Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/355 E. 2023/768 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/355
KARAR NO : 2023/768

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı Müvekkil —- bulunan —- otelin sahibi olduğunu,—– bulunan kayak merkezinin işletmecisi olduğunu, davacı şirket oteli tarafından davalı borçlu şirkete çeşitli zamanlarda konaklama hizmeti verdiğini, aynı zamanda taraflar arasındaki ticari ilişkinden kaynaklı davacı müvekkil şirketin, davalı- borçluya ödeme yaptığı da oldunu, davacı Müvekkili şirketin verdiği hizmet ile beraber cari hesap alacağından kaynaklı 113.000-TL alacağının davalı şirket tarafından bakiye alacağın ödenmediğini, davacı Müvekkil şirket tarafından tanzim edilen 02.09.2020 tarihli, —-nolu 13.000-TL bedelli fatura ile cari hesaptan kaynaklı 100.000-TL alacağının davalı şirket tarafından ödenmemesi üzerine—- İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, İş bu icra takibine davalı-borçlu şirket tarafından haksız olarak, Yetkiye, Borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, akabinde iş bu icra takibini yetkili —– İcra Müdürlüğü’ nün. —– Esas sayılı icra dosyası ile devam edildiğini, Ancak Davalı- Borçlu tarafın, iş bu icra dosyasına da haksız olarak Borca, faize ve tüm ferilerine borcu olmadığını iddia ederek haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı borçlu tarafından davaya konu icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, işbu itirazın akabinde arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da bu süreçte de davalı borçlu taraf, anlaşamadıklarını iddia ederek; davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davalı vekilinin İtirazın İptali davasına ilişkin Zamanaşımı itirazında bulunduğu, Davacı tarafça, itirazın iptali davasına konu edilen icra dosyası ve ödeme emri incelendiğinde, takibe dayanak olarak 13.000.- Türk Lirası değerinde 02.09.2020 tarihli fatura ile 100.000.- Türk Lirası tutarlı taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklı alacak gösterildiğini, itirazın iptali davalı, takip dayanağı ve ödeme emrinde gösterilen alacak sebeplerine sıkı sıkıya bağlı bir dava türü olduğunu, taraflar takip dayanağında göstermedikleri sebeplere itirazın iptali davalarında dayanamayacaklarını, cari hesap sözleşmesinin yazılı olmadıkça geçerli olmadığını, taraflar arasında üzerinde mutabık kalınmış bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, ne icra dosyasında ne de işbu itirazın iptali dosyasında bunun aksini gösteren bir yazılı delil davacı tarafça ibraz edilmediğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 97. Maddesi uyarınca Cari hesaba geçirilen alacak ve borç kalemleri ayrılmaz bir bütün oluşturduğunu, Cari hesabın kesilmesinden önce taraflardan hiçbiri alacaklı veya borçlu sayılamayacaklarını, tarafların hukuki durumunu ancak sözleşmenin sonundaki hesabın kesilmesi belirleyeceğini, taraflar arasında cari hesabın kesilmesi söz konusu olmadığı için varlığı kabul edilse dahi taraflar birbirlerine karşı alacaklı ya da borçlu sayılamayacağını, bu nedenle de muaccel olmayan borç icra takibine konu edilemeyeceğini, taraflar arasında varsa bir ilişki bu ancak bir açık hesap olarak nitelendirilebilecek olduğunu bu durumda da, davacı tarafın taraflar arasındaki ticari ilişkiyi, bu ilişkiye dayalı olarak talep etmiş olduğu alacağa karşı varsa vermiş olduğu hizmeti ya da mal teslimini ispatlaması gerektiğini, davalı müvekkilce böyle bir hizmet alınmadığı gibi, davalı müvekkilin böyle bir borcu da bulunmadığını, bu hususun ise ayrı bir davanın söz konusu olup, işbu dava ancak takibe dayanak gösterilen fatura ile sınırlı olarak görüleceğini savunarak; davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:
—-Vergi Dairesi Müdürlüğü, —-Vergi Dairesi Başkanlığı, —– İcra Dairesi’ne müzekkere yazıldığı görüldü.Mahkememizce aldırılan 17/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Yukarıda izah olunan sebeplerle dosya kapsam ve münderecatına göre ve deliller uyarınca;
Dava dosyası içeriğinde mevcut delillerin incelenmesi sonucunda, davaya konu 02.09.2020 tarihli, —–nolu KDV dahil 13.000,00 TL tutarlı faturanın davalı ticari defter kayıtlarında yer aldığı, temel fatura olarak düzenlenen faturanın davalıya tebliğ edildiği ve TTK’ nun 21/2 maddesinde belirtilen 8 (sekiz) günlük süre içerisinde itiraz edilmediği ve/veya sistem üzerinden red/iptal işleminin yapılmadığı, davalının kabulünde olduğu dolayısı ile davacı tarafından davalıdan talep edilebileceği,
Davacının davalı adına keşide ettiği, 15.06.2020 vadeli —- seri nolu —–nolu hesabına ait 100,000 ,00 TL tutarlı çekin davalı ticari defter kayıtlarında yer almadığı, ilgili bankadan akıbeti -ciro silsilesi sorgulanarak davalı tarafından dava dışı üçüncü şahıslara ciro edilip edilmediği, çekin tahsil edilip edilmediğinin, iade edilip edilmediğinin sorgulanması sonucunda değerlendirme yapılabileceği” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının 02/09/2020 tanzim tarihli, —– numaralı 13.000,00 TL bedelli fatura ve cari hesap alacağı 100.000,00 TL ve 42,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 113.042,74 TL alacağın tahsili için başlattığı —- İcra Dairesi’nin ——Esas sayılı takibine vaki davalı itirazının iptali davasıdır.Dava dilekçesi incelendiğinde, takip talebi ile uyumlu olarak davacının—– numaralı 13.000,00 TL bedelli fatura ve 100.000,00 TL cari hesap alacağını maddi vakıa olarak ileri sürdüğü görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi davacının 02/09/2020 tanzim tarihli, —– numaralı 13.000,00 TL bedelli fatura ve cari hesap alacağı 100.000,00 TL ve 42,74 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 113.042,74 TL alacağın tahsili için başlattığı —– İcra Dairesi’nin—- Esas sayılı takibine vaki davalı itirazının iptali davası olduğu, dava dilekçesi incelendiğinde, takip talebi ile uyumlu olarak davacının —–numaralı 13.000,00 TL bedelli fatura ve 100.000,00 TL cari hesap alacağını maddi vakıa olarak ileri sürdüğü, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, faturaya dayalı hizmetin/malın teslim edildiğini, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, herhangi bir çeke (kambiyo senedine) bağlı alacağın maddi vakıa olarak ileri sürülmediği, bu sebeple mahkememizce yalnızca anılan fatura ve cari hesaplar üzerinden inceleme yapılabileceği, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, cari hesap alacağı yönünden her iki tarafın ticari defterlerinin bilirkişi —-17/07/2023 tarihli raporu ile de tespit edildiği üzere 27.559,44 TL alacak yönünden birbiri ile uyumlu olduğu, yine dava konusu —– numaralı 13.000,00 TL bedelli faturanın da davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu sebeple faturaya dayalı hizmetin/malın teslim edildiği yönünde bir tereddüt bulunmadığı, dolayısıyla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 40.559,44 TL alacağının bulunduğu, yine dosya kapsamında davalının dava konusu faturadan kaynaklanan alacak nedeniyle temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir iddia ve delil ileri sürülmediğinden takip tarihinden önce temerrüt gerçekleşmediği ve takipte temerrüt faizi talep edilemeyeceği, dava konusu alacağın faturaya ve cari hesaba dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında kısmen haksız çıkması nedeniyle borçlunun kabul edilen alacak üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kısmen kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun—– İcra Dairesi’nin —–Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 40.559,44 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle 40.559,44 TL asıl alacak yönünden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen alacağın (40.559,44 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 8.111,88 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (40.559,44 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 2.770,61 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 1.929,76 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 840,85 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 2,021,96 TL dava açma masrafı ve 1.601,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 3.623,46 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (40.559,44/113.000,00) göre 1.300,57 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan vekalet harcına ilişkin 11,50 TL yargılama giderlerinin ret/dava değeri oranına (72.440,56/113.000,00) göre 7,37 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (40.559,44 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (72.440,56 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 11.590,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (40.559,44/113.000,00) göre 473,79 TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 846,21 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile—- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.