur oranlarının tespiti bakımından dosyanın—-İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın—-. İhtisas Kurumu*na sevk edilmesi gerektiğini, Davacının talebi içerisindeki geçici is görmezlik, tedavi giderleri, bakıcı giderleri hususunda talebinin bulunması durumunda 6111 Sayılı Yasa geregi teminat dışı olduğundan davanın reddi gerekeceğini, Söz konusu sigortalar çerçevesinde aktüeryal hesaplamayı gerektiren tazminat ödemelerinde hesaplamanın Müsteşarlık nezdinde tutulan Aktüerler Siciline kayıtlı aktüerler ile Müsteşarlık nezdinde tutulan listeye kayıtlı yardımcı aktüerler tarafından yapılmasının esas olduğunu, Davayı kabul manasında olmamak üzere sözkonusu kaza is kazası olup olmadığının ve is kazası ise—-tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin sorulup tenzil edilmesi gerektiğini, davacının ceza dosyasında şikayetçi olup olmadığı hususunun tespiti gerektiği, davacının şikayetçi olmaması durumunda dava açma hakkı ortadan kalkacağından davanın reddi gerekeceği, İşbu sebeple Ceza Mahkemesi dosyasının işbu dava dosyasına getirilmesini talep etme zarureti doğduğunu, Davayı kabul manasında olmamak üzere hesaplanacak tazminattan hatır taşımasının tenzili gerektiğini, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, Hazine Müsteşarlığı Genelgesi gereğince hesaplamanın CSO 1980’e göre yapılması ve teknik faizin %3 olarak esas alınması gerektiğini, Müvekkil şirket söz konusu zarardan Poliçe Teminat limitleri dahilinde sorumludur. Kabul manasında olmamak işbu dava tarihine kadar müvekkil şirkete herhangi bir başvuru yapılmamıştır. İşbu nedenle faiz başlangıç tarihinin dava tarihi itibariyle yasal faiz olması gerektiğini belirterek, davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmektedir.

İNCELEME:
Mahkememizce aldırılan 10/02/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;

“SONUÇ VE KANAAT
Hukuki durumun değerlendirilmesi ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, 20.09.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu malul kalan davacı — tarafından davalı —–aleyhine olarak açılan iş bu davada :
a) Davacı —– (4) Aylık Geçi
İşgöremezlik Sebebiyle Nihai ve Gerçek Maddi Zararı =2.066,06 TL
b) Davacı —-% 13,1 Sürekli Oranındaki
İşgöremezlik Sebebiyle Nihai ve Gerçek Maddi Zararı=125.000,00 TL
c) Davacı —(4) Aylık Geçici İşgöremezlik % 13,1Oranındaki Maluliyeti Sebebiyle Maddi Zararları Toplamı =127.066,06 TL” olduğu hususları tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin 13/07/2023 tarihinde göndermiş olduğu ıslah dilekçesi ile davasını 127.066,06 TL’ye yükselttiği anlaşıldı.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davalıya zmms sigortası ile sigortalı—-plakalı aracın karıştığı 20/09/2008 tarihli trafik kazası nedeniyle, araç içerisinde yolcu olarak seyahat eden davacının sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik zararına ilişkin açtığı tazminat davasıdır.
Mahkememizce—–Esas ve —-Karar sayılı ilamla —-tarafından tanzim edilen 16/09/2019 tarihli maluliyet raporu ile davacının E cetveline göre: %13.1 (yüzdeonüçnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği mütala edilmiştir. —-İhtisas Kurulu tarafından maluliyet raporunun alınması üzerine yeniden hesaplama yapılması için dosyanın yeni bir aktüer bilirkişisine tevdi edilmesine karar verilmiş, aktüer bilirkişisi tarafından yapılan hesaplama ile; Davacı —-(4) Aylık Geçici İşgöremezlik Sebebiyle Nihai ve Gerçek Maddi Zarar Miktarı 2.066,06 TL. Davacı —– % 13,1 Oranındaki Sürekli İşgöremezlik Sebebiyle Nihai ve Gerçek Maddi Zararı 101.941,99 TL olmak üzere toplamda 104.008,05 TL maddi zararının doğduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar 09/01/2020 tarihli aktüer raporundan sonra davacı vekili davasını ıslah etmek için süre istemiş ise de davacı vekili ilk aktüer raporu sonrasında Davacı Vekilinin ıslah dilekçesi ile davaya konu alacak miktarını artırarak davayı ıslah ettiği anlaşıldığından ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176 ve devamı maddelerinde tarafların her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği gerekçesiyle davacı vekilinin aynı davada ikinci kez ıslah yoluna başvurulması talebi reddedilmiş olup, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak ve davacı vekilinin ilk ıslah talebine bağlı kalınarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçeleriyle “davanın kabulüne, 13.540,90 TL maddi tazminatın 25/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin saklı tutulmasına,” karar verilmiş, anılan hüküm —– Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesi’nin — ve ——Karar sayılı ilamı ile “Eldeki davada, davacı vekili, davasını belirsiz alacak davası şeklinde açmıştır. Mahkemece, maluliyete ilişkin usulüne uygun rapor alınmadan dosyada bulunan —–Eğitim Araştırma Hastanesince hazırlanmış, hangi yönetmelik hükümlerine göre hazırlandığı belli olmayan rapordaki maluliyet oranına göre aktüerya bilirkişisinden rapor alınmış, davacı vekilince de rapordaki miktar üzerinden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutularak 16/03/2016 tarihli bedel arttırım dilekçesi verilmiştir. Mahkemece, 21/02/2017 tarihli celsede aktüer bilirkişisinin sonuca esas aldığı maluliyet raporunun—-veya Üniversite—-Dalınca düzenlenmiş bir rapor olmadığından —- maluliyet raporu alınmasına karar verilmiş, — alınan maluliyet raporu doğrultusunda yeni bir aktüerya raporu alınmıştır. Bu aktüerya bilirkişisi raporunun dosyaya ibrazından sonra 10/03/2020 tarihli duruşmada davacı vekili ıslah için süre talebinde bulunmuş ancak Mahkemece bu talep, 2. ıslah olarak nitelendirilerek ıslah için süre talebin reddine karar verilmiştir. Yukarıya aktarılan emsal Yargıtay kararında da açıklandığı üzere davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması nedeniyle davacının resen alınan rapor doğrultusunda bedel arttırım talebinden başka bir kez de ıslah hakkı bulunduğundan bu hakkın talebe rağmen kullandırılmaksızın ilk verilen talep arttırım dilekçesi doğrultusunda eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçeleriyle hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Bu tazminatlardan; (…) c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, (…) hesaplanır. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı sigortacının sorumluluğu yönünden; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca yapılması zorunlu ZMSS sigortasına (sorumluluk sigortasına) dayalı rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle zarar gören tarafından açılmış sürekli iş göremezlik kaleminden oluşan maddi tazminat davası olduğu, davalı sigorta şirketinin dava dışı—– sürücüsü olduğu —-plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ZMMS sigortacısı olduğu, rizikonun 20/09/2008 tarihinde gerçekleştiği, bu sebeple sigortacının zarar görene karşı TTK’nun 1473/1 ve 1478 maddeleri uyarınca sigorta limiti ile sınırlı sorumlu olduğu, davacının maluliyeti yönünden; kazanın belirtildiği gibi 20/09/2008 tarihinde gerçekleştiği, buna göre davacının maluliyet oranının kaza tarihi için maluliyet tespitine imkan tanıyan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’e göre yapılması gerektiği, buna göre 16/09/2019 tarihli —-Kurumu raporuna göre davacının sürekli maluliyetinin yüzde 13,1 oranında ve geçici maluliyetinin olay tarihinden itibaren 4 ay olarak tespit edildiği, kusur durumu ve tazminat yönünden davalının sigortalısının olayın gerçekleşmesinde tamamen kusurlu olduğu yönünde tereddüt bulunmadığı, belirtildiği gibi davacının, eldeki dava ile ZMMS sigortacısından sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik kaleminden oluşan maddi tazminat talep ettiği, sürekli iş göremezlik yönünden hesaplamanın yukarıda atıf yapılan yasa hükmü uyarınca ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak yapılması gerektiği, bu kapsamda bilirkişi —- 10.02.2023 tarihli bilirkişi raporunda yapılan davacının işlemiş dönem hesabının bilinen verilere göre ve işleyecek (aktif ve pasif) dönem kazanç tespitinin TRH 2010 tablosuna göre ve her yıl için yüzde 10 artış ve yüzde 10 iskonto yöntemi ile hesaplamasının mahkememizce yasaya, yerleşik Yargıtay uygulamalarına ve aktüerya kurallarına uygun görüldüğü, bu şekilde hesaplanan sürekli iş göremezliğe ilişkin maddi zararların davacının maluliyeti ile oranlanmasının da uygun olduğu, bu kapsamda belirtildiği gibi davacının yüzde 13,1 oranında maluliyet oranı, davalının sigortalısının olayın gerçekleşmesinde tamamen kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığı, davacının dosyadaki mevcut delil durumuna göre, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği ve davacının olay tarihindeki yaşı dikkate alındığında, 10.02.2023 tarihli aktüerya bilirkişi ek raporu dikkate alındığında davacının sürekli iş göremezliğe ilişkin zararının 382.781,40 TL ve geçici iş göremezliğe ilişkin zararının 2.066,06 TL olduğu, sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik zararının bedensel zararlar kapsamında sigorta poliçesine göre aynı teminat altında bulunduğu, bu sebeple davalının bu zarardan kaza tarihi itibariyle sigorta limiti olan 125.000,00 TL ile sınırlı sorumlu olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, istinaf ilamı ve yerleşik yargı içtihatları da dikkate alındığında, davacının birden fazla bedel artırım dilekçesi sunmasının mümkün olduğu, yine dilerse bir defa ıslah dilekçesi de sunabileceği, bu kapsamda davacının ikinci defa talep artırım dilekçesi sunmasında yasaya ve yerleşik yargı içtihatlarına bir aykırılık bulunmadığı, yine mahkememizce verilen ilk hükümden sonra davacı tarafça yapılan — İcra Dairesi’nin —-Esas sayılı takibine istinaden davalı tarafından yapılan ödemelerin dava tarihinden sonra olması nedeniyle infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği, somut olayda temerrüt tarihinin dava tarihi olan 25/12/2014 tarihi olduğu, davanın belirsiz alacak davası olması nedeniyle alacağın tümü yönünden dava açılmasıyla zamanaşımının kesildiği, bu sebeple somut olayda alacağın zamanaşımına uğramadığı, sigortalı aracın hususi araç olması, rizikonun ticari işletmeyi ilgilendiren bir olaydan kaynaklanmamış olması nedeniyle alacağa belirlenen tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararına ilişkin 125.000,00 TL maddi tazminatın 25/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden sonra davalı tarafından—-İcra Dairesi’nin —–Esas sayılı dosyasına 07/10/2020 tarihinde yapılan (13.540,90 TL’si asıl alacağa mahsuben olmak üzere) 30.755,01 TL ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (125.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 8.538,75 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 25,20 TL peşin harç ve 41,10 TL tamamlama harcı ve 1.938,74 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 6.533,71 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 54,20 TL dava açma masrafı, 41,10 TL tamamlama harcı ve 1.938,74 TL tamamlama harcı ve 2.616,90 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 4.650,94 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (125.000,00/127.066,06) göre 4.575,31 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan vekalet harcına ilişkin 25,60 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (2.066,06/127.066,06) göre 0,41 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (125.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 19.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (2.066,06 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 2.066,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —-Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.