Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/462 E. 2023/987 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/462
KARAR NO : 2023/987

DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 13/06/2022
KARAR TARİHİ : 15/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı hakkında, “üyelikten ihraç kararının iptali ile tahsis edilen —- BLok —— no lu bağımsız bölümün davacı adına aidiyetin tespiti ve —– Mevkii,4 pafta, 1581 Parsel,kat irtifaklı, asmalı+katlı işyeri,60/14000 arsa paylı —– BLok,—– no.lu tapuda kain taşınmazın üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir talepli” 13.11.2007 tarihinde,—–.Asliye Ticaret Mahkemesi, —– Esas numaralı açılan davada, 04.12.2008 tarih, —–.no.lu “usulden redde” dair kararın 13.11.2011 tarihli Yargıtay—–.Hukuk dairesi —— K.No.lu “temyiz taleplerimizin kabulü ile bozulması”, —– Esas no ile yeni dosyada 13.03.2014 tarihli ——karar numaralı “davanın reddi” kararının, 31.05.2016 tarihli oy birliği ile “hükmün davacı yararına bozulması” ve —– Esas Numaralı yeni dosyada 30.10.2019 tarihli —- Karar numaralı “davanın kabulü ile 03.01.2006 tarih, —— no.lu ortaklıktan çıkarılmaya yönelik kararın iptali ile davacının kooperatif üyesi olduğunun tespitine” dair karar, 21.04.2022 tarihli Yargıtay —–. Hukuk Dairesi—– Esas,—–Karar numarası ile “onama” ve 08.11.2021 tarihli Yargıtay —-Hukuk Dairesi —– Esas ve——Karar numaralı karar düzeltme ile kesinleşmiş, kesinleşen işbu dosyada davacının 19.06.1997 tarihinde koopeatif üyesi olduğu, 11.05.1998 tarihli kura çekilişi ile —–BLok —–no.lu dairenin adına tahsis edildiği, 19.01.2003 tarihli genel kurul 9 maddesi uyarınca iş yerinin teslim edilmesine karar verilerek, 16.01.2004 tarihinde —- Blok—– no.lu işyerinin” davacıya teslim edildiği, davacının 18.11.2004 tarihinde iş yerini kiraya verdiği ,05.04.2008 tarihinde kooperatifin fesih ve tasfiyesine oy birliği ile karar verildiği, davacının parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği için ihracı, iş yerini kurasının çekildiği, davacıya teslim edildiği, kooperatifin tasfiyeye girdiği, tasfiye sürecinin halen devam ettiği, neticede kooperatifin geldiği aşamada 03.06.2010 tarihinde kabul edilerek aynı tarihte yürürlüğü giren iş yerini tamamlamış, kuralarını çekmiş ve hak sahibine teslim edilen iş yerinin davacının çıkarılması nedeniyle elinden alınmaya kalkışılması Kooparif Kanunun 81.maddesi aykırılık arz ettiği 11.11.2013 tarihli Bilirkişi Kurulu —- bakanlık Müfettişi Kooperatifler Uzmanı ve mali müşavir bilirkişi tarafından tespit edildiğini, 14 yıl devam eden dava sonucundan davanın kabulüne karar verildiğini, zararların tazmini için hukuki yollara başvurulacak iken, davalının art niyetli hukuka aykırı, haksız fiilini engellemeye yönelik “Kooperatif genel kurulca alınan kararlara göre —-BLok —– no.lu işyeri ile ilgili kooperaif ortaklığı nedeniyle 17.12.2021 tarihine kadar 288.165,28 TL ana borç tespit edildiği, ödemelerin gününde yapılmamış olması nedeniyle gecikme faizi aylık uygulanmak suretiyle 17.12.2021 tarihine kadar 523,321,35 TL gecikme faizi borcu olduğu, işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren borç aslı ve gecikme faizi ile birlikte toplam 811.486,63 TL borcun ,ihtarname tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde Koop.Kanunu 16 ve 17 maddeleri ve Koop.Ana Sözleşmesi 14/2 maddesi gereğince ortaklıktan çıkarılacağına” dair, 21.12.2021 tarihinde tebliğ edilen —–Noterliği 17.12.2021 tarih, —– yevmiye numaralı ihtarnameye,—–Noterliği 28.12.2021 tarih, —–yevmiye numaralı İhtara cevap ile koop. üyesi olarak tahsis edilen -7-gün içende —- Blok —- no.lu taşınmazın teslimi ile —–İli—– İlçesi —–Mevkii,4 pafta 1581 Parsel,60/14000 arsa paylı —-blok Zemin(—–) no.lu kat irtifaklı tapunun tescili talebi”ne ilişkin,30.12.2021 tarihinde tebliğ edilen ihtarname keşide edildiğini, İhtarname içeriğinde; Kooperatifler Kanuna göre “üyelik kararı kesinleşinceye kadar üyenin tüm hak ve sorumluluğu devam edeceği ve yerine yeni üye alınamayacağına ilişkin” maddenin ihlal ederek, kura ile adına tahsis edilen ve teslim edilen —– Blok—— no.lu taşınmaza hukuk dışı yollar ile el konularak, tüm gelirlerinden yararlanan Muhatabın, zararları tazmin ile yükümlü iken, yasal dayanaktan yoksun,– “iyi niyet” ve” dürüstlük kurallarına aykırı” hakkın kötüye kullanımına örnek, —-Noterliği 17.12.2021 tarih, ——Yevmiye numaralı ihtarname kabulü mümkün olmadığından; İhraç kararı kesinleşmeden ve dava süresince dahi, üyelik hak ve vecibelerinden yararlandırmama, genel kurula çağrılmama ve genel kurul kararlarının tebliğ edilmemesi, art niyet ve zarar verme kastını açıkça gösterdiği gibi 08.11.2021 tarihinde kesinleşen —-.Asliye Ticaret Mahkemesi —–. no.lu (eski —-.Asliye Ticaret Mahkemesi —– Esas—–Esas,——Esas,numaralı) üyelik tespitine ilişkin dosyada, mağduriyetin görüldüğü, 08.11.2004 yılında aylık 450.000TL (O zamanki para birimiyle aylık “Dörtyüzellimilyon türklirası ile) ile 3 yıllık kiraya verilen taşınmazın, ihraç kararı kesinleşmeden hukuka aykırı olarak el konulduğu, kira bedellerinin tahsili, 2007 yılında açılan ve 14 yıl süren davada, ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin dava süresinde ödenmeyen aidatlar” dair geçmişe yönelik faiz ve gecikme cezası da istenemeyeceğinden, 7 gün içinde taşınmazın kira bedellerinin tazminat adıyla ödenmesi ile birlikte taşınmaz teslimi ve tescili, aksi hali de mahsuplaştırmayı gerektirdiği, Konut Yapı Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesinin 23/6.maddesine göre, ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun görev ve yetkilerinde ise de ortaklardan tahsil edilecek gecikme cezalarının uygulanabilirliği, bu kararın alındığı genel kurul tarihinden itibaren geçerli olacağından, geriye dönük gecikme cezası uygulamasının yasal dayanağı olmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16’ncı maddesinin 5’inci fıkrası mucibince, haklarında çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceği, ortakların genel kurul toplantılarına katılma, seçme ve seçilebilme hakları, aidat ödeme yükümlülükleri bulunduğu, yönetim kurulunun, Kanunun 16’ncı maddesinin 5’inci fıkrası hükmü gereğince, dava süresince de ilgililerden yükümlülüklerini yerine getirmelerini talep etmesi, aidatlarını geciktirenlerden, genel kurul kararı bulunması durumunda gecikme cezası alması ve yükümlülüklerini hiçbir şekilde yerine getirmeyenler hakkında da, Kanun ve anasözleşmede gösterilen prosedür takip edilerek ortaklıktan çıkarma kararı alıp bu işlemleri sonuçlandırması gerekmekle, sonuç olarak, dava süresince yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklardan geçmişe yönelik gecikme cezası alınması ilgili yıllarda uygulanmak üzere bu konuda alınmış genel kurul kararı olması halinde imkan dahilinde olacağı, Hal böyle olunca, Sayın Muhataba, el koyduğu tarihten itibaren taşınmazdan elde ettiği kira gelirlerinin, faiz ve ceza istenemeyeceğinden varsa borcu mahsup ederek 7 gün içinde keşideciye ödemesi, aynı sürede—-Blok—– no.lu taşınmazın teslim edilerek, tapudan devir ve tescili , aksi halde işbu ihtarnamenin temerrüt yerine geçeceği, her türlü hukuki davalar yanında mahkeme kararının uygulanmamasından kaynaklı ceza davaları da açılacağı, yargılama giderleri ile birlikte avukatlık ücreti ödemek zorunda kalacağı,30.12.2021 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile ihtaren bildirildiğini, davalı usul ve esasa uygun ihtarname vermeyerek temerrüde düştüğünü, mütemerrit olan davalı bir de —– Noterliği 19.01.2022 tarih,——yev no ile cevabı ve karşı ihtara hiç yokmuş gibi “Kooperatif genel kurulca alınan kararlara göre —– Blok —– no.lu işyeri ile ilgili kooperaif ortaklığı nedeniyle 17.12.2021 tarihine kadar 288.165,28 TL borç aslı, 523.321,35 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 811.486,63 TL borcun 21.12.2021 tarihinde tebliğ edilen, —–.Noterliği 17.12.2021 tarih, —— yevmiye numaralı 1.ihtarname ile bildirildiği halde ödenmediğini, işbu 2.ihtarnamenin tebliği müteakip 1 ay içinde birikmiş 811.486,63TL borcun ödenmesi, aksi takdirde ana sözleşme 14/2 maddesi gereğince ve Kooperatif yasasının 16 e 27.maddelerine istinaden ortaklıktan çıkarılacağı dair art niyetli ihtarname keşide ederek, 14.03.2022 tarih, —– sayılı yönetim kurulu kararı ile usul ve esasa aykırı olarak, “Koopratifimizin ortaklarından—– Ortaklığa isabet eden—-BLok —–no.lu iş yeri ile ilgili genel kurulca kararlaştırılan ve vadesinde ödenmeyen toplam 811.486,63 TL borcu ödemesi için kendisine iki kez ihtarname gönderildiğini, ihtarnamelere rağmen borcunu ödemediği” gerekçesiyle, usul ve esasa aykırı, yasal dayanaktan yoksun olarak ortaklığından çıkarılmasına karar verildiğini, Usul ve esasa aykırı, yasal dayanaktan yoksun, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı “art niyetle düzenlenen” hakkın kötüye kullanıma örnek,17.03.2022 tarihinde tebliğ edilen 14.03.2022 tarih, —– Sayılı yönetim kurulu ihraç kararının iptali için açılan işbu davada, hukuki menfaat ve usul ekonomisi yönüyle üye olduğunun tespiti ile birlikte —- Blok—– no.lu taşınmazın tapu iptali ile davacı adına tescili ve teslimi ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla devir ve teslime kadar emsal kira bedellerinin aylık yasal faizleriyle birlikte maddi tazminat ile birlikte 100.000,00 TL manevi tazminat taleplerini de kapsaması hukuki menfaat ile usul ekonomisi yönüyle zorunlu olduğunu, İhraç kararı kesinleşmeden ve dava süresince üyelik hak ve vecibelerinden yararlandırmama, genel kurula çağrılmama ve genel kurul kararlarının tebliğ edilmemesi, art niyet ve zarar verme kastını açıkça gösterdiği gibi 08.11.2021 tarihinde kesinleşen —–.Asliye Ticaret Mahkemesi —– Esas,—– Karar numaralı (eski —–Asliye Ticaret Mahkemesi —– Esas—– Esas,—— Esas,no.lu) üyelik tespitine ilişkin dosya ile de mağduriyet açıkça görülmektedir. 08.11.2004 yılında aylık 450.000TL (O zamanki para birimiyle aylık “Dörtyüzellimilyon türklirası ile) ile 3 yıllık kiraya verilen taşınmazın, ihraç kararı kesinleşmeden hukuka aykırı olarak Sayın Muhatap tarafından el konularak, kira bedellerinin tahsili, 2007 yılında açılan ve 14 yıl süren davada, ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin dava süresinde ödenmeyen aidatlar” dair geçmişe yönelik faiz ve gecikme cezası da istenemeyeceği hukuksal mevzuat ile içtihatlar gereği olduğunu, Konut Yapı Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesinin 23/6.maddesine göre, ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun görev ve yetkilerinde ise de ortaklardan tahsil edilecek gecikme cezalarının uygulanabilirliği, bu kararın alındığı genel kurul tarihinden itibaren geçerli olacağından, geriye dönük gecikme cezası uygulamasının yasal dayanağı da olmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16’ncı maddesinin 5’inci fıkrası mucibince, haklarında çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceğini, bu durumda olan ortakların genel kurul toplantılarına katılma, seçme ve seçilebilme hakları, aidat ödeme yükümlülükleri bulunmadığını, öte yandan, yönetim kurulunun, Kanunun 16’ncı maddesinin 5’inci fıkrası hükmü gereğince, dava süresince de ilgililerden yükümlülüklerini yerine getirmelerini talep etmesi, aidatlarını geciktirenlerden, genel kurul kararı bulunması durumunda gecikme cezası alması ve yükümlülüklerini hiçbir şekilde yerine getirmeyenler hakkında da, Kanun ve anasözleşmede gösterilen prosedür takip edilerek ortaklıktan çıkarma kararı alıp bu işlemleri sonuçlandırması gerekmekle, sonuç olarak, dava süresince yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklardan geçmişe yönelik gecikme cezası alınması ancak ilgili yıllarda uygulanmak üzere bu konuda alınmış genel kurul kararı olması halinde imkan dahilinde olduğunu, davacıya genel kurul kararları tebliğ edilmediği gibi ödemeye ilişkin hiçbir genel kurul kararı da tebliğ edilmemiştir. Davacı müvekkile, davalı 10.07.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına katılmış, madde 9 da belirtildiği üzere, dükkanların mahkemesi ile ilgili durumu sorulduğu, ve işbu konuda kendisine bilgi de verilmediği gibi, işbu tarih itibariyle karar henüz kesinleşmediğini, genel kurul toplantı sonrası da yönetim kendisinde 2.550,00TLx3 taksitte talep etmiş ve işbu talep edilen bedelleri de hava ücreti ile birlikte, 16.09.2021 tarihinde, 01.10.2021 tarihinde ve 26.10.2021 tarihinde belirtilen hesaba yatırmıştır, dekontların ekte olduğunu, Hal böyle olunca , davalı yönetimin işbu art niyetli ihraç kararını anlamak, olağan hayat akışına da uymadığını, esasen tahsis ettiği üyeliği, teslim ettiği—- BLok—- no.lu taşınmazı, 3 yıllığına 18.11.2004 tarihinde kiraya veren davacının, adına elektriği bağlattığı gibi, Üyelik ihraç kararı kesinleşmeden davalının art niyetli başka üyeye taşınmazı tahsis etmesi, sonradan yaptığı hatayı fark etmesi,kendisi tüm gelirlerden yararlanması davacının mağduriyetine neden olurken, davalının sebepsiz zenginleşmeye neden olmuş ve üstelik bir de geçmişe dönük faizli aidat istenmesi hukuka aykırı olduğunu, cezai sorumluk dahi gerektirdiğini, ayrıca tasfiye halinde kooperatif genel kurul kararından verilen bir karar olmadığı gibi tasfiye halinde kooperati yönetim kurul kararının yasal dayanağı olmayan bir karar alamayacağı gibi ihraca da karar verilmesi mümkün olmadığını, kasımda karar kesinleştiğini, önceki genel kurul kararlarının tebliği ile ödemesi mümkün iken genel kurul kararları tebliğ edilmeden, geçmişe dönük aylık fazil hesaplama ve üstelik bir de teslim ettiği taşınmazı tekrar geri alarak en az 14 yıldır aylık kira geliri elde etmesi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre haksız fiil sorumluluğunu gerektirdiğini, arz ve izah edilen nedenlerle davanın kabulü ile üyelikten ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptali ile davacının kooperatif üyesi olduğundun tespitini, 14.03.2022 TARİH, —– Sayılı yönetim kurulu ihraç kararının iptali ile davacının kooperatif üyesi olduğu ve—- blok ——no.lu adına tahsis edildiğinin 1998 tarihi itibariyle tespitine,——Mevkii, 4 pafta, 1581 Parsel, kat irtifaklı, asmalı+katlı işyeri,60/14000 arsa paylı —- BLok, —— no.lu tapuda kain taşınmazın tapu iptali ile davacı adına tesciline ve taşınmazın teslimini, yargılama süresince öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek tapu devrinin önlenmesine ve tapuya şerh verilmesini, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla davacı adına tescili ve teslimi ile devir ve teslime kadar emsal kira bedellerinin belirlenerek yasal faizleriyle birlikte maddi tazminat ve 100.000,00 TL manevi tazminat olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın açmış olduğu dava yasal dayanaktan yoksun olup kabul etmediklerini ve tümüyle reddini talep ettiklerini, şöyle ki; taraflar arasındaki yargılama sürecinin yukarıdaki şekilde sonuçlanması sonrasında hakkındaki ihraç kararının iptal edilmesi ile kooperatif ortaklığı devam eden ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 16/son maddesi gereğince ihraç kararının kesinleşmesine kadar ortağın hak ve yükümlülüklerinin devam ettiği için vekil eden kooperatifin genel kurul kararları ile belirlenmiş parasal yükümlülükleri yerine getirmemiş olan davacı …—– Noterliğinden 17.12.2021 tarihinde —– yevmiye sayısı ile gönderilen ihtarname ile —-Blok—- no-lu işyeri ile ilgili kooperatif ortaklığı nedeniyle kooperatif genel kurulunca alınan kararlara göre 17.12.2021 tarihine kadar birikmiş 288.165,28 TL ana para borcu olduğu ve 523.321,35 TL gecikme faizi borcu olduğu toplamda 811.486,63 TL olan borcunun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödemesi aksi halde ana sözleşmenin 14/2 ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16. Ve 27. Maddeleri gereğince ortaklıktan çıkarılacağını belirten ihtarname gönderilmiş aynı zamanda ihtarnameye borcun dayanakları olan genel kurul kararlarını, borcun hangi tarihlerle ilgili olduğunu ve hangi tarihe kadar hesaplandığını gösteren borç listesi hesap tablosu eklendiğini, 10 günlük 1. İhtarname davacının aynı konutta oturan eşine 21.12.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, 10 günlük 1. İhtara rağmen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacıya bu defa—– Noterliğinden 19.01.2022 tarihinde—– yevmiye sayısı ile——Blok——no-lu işyeri ile ilgili kooperatif ortaklığı nedeniyle kooperatif genel kurulunca alınan kararlara göre 17.12.2021 tarihine kadar birikmiş 288.165,28 TL ana para borcu ve 523.321,35 TL gecikme faizi borcu olmak üzere toplamda 811.486,63 TL. olan borcunu ödemesi için gönderilen 1. İhtarname ile bildirildiği halde borcunu ödemediği , bu nedenle işbu 2. ihtarnamenin tebliğinden itibaren 1 ay içinde birikmiş toplamda 811.486,63 TL borcunu ödemesi aksi halde ana sözleşmenin 14/2 ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16. ve 27. Maddeleri gereğince ortaklıktan çıkarılacağını belirten ihtarname gönderilmiş aynı zamanda ihtarnameye borcun dayanakları olan genel kurul kararlarını, borcun hangi tarihlerle ilgili olduğunu ve hangi tarihe kadar hesaplandığını gösteren borç listesi hesap tablosu eklendiğini, 1 aylık 2. İhtarname ise bizzat davacı …07.02.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, ana sözleşmenin 14/2 ve Kooperatifler Kanunun 16. ve 27. Maddelerine istinaden genel kurul kararları ile belirlenmiş parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden tebliğ edilen 10 günlük 1. İhtara ve 1 aylık 2. İhtara rağmen borcunu ödememesi üzerine bu defa vekil eden kooperatif yönetim kurulunun 14.03.2022 tarih ve —– sayılı kararı ile davacı … ihracına karar verildiğini, İhraç ile ilgili yönetim kurulu kararının onaylı bir sureti eklenmek suretiyle İhraç kararı kendisine —–. Noterliğinin 14.03.2022 tarih ve —— yevmiye sayısı ile bildirildiğini, ihraç kararı bizzat davacı … 17.03.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, bu ihraç kararına karşı huzurdaki davayı açan davacının talepleri haksız ve hukuka aykırı olup reddini talep ettiklerini, Davacının ihraç işleminin yasal dayanağı genel kurullarca belirlenen parasal yükümlülükleri yerine getirmemesidir. Kooperatif ortakları arasında hak ve vecibelerde eşitlik ilkesi olduğunu, diğer ortaklar yükümlülüklerini yerine getirirken davacının bu yükümlülükleri yerine getirmekten kaçınması kabul edilemeyeceğini, parasal yükümlülüklerin tutarı ve ödeme vadeleri genel kurullarca belirlendiği gibi, gecikme faizi uygulanması kararı da yine genel kurul kararları ile belirlendiğini, ödemelerin gününde yapılmamış olması nedeniyle her ne kadar ilgili genel kurul kararları ile aylık 610, 962 gibi gecikme faizi uygulanması kararı alınmış ise de TBK 120/2 gereğince getirilen sınır nedeniyle kanuna uygun olarak gecikme faizi olarak aylık 41,5 uygulandığını, Kooperatifler iş yeri satan müteahhitler, satıcılar olmadığını, ortaklar arasında hak ve vecibelerde eşitlik ilkesi geçerli olduğunu, davacının ihraç işleminin dayanakları ve kooperatif kayıtları incelendiğinde bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini, parasal yükümlülükleri hüküm altına alan genel kurul kararları geçerli genel kurul kararları olduğunu, bu genel kurul kararlarının iptali ile ilgili bir yargılama ve yargı kararı bulunmadığını, bu şartlar altında ana sözleşmenin 14/2 ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16. ve 27. maddelerine istinaden tarafına tebliğ edilen usule uygun yukarıda yazılı ihtarlara rağmen Kooperatifler Kanunu , ana sözleşme ve genel kurul kararları gereğince , ortakların iş yerlerini talep hakkı ancak ortaklıktan kaynaklanan parasal yükümlülüklerini yerine getirmiş olmaları şartına bağlı olduğunu, davacı , genel kurul kararları ile belirlenmiş parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği için hakkında ihraç işlemi yapıldığını, 03.01.2006 tarihli ve —– sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan ihracına karar verilmiş olan davacı hakkındaki bu ilk ihraç işlemi yargı kararlarının içeriğinden ve gerekçesinden de anlaşılacağı üzere ihraç kararının tebliğindeki ve 1. ve 2. ihtarnamelerin tebliğindeki usule aykırı tebliğ şekilleri nedeniyle iptal edildiğini, yoksa parasal yükümlülüklerinin bulunmadığına ilişkin bir yargı kararı bulunmadığını, dolayısıyla ortaklıktan ihraç işlemi tebligatla ilgili usul yönünden iptal edilmiş olsa da , bu durum parasal yükümlülüklerini yerine getirdiği sonucunu doğurmayacağı gibi İş yerini talep hakkı bulunduğu anlamına da geldiğini, bu ilk ihraç işlemine karşı davanın geçirmiş olduğu safahat da özellikle göz önünde bulundurulursa, dava tarihi 13.11.2007 olduğunu, davacının bu tarihten önceki parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği hakkında 2006 yılında yapılan İhraç işleminden belirli olduğunu, söz konusu dava tarihinden sonra da genel kurul kararları ile belirlenmiş parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği, keza kesin hesaptan sonra ortaya çıkan parasal yükümlülükler de yerine getirmediğini, nitekim 03.01.2006 tarihli ve—- sayılı ihraç kararının iptaline karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesini müteakip ana sözleşmenin l14 ve Kooperatifler Kanunun 16. ve 27. Maddelerine istinaden kendisine tebliğ edilen ihtarlara rağmen borcunu ödemeyen davacı hakkında bu defa işbu davanın konusu olan 14.03.2022 tarih ve—– sayılı ihraç kararı alındığını ve tebliğ edildiğini, ana sözleşmenin 64 ncü maddesi gereğinçe , mülki etin ortağa aktarılması için maliyetinin ortaklarca kooperatife ödenmiş veya güvence altına alınmış olması gerektiğini, iş yerleri kendilerine teslim ve tescil edilen emsal ortaklar tüm parasal yükümlüklerini tamamıyla yerine getiren ortaklar olup , parasal yükümlülüklerini yerine getirmemiş olan davacının bu talebi başta eşitlik ilkesi olmak üzere , kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının tapu iptal ve tescil, taşınmazın teslimi talebi usul ve yasaya aykırı olup reddedilmesini talep ettiklerini, davacı davasını açarken sadece maktu harç yatırdığını, buna karşın davacının taleplerinden olan —- mevkiinde kain, 4 pafta,1581 parsel sayısında kayıtlı, kat iritfaklı asma katlı 60/14000 arsa paylı —- Blok —– no.lu işyerinin tapusunun iptali ile davacı adına tesciline ve taşınmazın teslimine karar verilmesi talepli davası nispi harca tabi olduğunu, tapu iptal ve tescil istemi yönünden dava değerini bildirmediğini ve harcını yatırmadığını, harcı yatırılmamış bir davanın yargılaması yapılamayacağı için bu yönden de talebinin reddi gerektiğini, —-blok—— nolu iş yeri vekil eden kooperatif adına kayıt ve tescilli olduğunu, bu iş yeri için başka bir ortak alındığı ve başkasına devredildiğine ilişkin davacı beyanlarının yersiz ve yanlış olduğnu vekil eden kooperatif daha öncede arz etmiş olduğumuz üzere satıcı veya müteahhit olmadığını, vekil eden kooperatif her ne kadar tasfiye halinde ise de amaçına ylaşmamış ve dağılma sürecinde olmadığını, toplam 12 bloktan oluşan iş yerlerinden sadece 4 bloğun iskanı alınmış olup davacının ortaklığına isabet eden—– Blok dahil 8 bloğun iskanı alınamadığını, —— Blok hala bitirilememiş inşaatı yarım halde olduğunu, yerin geri alınmasından da bahsedilemeyeceğini, Davacının tutum ve davranışlarından ortaya çıkan ga reti diğer ortakların aksine eçerli genel kurullarca belirlenen ve diğer ortakların ödediği tutarları ödemeden —– Blok —- no.lu İş yerinin mülkiyetini almaya çalıştığını, Bu talep hukuk ve kanunlar önünde kabul edilebilir olmadığını, ifade edildiği üzere Ana sözleşmenin 64 ncü maddesi gereğince, mülkiyetin ortağa aktarılması İçin İş yeri maliyetinin ortaklarca kooperatife ödenmiş veya güvence altına alınmış olması gerektiğini, aksi takdirde mülkiyetin ortağa aktarılması mümkün olmadığını, bu şartlar altında p arasal yükümlülüğünü yerine getirmeyen bir ortağın tapu istemesi usul ve kanuna, ana sözleşmeye aykırılık teşkil edeceği açık olduğu gibi, bu yönde istemde bulunan davacının tedbir talebinin de hukuken geçerliliği bulunmadığını, bu nedenle davacının tedbir talebinin reddine karar verilmesini, Davacının maddi tazminat ve manevi tazminat talepleri de usul ve kanuna, ana sözleşmeye aykırı olduğunu, tekrar belirmek gerekirse Ana sözleşmenin 64 ncü maddesi gereğince, mülkiyetin ortağa aktarılması için iş yeri maliyetinin ortaklarca kooperatife ödenmiş veya güvence altına alınmış olması gerektiğini, Kooperatife karşı genel kurullarca belirlenmiş parasal yükümlülüklerinden kaynaklanan borcunu ödememiş ve hakkında ihraç kararı alınmış davacı ortağın maddi ve manevi tazminat talebi yersiz olup kabulü mümkün olmadığını, bu nedenle davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddini, kaldı ki davacı taraf dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi tutulmasını belirtmiş olduğunu, eza davacı vekilinin mahkemeye sunduğu 04.,07.2022 tarihli dilekçesi ile bu defa kira kaybına ilişkin maddi tazminat taleplerinin koaperatif ilişkisinden ve haksız fiil sebebinden kaynaklı olduğunu belirtmiş olmasına göre de 2 yıllık zamanaşımı süresi söz konusu olduğunu, davacının kira kaybına ilişkin maddi tazminat talepleri zamanaşımına uğradığını, ayrıca bir hak kaybı oluşmaması açısından davacının açmış olduğu davasının tüm istemler yönünden zamanaşımına uğradığı ve hak düşürücü süreler içinde açılmadığını belirtiyoruz ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, açıklanan nedenlerle haksız, usüle ve kanuna aykırı davanın reddini, arz ve izah olunan nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun usul ve kanuna aykırı davanın tümüyle reddine karar verilmesi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı birlikten, 08.06.2011 tarihli yönetim kurulu kararıyla ihraç edildiğini, kararın anasözleşmedeki toplantı nisabı sağlanmadan ve haksız şekilde ve seçim sonuçlarını etkileme amacıyla alındığını ileri sürerek, ihraç kararının yoklukla malul olduğunun tespiti, olmadığı takdirde iptaline karar verilmesini, talep ve dava ettiğini, davalı vekilinin, davanın reddini istediğini, mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ihracına gerekçe yapılan “birlik aleyhinde faaliyette bulunma” eyleminin sabit olmadığı, ihraç nedeninin bulunmadığı, birlik başkanı ve yöneticileri hakkında zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlarından dolayı açılan davanın derdest olduğu, davacıyla birlikte ihraç edilen 27 üyenin de, olağanüstü genel kurulun yapılması için imza toplayan kişiler olduğu gerekçesiyle, 08.06.2011 tarih ve—– sayılı ihraç kararının iptaline karar verildiği, kararı, davalı vekili temyiz ettiğini, Dava, birlik üyeliğinden yönetim kurulu kararıyla ihraç kararının iptali istemine ilişkin olduğunu, birlik Anasözleşmesi’nin “Üyelikten Çıkarma” kenar başlıklı 10. maddesinde:”Ana sözleşmede gösterilmeyen nedenlerle üyeler üyelikten çıkarılamayacağını, üyelikten çıkarılma, birlik yönetim kurulu geçici ihraç kararı şeklinde olur. Bu karar, yapılacak ilk genel kurulda kesin karara bağlanacağını, üyeler, çıkarılma kararına tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içerisinde, birliğin bulunduğu adli mercilerde iptal davası açabileceklerini, 3 ay içerisinde mahkemeye başvurmak üzere itiraz edilmeyen çıkarılma kararının kesinleşeceğini, Haklarında çıkarılma kararı kesinleşmeyen üyelerin hak ve yükümlülükleri çıkarılma kararları kesinleşinceye kadar devam edeceğini, çıkarılma kararı gerekçeler ile birlikte tutanağa ve karar defterine geçirileceği gibi üyelik defterine de yazılır.” düzenlemesine, Islah …Birliklerinin Kurulması ve Hizmetleri Hakkında Yönetmelik’ in 38. maddesinde de benzer düzenlemeye yer verildiğini, buna göre, bir üye hakkında yönetim kurulunca verilen ihraç kararının, geçici ihraç niteliğinde olduğu ve genel kurul gündemine alınarak onaylanması halinde kesinleşeceği, genel kurul kararı ilgilisine tebliğ edilmeden üç aylık dava açma süresinin başlamayacağı, davanın süresinde açılması halinde davanın esasına girilmesi, ihraç kararı genel kurul gündemine alınarak onaylanmadığı takdirde ise, ihraç kararının kesinleşmeyeceği ve üyeliğin askıda kalıp devam edeceği, bu halde de yönetim kurulunun ihraç kararına karşı dava açılamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, somut olayda, 08.06.2011 tarih ve —– sayılı yönetim kurulu kararı ile davacının ihracına karar verilmiş, bu karar genel kurulca onaylanmadığından ihraç kararı kesinleşmemiştir ve davacının üyelik hak ve yükümlülükleri devam ettiğini, İhraç kararı kesinleşmeden ve dava süresince üyelik hak ve vecibelerinden yararlandırmama, genel kurula çağrılmama ve genel kurul kararlarının tebliğ edilmemesi, art niyet ve zarar verme kastını açıkça gösterdiği gibi işbu cevapla da teyit edilmiştir. 08.11.2021 tarihinde kesinleşen —–Asliye Ticaret Mahkemesi —–. no.lu (eski —–Asliye Ticaret Mahkemesi ——,no.lu) üyelik tespitine ilişkin dosya ile de mağduriyet açıkça görülmektedir. 08.11.2004 yılında aylık 450.000TL (O zamanki para birimiyle aylık “Dörtyüzellimilyon türklirası ile) ile 3 yıllık kiraya verilen taşınmazın, ihraç kararı kesinleşmeden hukuka aykırı olarak Sayın Muhatap tarafından el konularak, kira bedellerinin tahsili, 2007 yılında açılan ve 14 yıl süren davada, “ ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin dava süresinde ödenmeyen aidatlar” dair geçmişe yönelik faiz ve gecikme cezası da istenemeyeceği hukuksal mevzuat ile içtihatlar gereği olduğunu, Konut Yapı Kooperatifi Örnek Ana Sözleşmesinin 23/6.maddesine göre, ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun görev ve yetkilerinde ise de ortaklardan tahsil edilecek gecikme cezalarının uygulanabilirliği, bu kararın alındığı genel kurul tarihinden itibaren geçerli olacağından, geriye dönük gecikme cezası uygulamasının yasal dayanağı da olmadığını,1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16’ncı maddesinin 5’inci fıkrası mucibince, haklarında çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam edecektir. Bu durumda olan ortakların genel kurul toplantılarına katılma, seçme ve seçilebilme hakları, aidat ödeme yükümlülükleri bulunduğunu, öte yandan, yönetim kurulunun, Kanunun 16’ncı maddesinin 5’inci fıkrası hükmü gereğince, dava süresince de ilgililerden yükümlülüklerini yerine getirmelerini talep etmesi, aidatlarını geciktirenlerden, genel kurul kararı bulunması durumunda gecikme cezası alması ve yükümlülüklerini hiçbir şekilde yerine getirmeyenler hakkında da, Kanun ve anasözleşmede gösterilen prosedür takip edilerek ortaklıktan çıkarma kararı alıp bu işlemleri sonuçlandırması gerekmekle, sonuç olarak, dava süresince yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklardan geçmişe yönelik gecikme cezası alınması ancak ilgili yıllarda uygulanmak üzere bu konuda alınmış genel kurul kararı olması halinde imkan dahilinde olduğunu, davacının bilerek mağdur edilmesi hiçbir hukuk kuralı ile bağdaşmadığını, davalının uhdesinde meydana gelen sebepsiz zenginleşmenin de kabul edilemeyeceğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; usul ve esasa aykırı, yasal dayanaktan yoksun davaya cevapların reddi ile tüm delillerin toplanarak haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin ikinci cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde açıkladığı hususları kabul etmiyoruz. Davacının davası haksız ve hukuka aykırı olup reddini talep ettiklerini, taraflar arasında daha önce geçirilen yargılama safahati ile ilgili cevap dilekçemizde açıkladığımız hususların tamamının doğru olduğunu, bu yargılama safahati ile ilgili bozma kararlarından öncesi ve sonrası ile Yargıtay kararlarının tamamı —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin—– Esas sayılı dosyası içerisinde olup, incelendiğinde cevaplarımızın doğruluğu sübuta ereceğini, davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde açıkladığı hususlar dava dilekçesinin tekrarından ibaret olduğunu, bu nedenle hiç birini kabul etmiyor ve usul ekonomisi açısından cevap dilekçelerini aynen tekrar ettiklerini, ayrıca davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde beyan ettiği yüksek mahkeme kararları ile dava konusu arasında ilgi kurulmasının mümkün olamayacağını dolayısıyla davaya emsal niteliği taşıyamayacağını, özellikle esas kötü niyetli olan ve genel kurullarca belirlenen ortaklık ödemelerini yapmadan ve dolayısıyla eşitlik kuralına aykırı olarak iş yeri edinmek isteyen bizzat davacının kendisi olduğunu, hukuk düzeni, ana sözleşme ve kooperatifler yasası buna cevaz verdiğini, cevap dilekçelerinde de izah ettiğimiz taraflar arasında daha önce yaşanan yargılama süreci, vekil eden kooperatifin 03.01.2006 tarihli ve —- sayılı davacı … genel kurul kararları ile belirlenen ortaklık ödemelerini yerine getirmemesi üzerine alınan ihraç kararına karşı davacı tarafından açılmış dava ile başladığını, usul ve yasaya aykırı, gerçeği yansıtmayan cevaba cevap dilekçesinin reddi ile haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 04/07/2022 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Tensip zaptının 1. Maddesinde kira kaybına ilişkin maddi tazminat talebinin arabulucu başvuru şartını taşıdığı işbu sebeple arabuluculuk son tutanak aslının ibrazı için tarafımıza süre verilmiş ise de; dava konusunun incelenmesi ile ”üyelikten ihraca ilişkin yönetim kurul kararının iptali ile davacının kooperatif üyesi olduğunun tespiti, 14.03.2022 TARİH,—– Sayılı yönetim kurulu ihraç kararının iptali ile davacının kooperatif üyesi olduğu ve—– blok —– no.lu adına tahsis edildiğinin 1998 tarihi itibariyle tespiti, —- Mevkii,4 pafta, 1581 Parsel, kat irtifaklı, asmalı+katlı işyeri, 60/14000 arsa paylı —– BLok, —- no.lu tapuda kain taşınmazın tapu iptali ile davacı adına tescili ve taşınmazın teslimi olduğunu, dava konusu ticari ilişkiden değil kooperatif ilişkisinden ve haksız fiilden kaynaklandığını, TTK, Yargıtay kararları ve içtihatlar uyarınca arabuluculuğa başvuru şartı ticari ilişkiden kaynaklanan davalarda söz konusu olup, taraflar arasındaki ilişki ticari ilişkiden kaynaklanmadığından, haksız fiil sebebinden kaynaklandığından arabuluculuk işbu davada dava şartı olmadığını, tensip zaptının 2. maddesi uyarınca; maddi tazminat talebi davalının haksız fiili sebebi ile davacının uğramış olduğu, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla devir ve teslime kadar emsal kira bedellerinin, elektrik, su, doğalgaz aboneliklerinin yapılıp, kullanılamamasından kaynaklı zararların ve diğer zararları gerektiği, maddi tazminat talebinde 20.000,00 TL üzerinden harç tamamlandığını, arz ve izah edilen nedenlerle: beyanların kabulü ile eksikliklerin tamamlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin 22/02/2023 tarihli beyan dilekçesinde özetle; 08.02.2023 tarihli duruşma zaptının 2 nolu maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil ile maddi tazminat talepleri yönünden dava değerinin belirtilmesi ve gerekli harcın yatırılması için süre verilmiş ise de öncelikle 21.06.2022 tarihli tensip zaptının 2 nolu maddesi uyarınca maddi tazminat talebinin miktarının açıklanması ve miktar üzerinden harç yatırılması için 2 haftalık süre verilmiş olup süresi içinde maddi tazminat talepleri 04.07.2022 tarihli dilekçemiz uyarınca şimdilik 20.000,00 TL (Fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla bilirkişi raporu ile belirlenecek bedel üzerinden harç tamamlanağı) belirtilmiş olup, aynı tarihli sayman mutemedi alındısı uyarınca 20.000,00 TL üzerinden peşin harç yatırıldığını, işbu sebeple sadece tapu iptal ve tescil davası yönünden talep miktarı belirtilmiş ve harç yatırıldığını, Tapu İptal ve tescil talebi yönünden dava değeri: 10.000,00 TL, Tapu İptal ve tescil talebi için 10.000,00 TL üzerinden (10.000,00 TL X % 68,31/4 = 171,00 TL) harç tamamlandığını, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle: beyanların kabulü ile eksikliklerin tamamlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler —— tarafından sunulan 09/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı Tasfiye Halinde —– İŞYERİ YAPI KOOPERATİFİ’nin davacı ortak … aidat borcu nedeniyle keşide ettiği ——Noterliği’nce tasdiklenen her iki ihtarnamesinde de 288.165,28 TL ana borç ve 17.12.2021 tarihine kadar hesaplanan 523,321,35 TL gecikme faizi birlikte toplam 811.486,63 TL talep edildiği, kanun ve ana sözleşmeye göre borcun geciktirilmesine bağlı olarak 10 günlük ve bir aylık bekleme sürelerine uyularak davacıya tebligatların yapıldığı, Kooperatifler Kanunu’nun 16. ve 27. Maddesi ve ana sözleşmenin 14. Maddesi kapsamında talep edilen borcun ait olduğu genel kurulların tarih bilgisi, borcun ait olduğu aylar, işletilen faiz oranı, hesaplama tablosu, borç detayı vb. bilgileri göz önünde tutulduğunda ortaklıktan çıkarılma kararının tebliğ edildiği noter ihtarnamelerinin muhteviyat ve süreler yönünden asgari şartları taşıdığı, Davalı Tasfiye Halinde —-İşyeri Yapı Kooperatifi’nin davacı …gönderdiği noter ihtarnameleri dayanak genel kurul kararları bilgisi, aidat borcu miktarı, yasal faiz oranı ve hesaplaması, ihtarname tebliği süreleri vb. bakımından kanun ve ana sözleşmeye uygun olduğu ancak, yargı yolu tamamen tüketilmediğinden ortaklıktan çıkarılması kesinleşmeyen ortağın 2005-2017 yılları arasında yapılan genel kurullara emsal üyeler gibi hak ve vecibelerde eşitlik ilkesi gereği katılma, bilgi alma ve oy kullanma hakkı kısıtlandığından, çağrılmadığı genel kurul kararlarındaki aidat miktarı, temerrüt faizi tutarı ve ödeme vadesini bilmeden 523,321,35 TL gibi yüklü miktarda gecikme faizi hesaplanarak talep edilmesinin kanun, ana sözleşme (ana sözleşme 24 md, Koop. Kan. 23.,24.,26.,48. md) ve iyi niyet kurallarına uygun olmadığı, yalnızca 288.165,28 TL ana para borcunu ödemekle yükümlü olabileceği ancak bu ödeme sonucuna göre tapu iptal, tescil ve tazminat ödenmesi talebinde bulunabileceği, dolayısıyla 523,321,35 TL yasal temerrüt faizini ödememesi yönündeki değerlendirmemiz sayın mahkemenin takdirinde olmakla birlikte kanun ve ana sözleşmeye aykırı şekilde ortaklık haklarını kısıtlamaya bağlı yaşanan filli durumu yeterince ortaya koymadığı anlaşılan ihtarnamelerin geçerli olamayacağı ve kooperatif yönetim kurulunun 14.03.2022 tarih ve—– sayılı kararı ile davacı … ortaklıktan çıkarılma kararının gerekli şartları taşımadığından iptal edilmesi, davacı … yükümlülüklerinin tamamını kooperatife ödemediğinden başka bir üye üzerine kayıtlı olduğu anlaşılan işyeri için tapu iptal ve tescili talebinde bulunamayacağı, —–yükümlülüklerini tam olarak yerine getirse dahi davalı kooperatifin kendisine tahsis edeceği bir taşınmaz bulunmadığı anlaşıldığından, 03.01 2006 tarih ve—-no.lu ortaklıktan ilk çıkarılmasına ilişkin yönetim kurulu kararına kadar ödediği mevcut aidat miktarının iadesini kooperatiften talep edebileceği, yapılan açıklamalar sonucunda, tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ve 6100 sayılı HMK’nın 266/c.2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir ve tavsif mahkememize ait olmak üzere inceleme kanaatlerini arz etmişlerdir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali, kooperatif üyeliğinin tespiti, tapu iptal ve tescil, maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun C) Ortaklıktan çıkarılma esasları ve itiraz başlıklı 16 ncı maddesi “(Değişik birinci fıkra: 6/10/1988 – 3476/4 md.) Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde,genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir. (Ek: 6/10/1988 – 3476/4 md.) Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” ve D) Ortakların ödev ve sorumlulukları I – Süre ve ortaklığın yok olması başlıklı 27 nci maddesi “Ortakların yüklendikleri paylar için ödiyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymıyan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmiyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” hükmünü düzenlemiştir.Önceki ihraç kararının iptali üzerine davalı kooperatif tarafından Kanun, ana sözleşme ve genel kurul tarafından belirlenen parasal yükümlülüklerin yerine getirmesi için davacıya noter kanalıyla ihtarname gönderildiği, davacının 1. ihtara rağmen ödeme yapmadığı, bunun üzerine yine noter kanalıyla 2. ihtarın gönderildiği, davacının yine ödeme yapmaması üzerine kooperatif yönetim kurulunun 14.03.2022 tarih ve ——sayılı kararıyla kooperatif üyeliğinden ihracına karar verildiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ihtarnamelerin Kanun ve ana sözleşmeye uygun olduğunun tespit edildiği, ana sözleşmenin 14 üncü maddesi gereği parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortağığın ortaklıktan çıkarılabileceğinin düzenlendiği, davacı tarafça da parasal yükümlülükler yerine getirilmediğinden kooperatif yönetim kurulunun 14.03.2022 tarih ve —— sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve kooperatif üyeliğinin tespiti taleplerinin reddine, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve kooperatif üyeliğinin tespiti talepleriyle bağlı tapu iptal ve tescil ile maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerinin de ayrı ayrı reddine, davacının aynı davalıya karşı ileri sürebileceği farklı istemlerini tek bir davada isteyebilmesi mümkün olup, bu duruma objektif dava birleşmesi denilmekte olup yargılamaya konu davada da kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve kooperatif üyeliğinin tespiti, tapu iptal ve tescil ile maddi tazminat ve manevi tazminat olmak üzere dört ayrı dava açılmış, bu sebeple davalı yararına dört ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine (Yargıtay —–Hukuk Dairesi’nin 01.10.2020 tarih ve —-Esas —— Karar sayılı kararı) karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli her bir dava için 269,85 TL, dört dava için toplam 1.079,40 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL harç ile 1.878,75‬ TL ıslah harcı toplamı olan 1.959,45‬ TL’den mahsubu ile fazla alınan 610,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 7.615,50 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve kooperatif üyeliğinin tespiti davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden tapu iptal ve tescil davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —–Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.