Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/272 E. 2023/590 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/272
KARAR NO : 2023/590

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2022
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—-adresinde 17.03.2020 günü davalı tarafından yapılan atık su çalışması sonrası müvekkili şirkete ait 1 Ek odası tahrip edilerek, 20 m 20X0,5 kablo hasar verildiği, hasara ilişkin belgelerin dilekçe ekinde sunulduğu, hasarın ardından, müvekkil şirket teknik elemanlarınca hasar durumu tutanakla tespit edilerek kamu hizmeti niteliğinde olan iletişim hizmetinin aksamaması için ivedilikle hasarın giderildiği, gerekli çalışmalar yapılarak müteahhit firma tarafından zarar giderildiği, Hasar tespit ve keşif tutanaklarında imzası bulunan—–tanık olarak dinlenmesi talep edildiği, malzeme gideri, işçilik gideri, vasıta gideri ve işletme zararı olmak üzere toplam 896,07 TL zarara uğrandığı, arabuluculuk kurumuna başvurulduğu —– dosya ile anlaşma sağlanamadığı, 896,07 TL tutarındaki alacağın, hasar tarihi olan 17.03.2020 itibaren başlayan —– kısa vadeli avanslar için öngördüğü avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etme zarureti hâsıl olduğu ifade edilerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkım saklı kalmak kaydıyla, 896,07 TL tutarındaki alacağın, hasar tarihi olan 17.03.2020 tarihinden itibaren başlayan —-kısa vadeli avanslar için öngördüğü avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İdari yargının görev alanına giren tam bir yargı davası olduğu, usul ve yasaya aykırı olarak idare aleyhine, adli yargıda açılan davanın, görev yönünden reddi gerektiği, Haksız fiillerde 2 yıllık zamanaşımı süresi mevcut olduğu, 2020 yılına ait hasara sebebiyet verilse dahi 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtiği, zamanaşımı itirazı nedeniyle davanın reddi gerektiği, 17.03.2020 tarihinde söz konusu —- önü adresinde yapılan çalışma; —- proje numaralı “2017 Yılı —-Şube Müdürlüğü Mesuliyet Sahası İçerisinde Atıksu ve İçme Suyu Hatlarında Yapım, Bakım ve Onarım İşi” işi kapsamında tamamlanan—–. adlı yüklenici firma tarafından yürütüldüğü, —-numaralı işemri ile —–sokaklarda da atık su kanal yenilme çalışması yapıldığı, ilgili firma ile yapılan sözleşmede Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 12/3 maddesinde belirtilen “Projelerin zemine uygulanması sırasında meydana gelen hataların sorumluluğu ve hataların neden olduğu zararlar ve giderler yükleniciye ait olup, bunun sonucu olarak meydana gelen hatalı işin bedeli de yükleniciye ödenmez” şeklinde hüküm olduğu, hasara neden olan eylem ile—-arasında nedensellik bağı olmadığı, teknik birimleri nezdinde yapılan yazışmalar neticesinde dava konusu yerde anılan tarihte herhangi bir hasardan haberdar olunmadığı, müteahitinin yaptığı her türlü zarar ziyan kaza ve hasarlar firmalara ait oduğu, sözleşme örnekleri delil listesinde sunulacağı, emsal yargı kararları ile idarenin işin yapımı sırasında gözetim ve denetim hak ve yetkisinin olmadığı, taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, sözleşmeye konulan madde ile bu tür zararlardan yüklenici firmanın sorumlu olacağı, yüklenici ile—–arasında tabiiyet ilişkisi olmadığı ifade edilerek husumetten red ile neticelendiği, bunun Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarından olduğu, müteahhit firma kendi hesabına ve idareden bağımsız olarak işi yapmayı üstlendiğinden verilen zararlardan da idarenin sorumlu tutulamayacağı, husumet itirazları dikkate alınmaması halinde, idarenin, dava dışı yüklenici müteahhit firma —– rücu etme ve davacıya ödenecek tazminatı, yargılama giderleri ile birlikte isteme hakkı doğacağı, bu sebeple—– ihbarda bulunulduğu, davacının karşılıklı kusur durumunun da araştırılması gerektiği, projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediği belirlenmesi gerektiği, Alt Yapı Hizmetleri Yönergesine göre “Tesis Üstüne Tesis Yapılamayacağı” belirtildiği, bu kuralın ihlal edilmiş olabileceği, tesislerinin döşenme zamanının müzekkere yazmak suretiyle tespit edilmesi gerektiği, davacı kurumun bu tesisleri döşerken Altyapı Hizmetleri Yönergesi gereğince müvekkil idareye de bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği hususlarında gelecek cevaplar neticesine göre kusur incelemesi yapılması gerektiği, davacıya ait kabloların müvekkil idareye ait tesislerden daha önce döşendiği tespit edilse dahi davacının müvekkil idarenin yeraltı tesisleri üzerine tesis yapmış olması durumunda, müvekkil idarenin davacının tesislerine zarar vermeden kendi tesisine müdahale etmesi hususunda fiili imkânsızlık söz konusu olduğu, davacının tespitleri tek taraflı olduğu, hiçbir savunma ve itiraz hakkı tanınmadığı ifade edilerek, davanın savunmalar doğrultusunda reddi, davacının yargılama giderleri ve ücreti vekâlet ödemeye mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava haksız fiil nedenine dayalı maddi tazminat talebine ilişkindir
Davalı vekilince yargı yolu itirazında bulunulmuş olup değerlendirilmesinde; Davalı —— bir kamu kurumu olup, kamu hizmeti yaptığı ancak çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı olduğu ve tacir sıfatını taşıdığı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklı olduğundan, davalı vekilinin yargı yolu itirazının reddine karar verilmiştir. Dava yüklenici —- firmasına ihbar edilmiştir.Davada taraf teşkili sağlanmış deliller toplanmış teknik bilirkişi raporu ile neticeye ulaşılmıştır.—önü adresinde yapılan çalışmanın —– proje numaralı “2017 Yılı —-Şube Müdürlüğü Mesuliyet Sahası İçerisinde —– işi kapsamında tamamlanan —– adlı yüklenici firma tarafından yürütüldüğü, —-numaralı iş emri ile çalışma yapıldığı teyit edilmiş olduğundan çalışmanın davalı altyapılarına ait çalışma olduğu, Altyapıların —– ait olduğu, hasarın çalışmada verildiğinin sabit olduğu anlaşılmaktadır.

Davacı oluşan hasarın tespitini kendi personelleriyle gerçekleştirmiş, onarım için ise evraklardan anlaşıldığı üzere sözleşmeli yüklenicisine ayrıca bir iş vermek suretiyle kendi poz numaralarına göre hazırlanan fiyat cetvelleri üzerinden işi yaptırıp buna göre ödemesini de gerçekleştirmiştir. Tazmine esas alacak tutarı 127,07 TL malzeme, 621,40 TL işçilik ve 147,04 TL vasıta giderleri olmak üzere, 0,56 TL işletme zararı da eklenerek 896,07 TL toplam alacak davaya konu edilmiştir. Davacı iletişim altyapısı nezdinde kamu hizmeti yürütmesi sebebiyle aciliyet kapsamında onarım çalışmasını kendi imkanları ile gidermek durumunda kalmıştır.
Hasarın giderilmesi işi kapsamında 5 metre 20 x 0,5 kablo değişimi yapılarak anılan kablolar ekleri de yapılmak suretiyle değişimi yapılmış, bu kapsamda sahadaki tüm çalışma kapsamında davacıdan 896,07 TL talep edilmiştir. Her bir kullanılan malzeme için ayrı bir bedel belirlenmemiş olmakla birlikte tüm kablo, ek takımı, konnektör gibi ürünler için ayrı ayrı bedellendirme yapılmamış malzeme gideri 127,07 TL belirtilmiştir. İşçilik gideri ise 621,40 TL’dir. Yapılan değerlendirmede söz konusu hasarın davacı—– tarafından sözleşmeli alt yüklenicisine yaptırılmasının kullanılan malzeme ve işçilik bedellerinde ciddi bir avantaj sağladığı anlaşılmaktadır. Normal piyasa şartlarında benzer bir hasarın piyasadan teklif usulü ile herhangi bir firma tarafından onarımı için toplam hasar bedelinin hasarın meydana geldiğin dönem itibariyle en az yaklaşık %50 üzerinde bir bedel 1.500,00 TL civarında talep edilmesi beklenir. Dolayısıyla davalı —-ve/veya yüklenicisi —– firmasının bu arızayla ilgili onarım işini üstlenmesi halinde daha fazla bedel ödemesi gerekeceği de açıktır. Hasarın tazmini ile ilgili talep edilen bedel piyasa koşullarının oldukça altındadır. Davalı kendi altyapısının üzerine altyapının mevzuat uyarınca kendisine bilgi verilmeden döşenmiş olabileceği, dolayısıyla her koşulda burada sorumluluğun kendilerinde olmadığını ifade etmiştir. —- gibi popülasyonu yüksek bir şehirde altyapılardaki düzensizlik, belirsizlik bu dosya özelinde olduğu gibi birçok uyuşmazlığa sebep olmaktadır. Ancak burada bilinen durum bu konudaki koordinasyonun Büyükşehir Belediyesi Altyapı Koordinasyon Merkezi üzerinden ve/veya ilgili ilçe belediyelerince sağlanmış olduğudur. İzin mekanizmalarına göre gerek davalı gerek davacı yeni yatırım ve arıza bakım onarım işleri için ruhsatlandırmaya tabidir. Hangi altyapının önce tesis edilmiş olmasından ziyade sahada yapılacak herhangi bir çalışma öncesi altyapı kuruluşlarının koordinasyonu aranıp aranmadığı önem kazanmaktadır. Ancak tüm altyapı kuruluşları —– herhangi bir bölgesinde yapılacak çalışmada birbirleri üzerinde / yanında kayıtlı ve/veya kayıtsız altyapı ile karşılaşma ihtimali olduğunu da bilmektedir. Burada her bir altyapı için belirlenmiş derinliklere riayet edilip edilmediği önem kazanmaktadır. Telekomunikasyon yapıları için belirlenmiş derinliklere ait tablo aşağıda yer almaktadır. Aşağıda görüldüğü üzere branşman kazısı 40 cm olup, yerinde yapılan ölçümde de 43 cm derinlikte hasar olduğu görülmektedir. Bu yönü ile altyapının tesisi yönünden kusurdan söz etmek mümkün değildir.
Dosya kapsamından davacı kuruma ait kabloların davalı —- adına—– inşaat tarafından yapılan kazı çalışmalar sırasında koparılmak suretiyle hasara uğradığı, hasarın kazı çalışmalarından kaynaklandığı, davalı —– TBK’nın 66 maddesi anlamında verilen zarardan asıl işi yapan şirket ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, davalılar arasındaki sözleşmenin sorumluluk ilişkisini düzenleyen hükümlerinin kendi aralarında geçerli olup 3. kişi konumundaki davacıyı bağlamayacağı, hasar bedeli toplamı olarak talep edilen 896,07 TL’nin somut gerekçelerinin oluştuğu, yapılan arıza giderim işine ilişkin imalatların tekniğe uygun olduğu, piyasa fiyatlarına göre en az %50 avantajlı olduğu, fazladan bir bedel talebi olmadığı değerlendirilmekle davanın kabulüne 896,07 TL’nin dava tarihi olan 04/04/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-896,07 TL’nin dava tarihi olan 04/04/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile arta kalan 99,20 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.097,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 896,07 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulün anlatıldı.