Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/260 E. 2022/459 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2022/260
KARAR NO: 2022/459
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 09/12/2021
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili yetkisiz mahkemeye sunduğu —- tarihli dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, dava dışı———sayılı dosyası nezdinde icra takibi başlattığını, mezkur şirketin borca itiraz etmesi üzerine —– dosyası nezdinde itirazın iptali davası ikame edildiğini, şirketin tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle Mahkemenin—– tarihli duruşmasında ihya davası açmak için süre verildiğini iddia ederek,——–ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
2-Savunma: Davalı ——- tarihli cevap dilekçesinde özetle, tasfiyenin tasfiye memuru tarafından yapıldığını, davalı ——tasfiye memurunun kusurlu tasfiyelerinden sorumlu olmadığını, bu nedenlerle davanın davalı müvekkili yönünden reddine, aksi halde müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tasfiye memuru ——— tarihli cevap dilekçesinde özetle, davalının tasfiyeyi kanuna ve usulüne uygun şekilde gerçekleştirdiğini, ihyası istenen şirketin davacıya borcu bulunmadığını, bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Davanın Aşamaları: İşbu dava önce— hitaben açılmış olup, —–sırasında tevzi olunmuş, Mahkeme tarafından———Karar sayılı Yetkisizlik kararı uyarınca dosya Mahkememizin işbu esas dosyasına tevzi olunmuştur.
4-Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı ile ilgili dava şartının incelenmesi ve değerlendirilmesi: Davalı tasfiye memuru ——–vekili cevap dilekçesinde ihyası istenen şirketin davacı şirkete borcu bulunmadığından davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını savunmuştur.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı (HMK m. 114/1-h) olup, davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hakim tarafından kendiliğinden gözetilir. (HMK m. 115/1)
Dava, genel kurul kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen anonim şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklının açmış olduğu şirket tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
İhya istemine konu —-esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı—–Tarafından davalı —– Aleyhine —-tarihlinde icra dosyasına yapılan itirazın iptali talepli dava açıldığı, Mahkemenin —- tarihli duruşmada davacı vekiline davalı şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verdiği anlaşılmıştır.
Buna göre, davacının alacağı olduğu iddiasıyla ——— sayılı dava dosyası halen derdest olup, davacının o davada davalı olan şirketin ihyası için dava açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılmakla davalı tasfiye memuru vekilinin davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
5-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, genel kurul kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen anonim şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklının açmış olduğu şirket tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı TTK’nin 547. Maddesidir.
Ön inceleme duruşmasında, dava dilekçesi, cevap dilekçeleri ve gelen evraklara göre “davacı —-aleyhine —- tarihinde icra dosyasına yapılan itirazın iptali talepli olarak —- sayılı dava dosyasındaki dava devam ederken davalı tasfiye memuru —-üyesi ve yetkilisi olduğu —– tarihinde alınan tasfiyeye dair karar uyarınca tasfiyeyi — tarihinde tamamladığı ve şirketin ———- tarihinde sicil kaydının terkin edildiği” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
a-Davaya konu şirketin hakkında devam eden dava bulunması nedeniyle———– terkin edilmemesi gerektiği halde davalı tasfiye memuru tarafından usule aykırı olarak terkin edilip edilmediği,
b-Davacının açtığı dava nedeniyle davalı şirketin ihyasının gerekip gerekmediği,
c-Davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
6-İlgili Mevzuat: TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2)Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a)Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
7-Şirketin ihyası gerekip gerekmediği ile ilgili inceleme ve gerekçe: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ——- terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
İşbu ihya davasının gerektirdiği şekilde, ——- kayıtları, tasfiye memuru kayıtları ve ihya istemine konu mahkeme dosyası kayıtları temin edilerek dosyamız içine alınmıştır.
İhya istemine konu —- esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı —-tarafından davalı —- Aleyhine— tarihinde icra dosyasına yapılan itirazın iptali talepli dava açıldığı, Mahkemenin—- tarihli duruşmada davacı vekiline davalı şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verdiği anlaşılmıştır.
İhya istemine konu —– kayıtlarının incelenmesinde; yeni ünvanı Tasfiye Halinde —-olan şirketin —– kayıtlı olup adresinin——–olduğu, yönetim kurulu üyesi, yetkilisi ve tasfiye memurunun —- olduğu, şirketin —– tarihinde tasfiyesine karar verildiği ve — tarihinde sicil kaydının terkin edildiği, başka bir mahkeme dosyasından o dosyanın görülmesi ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere——- tarihinde ihyasına karar verildiği anlaşılmıştır.
—— tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Müsnet davada, davacı tarafından, dava dışı Tasfiye Halinde —– tasfiyesi kapatılmadan önceki dönemle ilgili olarak açılmış bir itirazın iptali davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nin 547.maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle — dosyasında davalı olan Tasfiye Halinde — yeniden ———tescili gereklidir.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından Tasfiye Halinde ——-sayılı dosyasındaki davanın görülmesi ve verilecek kararların infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere ——— yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de daha önce tasfiye memuru olan davalı — tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevine devam etmesine karar vermek gerekmiş, yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
9-Yargılama giderleriyle ilgili inceleme ve gerekçe: Davalı — yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, —– ilamında belirtildiği üzere, dava, ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen anonim şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra davacı alacaklının açmış olduğu şirket tüzel kişiliğinin ihyası davası olup, bu davada husumet, tasfiyeyi sağlayan memur ile —–düşer. —— yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu değil ise de, davacı ihya davası açmakta haklı olduğundan ve davalı tasfiye memuru en geç ilk celsede gelip davayı kabul etmediğinden davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın TTK’nin 547. Maddesi uyarınca KABULÜ ile; —- numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan Tasfiye Halinde ——– sayılı dosyasındaki davanın görülmesi ve verilecek kararların infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere —- yeniden tescil ve ilânına,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı —- tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00.TL vekalet ücretinin davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,4‬0 TL harcın davalı — alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL harcın davalı—- alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 155,75‬ TL yargılama giderinin davalı —–alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı ——— vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ——– Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2022