Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/328 E. 2023/469 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/328 Esas
KARAR NO : 2023/469

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2022
KARAR TARİHİ : 24/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Taraflar arasında 3 adet sözleşme imzalandığı ve bu sözleşme gereği edimler ifa edildiği, hem de sözleşme hârici işler yapıldığı, bunların; 20.09.2013 tarihli —– mutfak, kuru kumanyalık, soğuk oda, büfe ve diğer paslanmaz ekipmanları tedarik sözleşmesi (gemi), 20.09.2013 tarihli Kurtarma ve Yedekleme Gemileri (—) mutfak, kuru kumanyalık, soğuk oda, büfe ve diğer paslanmaz ekipmanları tedarik sözleşmesi ( 2 gemi ), 04.03.2015 tarihli Sismik Araştırma Gemisi mutfak, kuru kumanyalık, soğuk oda, büfe ve diğer paslanmaz ekipmanları tedarik sözleşmesi (1 gemi), Sözleşme harici işler faturaları, anılan bu sözleşmelerden işlerden dolayı en son davalı firma ile yapılan 13.02.2019 tarihli mutabakata göre 31.12.2018 tarihi itibariyle; TL cinsinden 1.449,50 TL USD cinsinden 59.986,39 USD, EUR cinsinden 27.635,52 EUR alacağın bulunduğu işin yapılması sürecinde davacı müvekkil şirketin tüm sorumluluklarını fazlası ile yerine getirip, davalı firmanın gemileri Deniz Kuvvetleri’ne teslim edip, müvekkil şirketin ürünleri ile ilgili hiçbir sıkıntı yaşamadığı, hatta davalı firmanın, müvekkil şirketin teminat olarak kendisinde bulunan senetleri dahi 18.10.2018 tarihli teslim tutanağı ile iade ettiği, söz konusu alacak tutarı müteaddit defalar sözlü olarak talep edilip, hatta müvekkil şirket müdürü —— tarafından 10.03.2020 tarihli yazı ile istenip, en son —–. Noterliği 13.10.2021 tarih ve—— yevmiye sayılı ihtarname ile talep edilip, ancak yine netice alınamadığı, Davalı firmanın —-. Noterliği 22.10.2021 tarih ve —— yevmiye sayılı cevabi ihtarnamesi ile gerçeğe aykırı iddialar ile talebi reddettiği, ihale makamı ile yaşadığı sorunları, davacı müvekkil şirket ile hiçbir ilgisi olmamasına rağmen müvekkil şirkete yansıtmaya çalıştığı, akabinde de iş bu davaya konu—–. İcra Müdürlüğünün ——sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe kötüniyetli olarak itiraz eden firmanın, tarafların ticari defterlerinde de sabit olan borç tutarını inkar ettiği gibi likit de olmadığını yazdığı, oysa tarafların muhasebe birimleri kendi aralarında mutabakat yapmış olup, alacak tutarının likit olduğu, bu nedenlerle; —–. İcra Müdürlüğü ——sayılı ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, 4 40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar ve fiili ödeme günündeki —— efektif döviz satış kuru üzerinden EUR ve USD alacak için işleyecek yıllık mevduata Kamu Bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık faiz ve TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsil edilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin Sayın Mahkemeye hitaben düzenlediği 01.06.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle: “Müvekkilinin, Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile akdettiği eser sözleşmeleri gereğince Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı doğrultusunda, biri —-) ve diğerleri Kurtarma ve Yedekleme Gemileri (——) olmak üzere 3 geminin tedariki ve Müsteşarlığa teslimi borcunu üstlendiği, Bahse konu sözleşmeler kapsamında davacının yükümlülüklerini yerine getirmemesinden ötürü iş sahibine karşı ana yüklenici sıfatı ile sorumlu olarak gecikme cezası ödemek zorunda kaldığı, Tüm bunlarla birlikte, Test ve Eğitim Gemisi İnşa Projesi kapsamında davacıya sipariş edilen, davacı ilgili personeli tarafından ölçüleri ve gemi üzerindeki yerleşimi konusunda çalışmalar yapılan ve 10.03.2020 tarihli davacının resmi yazısında gerçeğe aykırı şekilde ifade ve zımnen kabul edilen buzdolabı teslimatında gösterilen olumsuz yaklaşım ve malzemelerin teslim edilmemesinin müvekkil firmayı son derece güç duruma düşürüp, müvekkil şirketin ilgili malzemeleri başka bir firmadan tedarik etmek zorunda kaldığı, uyuşmazlık konusu olayda likit bir alacağın varlığından söz edilemeyeceğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine hükmedilmesi gerektiği, Bu nedenle; müvekkil şirket hakkında haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler —– ve ——- tarafından sunulan 11.04.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede: Davacı şirketin inceleme ibraz ettiği 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış ve yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yasal sürelerde yaptırıldığı görüldüğünden, incelenen ticari defterlerin lehlerine kesin delil vasfına haiz olup olmadıkları konusunda takdirin mahkemeye ait olduğunu, Davacı şirketin incelenen ticari defterlerine göre; 31.12.2018 tarihi itibariyle davalı şirketten 120.02.007 USD Alıcılar hesabından kaynaklanan 315.582,40 TL ve 120.03.022 EUR Alıcılar hesabından kaynaklanan 166.586,91 TL tutarınca alacağının raporlandığı, 31.12.2019 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 120.02.007 USD Alıcılar hesabından kaynaklanan 356.331,15 TL ve 120.03.022 EUR Alıcılar hesabından kaynaklanan 183.792,79 TL tutarınca alacağının raporlandığının görüldüğünü, Davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede; Davalı şirketin inceleme ibraz ettiği 2013 ve 2014 yılları yevmiye, defteri kebir ve envanter defterlerinin açılış ve yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yasal sürelerde yaptırıldığı, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılları yevmiye ve defteri kebir defterlerinin e- defter olarak tutulduğu ve envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal sürelerde yaptırıldığı görüldüğünden, incelenen ticari defterlerin lehlerine kesin delil vasfına haiz olup olmadıkları konusunda takdirin mahkememize ait olduğunu, Davalı şirketin incelenen ticari defterlerine göte; davacı şirketin cari hesabının—– Satıcılar hesabında izlendiği ve 18.03.2022 tarih hesabından kaynaklanan 27.635,52 EUR borcunun raporlandığı, USD hesabından kaynaklanan 59.986,39 USD borcunun raporlandığı ve TL hesabından kaynaklanan 1.449,50 TL borcunun raporlandığının görüldüğünü, Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket, davalı şirket hakkında 59.986,39 USD asıl alacak, 301,99 USD işlemiş faiz, 1.449,50 TL asıl alacak, 94,72 TL işlemiş faiz, 27.635,52— asıl alacak ve 55,65 EUR işlemiş faizin icra giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte tahsili talebiyle —–. İcra Müdürlüğünün——–sayılı dosyasından 18.03,2022 tarihi itibariyle eser sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları için haciz yolu ile takibe geçtiğinin görüldüğünü, Takibe İtiraz: Davalı şirket vekilinin icra dosyasına sunduğu 01.04.2022 tarihli dilekçesinde “ Müvekkil şirketin takip alacaklısına; yargılamayı gerektirmeyen, gerçek miktarı tam olarak belli olan, kesinleşmiş, likit bir borcu bulunmadığından, borca, takibe, faize, faiz oranına ve ferilerine itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi “talep ve beyanında bulunduğunun görüldüğü, Tarafların İhtarnamelerinin: Davacı firma tarafından davalıya hitaben düzenlenen —–Noterliği, 13.10.2021 tarihli ve—— yevmiye numaralı ihtarname: Muhatap firma ile keşideci müvekkil şirket arasında çeşitli tarihlerde imzalanan ve ifa edilen sözleşmelerden dolayı en son muhatap firma ile yapılan 13.02.2019 tarihli mutabakata göre 31.12.2018 tarihi itibariyle; TL olarak 1.449,50 TL, USD olarak 59.,986,39 USD ve EUR olarak 27.635,52 EUR alacağının bulunduğu, bu hususun keşideci müvekkil şirket yetkilisi ——–tarafından, muhatap firmanın yönetim kurulu başkanlığına 10.03.2020 tarihli talep yazısı ile bildirildiği ancak bu güne kadar ödeme yapılmadığı, yukarıda belirtilen tutarların ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde icra takibine başlanacağının ihtar edildiğinin görüldüğü, söz konusu ihtarnamenin 13.10.2021 tarihinde davalı firma tarafından olunduğu e -tebligat mazbatasından anlaşıldığından, ihtarla verilen 3 günün sonu 18.10.2021 tarihi olduğundan, davalı şirketin 18.10.2021 tarihinde temerrüde düştüğü kanaatinin edinildiğini, Davalı firma tarafından davacıya hitaben düzenlenen ——Noterliği, 22.10.2021 tarihli ve———yevmiye numaralı ihtarnamede; Bahse konu sözleşmeler kapsamında muhatap firmanın yükümlülüklerini yerine getirmemesinden ve / veya eksik / kusurlu yerine getirmesinden doğan cezai sorumluluklar sözleşmenin Md. 15 gecikme cezaları, Md. 16 sorumluluklar ve Md. 38 performans cezaları maddeleri ile muhtelif maddelerin alt bentlerinde açık olarak tarif olunduğu, müvekkil şirketin, ana yüklenici sıfatı ile sorumlu olarak gecikme cezası ödemek zorunda kalmasında pay sahibi alt yüklenicilerin sorumluluklarının tatbikinin de yapıldığı, tüm bunlarla birlikte, test ve eğitim gemisi inşaat projesi kapsamında firmanıza sipariş edilen, firmanız ilgili personeli tarafından ölçüleri ve gemi üzerindeki yerleşimi konusunda çalışmalar yapılan ve 10.,03.2020 tarihli resmi yazınızda gerçeğe aykırı şekilde ifade ve zımnen kabul ettiğiniz buzdolapları teslimatında göstermiş olduğunuz olumsuz yaklaşım ve malzemeleri teslim etmeyişinizin müvekkil firmayı son derece güç duruma düşürüp, müvekkil şirketin ilgili malzemeleri başka bir firmadan tedarik etmek zorunda kaldığı, firmanızın müvekkil şirketten hiçbir hak ve alacağının bulunmadığının ihtar edildiğinin görüldüğünü, Mali açıdan yapılan değerlendirme: Davalı şirketin ticari defterlerine göre, davacı şirkete 18.,03.2022 takip tarihi itibariyle EUR hesabından kaynaklanan 27,635,52 EUR borcunun raporlandığı, USD hesabından kaynaklanan 59.986,39 USD borcunun raporlandığı ve TL hesabından kaynaklanan 1.449,50 TL borcunun raporlandığı görüldüğünden, davalının incelenen ticari defterlerinin aleyhine delil teşkil ettiği ve davacının takipte istediği tutarları isteyebileceği kanaati edinildiğini, ancak davalı şirket, davaya cevap dilekçesi ile davacıya hitaben düzenlediği ihtarnamede; davacının sözleşme konusu işleri eksik yaptığı ve bu eksik yapılan işlerin başka bir firma / firmalara yaptırıldığı beyanında bulunduğunu, davalı şirket tarafından bu beyana istinaden Savunma Sanayi Müsteşarlığının “ Sismik Araştırma Gemisi Tedarik sözleşmesi kapsamında ortaya çıkan gecikme cezasının tahsiline ilişkin mutabakat metni “ mutabakat metnini ibraz etmiş olup (Gizli Belge kasaya alınacak) bu metne göre davalı şirkete Savunma Sanayi Müsteşarlığının alacağından mahsup ettiği 7.242.537,81 TL ve 7.193.298,00 EUR gecikme cezaları ile Davalı şirket tarafından bu beyana istinaden Savunma Sanayi Müsteşarlığının“ —— tedarik sözleşmeleri kapsamında ortaya çıkan gecikme cezalarının tahsiline ilişkin mutabakat metni “ mutabakat metnini ibraz etmiş olup (Gizli Belge kasaya alınacak ) bu metne göre davalı şirkete Savunma Sanayi Müsteşarlığının alacağından mahsup ettiği 7.776.426,33 TL ve 7.680.000,00 EUR gecikme cezaları belgeleri sunulmuş ise de, davalının sunduğu bu belgelere göre; bu cezaların davacıya rücu edilip edilmeyeceği ile ilgili dosya kapsamında bilgi bulunmadığından ve davacının muhtemel kesintilerine ilişkin davalı şirket tarafından detaylı liste sunulmadığından, bu belgeler konusunda takdir ve yorumun mahkememize ait olduğunu, Dosyada bulunan belge ve bilgilere göre; davacı şirketin davalı şirketten 18.03.2022 takip tarihi itibariyle isteyebileceği asıl alacak tutarları 27.635,52 EUR, 59.986,39 USD ve 1.449,50 TL olarak hesaplanmış olup, davalı şirketin 18.10.2021 tarihinde temerrüde düştüğü kanaati edinildiğinden, bu tarihten takip tarihine kadar davacının isteyebileceği faiz tutarları aşağıdaki gibi hesaplanmıştır.Hesaplama yapılırken Kamu bankalarının yıllık mevduata fiilen uygulandığı faiz oranları nispetinde faiz hesaplaması yapıldığını, USD açısından yapılan hesaplamada Davacı tarafın takipten önce isteyebileceği USD faiz tutarı ( 204,69 4 310,26 ) = 514,95 USD olarak hesaplarımış olup, davacı taraf takipte 301,99 USD faiz İstediğinden, davacının bu talebi ile bağlı olduğu kanaatinin edinildiğini, EUR açısından yapılan hesaplamada: Davacı tarafın takipten önce İsteyebileceği EUR faiz tutarı (42,60 * 72,93 ) = 115,54 EUR olarak hesaplanmış olup, davacı taraf takipte 55,65 EUR faiz istediğinden, davacının bu talebi ile bağlı olduğu kanaatinin edinildiğini, TL açısından yapılan hesaplamada:Davacı tarafın takipten önce isteyebileceği TL faiz tutarı (55,36 * 58,91) =114,27 TL olarak hesaplanmış olup, davacı taraf takipte 94,72 TL faiz istediğinden davacının talebi ile bağlı olduğu kanaatinin edinildiğini, sözleşme yönünden değerlendirmede; Huzurdaki davada ihtilaf davacı yüklenicinin davalı ile imzalanan eser sözleşmesi kapsamında davalıdan faturalara dayalı bakiye iş bedeli alacağı bulunup bulunmadığı,bulunuyor ise miktarı konusunda toplandığını, borç doğuran sözleşmelerden birisi olan “Eser sözleşmesi”, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde de, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” biçiminde tanımlandığını, eser sözleşmeleri iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir türiş görme sözleşmesi olduğunu, Yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle yükümlü olduğunu, Eser sözleşmelerinde “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsur olduğunu, bu sözleşmelerde yüklenici istenen özellikte eseri meydana getirmeyi, iş sahibi de bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi üstlendiğini, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( TMK ) “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlü olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( HMK ) 190. maddesinin birinci fıkrasına göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuk sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğundan; yüklenici, sözleşmeye uygun olarak eseri meydana getirip teslim ettiğini, iş sahibi de sözleşmede kararlaştırılan ve teşlimle muaccel hâle gelen iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorunda olduğunu, Eserin iş sahibi tarafından açıkça ve örtülü kabulü halinde yüklenicinin kasten sakladığı sakladığı veya sonradan çıkan gizli ayıplar hariç-yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulduğunu, yine tacirler arasında gerçekleşen ticari işlemlerde taraflara ait ticari defterler, belirli şartların gerçekleşmesi durumunda alacağı kanıtlamaya yarayan bir delil olmadığını, Ticari Defterlerin Delil Olabilmesi İçin Gerekli Şartlar Ticari defterlerin kesin delil olması için gereken genel şartları sıralanacak olursa;1. Uyuşmazlığın çıktığı işin yapıldığı tarihte her iki taraf da tacir sıfatına sahip olmalıdır.2. Uyuşmazlık her iki tarafın da defterlerine geçirmesi gereken ortak bir ticari işten kaynaklanmalıdır. Bir başka deyişle uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmalıdır.(TTK 4. Mad) 3.Delil oluşturması istenen defterler kanuna uygun şekilde tutulmuş olmalıdır. Açılış ve kapanış kayıtlarının yapılmış olması gerekir. Bunun için her şeyden önce zorunlu tüm defterlerin tutulmuş olması gerekir. İşletmenin nitelik ve öneminin gerektirdiği defterler tutulmamışsa, yada kapanış kayıtları yapılmamışsa ismen sayılan zorunlu defter kayıtları ancak sahibi aleyhine delil teşkil edebilecektir. 4.Uyuşmazlık konusu işle ilgili olarak defterlere geçirilen tüm kayıtların birbirini doğrulamalıdır. 5. Karşı tarafın, ileri sürülen iddianın aksini kendi ticari defterleri veya diğer geçerli delillerle ispat edememiş olmalıdır. Mahkememize konu uyuşmazlıkta,davacının eser sözleşmesi nedeniyle hak ediş faturaları düzenlediği ve davalıya gönderdiği,alınan faturaların davalı tarafça itiraz edilmeksizin kendi ticari defterlerine işlendiği, davacı tarafın ticari defterlerinde davalıdan alacağı gözükürken,davalının ise kendi ticari defterlerine göre davacıya icra dosyasında talep edilen bedellerle ilgiliborçlu gözüktüğü, davanın taraflarının ticari defterlerindeki kayıtların birbirini teyit ettiği,her iki tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış tastiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yapıldığı HMK’nın Madde 222’de ki şartların tamamının gerçekleşmesi durumunda ticari defterlerin kesin delil niteliği taşıdığından Yargıtay uygulamalarında kabul gördüğü, öte yandan davalı taraf her ne kadar yüklenici tarafından yapılan işlerin ayıplı olduğunu ileri sürerek kendilerine idare tarafından ceza işlemi uygulandığını iddia etse de bu iddiaya yönelik somut bir delilin dosyada bulunmadığı, eserin ayıplı olduğuna dair dosyada davalı yüklenicinin süresinde yapılan bir ayıp ihbarına rastlanılmadığı, eserin yüklenici tarafından teslimi ile yüklenicinin bakiye iş bedeline hak kazanacağı, somut uyuşmazlıkta bu şartların gerçekleşmiş olması nedeniyle davacının davalıdan; 59,986,39 USD, 27,635,52 EURO, 1.449,50 TL asıl alacağının bulunduğunun değerlendirildiğini, Yargıtay—– Hukuk Dairesi ——. 21.10.2019 : Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükünün ise iş sahibinde olduğu, bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorunda olduğunu, davacı yüklenicinin takibe konu ettiği fatura davalı şirket adına düzenlenmediği ve bu faturanın davalı şirkete tebliğ edilerek içeriğinin kesinleşmesi söz konusu olmadığını, faturanın davacı yüklenici defterlerinde yer almasının tek başına işin yapıldığının kanıtlanması için yeterli sayılamayacağını, davacının yüklenici işi yapıp teslim ettiğini kanıtlamak durumunda olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu—— 8.4.2021 Öte yandan HMK 222. maddesindeki ticari defterlerin delil niteliğine ilişkin düzenleme gereğince ticari davalarda yani her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin ispatı da mümkündür. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı, veya kesin delillerle ispatının gerektiği düzenlendiğinden, ticari defterlerin kesin delil olduğunun anlaşıldığını, Ticari defterler kesin delillerden ise de, ancak HMK’nın 222. maddesindeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabileceğini, Yargıtay ——. Hukuk Dairesi ——-mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının ticari defter kayıtlarına göre; dava dışı ——–. ile arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklı dava dışı şirkete toplam 259.407,56 TL borcunun bulunduğu, .—— alacağını temlik eden dava dışı —– ticari defter kayıtlarına göre davalı ——– cari hesap ilişkisinden kaynaklı toplam 300.507,36 TL alacağının bulunduğu, her iki tarafın ticari defterlerinin takip konusu alacak yönünden birbirini teyit ettiği, davacı tarafın ticari defterlerindeki farkın taraflar arasında 2015 yılında herhangi bir ticari alışveriş olmamasına rağmen davacı tarafın kur farkı adı altında girmiş olduğu kayıtlardan kaynaklandığı, bu kaydın davalı tarafın ticari defterlerine kaydının yapılmadığı gibi davacı tarafça buna ilişkin herhangi bir fatura veya sözleşme sunulmadığı, icra takip dayanağı faturalarda da bu alacağın yer almadığı gerekçesiyle davanın kismen kabul kismen reddine, 259,407,56 TL asıl alacağa yönelik davalının itirazın iptali ile bu miktar asıl alacağa icra takip tarihi olan 07/07/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi üzerinden takibin devamına, alacağın davalının ticari defterlerinde kayıtlı ve hesaplanabilir mahiyette bulunması nedeniyle İİK.67/2.maddesi gereğince kabul edilen 259.407,56 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiğini, kararın davalı vekili tarafından temyiz edildiğini, dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının yerinde olmadığını, takdiri mahkememize ait olmak üzere açıklanan nedenlerle davacının asıl alacak dosyası kapsamında asıl alacak bedelinin 59,986,39 USD, 27.635,52 EURO, 1.449,50 TL hesap edildiği, davacının icra dosyası kapsamında takip öncesi işlemiş faiz alacağının taleple bağlı kalınarak 301,99 USD, 55,65 EURO, 94,72 TL hesap edildiği sonuç ve kanaatlerine varılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, ——-) Mutfak, Kuru Kumanyalık, Soğuk Oda, Büfe ve Diğer Paslanmaz Ekipmanları Tedarik Sözleşmesi (1 gemi), Kurtarma Ve Yedekleme Gemileri (Kuryed) Mutfak, Kuru Kumanyalık, Soğuk Oda, Büfe ve Diğer Paslanmaz Ekipmanları Tedarik Sözleşmesi (2 gemi), 04.03.2015 tarihli Sismik Araştırma Gemisi Mutfak, Kuru Kumanyalık, Soğuk Oda, Büfe ve Diğer Paslanmaz Ekipmanları Tedarik Sözleşmesi (1 gemi) ve sözleşme harici yapılan işlerin bakiye bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222 nci maddesi “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmünü düzenlemiştir.
Taraf ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı buna göre 18.03.2022 takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten isteyebileceği asıl alacak tutarları 27.635,52 EUR, 59.986,39 USD ve 1.449,50 TL olarak bulunmuş olduğu, yine davalı şirketin 18.10.2021 tarihinde temerrüde düşürüldüğü ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işleyen faizin de 514,95 USD, 115,54 EURO ve 114,27 TL olarak hesap edildiği, davalı tarafın defter kayıtlarının aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlayamadığı anlaşıldığından taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, davalı taraf likit ve bilinebilir borca ödeme yapmadığı halde haksız olarak itiraz ettiğinden icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
—–. İcra Dairesi’nin——-Esas sayılı dosyasında davalı / borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin AYNEN DEVAMINA,
-Asıl alacak 1.333.691,51 TL’nin %20’si olan 266.738,30 TL icra inkar tazminatının davalı/ borçludan alınarak davacı/ alacaklıya verilmesine,
2-Sair hususların gerekçeli kararda gösterilmesine,
3-Harçlar Kanuna göre alınması gereken 90.712,48 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 15.982,44 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 74.730,04‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 15.982,44 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.170,00 TL yargılama giderlerinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 154.236,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26 (2) maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.