Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/433 E. 2023/333 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/433 Esas
KARAR NO : 2023/333

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında su alım satımına dair bir ticari ilişkinin kurulduğu, malların davalıya satılarak teslim edildiği, faturalar tahsil edilemeyince davalı/borçlu aleyhine —–İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı, ancak davalı tarafça herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz edildiği, davacı şirketin muhasebe kayıtlarında, davalının davacı şirkete 5.470,56 TL borçlu olduğu, icra takibi öncesi ve sonrasında davalının borcunu ödememekte ısrar ettiği, arabuluculuk sürecinde davalı ile anlaşma sağlanamadığı, davalının icra takibinde borca yaptığı itirazının kötü niyetli olduğu belirtilerek, davanın kabulüne, davalı borçlunun —–.İcra Müdürlüğü’nün—–. numaralı dosyasına vaki itirazının iptali ile %20’den az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; 1998 – 2005 yılları arasında —- firması —– ortaklık yaptığını, 2005 – 2013 yılları arasında ticari faaliyetlerine ara verdiğini, 13.02.2015 tarihinde ——Ticareti firması olarak yine —–BAYİİ olarak ticari faaliyete başladığını ve 31.12.2020 tarihinde de ticari faaliyetlerine son verdiğini, iş yerini 31.12.2020 tarihinde kapatmasından 2,5 ay kadar önce davacı—-Temsilcileri —– adında iki kişinin işyerine gelip —–adı altında bayilik teklifinde bulundukları ve kendisinin de kabul ettiğini, o tarihte iş yerini kapatmak veya devretmek gibi bir düşüncesinin olmadığını, 21.12.2020 tarihinde de iş yerinin devri hususunda—– ile anlaştığını, —– yapılan bu anlaşma gereği —— firmasına ait 17.500,00TL hibe destek ——- bedellerinden kaynaklanan borcunu üstlendiğini,31.12.2020 tarihinde iş yerini kapatırken —– son ödemelerini de yapıp hesabı kapattığını, —– ait damacana —— ekipman ve malzemeyi ——nolu ekteki fatura ile—–içecek firmasına devrettiğini, 31.12.2020 tarihinde yapmış olduğu kredi kartı ödeme dekontunun da ekte sunulduğunu, ilgili firmanın 19.01.2021 tarihinde kredi kadına ödeme iade belgesinin de ekte sunulduğunu, kendisinin iş yerini devredip kapattıktan sonra, alacağı olduğunu iddia eden davacı firmanın kendisine ödeme iadesi yapmasının beklenemeyeceği ama yaptığını, 31.12.2020 tarihinden sonra —— temsilcileri ile hatırladığı kadarıyla MAYIS 2021’e kadar hiç irtibatının olmadığını, Mayıs 2021’de—– tarafından arandığı ve—- palet hesaplar ile alakalı olarak o tarihte firmasını devrettiği —– firmasının kullandığı —— ilçesinde bulunan deposunda bir toplantıya davet edildiğini, kendisine işlerinde yardımcı olan eşi —— hazır bulunduğu toplantıya katıldıklarını, burada —– ne varsa her şeyin devredildiğini beyan ettiklerini ve ——- ait başka bir emanet ve borcun olmadığını tutanak ile belge altına aldıklarını, ancak bu belgenin bir kopyasını kendisi almadığını, bu belgenin daha sonra sorduğumda —– temsilcisinin de, —— temsilcisinin de bulamadıklarının beyan ettikleri, ayrıca —–bey ile iş yerinde tek nüsha—– tarafından hazır olarak düzenlenmiş halde getirilen bir bayilik sözleşmesine de imza attığını, —– bu sözleşmenin de kayıp olduğunu telefondaki görüşmede sözlü olarak beyan ettiğini, bu sözleşmede araç giydirme, damacana, dolum destek, —–palet destek, bayilik karşılığı hibe destek konusunda fabrikanın kendisine verdiği sözleri içerdiğini, bu destekler uygulandığında fabrikadan tarafının 5.000 TL’nin üzerinde alacağı çıkacağını, borç ile ilgili tam 1,5 yıl —-veya fabrika muhasebesi tarafından hiç aranmadığı, son faturadan 1,5 yıl sonra icra yazısı gönderildiği, kendisinin kestiği son faturada görüldüğü gibi —–pet su damacana sular ile ilgili tutarının—– kendisinin de tahsil etme hakkının doğduğu, ancak kendisinin —– ait demirbaş ve malları eksiksiz devrettiğinden davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığı belirtilerek, —– İcra Müdürlüğü’nde açılmış olan —— sayılı takibinin iptaline, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin ve yüzde yirmiden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesinin talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava fatura alacağından kaynaklı —–. İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminat talebine ilişkindir.Davada taraf teşkili sağlanmış, deliller toplanmış ve bilirkişi raporu ile neticeye ulaşılmıştır.Dava İİK 67.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Davacı vekilince; Taraflar arasında su alım satımına dair bir ticari ilişkinin kurulduğu, malların davalıya satılarak teslim edildiği, faturalar tahsil edilemeyince davalı/borçlu aleyhine—–.İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı, ancak davalı tarafça herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz edildiği,Davalı ——- incelemeye katılımının olmaması, ticari defterlerini sunmaması ve yerinde inceleme talebinde de bulunmamış olması sebebiyle, davalının ticari defterleri incelenememiştir.
Davacı şirketin vergi dairesinden gelen, 2020 yılının 12. ayına ait BS-BA formları celp edilmiştir.
Denetlenebilir mali bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenmiştir.

Davacı —— 2020 yılına ait ticari e-defterlerinin zamanında ve usulüne uygun şekilde GİB (Gelir İdaresi Başkanlığı) onaylarının yapıldığı, davacı şirketin sunduğu cari hesap dökümlerinin ticari defter kayıtlarıyla uyumlu olduğu tespit edilmiş; buna göre davacı şirketin ticari defterlerinin işbu davada delil niteliğine sahip olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı .——incelemede ticari defterlerini ibraz etmemiş olması sebebiyle, davacı şirketin ticari defterlerinin davacı şirket lehine delil niteliğine sahip olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı şirketin ticari defterlerine göre, davalıdan 2021 sonu itibariyle 4.667,00TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. İcra takibine konu edilen asıl alacak tutarının 4.621,39TL olduğu görülmüştür. Bu asıl alacağın, davacı tarafın davalıya düzenlediği 21.12.2020 tarihli, —— nolu, 5.209,21TL tutarındaki faturanın ödenmeyen kısmından kaynaklandığı iddia edilmiştir. Söz konusu faturanın ödeme vadesinin 60 gün olduğu faturadan tespit edilmiştir. Ödeme vadesi bitiminden (19.02.2021), icra takip tarihine (11.03.2022) kadar davacının talep ettiği 4.621,39TL asıl alacak üzerinden hesaplanan avans faizinin 807,89TL olarak bulunduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacının Sayın Mahkemenizce haklı bulunması durumunda, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 4.621,39TL asıl alacak ve 807,89TL avans faizi talep edebileceği kanaatine varılmıştır.

Davacı şirketin ticari defterlerine göre, 2020 yılının 12. ayında davalıya icra takibine konu fatura da dahil olmak üzere toplam 8 adet fatura düzenlenmiştir. Bunların tümünün BS/BA bildirim kapsamına girdiği anlaşılmaktadır.
Davacının 2020 yılının 12. ayına ait BS-BA formlarındaki bildirimlerinin, kendi ticari defterleriyle uyumlu olduğu tespit edilmiştir. (Sadece davalının düzenlediği 12. aya ait bir iade faturası, davacı şirketçe 2021 yılının 1. ayında ticari defterlere işlenmişse de, BA formunda doğru şekilde 12. ayda bildirilmiştir. Davacının davalıdan olan en son alacak bakiyesini etkileyen bir husus değildir.)

Davalının cevap dilekçesi ekinde bulunan davacı şirketin—– antetli kağıdında tutulan tutanakta: “Sayın ilgili; 24.03.2020 tarihinde … firmasının 18.167,00TL borç tutarı —– firmasına devir olacaktır. Yukarıdaki metini okuyup onayladığımı ve virman işlemlerinin yapılmasını rica ederim.” ifadesinin altında devir eden davalı …’in: “15 takım —–borcu 11.505TL ve 1.500TL cari toplam 13.000TL borcu —– firmasına devrettim. Kalan 5.000TL bakiyede mutabık değilim. Başka borcum yoktur.” beyanında bulunduğu görülmektedir. Öncelikle her ne kadar tutanakta 24.03.2020 tarihi yazılı olsa da, bu tutanağın 2020 yılı sonunda ya da 2021 yılında imzalandığı kanaatine varılmıştır. Çünkü davalının kendi beyanına göre devir 31.12.2020 tarihinde gerçekleşmiştir. 7 ay öncesinde yani 24.03.2020’de bu şekilde bir tutanağın hazırlanmış olması mantıken mümkün görülmemektedir. Ayrıca davacının ticari defterlerine göre 18.167,00TL alacak tutarı 01.01.2021 tarihinde mevcut olan alacak tutarıdır. Davalının tutanaktaki kendi beyanına göre, davacıya 18.167,00TL borçlu olduğunu kabul etmediği, sadece 13.000,00TL borçlu olduğunu kabul ettiği, —— firmasına 13.000,00TL borcunu devrettiğini beyan ettiği görülmektedir. Davacı şirketin 2021 yılına ait ticari defterlerinde, 30.06.2021 tarihinde virman kaydı ile davalıdan olan 18.167,00TL alacaktan 13.500TL (tutanaktaki 13.000TL’den davalı lehine 500,00TL daha fazla tutarda) devir kaydının yapıldığı görülmektedir. Tutanağa göre atılan bu kayıt sonrası, davacının ticari defterlerine göre, davacının davalıdan halen 4.667,00TL alacağı kalmıştır. Davalının yine cevap dilekçesi ekinde sunduğu; davacıya yaptığı 30.12.2020 tarihli, 1.000,00TL tutarındaki kredi kartı ödemesinin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalıdan olan alacaktan düşüldüğü tespit edilmiştir. Davalının diğer sunduğu belgeler ve davacıya 13.000TL üzerinde borçlu olmadığı (13.000TL borcu da devrettiği için hiçbir borcunun olmadığı) yönündeki beyanları davalının ticari defterlerinden teyit edilebilecek hususlar olup, davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmemiş olması sebebiyle bunların teyit edilebilmesi mümkün olamamıştır.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ; Davacı —– 2020 yılına ait ticari e-defterlerinin zamanında ve usulüne uygun şekilde GİB (Gelir İdaresi Başkanlığı) onaylarının yapıldığı, davacı şirketin sunduğu cari hesap dökümlerinin ticari defter kayıtlarıyla uyumlu olduğu tespit edilmiş; buna göre davacı şirketin ticari defterlerinin işbu davada delil niteliğine sahip olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı —— incelemede ticari defterlerini ibraz etmemiş olması sebebiyle, davacı şirketin ticari defterlerinin davacı şirket lehine delil niteliğine sahip olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı şirketin ticari defterlerine göre, davacı şirketin davalı taraftan 4.667,00TL alacaklı olduğu, fakat icra takibinde talep edilen asıl alacağın 4.621,39TL olduğu tespit edilmiştir. Davalının temerrüte düşürüldüğüne dair herhangi bir belge olmadığından takip tarihi öncesi faize hükmedilmemiş, icra takip tarihi itibarıyla taleple bağlılık ilkesi gereği 4.621,39TL asıl alacak üzerinden takibin devamına likit olan alacakta icra inkar tazminatının şartları oluştuğunda kabulüne dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABÜLÜNE
1-Davalının—–. İcra müdürlüğünün ——esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ ile takibin 4.621,39 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-4.621,39 TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 315,68 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile arta kalan 234,98 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.753,50 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 1.481,31 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT göre hesaplanan 4.621,39 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 1.115,10 TL’sinin davalı taraftan, arta kalan 204,9‬0 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair davacı vekili ve davalının yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulün anlatıldı.