Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/195 E. 2022/351 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/195 Esas
KARAR NO: 2022/351
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09.02.2022
KARAR TARİHİ: 20.04.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Mahkememizin —– dava dosyasında; davacı———tarafından davalılar ———ilişkin dava dosyasında; davacı şirket ——— dava dilekçesinde özetle, davacı şirketinin—— tarihinde —- ettiğini, tasfiye işlemlerinin—– dosyasından yürütüldüğünü,—— bulunan arsayıl satın almak için davalı — ———- kredi kullandığını, krediye karşılık olarak satın aldığı arsa üzerine davalı banka lehine ——–bedelli ipotek tesis edildiğini, kredi için ——– yaparak kullandığı kredinin tamamını kapattığını, şirketin ayrıca ileride kullanacağı krediye teminat olarak kendisine ait————— tutarında ve yine kendisine ait ———— tutarında davalı banka lehine üst sınır limitli ipotek verdiğini, davalı bankanın, banka kredilerinin ödenmediği gerekçesi ile davacı şirkete ————yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi gönderdiğini, ancak tebligatların usulüne uygun olarak yapılmadığını, hesap kat ihtarnamesine ait tebligatın—— olmayan kişi tarafından üstelik usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ve hukuki sonuç doğurmayacağını, ortada yönetime uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, ihbar ve muacceliyet ihtarının koşulları oluşmadığından davacı şirket hakkında da takip yapılmasının mümkün olmadığını, usulüne uygun tebliğ edilmeyen hesap kat ihtarına rağmen borcun muaccel hale geldiği gerekçesi ile——– tarafından davacı müflis şirket hakkında üst sınır limitli ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, ancak icra ödeme emrinin de usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, şirket yetkilisine tebligat yapılmadığı gibi şirket çalışanı dahi olmayan birisine tebliğ olunduğunu, üstelik tebligat parçasında tebliğ memurunun ismine ve sicil numarasına dahi yer verilmediğini, ayrıca yasa gereğince tapudan onaylanmamış bir fotokopi ile takip yapılması mümkün değilken davacıya gönderilen icra emrinde zorunlu olmasına rağmen ipotek belgesi ve ——- veya tapudan onaylı bir örneğinin takip talebine eklenmediğini, ipotek belgesinin fotokopisi ile takip yapıldığını, bu nedenle icra emrinin yasal dayanağının bulunmadığını, takipten sonra müflis şirket hakkında başlatılan takibe konu borçtan mahsup edilmek üzere dosya harici ve kayyum—- onayı ile müflis şirkete ait————- ödeme yaptığını, dosya harici yapılan bu ödemenin takip alacaklısı banka tarafından icra müdürlüğüne bildirildiğini ve yapılan tahsilat için borçtan mahsup edilmeden taşkın hacze devam edildiğini, takip alacaklısı bankanın tahsil harcını da yatırmadığını, süreç içerisinde şirket hakkında ——kararı verildiğini, takip alacaklısı bankanın takip dosyasını dayanak göstererek şirketten —– tutarındaki alacaklarının —–masasına kayıt ve kabulünü talep ettiğini, ancak müflis şirketten dosya harici tahsil etmiş olduğu—-tutarında tahsilatı ——- bildirmediğini, yine nakde çevirmediği halde—- tutarındaki teminat mektubu tutarını da sanki mektuplar tanzim edilmiş gibi ——masasına kayıt ve kabulünü talep ettiğini, —– tarafından davacı bankanın kayıt kabul talebinin reddedildiğini, ancak banka tarafından—–dosyasından açılan kayıt kabul davasında bankanın alacağının rüçhanlı olmadan ——masasına kayıt ve kabulüne karar verildiğini, süreç içerisinde —- kararının kesinleşmesi müflis şirkete ait taşınmazlar üzerinde bulunan tüm hacizlerin düştüğünü, davalı bankanın açtığı kayıt kabul davası derdest iken—– tarihli beyan işle hem diğer takip borçlusu hakkında takipten feragat ettiğini, hem de müflis şirkete ait taşınmazların satışını talep ettiğini,— feragat harcını tahsil etmeden davalı bankanın diğer takip borçlusu hakkındaki—— tutarındaki takipten feragat talebi ile müflis şirkete ait taşınmazlar için yaptığı satış talebini kabul ettiğini, banka tarafından dosya harici yapılan —–tahsilat ile diğer takip borçlusu şirket hakkında da takipten feragat edilen —– tutarı da dosya borcundan mahsup etmeden satış talebini kabul ederek aşkın haciz ile işlemlere devam ettiğini, —– dosyasına, —bulunan taşınmazın satışı için ise—— sayılı dosyasına satış talimatı gönderdiğini, — bulunan taşınmazı —– dosyası tarafından——– ihale edildiğini, müflis şirket——-sayılı dosyası ile açılan ihalenin feshi talepli davada birçok talepleri bulunmasına rağmen taleplerinden yalnızca——- konusunda bilirkişi raporu alınmasına karar verildiğini, her bir ihalenin feshini gerektiren diğer nedenlerin ise araştırılmadığını, Mahkemece resen görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen —– tarihli raporda dava konusu taşınmazın cebri icra yolu ile satışında —– muaf olduğu yönünde tespitte bulunulduğunu, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda yer verilen tespitlerin ihalenin feshine neden olacağını bilen davalı ilahe alıcısının bilirkişi raporunun Mahkemeye sunulmasından hemen sonra ——- Mahkemeye sunduğunu, sunulan —— alınan bilirkişi raporunun aksine müflis şirket taşınmaz alım satım işi ile iştigal ettiği gerekçesi ile müflis şirkete ait taşınmazların icra dairesindeki satışında —- muaf olmadığının tespit edildiğini, Mahkemenin, davalı tarafından sunulan—– Raporunu dikkate almadığını, aldığı bilirkişi raporu ve—– dayanarak ——- ihalenin feshine karar verdiğini, Mahkemenin ihalenin feshine yönelik kararının davalı banka vekillerince istinaf edildiğini, istinaf başvuru taleplerinin—– sayılı ilamı ile kabul edilerek yerel Mahkemenin ihalenin feshine yönelik kararının ortadan kaldırılmasına ve ihalenin feshi talepli davanın reddine karar verildiğini,—– onandığını ve davanın reddine yönelik verilen kararın da—– tarihinde kesinleştiğini, taşınmazların satış işleminin ardından—–yetkilisinin davalı—— tahsil harcı ile feragat harçlarının davalı bankadan tahsilini talep ettiğini—— tarihli kararı ile harçların tahsili yönündeki taleplerinin takip alacaklısı bankaya tebliğ edilmesine ve verilecek cevaba göre işlem yapılmasına karar verildiğini, ancak davalı icra müdürlüğünün verdiği karar doğrultusunda hiçbir zaman işlem yapmadığını, ayrıca ——— tarafından icra müdürlüğüne hitaben düzenlenen harçların tahsiline yönelik—— tarihli muhtıraya da icra müdürlüğünce cevap verilmediğini, feragat harcının tahsil edilmemesi üzerine bu kez müflis şirket yetkilisi tarafından—— şikayette bulunulduğunu,—– davalı icra müdürlüğünden, feragat harcına ilişkin konunun tekrar değerlendirilip feragat harcının tahsil edilerek başkanlıklarına gönderilmesi hususunda—- gün içerisinde başkanlıklarına bilgi verilmesi talep edilmiş ise de, davalı—— feragat harcını tahsil etmediği gibi harcın tahsil edilmesi yönündeki kararın yeniden gözden geçirilmesine için ——- müzekkere bile gönderdiğini, müflis şirkete ait—– ihalesinin feshi için yine müflis şirket ——— tarafından—– sayılı dosyası ile açılan davada dava Mahkemece bilirkişi heyetinden alınan rapora dayanılarak ihalenin feshine karar verildiğini, Mahkemenin ihalenin feshine yönelik kararının davalı vekilleri tarafından istinaf edildiğini, —— onanarak kesinleştiğini, müflis şirkete ait iki farklı taşınmaz için farklı Mahkemelerde açılan ve kesinleşen ihalenin feshi talepli davalarda verilen kararların birbiri ile çelişmesi üzerine davalılar tarafından Mahkemeye sunulan—- incelenmesinin zorunlu hale geldiğini, —–incelendiğinde raporda zorunlu olması gereken —— başlığının raporda kullanılmadığının, raporunun sayı numarasına, talep sahibinin dilekçesine, davalı — görevlendirme yazısı ile rapor bedelinin döner sermayeye aktarıldığına ilişkin makbuz bilgilerine yer verilmediğinin tespit edildiğini, raporu düzenleyen davalı——- yayınlanan makalesinde ise düzenlediği uzman görüşünün aksine yönünde tespitte bulunduğunun görüldüğünü, davalı—- tespitlerinin birbiri ile çelişmesi üzerine talepleri üzerin—– tarafından —— tarihli müzekkere ile uzman görüşü başlıklı raporda —– düzenlenip düzenlenmediğinin sorulduğunu,—– cevabi yazısında ise ilgili raporun —– bildirildiğini, ayrıca müflis şirketin taşınmaz alım satım işi ile iştigal ettiği gerekçesi ile müflis şirkete ait taşınmazın satışında—— muaf olmadığı tespitinde bulunan —— tarafından çeşitli tarihlerde düzenlenen—— taşınmaz alım satımı yapan şirketlerin de taşınmazın şirket faaliyetlerine yönelik işyeri koşulu ile satışında—– muaf olması gerektiği tespitlerine yer verilen özelgeler düzenlendiğinin de tespit edildiğini,—– tarafından düzenlenen özelgelerin birbiri ile çelişmesi üzerine talepleri üzerine —– hitaben yazı yazılarak davalı ihale alıcısı tarafından—– sayılı dosyasına sunulan özelgenin kurum adına düzenlenip düzenlenmediğinin sorulduğunu, ancak bu yazıya —– tarafından cevap verilmediğini, müflis şirket ——– vekili tarafından özelge ile uzman görüş raporu başlıklı belgeleri düzenleyen kişileri——–şikayet ettiğini, tüm bu çelişkilerin giderilmesi adına müflis şirkete ait taşınmazların satışı halinde—- muaf olup olmadığı yönünde—- talep ettiğini, —- tarafından düzenlene——– taşınmaz alım satım işi ile iştigal etmiş olsa dahi taşınmaz — tam yıl süreden fazla aktifinde ve duran varlıklarda yer alması ve taşınmazın müflis şirkete ait bir işyeri olması halinde—– muaf olduğu tespitine yer verildiğini, yine müflis şirketin—- talebi üzerine—– tarafından resen seçilen bilirkişiden alınan—— tarihli kök ve ek raporlarda—– muaf olması gerektiği tespitinde bulunulduğunu,——düzenleyen—– adına uzman görüşü başlıklı raporu düzenleyen ——— bilmemesinin mümkün olmadığı düşünüldüğünde düzenlenen raporların bu maddeye kasıtlı olarak yer vermediklerinin anlaşıldığını, bu kişilerin davalı ihale alıcısının talebi ile ısmarlama ve kişiye özel belge düzenledikleri gibi müflis şirkete ait defter ve belgeleri incelemeye de gerek görmeden raporlarını düzenlediklerini ve görevleri gereğince düzenlemek zorunda olduğu belgeden hukuki farklılık yaratacak bu maddeyi çıkartarak resmi belgeyi başkalarını aldatacak biçimde değiştirdiklerini, resmi belgede sahtecilik yaptıklarını,—– olduğu tespit edilen ve günümüz itibariyle yaklaşık —– değerinde olduğu tahmin edilen davacı şirkete ait taşınmazın davalıların yasa dışı işlemleri ile —- bedel ile el değiştirmesine ve müflis şirket alacaklarının da dolandırılmasına neden olduklarını, davacı müflis şirket vekili tarafından——— sayılı dosyası ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğunu, yerel Mahkemenin yeniden yargılama nedeni olarak gösterilen karara doğrudan etken olan ve sahte olduğu iddia edilen belgeler için hiçbir araştırma yapmadığını, yargılamanın yenilenmesi talep edilen dava ile tarafları ve konuları aynı ancak farklı karar verildiği iddia edilen——- dosyasını da getirip incelemediğini, dosyada mübrez yargılamanın yenilenmesi talebine yönelik Mahkeme kararlarına rağmen talebin reddine karar verdiğini, Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun —— tarafından reddolunduğunu, ancak ——- Mahkeme gibi sahte olduğu iddia edilen belgeler için hiçbir araştırma yapmadığını, davacı müflis şirket eski yetkilisi tarafından ——– dosyası ile açılan davada gösterilen hiçbir delilin toplanmadığını, sahte olduğu iddia olunan belgeler de araştırılmadan davanın reddine karar verildiğini, karara karşı yapılan istinaf başvurusunun —– tarafından dosyada mübrez başvuru harcı ile maktu harcın yatırıldığına dair makbuza rağmen harç alınmadığı gerekçesi ile dosya incelenmeksizin yerel Mahkemeye iade edildiğini, yine takip borçlusu—– Mahkemenin—— sayılı dosyası ile yeniden yargılama talepli açılan davada da dosyada mübrez yargılamanın yenilenmesine dayanak gösterilen belgelere rağmen davanın reddine karar verildiğini, gerek Mahkeme gerekse —— verdiği yada vermediği kararlar ile davacı müflis şirkete ait taşınmazın bir an önce tescil edilmesi için ihale alıcısına vakit kazandırmaya çalıştığını açık seçik görüldüğünü,—– davacı takip borçlusu müflis şirkete ait taşınmazın —- sayılı dosyası tarafından yapılan ihale ile satılarak paraya çevrildiğini, —- tutarındaki ihale bedelini — sayılı dosyasına gönderdiğini, müflis şirkete ait taşınmaz satışından elde edilen ihale bedelinin müflis şirket alacaklılarının alacağını karşılamadığını, bu durumda sıra cetveli yapmanın icra müdürlüğü bakımından ihtiyari değil zorunluluk olduğunu, davacı müflis şirketin —–masasına bu tarihe kadar—- tutarında alacak kaydı yapıldığını, bu taleplerin —- tutarındaki kısmının kabul edildiğini,—- tutarındaki kısmının ise ret edildiğini, alacağı kısmen yada tamamen ret edilen—-tutarındaki alacaklı tarafından kayıt kabul davası açıldığını, davalı bankanın ise müflis şirketten—- rüçhanlı olmak üzere toplam—— alacaklı olduğunu iddia ettiğini, ancak ortada davalı bankanın kesinleşmiş bir alacağının bulunmadığını, süreç içerisinde—— bedelinin bir sonraki yazıya kadar alacaklıya ödenmemesi kararına rağmen —– tarafından alınan—– tarihli kararı ile ———– tahsil harcı ve —- alınarak alacaklı tarafa ödenmesine, ihale bedelinden—– bedelin emlak borcu nedeniyle—- gönderilmesine, kalan ihale bedeli olan—- bedelin—– kesinleşmiş olması nedeniyle ——– gönderilmesine, bakiye satış avansı artığının harç alınmaksızın alacaklı tarafa iadesine” karar verildiğini, ipotek alacaklısı———– tutarında ödeme yapan icra müdürlüğünün neye göre hesap edildiği belli olmayan—- gönderilmesine karar verilen —- müflis şirketin tasfiye işlemlerinin yürütüldüğü —— gönderdiğini, icra müdürlüğü ayrıca—— tutarındaki artık ihale bedelinin takip alacaklısı bankaya harç alınmaksızın ödenmesine kararına ise gerekçe göstermediğini,—- tarihli kararının ardından aldığı—- tarihli kararına istinaden ortada geçerli bir rehin bulunmadan rüçhanlı alacağı için —– yaptığı davalı bankaya—– tutarındaki artık ihale bedelinden —– tutarındaki kısmını da harç alınmaksızın ödediğini, artık ihale bedelinden—- davacı müflis şirket ——- ödeme yaptığını, icra müdürlüğü tarafından sıra cetveli yapılmaksızın yapılan ödemelerin davacı takip borçlusu müflis şirkete tebliğ edilmediğini, haricen öğrenildiğini, bu kararın, ağır yanlışlık taşıdığı gibi müflis şirkete zarar vermek ve takip alacaklısı bankaya ise menfaat sağlamaya yönelik verilen kasıtlı bir karar olduğunu, davalı—– tutarındaki ihale bedeli ile müflis şirkete ait iki taşınmaz üzerinde bulunan toplam—– tutarındaki üst sinir limitli ipotekli borcunun tamamını kapatıp kalan —- tutarındaki artık ihale bedelini de—- göndermesi gerekirken ihale bedeli ile—– üzerinde bulunan toplam —– tutarındaki ipotekli borcunu kapattığını, kalan——– tutarındaki müflis şirkete ait diğer taşınmazı üzerinde bulunanı üst sınır limitli ipoteğe konu borcunu kapatmak yerine artık ihale bedelini garemeten dağıtılmasına karar verdiğini, icra müdürlüğü üstelik garemeten dağıtılmasına karar verdiği—— tutarındaki artık ihale bedelinden artık ihale bedeli için de sıra cetveli yapmaya gerek görmediğini ve hangi oran üzerinden yapıldığı belli olmayan hesaplama ile davalı takip alacaklısı bankaya yaptığı—– tutarındaki ödeme için de harç alınmamasına da karar verdiğini, icra müdürlüğünün bu kararının iyiniyet ile bağdaşmayacağını, icra müdürlüğünün tüm bu kararlarının artık ihale bedelini adeta eritmeye ve müflis şirkete ait diğer taşınmazları da sattırarak davacı şirkete zarar vermeyi amaçlamaya yönelik olduğunu, bunun tek nedeninin müflis şirketin eski yetkilisinin işlem icracılarının tamamını—— şikayet etmesi olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı müflis şirketin takip borçlusu olduğu—— dosyasında davalıların takip dosyasına aykırı eylem, işlem ve davranışları, nedeniyle oluşan/oluşacak zararlarının özellikle davacı müflis şirket ait taşınmazlarının satılarak paraya çevrilme süreci öncesi ve sonrasında davalıların hatalı, kasıtlı, iş, işlemleri ile mahkeme kararını doğrudan etki eden sahte belgeler üzerinden davacı müflis şirke ait taşınmazın el değiştirmesine neden olanlar ile davacı müflis şirkete ait taşınmazlar ihalesinin feshi ile yeniden yargılama talepli açılan davalarda delillerinin toplanmaması, sahte olduğunu iddia ettikleri belgelerin araştırlmaması, araştırılmaktan kaçınılması, müflis şirketin tüm ipotekli borçlarını kapatmaya yeten müflis şirkete ait taşınmaz ihale bedelinin harç alınmaksızın avans olarak davalı bankaya ödenmesi ve davalıların hukuka açıkça aykırı eylem ve işlemler nedeniyle davacı müflis şirketin uğramış olduğu doğrudan ve / veya dolaylı maddi zararlara karşılık olmak üzere, yaptırılacak mali / teknik bilirkişi incelemesi ile tespit edilecek gerçek tutara yükseltilecek alacak ve zararı ile keza davacı şirketin uğranılan yukarıda açıklanan tüm zararın ve inceleme sırasında fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişilerce yukarıdakiler dışında çıkacak meblağlarında alacağın / zararın doğumuna neden olan her bir işlem tarihlerinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müfeselsilen tahsili ile ıslah etmek hakları saklı kalmak kaydı ile nihayet şimdilik —– maddi tazminat ile —— manevi tazminatın, başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte bu zararlara sebebiyet veren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müflis şirkete ödenmesi ile huzurdaki dava sonuçlanana dek—– sayılı dosyası ile müflis şirkete ait ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takibin geçici olarak durdurulmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Savunma: Davalılar ——tarafından verilen cevap dilekçelerinde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu ve pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, esasa ilişkin olarak da davanın reddini talep etmişlerdir.
3-Davanın Aşamaları:
Mahkememiz—- esas sayılı dava dosyasının —- tarihli “Davalı —– açılan davada; davalının adının yanında icra dosyaları yazdığına göre davalı—- karşı açılan davanın İcra ve —— dosyalarında icra memurunun kusurlu eylemi nedeniyle uğranılan zararının giderilmesi istemine ilişkin olduğu değerlendirildiğinden,—— aleyhine açılan davanın —— görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir.—– zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.” şeklindeki 5. maddesi uyarınca icra memurları aleyhine doğrudan dava açılamayacağından davalılar—– davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle “pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi hususu usulden değil esastan ret olduğundan” davalıların pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi görevli Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan bu davalılar aleyhine açılan davanın HMK’nin 167. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere ayrılmasına” şeklindeki ara ara kararına istinaden davacı—— aleyhine açılan dava dosyası tefrik olunarak Mahkememizin işbu dava dosyasına kaydı yapılmıştır.
DAVANIN VE GÖREVLİ MAHKEMENİN TESPİTİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, İcra —-Kanununun 5. Maddesi uyarınca icra dairesi görevlilerinin kusurlu davranışı nedeniyle uğranılan zararın ötazmini istemli maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı, Mahkememizin —- dava dosyasında —- davalıya karşı müştereken ve müteselsilen tahsil talepli olarak maddi tazminat ve manevi tazminat istemli dava açmış olup,—- çalışanları ile bankanın işlemleriyle ilgili kişilere karşı açılan davalar Mahkememizin——— gönderilmiştir.
İşbu —– karşı açılan dava ise ayrılarak işbu esasa kaydedilmiştir.
İşbu davada, dava dilekçesinde davalı—- karşı açılan davada davalı—- adının yanında icra dosyaları yazdığına göre davalı —– kusurlu eylemi nedeniyle uğranılan zararının giderilmesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İcra ve —Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca—- aleyhine açılan işbu davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne aittir.Davalı icra dairesi görevlileri ile ilgili olarak da İcra ve —Kanununun “İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları ancak idare aleyhine açılabilir.—- zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.” şeklindeki—- uyarınca icra memurları aleyhine doğrudan dava açılamayacağından davalılar——- pasif husumet ehliyetinin olmadığı değerlendirilmektedir.
Ancak “pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi hususu usulden değil esastan ret olduğundan” görevli Asliye Hukuk Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre, somut olayda, uyuşmazlık, İcra ve –Kanununun 5. Maddesinden kaynaklanmakta olup uyuşmazlığın genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesince genel hükümler çerçevesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HMK 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır.
HMK.nun 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden henüz taraflara tebliğ yapılmadan tensip aşamasında dahi mahkemenin görevsiz olması halinde usulden red kararı verilebilir. HMK 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
HMK’nin 138. maddenin (karşılığı 143.madde) gerekçesinde bu hususa şöylece açıklık da getirilmiştir: “Usule ilişkin hususlar, şeklî nitelik taşıdıklarından yargılamanın başında, dosya üzerinden de incelenerek karara bağlanabilir. Ancak, mahkeme, kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyuyorsa, bunu da tahkikat aşamasında değil, ön inceleme oturumunda yapacaktır. Böylece dava şartları ve ilk itirazlarla ilgili sorunların, en geç tahkikat başlamadan, ön inceleme duruşması sonunda karara bağlanması amaçlanmıştır”.
Davanın gerekli tüm aşamalarının görevli mahkemece yerine getirilmesi davanın tarafları için daha teminatlıdır. Görevli mahkeme nedeniyle basit ya da yazılı yargılama usulünün uygulanması gereken hallerde uzatılmış cevap süresi—- iddia ve savunmayı genişletme yasağının sınırları—– gibi bazı konularda farklı kurallara yer verilmiş olduğundan dilekçeler safhası ve ön inceleme aşamasının görevsiz mahkemede yapılması açılan davanın niteliğine göre uyulması gereken usul kurallarının tam olarak uygulanmamasına da yol açacağından bu sakıncalar nedeniyle dahi belirlenebildiği en erken aşamada görev hususunun incelenmesi gerekir.
HMK hükümlerine göre her aşamada dava şartlarının incelenip karar verilmesinin mümkün olduğu, ilk derece mahkemesince dilekçeler safhası tamamlanmadan dosya üzerinde görevsizlik kararı verilmesine engel bir düzenleme bulunmamaktadır——-
Nitekim —– karar sayılı ilâmı, gerekse —– HMK’nin 114/c maddesi gereğince, dava şartı olan “mahkemenin görevli olması” hakkında taraf teşkili sağlanmadan karar verilebileceği ve böylece davanın tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinin HMK’nin 30.maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle yukarıda mezkur—– nazara alınarak davacı vekilinin görevsiz olan mahkememize cevaba cevap dilekçesi sunmak için süre talebinin reddi ile HMK’nin 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı noksanlığından davanın usulden reddiyle Mahkemizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nin 20. Maddesi uyarınca MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nin 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli—- Hukuk Mahkemesine——- GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nin 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi, aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilâm harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK’nin 331/2. maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan —— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar verilmesine,
5-Davacı yanında feri müdahale talebinde bulunan ——talebinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacı müflis şirket vekilinin yüzüne karşı, davalı ——-vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde——— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulünce anlatıldı.20/04/2022