Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/43 E. 2022/183 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/43
KARAR NO : 2022/183

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 18.01.2022
KARAR TARİHİ : 07.03.2022

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …—- eşi ve …—küçük …—babası —tarihinde vefat ederek geride mirasçı olarak davacılar eşi —-ve çocukları …—- bıraktığını, başkaca gaip veya sağ mirasçısının olmadığını, müvekkillerinin murisi ——-kararına binaen —— tarihine kadar—- olduğunu, dolayısıyla, yönetime yetkili tek kişinin vefatı nedeniyle, —– kişiliği —– organından yoksun kaldığını, TMK m. 427/4 gereğince, bir tüzel kişinin gerekli organlarından yoksun kalması ve yönetiminin başka yoldan sağlanamaması durumunda yönetim kayyımı atanacağının düzenlendiğini, müvekkillerinin şirket üzerindeki miras paylaşımlarının yapılabilmesi adına —–kararının alınması, akabinde —– toplantısı yapılarak yeni —– organının tayini için yönetim kayyımı seçme zorunluluğu hasıl olduğunu, işbu nedenle … —- kayyımlığı kabul ettiğini, uygun görülmesi durumunda kendisinin kayyım olarak atanmasına, aksi halde Mahkememiz tarafından resen kayyım atanmasını talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, —-yönetim —– vefat etmesi nedeniyle şirketin organsız kaldığı iddiasına dayalı ——- kayyım atanması istemine ilişkindir.
Davacılar, organsız kalan davalı şirkete kayyım atanmasını talep etmektedir.
Dava dosyasına celp olunan—-, davalı şirketin adresinin —- şirketin —- seçilmesine karar verildiği, ————— görevlendirildiği, şirketin tek yönetim kurulu üyesi ve şirket —-. olduğu, şirketin — yapıldığı anlaşılmıştır.
—–dosyası incelendiğinde, davalı şirketin——– şirket yetkilisi olan .— tarihinde vefat etmesi nedeniyle mirasının 4 pay kabul edilerek 1 payının ..—, 1 payının …—, 1 payının —, 1 payının ——- bu şekilde sübutuna karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında “davalı şirketin—–… olduğu,——– toplantısının —- tarihinde yapıldığı, .—- mirasçılarının davacılar …,—– oluştuğu” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, “davalı şirkete temsi kayyımı ve yönetim kayyımı atanması gerekip gerekmediğine” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
6102 sayılı TTK’de kayyıma ilişkin hükümler sınırlı sayıda yer almıştır. Bununla birlikte, TTK’nin 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanunu, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçasıdır.” denilmiştir. Böylece, Yasa Koyucu, TTK’da kayyım atanmasına dair ayrı hükümlere yer vermeyi gerek görmemiş, —— oluşturmamak için, —– ile Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümleri—-, dolayısıyla—— türü olan —–uygulanmasına imkan tanımıştır. Nitekim, ——– kayyım atanması ağırlıklı olarak Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde talep edilmekte ve karara bağlanmaktadır.
Kayyımlık müessesesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun —- düzenlenmiştir. TMK’nın 403’üncü maddesinde, kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı açıkça belirtilmiştir. Kayyımlık, TMK’da; temsil kayyımlığı, yönetim kayyımlığı ve iradi (isteğe bağı) kayyımlık olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır.
TMK’nın 426. maddesine göre; vesayet makamı, yani sulh hukuk mahkemesi, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen ——- kayyımı atar:
a) —bir kişi, ——, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse,
b) Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa,
c) Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa.
Maddede belirtilen ilk iki halle, Yasa Koyucu, ——— korunması ve yasal temsilcinin haksız kazanç elde etmesini engellemek istemiştir. Bu nedenle, üçüncü hal olarak belirtilen yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel bulunmasının —şirketlere daha uygun düştüğünü söylemek mümkündür. Nitekim, uygulamaya baktığımızda, mahkemece, hakkında fesih davası açılan ancak —— şirkete, davada şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atandığı hallere rastlayabilmekteyiz ———
TMK’nin yönetim kayımlığını düzenleyen 427. maddesine göre ise,—– yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle aşağıdaki hallerde bir yönetim kayyımı atar:
1. Bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse,
2. Vesayet altına alınması için yeterli bir sebep bulunmamakla beraber, bir kişi malvarlığını kendi başına yönetmek veya bunun için temsilci atamak gücünden yoksunsa,
3. ——- mirasçılık hakları henüz belli değilse veya ceninin menfaatleri gerekli kılarsa,
4. Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa,
5. Bir hayır işi veya genel yarar amacı güden başka bir iş için halktan toplanan para ve sair yardımı yönetme veya harcama yolu sağlanamamışsa,
—-yasal olarak bulunması zorunlu olan organlar, genel kurul ve yönetim organıdır. Mülga 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu’nun 540. maddesinde “Aksi kararlaştırılmış, olmadıkça, ortaklar hep birlikte —– şirket işlerini—–ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar. —–umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir.” hükmü yer almakta idi. Dolayısıyla, aksine bir düzenleme bulunmadığı takdirde,—- olmak, kurucu ortaklar açısından hem bir hak hem de bir yükümlülük idi. Ancak, eski kanun, şirket sözleşmesi veya —- yönetim ve temsilinin ortaklardan birine yahut birkaçına bırakılmasına da izin veriyor idi.
TTK’nin 623. maddesi ise —- temsilinin —- düzenlemesini şart koşmuştur. Bu itibarla, şirket sözleşmesinde yapılacak düzenleme ile şirketin yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa ya da tüm ortaklara veyahut ortak olmayan üçüncü kişilere verilebilecektir. TTK, ayrıca, en azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunmasını zorunlu kılmıştır. TTK’nın 616. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile de “müdürlerin atanmaları ve göreden alınmaları” genel kurulun devredilemez yetkileri arasına dahil edilmiştir. TTK, —–birden fazla olmaları durumunda ise onların bir kurul olduğu belirterek —- kuruluna özgü bir işleyiş kuralını hükme bağlamıştır. Buna göre, şirketin birden —- bulunduğu takdirde, bunlardan biri, şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın—– başkanı” olarak atanır (TTK, m.624/f.1).
Bu açıdan bakıldığında, TMK’nin m.427/4’de belirtilen “gerekli organlardan yoksun kalma” hali,—– zorunlu organlarından yoksun kalmasını vurgular. Bu hale örnek olarak,—– zamandan beri toplantıya çağrılamaması,——seçememesi, —- toplanması için gerekli yeter sayıların sağlanamaması gösterilebilir.
Ortaklar arası uyuşmazlıklar veya farklı ilişkilerden doğan anlaşmazlıklar hiçbir şekilde kayyım tayinini gerektirmez. Ortakların her konuda aynı fikirde olmaları beklenemez.—- desteklerken—- çıkabilir. Ancak bu tür fikir ayrılıkları kayyım atanmasını haklı göstermez. —– —-yönetmediği, temsil edemediği, ortaklığı zarara uğrattığı veya şirketin beklenen kârlılığa ulaşamadığı iddialarında da kayyım tayin edilemez. Şirketin yönetim ve temsili müdürlere aittir.—– olmadıklarında TTK gerekli çareleri öngörür. —-azledilerek yerlerine yenileri seçilebilir ve koşulları— sorumluluğuna gidilebilir. Ancak “— kayyım atanması için haklı neden oluşturmaz. Ticari faaliyeti bulunmayan ancak— girmemiş bir şirket için de, —- olduktan sonra, kayyım tayini istenemez.
TMK’nin 428. maddesi uyarınca da, isteğe bağlı kısıtlama sebeplerinden biri varsa, —-bir kişiye kendi isteği üzerine bir kayyım atanabilir. —– vesayet altına alınma hükümleri çerçevesinde kişi yaşlılığı, hastalığı, tecrübesizliği, nedeniyle şahsına bir kayyım atanmasını talep edebilir.
Her ne kadar TMK’nin 426. ve 427. maddelerinde, kayyımın, vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesi tarafından atanacağı belirtilmişse de, kayyım atanmasına ilişkin dava, —-ilgilendirdiği için mutlak ticari dava sayılır. Bu nedenle, kayyım atanmasına ilişkin dava, asliye ticaret mahkemelerinde açılır. Görevli mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. Bu nedenle görevli mahkemenin Mahkememiz olduğu hususunda kuşku yoktur.
Kayyım atanması davasında husumet mutlaka şirkete karşı da yönetilmelidir. Yargıtay kökleşmiş içtihatları ve yerleşmiş görüşü de bu yöndedir—–sayılı kararları, Yine kooperatiflere ilişkin olarak ——-karar sayılı ilamları.). İşbu davada davacı vekili doğru olarak davayı şirkete yöneltmiştir.
Somut olayda, dosya kapsamına alınan —- kayıtlarına göre ——- —- sadece—- oluştuğu, .—- —-tarihinde vefat ettiği, dolayısıyla—- kaldığı anlaşılmıştır.
.—- vefat etmesi nedeniyle geriye kanuni mirasçı olarak dosya kapsamına ibraz edilen veraset ilâmı ile anlaşıldığı üzere davacıların yasal mirasçı olarak kaldığı anlaşılmıştır.
Buna göre, müteveffa ..—- davalı şirketin tek ortağı olması, davacıların da müteveffanın mirasçıları olması, müteveffanın vefat etmesi nedeniyle şirketin temsilcisiz kalması ve yeni bir yasal temsilci seçecek bir organın bulunmaması, davalı şirketi halihazırda temsil edecek bir temsilci bulunmaması nedeniyle talebin kabulü ile davalı şirkete yeni bir temsilci seçilmesi, müteveffa …—- yasal mirasçıları davacılara veraseten intikalinin tespiti ve pay defterine kayıt edilmesi ve yeni yönetim kurulunun tayini için şirkete kayyım atanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kayyımların kim olacağı ile ilgili olarak, davalı şirketin tek ortağının tek mirasçıları olan davacılar vekilinin dava dilekçesindeki talebine göre davacı tarafından kayyım olarak atanması talep olunan …—–“kayyımlık görevini kabul ettiğini ve ücret talep etmediğini” bildirmesi göz önüne alınara kayyım olarak yetkili kılınması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, TMK’nin 427/4. maddesi uyarınca davalı—- yeni bir temsilci seçilmesi, — yasal mirasçıları olan davacılara veraseten intikalinin tespiti ve pay defterine kayıt edilmesi ve yeni yönetim kurulunun——- OLARAK ATANMASINA,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, TTK’nin 412/2-son cümle maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.