Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/29 E. 2022/392 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/29 Esas
KARAR NO:2022/392
DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/01/2022
KARAR TARİHİ:12/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, —- keşide tarihli , ——bedelli çeki , üzerinde cirosu da bulunan —– ticari ilişkisi sonucu karşılık olarak teslim aldığını, gerçekleştirdiği bir araç satın alım işlemi sonucunda ise iş bu çeki aracı aldığı kişi olan —-teslim ettiğini, —- çeki kendi adına ciro ettiğini, tüm bu süreçte çekin karşılıksız olduğunu bilmeyen müvekkilinin çekin karşılıksız olduğunu öğrendiğinde çekin tahsil edilememesinden doğan sorumluluk kendisine ait olmamasına rağmen, gecikmeden doğan zararlarla birlikte —-gerekli ödemeyi yaptığını, yapılan ödemeye rağmen ilgili çeke dayalı olarak davacı aleyhine davalı banka tarafından —-sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılması üzerine müvekkilinin çeki halen elinde bulunduran —–takibin durdurulmasına yönelik gereken ödemenin yapılacağına dair olumlu cevap aldığı bir takım görüşmeler yaptığını, bunun üzerine takibe ve borca itiraz etmediğini, fakat akabinde ilgili icra dosyası kapsamında müvekkilinin banka hesaplarına el konulduğunu, takip konusu çekte —- kısmı karşılıksızdır” ibaresi bulunmasına rağmen, takip talebinde bu tutarın —– üzerinden baz alındığını, bu çelişkinin kötü niyete dayandığını, aynı zamanda; dava konusu çekin, üzerinde ödeme yeri bilgisi bulunmadığından geçersiz sayılacağını beyanla, müvekkilinin ilgili icra takibine dayanak çekten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile dosyaya yatan bedelin alacaklıya ödenmemesi hususunda teminatsız, gerekli görüldüğü takdirde ise teminatlı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili banka tarafından alacağın tahsili amacıyla—- Sayılı dosyasından icra takibi açıldığını, kesinleşen takip sonucu davacının malvarlıklarına muhtelif tarihlerde haciz şerhleri konulduğunu, geçen —- yılı aşkın süreden sonra açılan iş bu huzurdaki davanın tamamen kötüniyetli olarak açıldığını, takibe konu çek müvekkili tarafından düzgün ciro silsilesi ile iktisap edildiğinden ve TTK.’nın 687. Md. “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; düzenlemesi gereği şahsi defilerin iyi niyetli müvekkile karşı ileri sürülemez olduğunu, çekin arka yüzüne bakıldığında müvekkil bankanın karşılıksızdır kaşesinden önce herhangi bir şekilde ibraz edilmediğinin görüleceğini, çek ile ödeme yapan bir kişinin çekin karşılığı olmadığı bildirildiğinde ödemeyi yaptıktan sonra çeki iade almamasının mantığa ve olağan uygulamaya aykırı olduğunu, takipte karşılıksız kalan kısım yerine çek miktarının baz alınma gerekçesinin çek kanunu md. 8/4 “Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen sorumluluk miktarı dâhil, kısmî ödeme yapılmaz.” düzenlemesi olduğunu, TTK m.781/2 gereği “Çekte açıklık yoksa, muhatabın—- yanında gösterilen yer ödeme yeridir” şeklinde olduğundan çekin geçersizliğinin söz konusu olmadığını, tüm bu nedenlerle çekin kurucu unsurlarında herhangi bir eksiklik olmadığını ve takibin hatalı açılmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; hukuki niteliği itibariyle, senet alacağına istinaden davalı tarafça başlatılan —-sayılı dosyasına dayanak —- keşide tarihli , —- numaralı ve ——– bedelli çek yönünden İİK 72 maddesi gereğince kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile takipte davacının davalıya borçlu bulunulmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır.Davaya konu —-sayılı dosyası fiziken celp edilmiş, —- tarihli takiple —-asıl alacak,— işlemiş faiz,— tazminat, —–ihtiyati haciz masrafı,—- vekalet ücreti olmak üzere toplam —- alacak talebi ile takip başlatıldığı anlaşılmıştır. 6102 Sayılı TTK’nın 818/1-d. maddesindeki yollamayla çekler hakkında da uygulanacak olan aynı Kanun’un 684/1. maddesi uyarınca; ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile poliçeden doğan bütün hakların devrolunacağı düzenlenmiştir. Anılan kanunî hükümlerden hareketle, çeki muntazam bir ciro zinciriyle elinde bulunduran kişi, meşru hamil sıfatını kazanarak çekten doğan tüm hakları kullanabilecektir. Buna göre, somut olayda davalı banka çeki elinde bulunduran kişi olarak, hamili olduğu çekteki ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmadığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 818/1-e. maddesi delaletiyle çekler hakkında da uygulanması gereken TTK’nın 687. maddesine göre, hamilin çeki iktisap ederken bile bile davacının zararına hareket ettiğinin ispatlanması hali haricinde, kendisine başvurulan kişi önceki hamillerden biri ile kendi arasındaki def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyecektir.
Somut olayda; davacı karşılıksız çıktığını öğrendiği çekin bedelini kendinden sonraki hamil —-ödediğini, çekten dolayı borcu kalmadığını iddia etmektedir. Borçsuzluk savunması kambiyo senetlerinde şahsi defi mahiyetinde olup hamile karşı ileri sürülmesinin koşulu senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinin davacı borçlu tarafça ispat edilmesidir. Kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olması sebebiyle çekteki imzasını reddetmeyen davacının kendinden sonraki hamile ödeme yaparak borçlu olmadığını iddia etmek suretiyle ileri sürdüğü şahsi defilerini davalı alacaklıya karşı ileri süremeyeceği ve davalının açıkça kendisi zararına hareket ettiğini de ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli —harcın, davacı tarafında yatırılan —peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan —- harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen —- yargılama giderinin davacının ÜZERİNE BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca—–vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca — bütçesinden ödenen —– arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile —-KAYDINA,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren —haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.