Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/225 E. 2023/318 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/225 Esas
KARAR NO : 2023/318
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/04/2020
KARAR TARİHİ: 06/04/2023

—– sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket tarafından —– aracın —- poliçesi kapsamında—– tarihleri arası dönem için sigortalandığını, — tarihinde davalılardan sürücü —- sevk ve idaresinde olan—– plakalı aracın hakimiyetini kaybetmesi ile sol ön kısımları ile yolun sol kısmındaki bariyerlere çarptığını ve arkadan gelen sigortalı aracın bariyerlere ve —- plakalı araca çarpmasına neden olmuştur. Kazanın meydana gelmesinde ——- plakalı araç sürücüsü, kaza tutanağın göre aracın hızını yol ve hava şartlarına uydurmaması nedeni ile kusurlu bulunduğunu, kaza sonrası eksper tarafından yapılan inceleme ile; sigortalı araçta oluşan hasar miktarı belirlendiğini, müvekkili şirket tarafından ağır hasar gören sigortalı araç için pert işlemi yapılarak 20.12.2018 tarihinde sigortalıya 102.000,00 TL ödeme yapıldığını, 6102 sayılı TTK md.1472 uyarınca müvekkil şirketin sigortalıya halef olarak ödemiş olduğu sigorta bedelini sorumlulardan rücuen talep etme hakkına sahip olduğunu, kaza tespit tutanağı ve eksper raporu doğrultusunda —–plakalı araç sürücüsü meydana gelen kazada %50 olarak kusurlu ve sorumlu olduğunu, hasarlı aracın sovtaj bedelinin tahsili sonrası kusur oranına göre bakiye kalan 20.900,00 TL bedel, davalı sürücü ve araç maliki —- ile davalı —- şirketi olan —- talep edildiğini ancak bu talep olumsuz karşılanmakla bedelin tahsili için ——–yazılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, takip davalı borçluların haksız, yersiz ve kötüniyetli itirazları nedeni ile durduğunu, davanın kabulüne, davalıların ——dosyasına yaptıkları itirazın iptaline ve takibin devamını talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı ——- vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesi ile; yetki, görev ve husumet itirazı olduğunu, davanın bir rücu davası olduğunu, müvekkilinden zararın rücu edilebileceği şartların mevcut olmadığını, sorumluluk sigortasının; sigorta ettiren kişinin, üçüncü kişilere karşı sorumluluğuna neden olan olaylar sonucunda malvarlığının azalması rizikosunu teminat altına alan pasif bir sigorta türü olduğunu, dolayısıyla burada sigortalanan menfaat mağdurun değil, doğrudan sigorta ettirenin menfaati olduğundan bahisle davanın reddini istemiştir.
Davalı —— usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş fakat davaya cevap vermemiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
—— müzekkere yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce alınan —– tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1- Kusur Yönünden;
—Plakalı aracın sürücüsü : 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin ilgili bentlerinde açıklanan hükümler gereği, trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda etkenlik arz ettiği için: 8/8 ORANINDA %100 KUSURLU OLDUĞU,
— Plakalı aracın sürücüsünün; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliği ilgili bentlerinde açıklanan hükümler gereği, trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda etkenlik arz ettiği için; 8/8 ORANINDA %100 KUSURLU OLDUĞU
17.11.2018 tarihinde meydana gelen kazada tarafların kusur oranının eşit olması nedeni ile meydana gelen kazada oluşan hasar miktarının paylaşımında %50-%50 oranında dağılım yapılması dosyakapsamına uygun olduğu, değerlendirmesi yapılmıştır.
2- Hasar Miktarı Yönünden;
Pert olan aracın “sigortacıya tam hasarlı hale gelen aracın trafikten çekme belgesi verilmemesi” halinde; ———- aracın 2. el piyasa değerinden sovtaj değeri düşülerek, bakiye miktarın tazmini icap etmektedir. Davacının uhdesinde kalan dava konusu pert araç için “hasar bedeli” raporun bir üst bölümünde “Sovtaj Tenzilli” olarak belirlenmiştir.
Hasar Tutarı = (piyasa rayiç değeri) — (sovtaj değeri)
= 102.000,00 TL – 59.205,91 TL
Hasar Tutarı = 42.794,09 TL olarak hesaplanmıştır.
(Ödeme tarihi 20.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 21.397,05 TL’nin talepedilebileceği,)
ANCAK;——Sayılı dosyası ile yapılan takibe ilişkin İlamsız takipte Ödeme Emri” nin dosyada bulunduğu, 25.04.2019 tarihinde başlatıldığı, davalılar aleyhine düzenlenen ödeme emrinde asıl alacak 20.900.00 TL (KÜÇÜKTÜR 21.397,05 TL ‘DEN) OLARAK BELİRTİLDİĞİ GÖRÜLMEKLE, TALEP DOĞRULTUSUNDA İŞBU TUTARIN DAVALILARDAN (icra takibinde belirtilen faiz türü avans faizidir./ Faiz türünün takdiri elbette Yüce Mahkemeye aittir.)
Davalı ———-B. 4.3.Sigorta şirketi ödediği tazminat tutarınca sigortalıya halef olur. Sigorta şirketi ödediği tutar için rücu talebini, sigorta limitleri dahilinde, öncelikle ilgili risk için teminat sunan sigorta şirketine yöneltir…” ifadesi dahilinde;
ÖNCELİKLE —-TALEP EDEBİLECEĞİ;— plakalı aracın ——Kazanın yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere ——– olarak kabul edilen yerde meydana geldiği ve davacı plakalı araca verilmiş olan maddi zararın sigortaladığı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti 36.000,00 TL dahilinde sorumlu olduğu, talep edilen miktarın —– teminat limiti dahilinde bulunduğu,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava 17/11/2018 tarihli trafik kazası nedeniyle sigortalısına tazminat ödemesi yapan davacı sigortacının kusurlu araç işletenine ve aracın ———sigortacısına karşı rücu alacağından kaynaklı olarak başlattığı takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava sebebi olay davacıya———ile sigortalı —– plakalı araç ile davalının sürücüsü ve işleteni ve davalı sigorta şirketinin ——- olduğu —–plakalı aracın karıştığı ——- tarihli trafik kazasına ilişkindir.
Davacının sigortalısına ———– ödediği görülmüştür.
Davacının davalı sigorta şirketine 26/12/2018 tarihinde başvuru yaptığı görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.(…)”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde ——— sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)———- kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. (…) Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi uyarınca “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. (…)”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. Maddesi uyarınca “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. Maddesi uyarınca “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın 17/11/2018 tarihli trafik kazası nedeniyle sigortalısına tazminat ödemesi yapan davacı sigortacının kusurlu araç işletenine ve aracın zmms sigortacısına karşı rücu alacağından kaynaklı olarak başlattığı takibe vaki itirazın iptali davası olduğu, davanın davalı — karşı haksız fiilden ve KTK md. 85 kaynaklı ve diğer davalı sigorta şirketi yönünden —– poliçesi kaynaklı olduğu, davalı ———-sorumluluğundan bahsedebilmek için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin bulunması, davacının (sigortalısının) zarara uğramış olması ve zarar ile fiil arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği, yine davalı sigorta şirketinin de hasarın sigorta poliçesi limit kapsamında kalması durumunda bu kapsam ve limitte—–plakalı araç sürücüsü —– kusuru oranında zarardan sorumluluğunun olacağı, yine davalıların sorumluluğunun tespit edilmesi halinde yukarıda atıf yapılan TBK 61 maddesi uyarınca müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, dava sebebi olayın davacıya —– plakalı araç ile davalının sürücüsü ve işleteni ve davalı sigorta şirketinin—- olduğu —— plakalı aracın karıştığı ——- tarihli trafik kazasına ilişkin ilişkin olduğu, davacının dava dışı sigortalısına ödeme yaparak TTK 1472 uyarınca hukuken sigortalısının yerine geçtiği (halef olduğu), bu sebeple —– plakalı aracın——- olan davalıya ve kusurlu şahsa/araç işletenine dava açmakta aktif husumetinin bulunduğu, davacının dava açılmadan önce KTK 97 uyarınca davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı, herhangi bir ödeme yapılmadığı, özel dava şartının somut olayda yerine getirildiği, mahkememizce alınan 04/01/2023 tarihli heyet raporunda tespit edildiği üzere davalı —— olayı gerçekleşmesinden tamamen kusurlu olduğu, mahkememizce kusura ilişkin tespitin olayın gerçekleşme biçimi dikkate alındığında somut olayın özelliklerine uygun olarak görüldüğü, davacı sigortalısının olayın ve zararın gerçekleşmesinde kusurunun bulunmadığı, yine bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacının gerçek zararının sovtaj bedeli düşüldükten sonra 42.794,09 TL olduğu, mahkememizce bu raporlara itibar edilebileceği, zarar ile davalı ——hukuka aykırı ve kusurlu fiili arasında nedensellik bağının bulunduğu (bilirkişi raporunda zararın fiile uygun olduğunun tespit edildiği), zira zararın yukarıda ayrıntılı olarak ortaya konulduğu gibi davalının tamamen kusurlu fiili neticesinde gerçekleştiği, tüm bu sebeplerle yukarıda belirtilen esaslarla davalıların tespit edilen 42.794,09 TL alacaktan müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları, ancak davalı sigorta şirketinin sorumluğunun sorumluluğunun somut olayda 36.000,00 TL sigorta limitini aşamayacağı ve yine davanın itirazın iptali davası olduğu hususu dikkate alındığında takibe konulan alacağın 20.900,00 TL asıl alacak ve 1.406,88 TL faiz olmak üzere toplam 22.306,88 TL alacağa ilişkin olduğu, davalı——- yönünden temerrütün TBK 117/2 maddesi uyarınca olay tarihi olan 17/11/2018 tarihinde gerçekleştiği, sigorta şirketi yönünden ise temerrütün somut olayda başvuru tarihinden (26/12/2018) 8 iş günü sonra gerçekleştiği, yine alacağa takip sonrası dönem için davalı—— yönünden adi iş olması (davalının tacir sıfatının bulunmaması ve ticari işletmesini ilgilendirmemesi) nedeniyle yasal faiz, davalı sigorta şirketinin (ve davacının) tacir olması nedeniyle ticari faiz işleyeceği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçluların ——–sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle 20.900,00 TL asıl alacak ve 1.406,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.306,88 TL toplam alacak üzerinden, davalı —– yönünden takip talebindeki şartlarla, davalı ——- yönünden takip sonrası dönem için asıl alacağa yasal faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
2-Davacının, davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesi taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (22.306,88 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 1.523,78 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 269,42 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.254,36 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 331,62 TL dava açma masrafı, 11,50 TL vekalet harcı ve 3.102,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 3.445,62 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (22.306,88 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı ——-vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile İstanbul ——- Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/04/2023