Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/216 E. 2023/484 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/216 Esas
KARAR NO : 2023/484

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı borçlu ile davacı arasında elektrik kullanımına ilişkin —— numaralı Sözleşme hesabı ile Abonelik Sözleşmesi akdedildiğini, davalı-borçlu —— Abone numarası ile elektrik tüketimi gerçekleştirdiğini lakin tahakkuk eden elektrik fatura borcu ödemelerini yapmadığını, işbu nedenle, fatura alacaklarının tahsili amacıyla Merkezi Takip Sistemi —– numaralı dosya ile takip yapıldığını, borçlu kendisine gönderilen Örnek—– no.lu ödeme emrine itiraz ettiğini, davalı borçlu vekili itiraz dilekçesinde böyle bir borcu olmadığını, bu nedenle borca tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalının gerçekleştirmiş olduğu elektrik kullanımı nedeniyle faturalar tahakkuk ettiğini, İş bu faturalar uyarınca da davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı itiraz dilekçesinde hiçbir dayanak ileri sürmediğini, sadece takibi durdurmayı amaçladığını iddia ederek; Merkezi Takip Sistemi ——-numaralı dosyası ile yapılan takipte borçlunun borca vaki haksız itirazının iptalini ve takibin devamını, borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hüküm edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.

İNCELEME ve GEREKÇE :
Mahkememiz tarafından alınan 12/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, vergi dairelerinden gelen tarafların BS ve BA Formları ile davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu, açıklanan nedenlerle, Sayın Mahkemenin kabulü halinde,
1. Ticari Defterlerin Usule Uygun Tutulup, Tutulmadığı Yönünden:
Davacı şirket tarafından ibraz edilen 2020 yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226” ve | Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı tespit edilmiştir
Davalı taraf incelemeye gelmemiş ve yerinde inceleme talebinde bulunmamıştır.
2. Takip Konusu Alacak Yönünden:
Davacı tarafından davalı adına yürütülen cari hesap kayıtlarına göre, davacı şirket tarafından 31.01.2020 tarihinden 30.09.2020 tarihine kadar davalı tarafa 9 adet fatura ile 54.261,37 TL tutarlı satış yaptığı, bu süreçte 31.01.2020 tarihli ve 29.02.2020 tarihli faturalar yansıtılan toplam 6.100,00 TL güvence bedelinin davalının borcundan mahsup edildiği ve buna göre 23.09.2020 tarihi itibariyle davalından 42.687,95 TL alacaklı olduğu ve iş alacağının, 32.161.35 TL’sini oluşturan, 31.01.2020 tarihli 8.025,00 TL tutarlı, 29.02.2020 tarihli 8.634,00 TL tutarlı, 31.03.2020 tarihli 7.019,00 TL tutarlı, 30.04.2020 tarihli 4.057,00 TL tutarlı ve 31.05.2020 tarihli 4.425,05 TL tutarlı faturaların dava ve takip konusu edildiği, davalı tarafından takibe konu edilen alacağı oluşturtan | adet KDV dahil 8.634,00 TL tutarlı KDV hariç 7.316,00 TL tutarlı faturanın BA formu ile bildirimin yapıldığı, 4 adet KDV dahil 23.527,95 TL tutarlı faturaların BA formu ile bildirimin yapılmadığı,
Davalı tarafından dosya sunulan, “tüketim ekstresinde” —– sözleşme numarası, —— tesisat numaralı aboneliğe ait elektrik tüketim bedel tutarlarının olduğu, davacı tarafından incelemeye sunulan dava takibe konu alacağı oluşturan 5 adet 31.161,35 TL tutarlı faturaların, davalı —— tesisat numaralı, —— sözleşme numaralı aboneliğine düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
Dava ve takibe konu alacağı oluşturan 2020 yılına ait 31.01.2020 tarihli 8.025,00 TL tutarlı, 29.02.2020 tarihli 8.634,00 TL tutarlı, 31.03.2020 tarihli 7.019,00 TL tutarlı, 30.04.2020 tarihli 4.057,00 TL tutarlı ve 31.05.2020 tarihli 4.425,05 TL tutarlı olmak üzere toplam 32.161,35 TL tutarlı faturalara konu enerji tüketim hizmetin davalı tarafa verildiğinin kabulü halinde, davacının, davalından olan 23.09.2020 takip tarihi itibariyle asıl alacağının 32.161,35 TL, işlemiş faizin 2.993,91 TL, işlemiş faizin 618 KDV’sin 538,92 TL olmak üzere toplam alacağının 35.694,78 TL olduğu” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda abonelik sözleşmesine, faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde takibe konu alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, davalının tüketim miktarına veya hizmetin sunulup sunulmadığına ilişkin süresi içerisinde cevap dilekçesi ile ileri sürdüğü bir itirazının bulunmadığı, tüm bu sebeplerle davanın tümden kabul edilmesi gerektiği, yine dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun Merkezi Takip Sistemi’nin—– Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (35.738,76 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 7.147,75 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (35.738,76 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 2.441,31 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 610,33 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.830,98 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 702,53 TL dava açma masrafı, 1.755,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.457,53 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (35.738,76 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.