Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/46 E. 2023/628 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/46
KARAR NO : 2023/628

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19/01/2022
KARAR TARİHİ : 04/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin maliki ve sürücüsü olduğu—- plaka nolu araca kırmızı ışıkta beklerken maliki ve davalı taraf nezdinde sigortalı olan sürücüsü —- olan—– plakalı aracın arkadan çarptığını, kaza sonrası tramer komisyonu oy birliğiyle karşı yana ait aracın tam kusurlu, müvekkilinin ise kusursuz olduğu sonucuna vardıklarını, müvekkilinin aracında 6.304,52 TL maddi hasar meydana geldiğini, davalı tarafa 15/10/2021 tarihinde değer kaybı talebi ile başvuruda bulunulduğunu, davalının yasal süre içinde herhangi bir ödeme yapmadığını, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; alacağın belirli hale getirilmesi için öncelikle dosyanın bilirkişiye tevdini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkilin aracında meydana gelen 50,00 TL değer kaybının davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, —–plaka nolu aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, delillerin kendilerine tebliğini, davacının müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapmadan davayı açtığını, davanın usulden reddi gerektiğini, kazanın 17/09/2021 tarihinde gerçekleştiğini, dava konusu kaza trafik sigortası yeni genel şartları kapsamında olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde sigortalısının kusuru oranında olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin kusurunu ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, davacı tarafın aracında meydana gelen hasara ilişkin ödemenin yapıldığını savunarak; davanın usulden ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
—-Noterler Birliği Başkanlığına, müzekkere yazıldığı görüldü.Mahkememizce alınan 21/05/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
“Piyasa Rayiç Değer Çalışmaları:
İncelemeye konu olan kazaya bağlı değer kaybı tespiti için —- plakalı otomobilin, gerek 2. El araç alım satım piyasasında ve (piyasa değerine ilişkin—- isimli internet siteleri üzerinden) yapılan araştırmalar sonucunda, emsal özelliklere sahip aracın, (17/09/2021) kaza tarihi itibarıyla, piyasa genelinde rayicinin, ortalama 370.000,00 TL ile 385,000,00 TL arasında değişkenlik gösterdiği görülmüş olup, yetkili servisler ile de yapılan görüşmeler, piyasa şartlar ve pazarlık payı gibi unsurlar dikkate alındığında davaya konu aracın, tespit edilen mevcut teknik özellikleri Ile (17/09/2021 tarihli) kazadan önceki piyasa rayiç değerinin (bedelinin peşin ve nakit ödenmesi koşulu ile) 380.000,00 TL uygun olduğu,
Otomotiv sektöründe 2.el araç alım-satım piyasasında yapılan araştırmalarda bu nitelikte hasarların, araçların piyasa rayicine belirli oranda olumsuz etki ettiği gibi satılabilirlik durumunda da olumsuz etkide bulunduğu, aracın belirli miktarda da olsa değer kaybına uğradığı, hasarları belirlenen —-plakalı aracın, bu tür hasarları çerçevesinde, çok ağır nitelikli olmayan (orta şiddet) hasara maruz kalmış olduğu, onarım sonrasında, aracın 2. el araç piyasasında satılması esnasında, alıcı (müşteri) nezdinde rayiç değerinin belirli miktarda olumsuz etkilenmiş olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bu incelemeler neticeşinde, aracın mezkür kaporta hasarlarının, Km. sinin 7,374 km. olduğu da dikkate alınarak (onarım faturasında açıklanan teknik şartlarda) onarımından sonra, 2. El araç piyasasında artalama olarak (dedeli peşin ve nakit ödenmek üzere) 370.000,00 TL, bedel ile alıcı bulabileceği,Buna göre;Değer kaybının 380.000,00 TL – 370.000,00 = 10.000,00 TL. olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.

SONUÇ VE KANAAT:
Yukarıda yazılı teknik özelliklere sahip olan araçta 17/09/2021 tarihinde meydana gelen kazada hasara maruz kalan arka kışımmılarında, yeni verilen parçalar dışında bazı ünitelerde de düzeltme, kaporta ve boya işçiliği uygulandığı, değişen ve onarılan parçaların aracın değerini olumsuz olarak etkilediği belirlenmiş olup, neticede, onarım sonrasında, araçın değer kaybının 10.000,00 TL olacağı, bu tutarın yeterli ve geçerli miktarda olduğu, tarafların belirlenen kusur durumları itibarıyla, bu miktarın tamamının, (kazada %100 oranında kusurlu bulunan) —– plakalı araç tarafının, dolayısıyla bu aracın —– numaralı Poliçe ile (27/10/2020 – 27/10/2021 tarihleri arasında) ZMSS nın sigortacısı olan davalı —–(sorumluluğunun, poliçesinde belirlenen dimiti ile sınırlı olması koşulu – ile) sorumluluğunda” olduğu hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının maliki olduğu —- plakalı araç ile davalının ZMMS sigortacısı olduğu —– plakalı aracın 17/09/2021 tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle davalının davacıya değer kaybından kaynaklanan bakiye maddi tazminat talebine ilişkin eda davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak, (…) Hesaplanır. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacının maliki olduğu —- plakalı araç ile davalının ZMMS sigortacısı olduğu——plakalı aracın 17/09/2021 tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle davalının davacıya değer kaybından kaynaklanan bakiye maddi tazminat talebine ilişkin eda davası olduğu, davalının kaza tarihinde zmms sigortacısı olduğu —– plakalı aracın sürücüsünün kusuru oranında davacıya karşı sorumlu olduğu, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, 21/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda olayın gerçekleşmesinde davalının sigortalısının %100 kusurunun bulunduğunun tespit edildiği, mahkememizce de olayın gerçekleşme biçimine göre bilirkişi raporu ile tespit edilen kusur durumunun somut olayın gerçeklerine ve hakkaniyete uygun bulunduğu, yine aynı rapor ile davacının 10.000,00 TL değer kaybı zararının bulunduğunun tespit edildiği, değer kaybı hesabının kaza nedeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) esasına uygun olarak yapıldığı, mahkememizce de bu esasa göre hesaplama yapılmasının hukuka uygun bulunduğu, bilirkişi raporunun bu esasa uygun ve denetime açık şekilde düzenlendiği, bu sebeple hükme esas alınabileceği, davalı sigorta şirketi yönünden temerrütün KTK 99 maddesi uyarınca başvuru tarihinden (15/10/2021 günü) itibaren sekiz iş gününün geçmesiyle 28/10/2021 tarihinde gerçekleştiği, her ne kadar en yüksek mevduat faiz oranı üzerinden faiz istenmişse de olayın davacı yönünden ticari iş olarak kabul edilemeyeceği ve alacağa yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, değer kaybına ilişkin maddi tazminat davası yönünden tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, değer kaybına ilişkin 10.000,00 TL maddi tazminatın 28/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (10.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL peşin harcın ve 169,92 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 432,48 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 172,90 TL dava açma masrafı, 11,50 TL vekalet harcı ve 1.135,70 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.320,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (10.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, tarafların yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.