Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/360 E. 2023/37 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/360 Esas
KARAR NO : 2023/37

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2022
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirket ile davalı arasında sözleşme tarihi 07/08/2020 olan alarm izleme merkezi hizmet sözleşmesi imzalandığını, davacı şirket davalı aleyhine—–sayılı dosyası ile cari hesap alacağına yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının sözleşmede bulunan imzasını inkar etmemesine rağmen yapılan işbu icra takibinde borca, faize ve tüm ferilere kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlu şirketin itirazı haksız olduğunu, iyi niyetli ve müvekkil şirket alacağını sürüncemede bırakma kastına yönelik olup itirazın iptali gerektiğini, borcunu ifa etmemiş olan davalı tarafın borca itirazının iptali ile kötü niyetli olarak inkâr ettiği borcu yerine getirmesine ve haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz etmesi sebebiyle aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini iddia ederek; davanın kabulü ile —— sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik davalı borçlunun haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, yargılama gider ve masrafları ile vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE:
—— yazılan müzekkerelere cevap verildiği anlaşıldı.
Mahkememiz tarafından aldırılan 30/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“A- Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı şirketin 2020-2021 yıllarına ilişkin Envanter defterlerine noter tasdikleri ile aynı yıl —- onaylı Yevmiye ve Defter-i Kebir e-defter beratlarının T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre süresinde ve usulüne uygun tutulduğu görülmüştür.
B- Davacının Alacak Talebi Yönünden: Davalı usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davaya katılmamış, dosyaya cevap dilekçesi ve savunmasını sunmamıştır. Sayın Mahkemenin vermiş olduğu görevle raporun 4.b. bölümünde davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede; 18.11.2021 takip tarihi itibariyle davalı taraftan 10.897,53 TL tutarında alacaklı gözüktüğü, takip konusu cari hesabı oluşturan fatura kayıtlarının taraflar arasında akdedilen ve raporun 4.c. bölümünde incelenen 07.08.2020 tarihli sözleşme kapsamında düzenlenmiş olduğu görülmüştür. Tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde davacının alacak talebine ilişkin hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu değerlendirilmiştir.
C- FAİZ: Taraflar arasında akdedilen 07.08.2020 tarihli sözleşmede “zamanında ödenmemiş fatura bedellerine temerrüt faizi olarak—– belirlediği avans faizi oranı tutarında temerrüt faizi tahakkuk ettirilir. “ şeklinde kararlaştırıldığı, davacının takip öncesi için 96,73 TL tutarında faiz talep edebileceği, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halindeş taraflardan birinin tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m. kapsamında ticari faizi talebinin yerinde olduğu” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava fatura alacağına ve açık hesap ilişkisine dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına ve açık hesap ilişkisine dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde 2.638,15 TL alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, takipte işlemiş faiz talep edilmemiş olması nedeniyle bu hususta değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığı, tarafların tacir olması nedeniyle takip talebinde ticari faiz talep edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, tüm bu sebeplerle davanın tümden kabul edilmesi gerektiği, yine dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun——-Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (10.994,26 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 2.198,852 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (10.994,26 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 751,01 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 187,76 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 563,25 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 279,96 TL dava açma masrafı ve 1.046,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.325,96 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri —– üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–uyarınca hesaplanan —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.