Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/375 E. 2022/730 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/375 Esas
KARAR NO:2022/730

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında müvekkile ait taşınmaz üzerine fabrika inşasının elektrik tesisat projesi kapsamındaki tüm elektrik işleri yapım işine ilişkin sözleşme imzalandığını, davalının sözleşme gereği edimini yerine getiremediğini, işin kesin kabulü uygun ve elverişli olarak müvekkil şirkete teslimini gerçekleştiremediğini, müvekkili tarafından sözleşmeye konu yapım işine ilişkin olarak eksik ve ayıplı işlerin tespiti raporunun —-tarihinde davalı şirket vekiline—adresine bildirimde bulunduğunu, davalı vekilinin — tarihli yazışması ile cevap verdiğini, davalının yapamayacağı işlerin bedelini cari hesap alacağından mahsup edilmesine yönelik beyanda bulunduğunu, davalı tarafa —-ödemenin yapıldığını, bunun karşılığında sözleşme konusu elektrik işlerinden eksik ve ayıplı işlerin olduğunu, bunların tamamlanması gerektiğini, tamamlanması halinde bakiye ödemenin yapılacağını, ancak tamamlanmaması halinde ; sözleşmenin feshedileceğini, eksik ve ayıplı işlerin bedeli tespit edilerek, 3 kişilere yaptırılacağını ve bu bedelin taraflarından tahsili için yasal yollara başvurulacağının kendilerine defalarca bildirildiğini, davalının işi tamamlamak istemediklerini açıkça beyan ettiğini, yapılacak işleri eksik bıraktıklarını—-Sayılı dosyası üzerinden yapının elektrik tesisat işinin son durumunun , işin sözleşme ve projesine göre eksik ve ayıplı işleri olup olmadığının, kabule uygun ve elverişli olarak teslim edilip edilmediğinin tespiti ile sözleşmeye göre gecikme olup olmadığının, gecikmenin kaç gün olduğu ve bunun gecikme cezasının hesaplanması talep edildiğini,—- tarihinde keşif yapıldığını,—-raporunda eksik ve ayıplı işin tespit edildiğini, delil tespit dosyasında yapılan masrafın kendilerine ödenmesi gerektiğini—- Sayılı kararı takip dayanağı yapılmak suretiyle —- Sayılı icra takip dosyası ile takip başlatıldığını, icra takip dosyası şikayete konu edilmiş ve ödeme emri iptal edildiğini, ödeme emri yeniden tebliğe çıkartıldığını ve borçlu vekilinin itirazı ile icra takibinin durdurulduğunu iddia ederek; sözleşme konusu elektrik yapım işinin mevcut yapılan elektrik işlerinin , sözleşmeye ve işin projesine, teknik standartaları ve — kurallarına aykırı olarak yapıldığı ve tamamlanmadığının, eksik ve kusurlu yapıldığının tespiti, anılan eksik işe ilişkin fiyat farkı alacağı ve ayıplı işlerin 3. Kişiye yaptırılması halinde bedelinin —-tespit ve fatura ödeme tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte tazmin ve tahsilini, sözleşme konusu yapım işinin sözleşmede belirlenen süre içerisinde bitirilmemesine karşılık sözleşmeye göre — olmak üzere alacağın tespit ve delil tespiti karar tebliğ tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini, —- Sayılı dava dosyasına müvekkil şirket tarafından yatırılan dava harç ve giderleri;— tarihinden, —Keşif giderinin —- tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tazmin ve tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşme uyarınca sözleşme konusu uyuşmazlıkların Tahkim ile çözüleceğini, imzalanan sözleşme gereğince uyuşmazlık konularını mahkemeye taşımadan önce tahkim yoluna gidileceğini, anlaşmazlığın devam etmesi halinde mahkeme önünde çözüme kavuşturulacağını, yargılamanın esasına ilişkin beyanları tahkim yargılamasında sunacaklarını iddia ederek, davanın tahkim ilk itirazlarının kabulü ile usulden reddini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKEÇE:
—- yazılan müzekkereye cevap verildiği görüldü.
— sayılı dosyasına alınan—- raporunda özetle;
“1-) Makinelerin —– beslemesi yapılmadığı, — işleteme ve — topraklaması uygun bir şekilde yapılmadığı, trafoyu besleyen yüksek gerilim hücresi faal hale getirilmediği,— trafosu projeye uygun montajı edilmediği ve yüksek gerilimin kablosu olan —Kablo projeye göre uygun montajı yapılmadığı trafonun altında geçirilerek hatalı montaj edildiği dolayısıyla tüm elektrik tesisat işlerinin kabule uygun şekilde tamamlanmadığı bu haliyle işin kabulü yapılması mümkün olmadığı,
2-) Taraflar arasındaki sözleşme ve elektrik tesisat projesine göre fabrikanın iç ve dış kısmında bulunan eksik ve kusurlu elektrik imalatlarının yapım işçiliğinin tutarı —-olduğu,
3-) Dava tarihi esas alındığında işin bitmesi gerektiği tarihten itibaren — gün geciktiği ve gecikme cezası inceleme bölümünde ayrıntılı izah edildiği gibi —- olduğu” hususları tespit edilmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, sözleşmenin ayıplı ifası nedeniyle tazminat ve ceza koşulu parasının istenmesine dair eda davasıdır.Taraflar arasındaki sözleşmenin 11. Maddesi şu şekildedir: “İşbu sözleşmenin uygulanmasından doğabilecek her türlü uyuşmazlık, iyi niyet çerçevesinde taraflar arasında ve en kısa süre içinde çözüme kavuşturulmaya çalışılır ancak bunun mümkün olmaması durumunda uyuşmazlık konuları mahkemeye taşınmadan önce tahkim yoluna gidilecektir. Anlaşmazlığın devam etmesi durumunda — kanunları uyarınca —- mahkemeleri önünde çözüme kavuşturulur. Yetkili mahkeme ve— adliyesi mahkeme arabuluculuk merkezleri ve—
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 116. Maddesi uyarınca “(1) İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir: (—) b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 117. Maddesi uyarınca “(1) İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez. (2) İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir. (3) İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 412. Maddesi uyarınca “(1) Tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır. (2) Tahkim sözleşmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabilir. (3) Tahkim sözleşmesi yazılı şekilde yapılır. Yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için, tahkim sözleşmesinin taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen—-gibi bir iletişim aracına veya —- geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim sözleşmesinin varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması yeterlidir. Asıl sözleşmenin bir parçası hâline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması hâlinde de tahkim sözleşmesi yapılmış sayılır. (4) Tahkim sözleşmesine karşı, asıl sözleşmenin geçerli olmadığı veya tahkim sözleşmesinin henüz doğmamış olan bir uyuşmazlığa ilişkin olduğu itirazında bulunulamaz. (5) Yargılama sırasında tarafların tahkim yoluna başvurma konusunda anlaşmaları hâlinde, dava dosyası mahkemece ilgili hakem veya hakem kuruluna gönderilir.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 413. Maddesi uyarınca “(1) Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, taraflar arasında çekişme konusu olmayan sözleşmenin 11. Maddesinde yukarıda da ortaya konulduğu gibi tahkim şartının düzenlendiği, bu şartın tahkim sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerektiği, zira şartın tahkim sözleşmesinin kanunda düzenlenen tipine uyduğu ve sözleşmenin yukarıda atıf yapılan HMK 412 maddesine uygun olarak yazılı şekilde yapıldığı, tahkim sözleşmesinin birlikte akdedildiği sözleşmenin hükümsüzlüğünden ya da sona ermesinden dahi etkilenmeyeceği, bu sebeple tahkim sözleşmesinin hükümsüz, tesirsiz ve uygulanması imkansız olmadığı, davalı tarafça süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesi ile uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği yönünde ilk itirazının bulunduğu, bu sebeple uyuşmazlığın tahkim yoluna başvurulmadan yargı mercilerinde görülmesi olanağının bulunmadığı, davanın anılan yasa maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davalının uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği yönündeki ilk itirazının KABULÜ ile, davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 116/1-b ve 413/1 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken— karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan —peşin harçtan mahsubu ile bakiye —hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan—yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (—-) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 uyarınca hesaplanan—-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen—- arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren— hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile—Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.