Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/354 E. 2023/1067 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/354
KARAR NO : 2023/1067

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ : 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
Müvekkilinin sevk ve idaresindeki—– plaka nolu aracı ile benzin istasyonunda aracın lastiklerine hava basılırken davalı sigorta şirketine sigortalı bulunan ve diğer davalı —-… şirketinin maliki olduğu, davalı sürücü —– sevk ve idaresindeki —–plaka nolu çekiciye bağlı ——plakalı dorse ile geri geri gelerek müvekkiline ait aracın sağ ön kısmına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası geldiğini, kaza sonrası tutulan trafik kazası tespit tutanağına göre davalı araç sürücüsü —— tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kazanın meydana gelişinde kusurunun olmadığını, davacının aracında kaza nedeniyle 33.491,58 Euro tutarında maddi hasarın meydana geldiğini, söz konusu zararın —– yaptırılan tamir işlemi neticesinde düzenlenen fatura ile sabit olduğunu, kaza neticesinde ortaya çıkan zarardan davalıların müteselsilen ve müştereken sorumlu olduğunu, kazanın ardından müvekkilinin davalılara başvuruda bulunduğunu ancak davalıların herhangi bir ödeme yapmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının aracında meydana gelen hasar nedeniyle toplam 3.491,58 Euro tutarındaki maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar —– ve —–… İle davalı —— şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı ——vekilinin cevap dilekçesinde, özetle,
Müvekkilinin poliçe limitleri dahilinde sigortalısının kusuru oranında sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığını, bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, zamanaşımı definde bulunduklarını, dava konusu trafik kazasının zaman aşımı süreleri geçtikten çok sonra açıldığını, dava konusu trafik kazası sonrası konu aracın kasko sigortacısı —– sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açıldığını ve aracın ilgili hasar dosyası kapsamında onarıldığını, kasko sigortacısı tarafından onarım sonrası müvekkili şirketten rucüen ödeme talep ettiğini, müvekkili tarafından bahse konu hasara ilişkin toplam 3.117,72 Euro ödendiğini, müvekkilinin sigorta poliçesi hükümlerini tamamen yerine getirdiğini, araçta meydana gelen hasarın ve kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu savunarak; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:
—–, Noterler Birliği Başkanlığı’na müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememizce alınan 03/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“- Kusur Tespiti Yönünden Yapılan İncelemede; davalı —–plakalı araç sürücüsü davalı—– % 100 oranında KUSURLU olduğu, —– plakalı araç sürücüsü davacı —– KUSURSUZ olduğu tespit edilmiştir.
– Hasar Tespiti Yönüğden ise; davacıya ait ——plakalı araçta 3.491,58 Euro olduğu tespit edilmiştir.
– Dava dışı —- kasko şirketi tarafından 3.191,58 EUR MADDİ ZARARIN KARŞILANDIĞININ Sayın Mahkemece kabulü halinde; davacıın /sigortalısının haklarına halef olan dava dışı—– kasko şirketi ödemiş olduğu 3.191,58 EUR hasar bedeli için (TTK 1472 gereğince (halefiyet ilkesi)) hak sahibi olduğu görüş ve kanaatinde varılmaktadır. Davalı Sigorta şirketi açısından KZMMS poliçesinin teminat limiti 41.000 TL’dir. Bu durumda tespit edilen 3.491,58 EUR hasar bedelinden kasko şirketinin halef olduğu 3. 191,58 EUR’nun tenzil edilmesi sonucunda kalan bakiye alacağının 300 EUR oldğu ve davacının davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edebileceği ve KZMMS poliçe teminat limitleri kapsamında olduğu” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının sevk ve idaresindeki—– plakalı araç ile davalı sürücü —–sevk ve idaresindeki —-plakalı çekiciye bağlı—– plakalı dorsenin karıştığı trafik kazası nedeniyle davalı —–kusur, davalı——işleten sıfatıyla ve davalının ZMM sigortası sorumluluğuna dayalı açılan araçta meydana gelen maddi hasar nedeniyle tazminat davasıdır
.Davacının davalı sigorta şirketine 22/03/2021 tarihinde başvuru yaptığı, davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı görülmüştür.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. (…) Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi uyarınca “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. (…)”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. Maddesi uyarınca “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. Maddesi uyarınca “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacının sevk ve idaresindeki—–plakalı araç ile davalı sürücü —– sevk ve idaresindeki —–plakalı çekiciye bağlı —– plakalı dorsenin karıştığı trafik kazası nedeniyle davalı —– kusur, davalı ——işleten sıfatıyla ve davalının ZMM sigortası sorumluluğuna dayalı açılan araçta meydana gelen maddi hasar nedeniyle tazminat davası olduğu, davanın davalı —- yönünden haksız fiilden, davalı —– yönünden araç işleteni olmasından dolayı KTK md. 85 kaynaklı ve diğer davalı sigorta şirketi yönünden ZMM sigorta poliçesi kaynaklı olduğu, davalı ——sorumluluğundan bahsedebilmek için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin bulunması, davacının zarara uğramış olması ve zarar ile fiil arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği, davalı —– yönünden araç işleteni olmasından dolayı KTK md. 85 kaynaklı kusursuz ve müteselsil sorumluluğunun bulunduğu, yine davalı sigorta şirketinin de hasarın sigorta poliçesi kapsamında kalması durumunda—– plakalı çekiciye bağlı—–plakalı dorsenin sürücüsü —— kusuru oranında zarardan sorumluluğunun olacağı, yine davalıların sorumluluğunun tespit edilmesi halinde yukarıda atıf yapılan TBK 61 maddesi uyarınca müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, davacının dava açılmadan önce KTK 97 uyarınca davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı, davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, özel dava şartının somut olayda yerine getirildiği, mahkememizce alınan 04/04/2023 tarihli heyet raporunda davalı araç sürücüsünün olayın gerçekleşmesinde tamamen kusurlu olduğu tespitinin yapıldığı, olayın gerçekleşme şekli dikkate alındığında mahkememizce bu rapora itibar edilebileceği, yine aynı rapor dikkate alındığında gerçek zarar miktarının 3.491,58 Euro olduğu, yine zararın Euro üzerinden talep edilebileceği zira yerleşik yargı içtihatları uyarınca da zararın aracın satın alındığı ülke rayicindeki piyasa değerine göre talep edilebileceği, zararın aracın satın alındığı ülke rayicindeki piyasa değeri onarım giderinden fazla ise yalnız onarım gideri, onarım giderinden az ise, aracın kaza tarihinde satın alındığı ülkedeki sürüm değeri esasına uygun olarak bilirkişi tarafından hesaplamanın yapıldığı, zarar ile davalı —– hukuka aykırı ve kusurlu fiili arasında nedensellik bağının bulunduğu (bilirkişi raporunda zararın fiile uygun olduğunun tespit edildiği), zira zararın fiil neticesinde gerçekleştiği, tüm bu sebeplerle yukarıda belirtilen esaslarla davalıların tespit edilen 3.491,58 Euro alacaktan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, ancak davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun somut olayda 41.000,00 TL sigorta limitini aşamayacağı, her ne kadar davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ——kasko şirketi tarafından ödeme yapıldığı ve kendisine rücu edildiği yönünde savunma yapılmış ise de cevap ve beyan dilekçesi ekinde sunulan belgelerin bu hususu ispatlar nitelikte olmadığı, mahkememizce verilen sürelere rağmen davalı tarafça bu hususta herhangi bir delil sunulmadığı, yine davacının kasko tarafından ödeme yapıldığı hususunu da kabul etmediği, yine alacağın yabancı ülke parası niteliğinde olması nedeniyle davacının alacağı bu birim üzerinden veya TL üzerinden talep etmekte seçimlik yetkisinin olduğu (TBK md 99), davacının bu seçimlik yetkisini yabancı para birimi üzerinden talep etmesinin hukuka uygun olduğu ve mahkememizce buna hükmedilebileceği, davalı —— ve diğer davalı işleten yönünden temerrütün TBK 117/2 maddesi uyarınca olay tarihi olan 15/10/2020 tarihinde gerçekleştiği, sigorta şirketi yönünden ise temerrütün somut olayda başvuru tarihinden (22/03/2021 günü) sekiz iş günü sonrası olan 02/04/2021 tarihinde gerçekleştiği, yine alacağın yabancı para birimi üzerinden olması nedeniyle alacağa 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, (davalı ——poliçe limiti olan 41.000,00 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) maddi hasara ilişkin 3.491,58 Euro maddi tazminatın davalılar —– Şirketi yönünden 15/10/2020 tarihinden, davalı —–yönünden 02/04/2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (davalılar ——Şirketi yönünden 3.491,58 Euro x dava tarihindeki kur -davacının talebi- 15,00 = 52.373,70 TL; davalı ——yönünden 41.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 3.577,64 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 894,42 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.683,22 TL harcın (davalı ——1906,29 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 986,62 TL dava açma masrafı ve 2.034,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 3.021,12 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
5-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (davalılar —–Şirketi yönünden 3.491,58 Euro x dava tarihindeki kur -davacının talebi- 15,00 = 52.373,70 TL; davalı—— yönünden 41.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.