Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/356 E. 2023/1063 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/356
KARAR NO : 2023/1063

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ : 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:

Davacı müvekkil —– plaka sayılı —-model —- marka aracın sahibi olduğunu, söz konusu aracın müvekkilin kardeşi olan —– sevk ve idaresinde davalılardan—– sevk ve idaresindeki —— plaka sayılı araç ile yola kontrolsüz çıkış yaparak, tali yoldan gelmesine rağmen ana yolda geçiş üstünlüğü müvekkile ait olmasına rağmen müvekkilinin yoldan geçmekteyken, durmadığını, geçiş ihlali yaparak müvekkilinin aracına yandan çarptığını, davalılardan —–, müvekkilin aracına çarpan —– plaka sayılı aracın maliki diğer davalı —– müvekkile çarpan aracı sigortalayan sigorta şirketi olduğunu, kaza sonucu müvekkilin —-marka—– model aracında araçta ciddi hasar meydana geldiğini, mevcut kaza sebebiyle aracın bir kısım parçaları yenileriyle değiştirildiğini, bir kısım parçaları ise tamir görerek onarıldığını, kapsamlı onarım neticesinde aracın ikinci el piyasa rayiç değerinde ciddi bir düşüş olduğunu, müvekkile ait —- plakalı araca çarpan —–plaka sayılı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası,—– acente, —– poliçe numarası ile davalı —– Tarafından 22.02.2021-22.02.2022 tarihlerini kapsayacak şekilde yapıldığını, davalılara müvekkil tarafından değer kaybının ödenmesi ve araç kiralanması için ödenen bedelin iadesi için müracaata bulunulduğunu, davalı sigorta şirketinin değer kaybını ve müvekkilin araç kiralamak için ödediği bedeli ödemediğini,—– Arabuluculuk Bürosunun —- Başvuru ve —–Arabuluculuk numarası ile değer kaybının ve ödenen araç kiralama bedelinin tahsili için tüm davalılar aleyhine müracaata bulunulduğunu ancak davalıların müvekkile ait araçtaki değer kaybını ve müvekkilin araç kullanamamaktan dolayı ödediği tazminatı araç kiralama bedelini ödemediklerini, başvurulan arabuluculuk sonucunda anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla HMK 107/1 maddesi gereğince, belirsiz alacak davamızın kabulü ile, davacının aracında bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak olan araçta oluşan değer kaybından, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalarak, şimdilik 9.000,00 TL.’nin, kaza tarihi olan 08.08.2021 tarihinden itibaren işleyecek reeskont ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacının kaza sebebiyle aracını kullanamaması sebebiyle, araç kiralamak zorunda kaldığından, aracını kullanamamasından kaynaklı mahrumiyet tazminatından (Kiralık araç için yapmış olduğu ödemelerden) fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalarak şimdilik 1.000,00 TL.’nin ödeme tarihinden itibaren başlayacak reeskont ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı —– vekilinin cevap dilekçesinde, özetle,
Müvekkil şirkete ait —- plakalı araç; 06.08.2021 tarihinde kazanın meydana geldiği 08.08.2021 tarihini de kapsayacak şekilde, diğer davalı sürücü —- ve dava dışı —–kiralandığını, söz konusu kiralama işlemi uzun süreli kira sözleşmesi kapsamında olduğunu, müvekkil şirket işleten sıfatını kaybettiğini, davayı kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkil şirketin sahibi olduğu —– plakalı araç kaza tarihinde; —–. nezdinde, 22.02.2021- 22.02.2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere —– nolu ZMSS poliçesi ile—– nezdinde ise, 25.06.2021-25.06.2022 tarihleri arasında (kaza tarihini de kapsayacak şekilde) geçerli olmak üzere ——-nolu Kasko Poliçesi ile sigortalandığını, kasko poliçesi, İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortasını da kapsadığını, müvekkil şirkete ait aracın ZMSS poliçesi (——.) tarafından yaptığı başvuru üzerine davacıya değer kaybı için 23.11.2021 tarihinde 12.000,00 TL ödeme yaptığını, yine davacı yana ait aracın varsa KASKO poliçesi kapsamında sigorta şirketinden herhangi bir ödeme alıp almadığına dair kayıtların da dosyaya celbi gerektiğini, müvekkil —–., kazaya karışan—– plakalı aracın kaza tarihinde maliki olduğunu, ancak kaza sırasında aracı kullanan kişi diğer davalı/kiracı —– olduğunu, davanın kabul edilmesi halinde davalı Sigorta şirketi, sigortalının kusuru oranında davacıya ödeme yapacağından tarafların kusur oranlarının tespiti için bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, açıklanan ve mahkemece re’sen gözetilecek nedenlerle; davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının müvekkili yönünden REDDİNİ, davanın —–ve—– ihbarını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:
——-Noterler Birliği Başkanlığına müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememizce alınan 12/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“A-) Sürücü —– sevk ve idaresinde bulunan —–plakalı aracı ile: 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin ilgili bentlerinde açıklanan hükümler gereği, trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda etkenlik arz ettiği için:
6/8 ORANINDA % 75 KUSURLU OLDUĞU,
B-) —-sevk ve idaresinde bulunan —–plakalı aracı ile: 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin ilgili bentlerinde açıklanan hükümler gereği, trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda etkenlik arz ettiği için:
2/8 ORANINDA % 25 KUSURLU OLDUĞU,
C-) —– tarihinde meydana gelen kaza da Trafik kazası tespit tutanağındaki bilgiler ve dosya içeriğinde bulunan —– plakalı araca ait hasar bilgilerinin,—— plakalı araç üzerinde oluşan hasarlı parçalar ile uyumlu olduğu değerlendirmesi yapılmıştır.
D-) Yargıtay uygulamaları doğrultusunda “aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının ne olduğunun, daha önce aracın karıştığı kazaların neler olduğu ve bunların değer kaybına etkisinin olup olmadığı ”,hususları çerçevesinde yapılan teknik incelemede:Bu bilgiler dâhilinde —-plakalı, —- marka,—— model araçta oluşan Değer Kaybı bedeli ve ikame araç bedeli için, derdest davaya konu ettiği davalıların tazmin etmesini istediği toplam zararının, “ayrıntıları yukarıda açıklanan nedenlerle,
DEĞER KAYBI BEDELİ – 45.000,00 TL x0,75 (davalı taraf kusur oranı) = 33.750,00 TL
İKAME ARAÇ BEDELİ – 10.200,00 TL x0,75 (davalı taraf kusur oranı) = 7.650,00 TL
” DEĞER KAYBI BEDELİ- |33.750,00 TL (Davalı sigortacının sorumluluğu 43.000 TL ye kadar olması ve 12.000,00 TL ödemesi ile Bakiye kalan kısım — 21.750,00 TL)) — tutardan —– nolu davalı sigortacının, (ayrıntıları yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere)
-(21.750,00 TL Bakiye Değer Kaynı Bedeli * 7.650,00 TL İkame Araç Bedeli)) — 29.400,00 TL Tutardan —- ve—nolu davalıların sorumlu olabileceği, —-nolu davalının sorumluluğunu mevcut sözleşme şartlarının değerlendirme takdiri Yüce Mahkemeye aittir.)
Dosya içeriğine sunulmuş davalı —– firması tarafından—– dekontlu 23.11.2021 tarihinde 12.000,00 TL tutarlı değer kaybı ödemesi yapıldığı, incelemelerde görülmüştür.
E-) Karayolları Trafik Kanunu’nun 88.maddesine göre, maddi hasarlı kazada işleten, sürücü, sigortacı gibi birden çok sorumlu varsa aynı zarardan her biri müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan, zarar görenin/görenlerin, dilediği borçluya başvurup Zzararın tazminini isteme hakkı olacak; müteselsil borçlulardan biri tarafından yapılan ödeme tüm borçluların ödeme oranında borçtan kurtulması sonucunu doğuracaktır (Y./—-.HD. 25.01.2005 Tarih,—– hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının maliki olduğu—- plakalı araç ile davalı —- sevk ve idaresindeki, davalı —-mülkiyetindeki ve davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanmış—-plakalı aracın karıştığı 08/08/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle davalı —– kusuru, davalı —– işleten sıfatı ve davalı sigorta şirketinin ZMM sigortasına dayalı açılan değer kaybı ve davacının kaza sebebiyle aracını kullanamaması sebebiyle araç kiralamak zorunda kaldığından/aracı kullanamamasından kaynaklı mahrumiyet zararının tahsiline yönelik açılan maddi tazminat davasıdır.Davalı ——zamanaşımı def’inin dava konusu kaza tarihinin 08/08/2021 ve dava tarihinin 29/04/2022 olması ve haksız fiil tarihi ile dava tarihi arasında 2 yılın geçmemiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davalı —–pasif husumeti yönünden;
Davalı —– tarafından, sahibi olduğu —— plakalı aracın 08/08/2021 tarihi itibariyle uzun süreli kiraya verildiği savunulmuş, bu sebeple kaza tarihi itibariyle işleten sıfatı bulunmaması nedeniyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı —–vekiline —– plakalı aracın davalı —–ve dava dışı —— kiralanmasına ilişkin 06/08/2021 tarihli kira sözleşmesinin tüm sayfalarını (tüm hükümlerini içerir) ve okunaklı suretini sunması için süre verilmiştir
Davalı tarafça sunulan kira sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu görülmüştür:
Sözleşmenin 14 ve 17. maddesi aşağıdaki gibidir:
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. Maddesi uyarınca aracın uzun süreli kiralanması durumunda işleten sıfatının kiracıya ait olduğu, somut olayda davalıya ait —–plakalı aracın 06/07/2021 tarihinde dava dışı —–kiraya verildiği, kira sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunun görüldüğü, kira sözleşmesinin belirsiz süreli (süresiz) olması nedeniyle uzun süreli kira sözleşmesinden bahsedilemeyeceği gibi, anılan sözleşmenin madde kapsamına girip girmediğinin tespiti için sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, yukarıda ortaya konulan sözleşme hükümleri dikkate alındığında aracın trafik sigortasının malik tarafından yaptırıldığının (UYAP Sigorta Bilgi ve Gözetim kayıtları sorgusu yapıldığında aracın trafik sigortasının davalı tarafından yapıldığı görülmüştür) ve yine işleten sıfatının kiraya verene ait olduğunun kaleme alındığı, bu sebeple tarafların sözleşmenin imzalandığı andaki iradesinin sözleşmenin uzun süreli kira kapsamında sayılmayacağı ve işleten sıfatının kiraya veren üzerinde olduğu yönünde olduğu, bu sebeple dava konusu trafik kazası tarihi itibariyle davalı—— plakalı aracın malik sıfatıyla işleteni olduğu kanaatine varılmıştır.

Tüm davalılar ve davanın esası yönünden;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak, (…) Hesaplanır. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi uyarınca “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. (…)”6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. Maddesi uyarınca “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. Maddesi uyarınca “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacının maliki olduğu—–plakalı araç ile davalı —– sevk ve idaresindeki, davalı —–mülkiyetindeki ve davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanmış —– plakalı aracın karıştığı 08/08/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle davalı —– kusuru, davalı —– işleten sıfatı ve davalı sigorta şirketinin ZMM sigortasına dayalı açılan değer kaybı ve davacının kaza sebebiyle aracını kullanamaması sebebiyle araç kiralamak zorunda kaldığından/aracı kullanamamasından kaynaklı mahrumiyet zararının tahsiline yönelik açılan maddi tazminat davası olduğu, davalı—–sorumluluğundan bahsedebilmek için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin bulunması, davacının zarara uğramış olması ve zarar ile fiil arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği, yine davalı sigorta şirketinin de hasarın sigorta poliçesi kapsamında kalması durumunda—– plakalı araç sürücüsü —– kusuru oranında zarardan sorumluluğunun olacağı, yine diğer davalı —– -yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere- işleten sıfatıyla KTK 85 uyarınca sorumluluğunun olacağı, yine davalıların sorumluluğunun tespit edilmesi halinde yukarıda atıf yapılan TBK 61 maddesi uyarınca müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, bu kapsamda araçtan mahrum kalınması nedeniyle uğranılan zararın, dolaylı zarar niteliğinde olması nedeniyle davalı trafik sigortacısı—— bu zarardan sorumlu olmayacağı, kaldı ki davacının davalı —–bu zarar kalemini talep etmediği, değer kaybı zararı yönünden davacının dava açılmadan önce KTK 97 uyarınca davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı, davalı sigorta şirketi tarafından 12.000,00 TL kısmen ödemede de bulunulduğu, özel dava şartının somut olayda yerine getirildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre davalı —– olayın gerçekleşmesinde %75, davacının ise %25 kusurlu olduğu, raporun somut olayın gerçeklerine uygun düzenlenmiş olması nedeniyle mahkememizce de bu rapora itibar edilebileceği, değer kaybı zararının bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere 45.000,00 TL olduğu, değer kaybı hesabının kaza nedeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) esasına uygun olarak yapıldığı, mahkememizce de bu esasa göre hesaplama yapılmasının hukuka uygun bulunduğu, zira kaza tarihi itibariyle KTK’nun 90. Maddesindeki “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olduğu, kaldı ki Yasa’nın eski halinde “ve” kelimesi kullanılmakla normlar hiyerarşisine göre değer kaybı hesabının yasada ifade edildiği üzere “aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,” hesaplanması gerektiği, bilirkişi raporunun bu esasa uygun ve denetime açık şekilde düzenlendiği, bu sebeple hükme esas alınabileceği, tarafların kusur durumu ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan kısmi ödeme dikkate alındığında davacı tarafından talep edilebilecek değer kaybı zararının 21.750,00 TL olduğu, yine araç mahrumiyetinden kaynaklanan zararın ise 10.200,00 TL olarak hesaplandığı, davacının aracını ticari bir amaçla kullandığını ve bundan bir getiri elde ettiğini ileri sürmemiş ve ispatlayamamış olması nedeniyle hesaplamanın davacının aracından mahrum kaldığı süre kadar, o tarihteki şartlara göre, bir gün içinde taksi ile yapması hayatın olağan akışına uygun ulaşım masraflarından kendi aracını kullanamaması nedeniyle yapmadığı masraflar düşülmek esasına uygun olarak düzenlendiği, tarafların kusur durumu dikkate alındığında davacının araçtan mahrum kalınan zarar bakımından talep edebileceği tutarın 7.650,00 TL olduğu, zarar ile davalı —–hukuka aykırı ve kusurlu fiili arasında nedensellik bağının bulunduğu (bilirkişi raporunda zararın fiile uygun olduğunun tespit edildiği), zira zararın fiil neticesinde gerçekleştiği, tüm bu sebeplerle yukarıda belirtilen esaslarla davalıların tespit edilen zararlardan müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı gerçek kişiler yönünden temerrütün TBK 117/2 maddesi uyarınca olay tarihi olan 08/08/2021 tarihinde gerçekleştiği, sigorta şirketi yönünden ise temerrütün somut olayda kısmi ödeme ile 23/11/2021 tarihinde gerçekleştiği, yine davalılar (—– ve——) tacir ve dolayısıyla haksız fiilin ticari iş kapsamında (araç kiralama ticareti kapsamında) olması nedeniyle alacağa ticari faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının değer kaybına ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile, değer kaybına ilişkin 21.750,00 TL maddi tazminatın 08/08/2021 tarihinden (davalı —–yönünden 23/11/2021 tarihinden) itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının araç mahrumiyetine ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile, araç mahrumiyetine ilişkin 7.650,00 TL maddi tazminatın 08/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar —– ve—–müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (davalılar—- yönünden 29.400,00 TL; davalı —–yönünden 21.750,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 2.008,31 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 170,78 TL peşin harç ve 332,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.505,53 TL harcın (davalı —— 982,96 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 262,98 TL dava açma masrafı, 332,00 TL ıslah harcı ve 3.029,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 3.624,48 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (davalılar —– yönünden 29.400,00 TL; davalı —— yönünden 21.750,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile—— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.