Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/374 E. 2023/339 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/374 Esas
KARAR NO : 2023/339

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirket ile davalı arasında sözleşme tarihi 18/01/2020 olan alarm izleme merkezi (—-) hizmet sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafından davalı/borçlu aleyhine —— sayılı dosyası ile cari hesap alacağına yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu, sözleşmede bulunan imzasını inkar etmemesine rağmen yapılan işbu icra takibinde borca, faize ve tüm ferilere kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, yapılan itirazın tamamen haksız ve kötü niyetle yapıldığını, itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamı gerektiğini, davacıya karşı borcunu ifa etmeyen borçluya, ——.Sayılı icra takibi başlatılarak ilamsız takipte ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlu söz konusu ödeme emrine kötü niyetli olarak itiraz etmekle icra takibini durdurduğunu beyan ederek; davanın kabulü ile—– sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik davalı-borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali ile asıl alacağa uygulanacak ticari faiz ile birlikte takibin devamına, takibe kötü niyetli olarak itiraz eden davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarımızın en geniş anlamda saklı tutulmasına, yargılama gider ve masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ olduğu, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.

İNCELEME ve GEREKÇE :
—–Vergi Dairesi Müdürlüğü, ——- İcra Dairesi’ne müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememizce aldırılan 22/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
” 1- Tarafların Ticari Defterlerinin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadı; nden:
Davalı şirketin ibraz ettiği, 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226” ve | Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre Defteri Kebir ile Yevmiye defterlerini GİB onaylı beratlarını süresinde almış olduğu görülmüştür.
Davacı taraf incelemeye gelmemiş ve yerinde inceleme talebinde bulunmamıştır.
2- Davacı Alacağı Yönünden:
Davalı tarafından davacı adına yürütülen cari hesap muavin defter kayıtlarına göre, davacının 31.01.2020 tarihinden 23.12.2020 tarihine kadar davalı tarafa 12 adet 1.014,00 TL tutarlı fatura düzenlediği, bu süreçte davalı taraftan 9 ayrı tarihte kredi kartından 760,50 TL ödeme aldığı ve buna göre 31.12.2020 tarihi itibariyle davalından 253,50 TL alacaklı olduğu ve bu tutarın 2021 yılına devir ettiği.
Taraflar arasında 2021 yılında ticari faaliyetin devam ettiği, davacının 23.01.2021 tarihinden 28.09.2021 tarihine kadar davalı tarafa 8 adet 3.021,00 TL tutarlı fatura düzenlediği, bu süreçte davalından herhangi bir ödeme almadığı ve buna göre davacı şirketin kendi defterlerinde 3.274,50 TL alacaklı olduğu, iş bu alacağın “Tahsil Edilemeyen Şüpheli Alacaklar” hesabına virman yapılarak hesabın kapatılmış olduğu, dava ve takip konusu cari hesap alacağın, davacının 2020 yılına ait 3 adet 253,50 TL tutarlı faturalar ile 2021 yılına ait 8 adet 3.021,00 TL tutarlı faturalardan kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Dosya kapsamından davalının, takibe konu borç tutarının ödendiğine dair belge bulunmadığı.
Davacının, davalıdan takip tarihi itibarıyla 3.274,50 TL asıl alacağına, 173,96 TL faiz hesaplandığı, davacı tarafından takipte 40,37 TL işlemiş faiz talep edildi Taleple bağlı kalarak, davacının davalıdan 3.004,00 TL asıl alacak, 40,37 TL faiz olmak üzere, toplam 3.314,87 TL alacaklı olduğu, sonucuna varılmakla takdirin sayın mahkemeye ait olduğu” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki alarm sistemi ve izleme merkezi hizmet sözleşmesinden kaynaklanan açık hesap ve fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi taraflar arasındaki alarm sistemi ve izleme merkezi hizmet sözleşmesinden kaynaklanan açık hesap ve fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda sözleşmeye, faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde takibe konu alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, tüm bu sebeplerle davanın tümden kabul edilmesi gerektiği, yine dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —–. İcra Dairesi’nin ——Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (3.314,87 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 662,97 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (3.314,87 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 226,43 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 145,73 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 172,90 TL dava açma masrafı ve 1.154,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.327,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (3.314,87 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 3.314,87 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilmesi gereken 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinih yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.