Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/415 E. 2022/979 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/415 Esas
KARAR NO : 2022/980
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2022
KARAR TARİHİ: 26/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalı tarafa temizlik hizmeti verdiğini, verilen hizmet kapsamında davalı tarafa —— keşide edildiğini, davalının borçlu olduğunu bildiğini, bu durumu ticari defterlerine işlediğini, borcun ödenmemesi üzerine ——- esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını, davalı şirket adına kayıtlı mal varlığının tedbiren ihtiyati haczine karar verilmesini talep ettiklerini, davalının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, alacağın likit olduğunu iddia ederek; davanın kabulünü, itirazın iptali ile takibin devamını, davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, itirazın iptali davasının kısmi dava şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, alacaklı tarafından takip sonusu yapılan ve itiraz edilen alacak miktarının belirli olduğundan dolayı alacaklı itiraz edilen alacağı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali davası açamayacağını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının alacağını ispatlaması gerektiğini, icra takibinde takibe dayanak belge sunulmadığını, davacının iddia olunan borca konu takip talebinde borcun kaynağını ve nedenini yazmadığını, davanın kötü niyetli açıldığını, müvekkilinin borcunun bulunmadığını, davacının icra takibinde asıl alaca ve faiz toplamı üzerinden takipten itibaren faiz işletilmesi talebinde bulunduğunu, icra ödeme emrinin bu şekilde düzenlendiğini, yasa gereği faize faiz işletilmesinin yasaklandığını savunarak; davanın usulden ve esastan reddini, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—– Dairesi, ———- Müdürlüğü, ——- Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesi uyarınca “(1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309/1-2 ve 4. maddeleri uyarınca “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (…) (4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 312. maddesi uyarınca “(1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.”
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca “(1) Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davacı vekilinin ——- tarihli dilekçesi ile talep sonucundan vazgeçerek davadan feragat ettiği, vekilin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, feragatin şekil itibariyle ve kayıtsız şartsız olması nedeniyle usulüne uygun yapıldığı, karşı tarafın muvafakatine bağlı olmaksızın sonuç doğurduğu, bu sebeplerle davaya son veren taraf işlemi olan feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, feragat halinde feragat beyanında bulunan taraf aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesi gerektiği, ancak feragatin muhakemenin ilk celsesinden sonra vuku bulması nedeniyle karar ve ilam harcının üçte ikisinin alınması gerektiği, davalının yargılama giderlerinden vazgeçtiği anlaşıldığında lehine yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 53,80 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 396,01 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 342,21 TL’nin hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile——— Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.26/12/2022