Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/244 E. 2023/805 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/244
KARAR NO : 2023/805

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2022
KARAR TARİHİ : 21/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalı aleyhine cari hesap ekstresine dayalı olarak—-.İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ederek takibin durduğunu, davalının cari hesap ekstresinde geçen faturalı malları teslim aldığına rağmen bedellerini ödemediğini, 45.031,74 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte icra takibine girişildiğini, davalının tüm emtiaları hiçbir ihtirazı kayıt konulmadan tam ve eksiksiz aldığını, faturaya itiraz edilmediğini, davalının müvekkiline borcu olmadığından dolayı takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız ve yersiz olduğunu iddia ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile takibin 45.0311,74 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte devamını, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının fatura ettiği malzemeleri değil başka nitelikteki malzemeleri müvekkiline gönderdiğini, müvekkilinin de yanlış gönderilen malzemelere ilişkin bedelleri ödememesinden ibaret olduğunu, davacının ifa etmekle yükümlü olduğu borcunu gerektiği gibi ifa etmediği için müvekkilinin TBK m.97 kapsamında ödemeden kaçınma hakkının bulunduğunu, davacının müvekkilinin talep ettiği malzemelerden başka malzemeler tedarik etmesi nedeniyle müvekkilinin hakkı kapsamında ödemeden kaçındığını, bu bağlamda müvekkilinin davacıya ödemekle yükümlü olduğu bir borcun bulunmadığını, müvekkiline gönderilen malzemelerin istenilen malzemeler olup olmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiğini, bilirkişi marifetiyle bu konuda tespit yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini, takibin iptalini, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:
—-Vergi Dairesi Müdürlüğü, —-Vergi Dairesi Müdürlüğü, —- Güvenlik İl Müdürlüğü, —- Şirketi,—– İcra Dairesine müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememizce alınan 27/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, vergi dairelerinden gelen tarafların BS ve BA Formları ile davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan nedenlerle, Sayın Mahkemenin kabulü halinde,
1. Ticari Defterlerin Usule Uygun Tutulup, Tutulmadığı Yönünden:
Davacı şirketin ibraz ettiği, 2021 yılına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K.m.220- 226” ve 1 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine Defteri Kebir ile Yevmiye defterlerini GİB onaylı beratlarını süresinde almış olduğu görülmüştür.
Davalı —— incelemeye gelmemiş ve yerinde inceleme talebinde bulunmamıştır.
2. Takip Konusu Alacak Yönünden:
Davacının ticari defterlerine göre 15.12.2021 takip tarihi itibariyle davalından 45.031,75 TL alacaklı olduğu. Dava ve takip konusu cari hesap alacağın 14 adet 180.521,97 TL tutarlı faturalara ilişkin olduğu.
Davalı tarafından 5 adet KDV dahil 98.835,02 TL tutarlı faturaları 2021 yılı BA formu ile bildirimin yapıldığı, BA formu ile bildirim yükümlüğü bulunmayan 3 adet 2.322,78 TL tutarlı ve davalı tarafından 2021 yılı BA formu ile bildirimi yapılmayan 6 adet 79.364,17 TL tutarlı faturalara konu malların davalı tarafa teslim edildiğine sunulan irsaliyelerin, c.irsaliye olduğu, davalı şirkete e-irsaliye sistemi üzerinden “Temel İrsaliye” olarak düzenlendiği ve GİB portalı üzerinden davalı tarafa irsaliyelerin teslim edildiği,
e-İrsaliye düzenlenen (alıcı), istemeleri halinde, e-irsaliyeye konu malların ne kadarlık kısmının teslim alındığını/kabul edildiğini, teslim alınmayan mallara ilişkin olarak, kabul edilmeyen mal miktarını ve nedenini uygulama üzerinden irsaliye yanıtı ile e-irsaliyeyi düzenleyene iletebilirler.
—– sicil kayıtlarına göre irsaliyelilerde isimleri bulunan kişilerin davalı şirket çalışanı olup, dosya kapsamında irsaliyelere konu malların davalı tarafından tamamın red edildiğine veya bir kısmın malların, kabul edilmediğine dair belge bulunmadığından, takip konusu alacağı oluşturan faturalara konu malların davalı tarafından teslim alındığına karine oluşturduğun kabulü halinde;Davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 45.031,75 TL alacaklı olduğu, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık 9616,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava cari hesap ve fatura alacağına dayalı başlatılan—– İcra Dairesi’nin —-Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mali müşavir bilirkişi—– 27/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda,
*Davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu
*Davalı tarafın defterlerini sunmadığı
*Davalı tarafından 5 adet KDV dahil 98.835,02 TL tutarlı faturaları 2021 yılı BA formu ile bildirimin yapıldığı, BA formu ile bildirim yükümlüğü bulunmayan 3 adet 2.322,78 TL tutarlıve davalı tarafından 2021 yılı BA formu ile bildirimi yapılmayan 6 adet 79.364,17 TL tutarlı
faturalara konu malların davalı tarafa teslim edildiğine sunulan irsaliyelerin, c.irsaliye olduğu,davalı şirkete e-irsaliye sistemi üzerinden “Temel İrsaliye” olarak düzenlendiği ve GİB portaliüzerinden davalı tarafa irsaliyelerin teslim edildiği.—- sicil kayıtlarına göre irsaliyelilerde isimleri bulunan kişilerin davalı şirket çalışanıolup, dosya kapsamında irsaliyelere konu malların davalı tarafından tamamın red edildiğine veya
bir kısmın malların, kabul edilmediğine dair belge bulunmadığı
*Davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 45.031,75 TL alacaklı olduğu, asıl alacağatakip tarihinden itibaren yıllık 9616,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faiziyürütülebileceği,tespitlerinin yapıldığı görülmüştür. Davalı tarafça “davacı tarafın müvekkilin talep ettiği malzemeleri tedarik etmemiş olması nedeniyle müvekkilin TBK m. 97 kapsamında ödemeden kaçınmakta haklı olduğu aşikar olduğundan” savunmasında bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi cari hesap ve fatura alacağına dayalı başlatılan —- İcra Dairesi’nin —— Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, taraflar arasında hukuki ilişki bulunduğu yönünde çekişme olmadığı, davalının davacı tarafından davalı tarafından talep edilen malzemelerden başka malzemeleri tedarik ettiği savunmasında bulunduğu, yine davacının hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde 45.031,75 TL alacağın varlığının görüldüğü, yine davacının alacağına dayanak irsaliyeli faturalarda —- kayıtları ile davalı çalışanı olduğu sabit şahısların (——) imzalarının bulunduğu, faturalarda malların fatura içeriğinden farklı olduğu hususunda bir ihtirazı kayıt bulunmadığı, yine davalının bu hususta süresinde bir ayıp ihbarının veya seçimlik haklarını kullandığına dair ihtarının da bulunmadığı, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir başkaca savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, tüm bu sebeplerle davanın tümden kabul edilmesi gerektiği, yine dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —- İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (45.031,74 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 9.006,34 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (45.031,74 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 3.076,11 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 543,87 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.532,24 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 636,07 TL dava açma masrafı ve 1.847,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.483,07 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (45.031,74 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.