Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/386 E. 2023/417 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/386 Esas
KARAR NO: 2023/417
DAVA: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2022
KARAR TARİHİ:11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilini —— yılında dermokozmetik alanında, —– ürünlerini,——– markalarla güç birliği yaparak, ——– seçkin eczaneleri aracılığı ile konunun uzmanlarına ve nihai tüketicilerine ulaştıran, yine bu alanlarda projeler üreterek, pazarında bir çok ilki hayata geçiren ve sektöre yön veren kuruluşlar arasında yerini almaya aday olduğunu, davalının talebi üzerine davalı ile bir bayilik sözleşmesi akdedildiğini ve taraflar arasındaki ticari ilişki, davalının sözleşme kaynaklı edimlerini yerine getirmemesine kadar devam ettiğini, davalı/borçlu aleyhine ——- dosyası ile icra takibi başlatmak durumunda kalındığını, davalı/borçlu ile davacı şirket arasında | —— tarihli yetkili bayi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye ek ayrıca ——- taraflarca imzalandığını, sipariş——–maddesine göre ——- gerçekleştirilmediği takdirde verilen iskontolar ve satış promosyonları fark faturası olarak ücretlendirir” şeklideki madde hükmüne istinaden davacı tarafından, davalı adına ——— fark’ın faturalandırıldığını, davalı/borçlu ödemeyi reddederek ihtarname çektiğini, davacı şirket sözleşmeye göre haklı açıklama ve taleplerini bir kez daha davalıya cevabi ihtarı ile ilettiğini iddia ederek; davanın kabulü ile——— dosyasındaki takibe yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi tahakkuk ettirilmesine, faturayı ödemeyen davalının haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle takip konusu alacağın % 20’den az olmamak üzere İcra İnkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davalının, sözleşmeyi tam ve gereği gibi ifa etmediğini, sözleşme ilişkisi karşılıklı mutabakat ve ibralarla sona erdirildiğini, davalı taraflar arasındaki sözleşme nezdinde kendisine yüklenen borçları tam ve gereği gibi Taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki neticesinde oluşturulan cari hesaplar her yılın sonunda tarafların karşılıklı mutabakatları neticesinde kapatıldığını, 2020 yılının cari hesabı da tarafların birbirine karşı hak ve alacak talepleri bulunmadığından kapatıldığını, davacının takibe konu ettiği faturanın sözleşmenin hangi hükümlerine dayanılarak kesildiğinin belirsiz olduğunu, söze konu fatura huzurdaki dava dosyasında dahi bulunmadığını, dava dilekçesinde sözde alacağa dair davacı tarafından haksız olarak düzenlenen fatura dışında hiçbir bilgiye yer vermediğini, söz konusu mesnetsiz fatura hakkında da —— maddesıne yapılan atıf dışında hiçbir bilgi bulunmadığını, sözde alacak hakkında iskonto ve satış —— farkı denildiğini, yetkili —– —— Sözleşmesi’nde hangi hedeflerin tutturulamadığı hangi iskonto bedelleri ve satış —-iadesinin talep edildiği, iadesi talep edilen iskonto bedellerinin ve satış——–sözleşmenin tümüne mi yoksa sadece hedeflerin tutturulamadığı iddia edilen ürünlere mi isabet ettiği belirli olmadığını, sözleşme de işbu hususlarda net olmadığını, hedeflerin, bu hedeflerden ötürü öngörülen iskonto bedelleri ve satış promosyonlarının ne olduğu da belirsiz olduğunu, davacı bu hususları ispatlayamadığını, herhangi bir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı sözleşme tahtında hedeflerin tutturulamadığını ve bu suretle sözleşmesel iskonto ve satış promosyonlarının iadesinin gerektiğini ispat etse bile sözleşmesel hedeflerin tutturulamamasında davalının kusuru olmadığından iskonto ve satış ————-iadesi söz konusu olamayacağını, davacının talebini neye dayandırdığı belirsiz olduğundan davacının yapacağı açıklamalara cevap hakkımız saklı kalmak üzere şayet davacının talebi —— yıllarındaki sözleşmesel ilişkiye de dayanıyorsa davacının talebinin reddi gerektiğini, bu yıllarda taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin sona erdiğini, zira taraflar arasında —— için akdedilen sözleşmenin 5.20’nci maddesinde “Bu sözleşmenin imzalanmasından önce de taraflar arasında imzalanmış başka sözleşmeler varsa, hükmünü yitirir” hükmü yer aldığını savunarak; davanın reddini, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
——Noterliği,—- Müdürlüğü, —- Noterliği,—– Müdürlüğü, —– —– İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı görüldü.
Mahkememiz tarafından aldırılan 20/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1. Tarafların Ticari Defterlerinin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden:
Davacı şirketin ibraz ettiği —– yılı ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit ettiği görülmüştür.
Davacı şirketin ibraz ettiği ——– yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226” ve | Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış Defteri Kebir ile Yevmiye defterlerini GİB onaylı beratlarını süresinde almış olduğu görülmüştür.
Davalı şirketin ibraz ettiği —–yılı ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit ettiği görülmüştür.
2. Davacı Alacağı Yönünde;
Davacı şirketin ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 34.176,66 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı. Taraf ticari defterlerinde —– tutarlı farklığı;
Davacının, —– seri numaralı 34.176,66 TL tutarlı faturasına istinaden, davalının düzenlemiş olduğu ——— tutarlı iade faturasının, davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklanmaktadır.
Taraflar arasında uyuşmazlığa konu —– tutarlı davacı faturasını, davalı tarafından ticari defterlerine kayıt edildikten, sonra yasal 8 günlük itiraz süresinden sonra ——– tutarlı iade faturasını düzenlemiştir. Davacı taraf iş bu faturaya yasal 8 günlük itiraz süresi içerisinde———- yevmiye numaralı ihtarname ile itiraz etmiştir.
Takdir sayın mahkemeye ait olmak üzere,
Davalı tarafından davaya konu ——— tutarlı faturaya yasal 8 günlük itiraz süresinden sonra iade faturası düzenlenmiş olduğundan, uyuşmazlığı konu faturanın — miktar ve fiyat yönünden- münderecatını kesinleştiğinin kabulü halinde, davacının davalından 34.176,66 TL alacaklı olduğu,
Taraflar arasında imzalan —— bitiş tarihli —– Sözleşmesinin,
4.6 maddesinde, ———– uygulacaktır. ———-
4.7 Vadeler ve iskonto oranları günün koşulları ve piyasa şartlarına bağlı olarak ———–tarafından tek taraflı olarak değiştirilebilir. Olarak taraflarca kararlaştırılmıştır.
Tarafların ticari defterlerinin incelemesinde, davalının, davacıdan — yılında toplam alış tutarının 65.073,81 TL olduğu tespit edilmiştir.
Sözleşmenin, ——- maddesinde, alış tutarlarına uygulacak iskonto oranlarının belirtilmemiş olduğu görülmüş olup, dosya kapsamında ——- bulunmamaktadır.
Bu sebeple, davalının KDV dahil 65.073,81 TL tutarlı alış tutarına denk gelen iskonto tutarı hesaplamamaktadır.
Taraflar arasında imzalan 01.01.2020 başlangıç tarihli 31.12.2020 bitiş tarihli ————-, iskonto oranlarının ne kadar olduğu, hangi alış tutarlarına ne kadar iskonto uygulanacağının belirtilmemiş olması sebebiyle, davacının iskonto alacağını talep edip, edemeyeceği hakkında hukuksal değerlendirmenin sayın mahkemeye ait olduğu” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava,——- alacağa dayalı başlatılan——— takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı takip ve dava konusu faturadaki alacağını—- yetkili bayi sözleşmesine ve bu sözleşmeye ek ————- takdirde verilen iskontolar ve satış promosyonları fark faturası olarak ücretlendirir” öngören 3 maddesine, davalının sözleşmede öngörülen hedefleri gerçekleştiremediği olgusuna dayandırmıştır.
Takipte alacağın kaynağının cari hesap alacağı olarak gösterildiği görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi —- numaralı—- alacağa dayalı başlatılan ———– takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, her iki tarafın ticari defterlerinin hukuki ilişkinin varlığı hususunda birbiri ile uyumlu olduğu, kaldı ki davalının hukuki ilişkiyi inkar etmediği, ancak çekişmenin ————bedelli faturaya dayalı alacağın varlığı hususunda olduğu, bu hususta -bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere- tarafların ticari defterlerinde çelişki olduğu (davalının defterinin bu hususta hiçbir kayıt içermediği), bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil etmediği, davacının bu alacağını kesin (veya takdiri) delillerle ispatlamakla mükellef olduğu, her ne kadar davacı tarafından iddiası —– tarihli yetkili bayi sözleşmesine——- sonunda hedefler gerçekleştirilmediği takdirde verilen iskontolar ve satış promosyonları fark faturası olarak ücretlendirir” öngören 3 maddesine dayandırılmış ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 318. maddesinde öngörülen sürede bu delilin dosyaya ibraz edilmediği, dosya kapsamında bu delilin bulunmadığı, yine dosyaya sunulan 01/01/2020 tarihli yetkili bayi sözleşmesinde iskonto oranları hususunda herhangi bir belirleme yapılmadığının (bu matbu maddelerdeki boşlukların doldurulmadığının) görüldüğü, davacının dava konusu faturaya konu alacağını taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine dayandıramayacağı, davacının davalıya fark faturası kesmesini sağlayacak davalıyı bağlayan başkaca bir sözleşme de -dosya kapsamında- iddia edilmediği ve bulunmadığı, bu sebeple davacının davaya konu alacağının hukuki dayanağının bulunmadığı, davacının takip yapmakta kötüniyetli olduğunu gösterir herhangi bir delil de bulunmadığı kanaatine varılmış, davanın ve davalının kötüniyet tazminatının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 412,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 232,88 TL’nin hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 11,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (34.176,66 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile——– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/05/2023