Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/295
KARAR NO : 2023/161
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2022
KARAR TARİHİ : 30/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
26/06/2020 tarihinde sürücü müvekkili —-sevk ve idaresindeki —– plaka nolu aracıyla —–sevk ve idaresindeki —–plakalı motosiklet ile çarpması neticesinde çift taraflı yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, iş bu kaza nedeniyle müvekkiline ait araçta ekspertiz raporunda 20.661,00 TL hasara uğradığının tespit edildiğini, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasar ve değer kaybına ilişkin mağduriyetinin davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmadığını, tutulan kaza tespit tutanağında müvekkiline kusur atfedildiğini, dava dışı sürücü —– herhangi bir kusur atfedilmediğini, ancak yapılan ceza yargılaması sonucunda alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin asli kusurlu olduğunu, dava dışı sürücü —– tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, dava konusu trafik kazasına sebebiyet veren—-plaka nolu aracın davalı—– tarafından sigortalı olduğunu, davalı sigorta şirketine müvekkili tarafından başvuruda bulunulduğunu ancak davalı tarafından zararın karşılanmadığını, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; davanın kabulünü, şimdilik 5.000,00 TL değer kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı —– vekilinin cevap dilekçesinde, özetle,
Dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalısının kusurunun bulunmadığını, sürücü belgesi olmadan araç kullanılmasının kazaya etki eden bir faktör olmadığını, bu durumun yalnızca idari para cezası gibi yaptırımlarla sonuçlandığını, kazanın oluş şekli dikkate alındığında sürücü belgesi olmamasına rağmen sigortalı araç sürücünün hiç bir kural hatasının olmadığı buna rağmen davacı yanın sürücü belgesi olmasına rağmen KTK md.84 ve 67 kurallarını ihlal etmiş olduğu da sabit olduğunu, kaza tarihinde geçerli olan trafik sigortası genel şartları ekinde yer alan kriterlere göre hesaplama yapılması gerektiğini, avans faizinin reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak; davanın reddini, avans faizi talebinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME:
—–Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazıldığı görüldü.
——Kurumu tarafından alınan23/06/2023 tarihli raporda özetle;
“1.Durum:
A)-Sürücü —– % 100 ( yüzde yüz ) oranında kusurlu olduğu,
B)-Sürücü —–kusursuz olduğu,
2.Durum:
A)-Sürücü—-% 20 ( yüzde yirmi ) oranında kusurlu olduğu,
B)-Sürücü—– % 80 ( yüzde seksen ) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur.
” hususları tespit edilmiştir.
Mahkememiz tarafından alınan 12/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1) Davacıya ait —— plaka numaralı araçtaki hasar onarım bedeli (Ekspertiz raporunda) 20.661,00 TL. olarak hesaplanmış olup,
2) Alınan ara karar uyarınca, iki ihtimalli olarak yapmış olduğum değerlendirmede;
Değer kaybı ;
A) 26/06/2020 kaza iarihindeki koşullara göre ve 26/06/2020 koşullara göre ve ZMSS Genel Şartlarında belirtilen esaslara göre hesaplama yapılması durumunda, değer kaybı 2.635,00 TL, olarak hesaplanımış,
B) Aracın, kazadan önceki durumu ile serbest piyasadaki rayiç değeri ile 26/06/2020 tarihli trafik kazasında uğradığı hasarların onarımından sonraki durumu e piyasa rayiç değerinin dikkate ahınması sareti e yapılan hesaplama ile araçtaki değer kaybı 5.000,00 TL. olarak hesaplanmıştır.” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının mülkiyetindeki —- plakalı araç ile davalının zmms sigortacısı olduğu (dava dışı —– sevk ve idaresindeki) —- plakalı aracın karıştığı 26/06/2020 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının aracında meydana gelen değer kaybı nedeniyle açılan maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizce dosya kusur durumunun ve değer kaybı miktarının tespiti amacıyla makine mühendisi bilirkişine verilmiş, 12/04/2023 tarihli raporda;
Davacının %100 kusurlu olduğu, davalı sigortalısının kusurunun bulunmadığı,
26/06/2020 kaza tarihindeki koşullara göre ve ZMSS Genel Şartlarında belirtilen esaslara göre hesaplama yapılması durumuuda, değer kaybı miktarının 2.635,00 TL olduğu,Aracın, kazadan önceki durumu ile serbest piyasadaki rayiç değeri ile 26/06/2020 tarihli trafik kazasında uğradığı hasarların onarımından sonraki durumu ve piyasa rayiç değerinin dikkate alınması sareti ile yapılan hesaplama ile araçtaki değer kaybı miktarının 5.000,00 TL olduğuhususları tespit edilmiştir.
—- Asliye Ceza Mahkemesi’nin—– Esas ve —–Karar sayılı kesinleşmiş ilamına göre dava konusu olayın ve sorumluluk durumunun “Suç tarihinde sanığın kullanmakta olduğu araç ile katılanın kullanmakta olduğu motosikletin çarpışması sonucu katılanın —-ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı, alınan bilirkişi raporuna göre otomobil sürücüsü olan sanığın, araç manevralarını düzenleyen trafik kuralını ve 2918 sayılı yasanın 67/A maddesinde düzenlenen trafik kuralını ihlal ettiği, katılanın ise ” Aracın hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurulması” şeklindeki trafik kuralını ihlal ettiği,” şeklinde tespit edildiği görülmüştür.
Trafik kazası tespit tutanağına göre olay “26/06/2020 tarihinde, saat 12,50 sıralarında, sürücü —–, yönetimindeki —-plâka numaraı otomobili ile,—–ilçesinde, —-mahallesinde —–caddesi üzerinde —– mahallesi istikametine doğru seyretmekteyken,—- Sitesi hizasına geldiğinde, sola dönüş manevrası yaptığı sırada, bu esnada solundaki şerit üzerinde aynı istikamete doğru seyretmekte olan sürücü —- yönetimindeki —– plâka numaralı motosikleti ile, otomobilin sol ön kapısına çarpmış, heriki araçta maddi hasarlarla ve motosiklet sürücüsü —— yaralanması ile sonuçlanan trafik kazası meydana gelmiştir.” şeklinde gerçekleşmiştir.
Mahkememizce olayın gerçekleşme şekli dikkate alındığında, davalı sigortalısının da olayın gerçekleşmesinde kusurlu olabileceği değerlendirilmiş, dosya (özellikle kaza tespit tutanağı, ——Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunulan bilirkişi raporu ve mahkememizce alınan kusur raporu dikkate alınmak suretiyle mevcut delil durumuna göre) kusur durumunun tespiti amacıyla—– gönderilmiştir.
23/06/2023 tarihli —— raporu ile “Mevcut bulgulara göre ;
1.Durum:——plakalı otomobilin ise sola dönüş yapmak istediğinde; şeridinin sağ tarafında seyrettiği, aynı yönde gerisinden gelen motosikletin ise yolun orta kısmına yakın bir seyirle seyrettiği sırada dönüş manevrasına başlaması ile sol gerisinde gelen motosiklet ile çarpışması şeklinde kazanın meydana geldiği kabulü halinde;
A)-Sürücü ——sevk ve idaresindeki otomobil ile olay mahallinde yolun sağ tarafından sola manevra ile dönüş manevrasına başlamadan evvel sinyalini vermesi ve aynı yönde sol gerisinden gelen motosikletin varlığını dikkate alarak, sola manevrasıyla birlikte motosikletin seyir yönünü kapatmaması gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla kusurludur.
B)-Sürücü——idaresindeki motosiklet ile olay mahalline geldiğinde sağ ilerisinde seyir halindeyken aniden sola manevra ile dönüşe başlayan otomobile karşı alabileceği bir önlem bulunmadığından atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır.
2. Durum:
——plakalı otomobilin ise sola dönüş yapmak istediğinde; orta kısmına yakın bir şekilde seyrederken motosiklet sürücüsünün de aynı yönde aracının gerisinde yolun orta kısmına yakın bir şekilde seyir halinde olduğu kabulü halinde;
A)-Sürücü —— idaresindeki otomobil ile olay mahallinde yolun orta şeridine yakın bir şekilde seyrederken, sola manevrasına başlamadan evvel sinyalini vermesi ve kavşak olmayan mahalde kontrollü bir şekilde dönüşüne başlaması gerekirken bu hususlara riayet etmediği anlaşılmakla kusurludur.
B)-Sürücü —–sevk ve idaresindeki motosiklet ile olay mahallinde seyir halindeyken aynı yönde önünde seyreden araçlar ile gerekli takip mesafesini koruması gerekirken bu hususa riayet etmediği, önünde seyir halindeyken sola manevra yapan araca karşı takip mesafesini korumamasından dolayı almış olduğu tedbirde yetersiz kalarak çarptığı anlaşılmakla kusurludur.
SONUÇ :
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
1.Durum:
A)-Sürücü—–% 100 ( yüzde yüz ) oranında kusurlu olduğu,
B)-Sürücü—– kusursuz olduğu,
2.Durum:
A)-Sürücü —–% 20 ( yüzde yirmi ) oranında kusurlu olduğu,
B)-Sürücü —–% 80 ( yüzde seksen ) oranında kusurlu olduğu”
tespitinin yapıldığı görülmüştür. Her ne kadar—–raporunda sürücülerin isimleri karıştırılmış ise de rapor plaka bazında değerlendirildiğinde mahkememizce itibar edilebilir bulunmuştur.
Kazaya karışan tarafların —-Asliye Ceza Mahkemesi’nin —- Esas ve—– Karar sayılı yargılamasında alınan ifadeleri şu şekildedir:
Dava dışı —– (mahkeme ifadesi): “Ben bu konuda daha önce beyanda bulunmuştum, beyanımı aynen tekrar ederim, olay günü ben —- sayılı plaka sayılı motosikletim ile kendi yolumda —– arkadaşımın evine doğru gidiyordum, kaza yokuşta gerçekleşti, yokuşun başında olduğundan ve motor kullandığımdan biraz hızlandım, sanığın aracı birden önüme kırdı, sinyal de vermedi, bu şekilde kaza yaptım,”
Dava dışı —— (savcılık ifadesi): “26.06.2020 günü saat 12:00-13:00 sıralarında —–isimli arkadaşımdan başka bir arkadaşımın yanına gitmek için —- plakalı —- marka, —-renkli motosikletini vermesini rica ettim.—– Mahallesinden —– istekametine doğru 40-50 kilometre hız ile gittiğim esnada —- marka, plakasını hatırlayamadığım—-renkli bir araç üzerime kırdı. Düz yolda seyir halinde iken aracın üzerime kırması sonucu aracın sol ön kapısına çarptım.”
Davacı —– (savcılık ifadesi): “Ben 26.06.2020 günü saat 12:50 sıralarında Kendime ait olan —–plakalı aracım ile ben ve komşum olan—– isimli şahıs ile birlikte —- Mahallesi —– Caddesinde bulunan —– yerine Cuma namazı Kılmak için geldik. Aracımı geldiğim yönün tersine doğru park etmek için döndüğüm esnada hir anda arkadan celen ——plakalı mokosiklet aracımın ön sol kapısına çarptı.”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak, (…) Hesaplanır. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacının mülkiyetindeki —- plakalı araç ile davalının zmms sigortacısı olduğu (dava dışı —– sevk ve idaresindeki)—— plakalı aracın karıştığı 26/06/2020 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının aracında meydana gelen değer kaybı nedeniyle açılan maddi tazminat davası olduğu, davalı sigorta şirketinin hasarın sigorta poliçesi kapsamında kalması durumunda —–plakalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumluluğunun olacağı, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, olayın gerçekleşme biçimi dikkate alındığında davacının tamamen kusurlu olduğunun kabul edilemeyeceği, yukarıda ortaya konulan—–raporu ile olayın —- raporunda 2. Durum olarak bahsedildiği şekilde: Yani —– plakalı otomobilin ise sola dönüş yapmak istediğinde; orta kısmına yakın bir şekilde seyrederken motosiklet sürücüsünün de aynı yönde aracının gerisinde yolun orta kısmına yakın bir şekilde seyir halinde olduğu kabulü hali) gerçekleşmesinde davalı sigortalısının %20, davacının %80 kusurunun bulunduğunun tespit edildiği, mahkememizce de olayın gerçekleşme biçimine göre bilirkişi raporu ile tespit edilen kusur durumunun somut olayın gerçeklerine ve hakkaniyete uygun bulunduğu, zira tarafların soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki beyanları dikkate alındığında olayın—– raporunda 2. durum olarak bahsedildiği şekilde gerçekleşmiş olduğunun kabulünün gerektiği, yine aynı rapor ile davacının 5.000,00 TL değer kaybı zararının bulunduğunun tespit edildiği, değer kaybı hesabının kaza nedeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) esasına uygun olarak yapıldığı, mahkememizce de bu esasa göre hesaplama yapılmasının hukuka uygun bulunduğu, zira kaza tarihi itibariyle KTK’nun 90. Maddesindeki “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olduğu, kaldı ki Yasa’nın eski halinde “ve” kelimesi kullanılmakla normlar hiyerarşisine göre değer kaybı hesabının yasada ifade edildiği üzere “aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,” hesaplanması gerektiği, bilirkişi raporunun bu esasa uygun ve denetime açık şekilde düzenlendiği, bu sebeple hükme esas alınabileceği, tarafların kusur durumu dikkate alındığında davacının talep edebileceği değer kaybına ilişkin nihai zararın 1.000,00 TL olduğu, sigorta şirketi yönünden temerrütün KTK 99 maddesi uyarınca başvuru tarihinden (19/08/2021 günü) itibaren sekiz iş gününün geçmesiyle 02/09/2021
tarihinde gerçekleştiği, somut olayda ne davacının ne de davalının sigortalısının tacir ve dolayısıyla dava konusu olayın ticari iş olarak nitelendirilmesinin mümkün olmaması nedeniyle alacağa yasal faiz işleyeceği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, değer kaybına ilişkin 1.000,00 TL maddi tazminatın 02/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (1.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 85,39 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 184,46 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 177,59 TL dava açma masrafı ve 4.379,75 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 4.557,34 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (1.000,00/5.000,00) göre 911,46 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan vekalet harcına ilişkin 11,50 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (4.000,00/5.000,00) göre 9,20 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (1.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (4.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 ve 13/3 uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (1.000,00/5.000,00) göre 312,00 TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 1.248,00 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile—– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.