Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/182 E. 2022/204 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/182 Esas
KARAR NO : 2022/204

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16.04.2018
KARAR TARİHİ : 09.03.2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili —– sayılı dosyasına tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; ——— gerçekleştirilen —– İhraçları Ve Yatırım Hizmetleri Hakkında 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile ilgili mevzuat gereğince— yapılan —- tarihinde — üzerinden müvekkiline satmış olduğuunun tespit edildiğini, bu satış sebebiyle müvekkilinin — zarara uğratıldığı — sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ise de borçlu tarafından haksız olarak bu takibe itiraz edildiğini beyan ederek borçlu davalı tarafından icra takibine yapılan itirazların iptaline, kötü niyetli itiraz sebebiyle %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma: Davalı vekili, —– sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde özetle; —— sayılı dosyası ile huzurdaki davaya konu olan olaylar ve — zarara uğratıldığı iddiaların aynı olması sonucunda derdestlik nedeniyle huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Davanın Aşamaları——- birleştirme kararı uyarınca —-dava dosyası Mahkememizin — birleştirilmiş, —- sayılı dava dosyası üzerinden birleşen dava dosyalarıyla — tarihli duruşmasının —- birleşen davaların —- Kanununun 94. Maddesi uyarınca dava takip yetkisinin sadece ——-ait olması, ——– vermesi, dava açma hakkını—–bırakmadığı anlaşıldığından tüm birleşen davalar açısından davac—dava takip yetkisi bulunmaması nedeniyle—– esas sayılı,—–esas sayılı,———– esas sayılı dosyalarının “Davacının, dava takip yetkileri olmadığından, HMK’nin 53, 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın “dava takip yetkisine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle” USULDEN REDDİNE” karar vermek üzere HMK’nin 167. Maddesi uyarınca asıl davadaki eksikliklerin tamamlanmasının beklenmesi halinde sonradan birleştirilmiş davalar davacısının davalarının sürüncemede kalmaması için AYRILMASINA, davacı——– dosyalarda itirazın iptali davalarını ihtiyari dava — kapsamında tek bir davada açabileceği halde, her davayı kolay takip etmek açısından ayrı ayrı açtığı, bu durumda birleşen davaların tek bir esasa kaydedilerek karar verilmesi durumunda, davaları istinaf etmek isteyen davacı— vekilinin—- yapılmasını beklemesi gerekeceği ve bu durumda davaların ayrı ayrı açılmasının davacıya sağlayacağı kolaylığın önemi kalmayacağı anlaşılmakla birleşen davaların ayrı ayrı açılması göz önüne alınarak her birinin — ayrı—- ve kaydedilen dosya üzerinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi nedeniyle HMK’nin 138. Maddesi uyarınca duruşma açılmaksızın dosya üzerinden karara bağlanmasına, gerekçeli kararın her dosyanın davacı vekili ve davalı vekiline ayrı ayrı tebliğine,” şeklindeki ara kararına istinaden birleşen işbu dava dosyası tefrik olunarak Mahkememizin yukarıdaki —sayısına kaydedilmiştir.
4-İcra dosyası: Davaya konu —— sayılı dosyasının incelenmesinde; ———ekili tarafından —yazısı ile —– Kazanç İade Alacağı” nedenine dayalı olarak 104.750 TL örtülü kazanç iade alacağı, — takip öncesi yasal faiz olmak üzere —- tahsili için ilâmsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya — olunduğu, borçlu vekilinin—- ile borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
5-Davanın ve istemin tespiti ile istemle ilgili hukuki açıklama: Müsnet davada, davacı —vekili, müvekkili —döneminde gerçekleştirilen—— tarafından yapılan inceleme ——bedel yerine 1,6619 TL bedel üzerinden müvekkiline sattığını, bu satıştan 104.750 TL zarara uğradıkları yönündeki rapor üzerinde icra takibi başlatıldığını, bu takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, — müvekkilinin %22,9 oranında payı bulunduğunu,——- %44,4 oranında payı bulunan ———- şirketinde müvekkilinin %99 oranında payı bulunduğunu, müvekkilinin —–ve dolaylı olarak %70’ine sahip olduğunu, müvekkili tarafından — bedel —hissenin satın alınmasına karar verildiğini, daha sonra bir hisse bedeli en fazla 1,69TL olmak üzere payların alınması yönünde ikinci bir karar alındığını, davalının — birim bedel karşılığında —- alındığını,—- olmasına rağmen devirden çok sonra başvuru yapıldığını, —- tarafından devre onay verilmediğini, müvekkilini zarara uğratarak—- 21 ve 110. maddeleri uyarınca —- yasağına aykırı olduğunu iddia etmek suretiyle bu nedenle aktarılan tutarın davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine davalının yaptığı haksız itirazın iptalini talep etmektedir.
Davacı Bankanın dava takip yetkisinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi için Sermaye Piyasası Kanununun 21. maddesi çerçevesinde “——varlığı için aranan şartların ve unsurların incelenmesi gerekmektedir. Buna göre— aktarımının varlığı için aranan şartlar şöyledir:
1-Kazanç/mal varlığı aktaranın —– onun —- olması lazımdır. Yapılan — sonucunda kârı ve/veya mal varlığı — öncelikle—– olması gerekmektedir. — veya —- —- şeklinde tanımlanmaktadır. —– 16/1 uyarınca —– olunmuş sayılma, “—- ile pay sahibi sayısı ——..” için söz konusu olan bir statüdür. — bizzat ve/veya doğrudan yapılması şart değildir. —–. 21 uyarınca,—- aktarımı ——– —ve/veya bağlı ortaklıklar üzerinden de olabilir 5. Buna göre doğrudan bir kazanç aktarımı yanında,———-(TTK m. 195 vd.; —m. 105/1) çerçevesinde yapılan dolaylı —— aktarımının gerçekleşmiş olması halinde de, —– m. 21 hükmünde yer alan yasak ihlal edilmiş olmaktadır. Böylece yeni ——— kazanç ve mal varlığı ——- kapsamı —— genişletilmiştir. Buna göre, —- —-bunların ——— olabilir. Kazanç/—– aktarımı bakımından iştirak veya —- ayrıca —- olma şartına ise yer verilmemiştir. Yeni —— iştirak ve ——- kazanç aktarımı da yasak kapsamında değerlendirilmiş, ——istenmiştir. Esasen bu madde, ———– engel olmayı da amaçlamaktadır.———ortaklığın—– doğrudan kendisinin yapmamış olması, söz konusu madde hükmünde yer alan yasak ihlalini ortadan kaldırmamaktadır. Önemli olan, yapılan — işlemler sonucunda, — –nihai olarak– maddi zarara uğratılmasıdır.
2-Kazanç aktarımı yapılan kişinin ———-lazımdır. —- m. 21 hükmü uyarınca —— aktarımı ——-,— bağlı ortaklığı veya iştiraki ile yönetim, denetim veya sermaye bakımından dolaylı (… üzerinden) veya dolaysız (doğrudan) olarak ilişkili bulunması gerekmektedir. Buna göre— kazancın dağıtılacağı kişiler arasında; (i) yönetim, — dolaysız bir ilişki bulunacak, (iii) örtülü kazancın dağıtılacağı kişi bir gerçek ya da bir gerçek kişi olacaktır. Kanun hükmünde, kazanç aktarımında bulunulan, — kişiden bahsedilmektedir. Kullanılan bu ifade göstermektedir ki, kazanç aktarılan — mal varlığı artanın, bir gerçek kişi ya da tüzel kişi olması gerekir.—- 15/son fıkrasında ilişkili olan kişi bakımından “… ilişkili bulunduğu diğer bir —- veya şahıs”tan söz edilmekte, buradan hareketle—- gerçek veya tüzel kişi yanında ilişkili olanların kapsamına tüzel kişiliği bulunmayan bir topluluğun da girebileceği, bu anlamda Kanun’da bir sınırlama bulunmadığı —– kavramını terk etmiş, ilişkili olunanlar bağlamında gerçek veya tüzel kişi olma esasını getirmiş gözükmektedir.
Bu noktada ayırt edici unsur, kazanç aktarılan bu kişinin, — veya —- veya bağlı ortaklığı ile — dolaylı veya dolaysız olarak ilişkili olması gerektiğidir. —- edilen teknik anlamda belirleyici yönetim, — ilişkisidir. Kazanç — — olunması, — anlamda ilişkinin maddi varlığını tesis eder.
Ancak esasen bu noktada önemli olan,— gücü elinde bulunduranların doğrudan veya dolaylı, aracılı işlemlerle kazanç aktarmasıdır.——— bulunduranların, — aktarımı da buna örnektir. Kazancı —- ——-,— doğrudan veya — menfaat temin ettikleri bir şirket ise, burada ——– aktarımının varlığı kabul edilmelidir.
Doğrudan veya dolaylı olarak aynı kişinin———bağlantılı şirketler hâline getirmektedir (—- TTK m. 195 vd.). Dolaylı ilişkiyi sağlayan —- — kişinin kullanılmış olması önemli olmayıp, önemli olan —- —- aynı——— bağlanıyor olmasıdır. ————sahip olunması yeterlidir. Bu halde, —- m. 21 hükmünün aradığı anlamda ——– kabul edilir.
————. 21/2 uyarınca, ———- ortaklığının ——— korumak —— yapmamaları ve bu suretle ilişkili oldukları kişilerin———- artmasını sağlama yoluyla da olabilecektir——– lehine ihaleye girmemesi ya da ihaleye iştirak edip eksik belge vermesi yahut açılan bir davayı takip etmemek, geçerli bir sebep olmadan davayı kabul etmek veya gerektiği şekilde takip etmemek suretiyle, ilişkili şirketin karlarının ya da malvarlığının artırılması halinde durum böyledir.
Ancak, bu fıkrada ” —— malvarlığını —— olmakla birlikte ———- kazanç aktarımında olduğu gibi, yönetim,—- bakımından doğrudan veya dolaylı bir ilişki olması şeklinde ifade edilmemiştir. Şüphesiz, bu ifadenin olmaması ilişkinin doğrudan– bakımından olmasına mani değildir; özellikle bu noktadan bir ilişki aranacaktır, hatta bu ifade eksikliği ilişkinin —- geniş yorumlanmasına da müsaittir.
3—–arasındaki kazanç aktarımının—— gerçekleştirilmiş olması lazımdır. ————m. 21’in ——- verdiği işlemler dikkate alındığında —– kazanç aktarımının, ———- ortaklıkların ilişkide bulundukları gerçek veya tüzel——– dürüstlük ilkelerine aykırı olarak farklı fiyat, ücret, bedel veya şartlar içeren anlaşmalar—- yapmak veya—— işlemlerde bulunmak suretiyle kârlarını veya malvarlıklarını azaltarak veya kârlarının veya malvarlıklarının artmasını engelleyerek gerçekleştirilmesi gerekir. ——m 21/2 ——– aktarımın ise, ——- bunların iştirak ve bağlı ortaklıklarının, basiretli ve dürüst bir tacir olarak veya —- uyarınca kârlarını ya da malvarlıklarını korumak veya artırmak için yapmaları beklenen faaliyetleri yapmamaları yoluyla ilişkili oldukları gerçek — malvarlıklarının artmasını sağlamak şeklinde gerçekleşir.
Görüldüğü üzere——— ortaklığın kârını veya mal varlığını azaltan———— olması gerekir. Kanun hükmünde ———- geldiğine, unsurlarına———- (ii) piyasa teamülleri, (iii) ——- ücret, bedel veya şartlar içeren anlaşmalar veya ticari uygulamala————- ———-basiretli ve dürüst bir tacir olarak veya piyasa teamülleri uyarınca kârlarını ya da malvarlıklarını korumak veya artırmak için—— oldukları gerçek veya tüzel kişilerin kârlarının ya da malvarlıklarının artmasını sağlamak şeklinde yapılmış, ——–,—-değerlendirmelerle de ——- arz etmektedir.
Burada öncelikle ———— —— kişi ile—– onun—- bağlı ortaklığı —- uygunluk, (ii) —- ———-yapmak veya———- zarar verilmesi,—-Kanunun —- “——durumu ortaya koymaktadır. ———— — hükmünün aksine —–. 21 hükmünde ayrıca ifade bulmamıştır,——- değildir. Yeni —— sisteminde, (i)—- uygunluk, (ii) —– (iii) —– basiret ve —–ilkelerine aykırı olarak farklı fiyat, ücret, bedel veya şartlar içeren anlaşmalar veya —— aktarımın tespitinde yine de—— devam edecektir. —– olması —- düşük—- —- ödenmesi şeklinde gerçekleşiyorsa, ——— belirlenebilmesi ——- olağandır. —– ——— kendi —— ile farklı bir ———-izleyeceği şüphesizdir.——— uygulamaları olağandır. Dolayısıyla, ——- işlem, —— — hükmünün uygulanmasına öncelikle yol açabilmelidir.——- konusundaki açıklamaları şöyledir:
“—– tâbi olması halinde işe yalnız bilançoda——-olduğundan az gösterilmesi değil, ortada gerçeğe —-dahi, kârın azalmasına yol —- yapılması dahi suç sayılmıştır. Ancak bu —– için —- ilişkide bulunduğu————-olması gerekir. —————verilen — ———– bu suçun maddî unsuru gerçekleşmiş olur. Bir ücret, fiyat veya —- farklı sayılabilmesi için, ——– — yerleşim ———–ödedikleri ücret, fiyat veya ——— şekilde fahiş olması icap eder. Bundan başka sadece ücret, fiyat veya bedeller arasında—- farklılığın bulunması da yeterli değildir: bu farkın— sebeplerle izah olunamaması da gereklidir. Belirli bir ————— elverişli başka bir bina bulamadığı için, ——–nisbetle çok fazla bir bedel ödeyerek bir binayı satın alır veya kiralarsa; —— bir——- —- çalışmayı tercih eder ve bu sebeple onlara emsalinin üzerinde bir para öderse, ihracat ve ithalat ilişkilerini geliştirmek maksadıyla dış temaslara çok değer verir ve bu yüzden fazla masraf yaparsa, bu harcamaların ——- imkân yoktur. Şu halde bir ödemenin ‘—- için, herhangi bir ticarî, iktisadî veya malî sebeple izah edilememesi ve yukarıda açıklanan——– edilebilmesi gerekir”
Bununla birlikte——– fiyat farklılığından başka bir şekilde gerçekleştirilmesi durumunda, ——– (m. 21) karşısında işlem tarafları arasında —– edilerek yasak kapsamına girilmediğinden—-sürülemez. ——– hükmünün —— işlemleri kapsar şekilde dar yorumlanamaz ————- kısıtlayıcı ifadeye itibar edilmemekte, ——- düzenlemeye —– değerlendirmesi şöyledir:
“————— sözleşmeden veya davranışdan veya kaçınmadan doğabilir. —yararına ihaleye girilmemesi,– gibi. Hükümdeki —– anlamak zorunluluğu vardır. Çünkü, uygulamada,—- bırakılması ile gerçekleştirilmektedir.—– yükletilmesi de ‘— kapsamı içine girer.”
Nitekim, ——— sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde de,—— açabilecek işlemlerin alanı oldukça geniş tutulmuş ve ikramiye, — içine alınmıştır. Buna göre, ” ——- —– aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya—- fiyatlandırması yoluyla — olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, —- kiralama ve — ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.”
Son olarak belirtelim ki, şirket kârının veya malvarlığının azalmasını yani zararını sonuçlayan —gerçeği — gerçekleşir. ——- bulunmayan şirketlerin — olmaksızın gereksiz yere bu—- dahil edilmesi, bu şirketlere gereksiz yere ödemede bulunulması örtülü kazanç aktarımıdır. Zira — m. 21 hükmünün konuluş amacı, — bazılarının zararına olarak haksız menfaat sağlanmasının önlenmesidir. Bu menfaat sağlanırken—- hükmün konuluş ——- önüne alınmalıdır.
İşlemin her iki tarafının da nihai olarak (doğrudan veya dolaylı olarak) aynı kişinin kontrolünde olması, —- verilmeyecek olan bir kararın ——- tarafından verilmesine ve uygulanmasına yol açmaktadır. Sadece —- — farklı fiyat uygulanması hâlinde değil, —şartlarda yapılmayacak olan bir işlemin, sırf aradaki ilişkinin varlığından ötürü yapılması halinde dahi, — bir işlem vardır. Zira arada —- m. 21 anlamında bir ———– yapılmayacak, dolayısıyla ——-kaybına uğramayacaktır.
4-Yapılan —————— azalması ya da artmasının —- yahut —– engellenmesi gerekir. ——. 21/1 hükmünün uygulama alanı bulabilmesi için ilişkili şirketle/şahısla —– iştirak veya bağlı ortaklığının maddi bir zarara uğramış olması ve bu kapsamda kârı ve/veya mal varlığı toplamının/unsurlarının azalması veya kârlarının veya malvarlıklarının artmasını engelleyerek kazanç aktarımında bulunulması gerekmektedir. —–. 21/2 uyarınca, ——– —- veya artırmak için yapmaları beklenen——- yoluyla ilişkili oldukları gerçek veya tüzel kişilerin kârlarının ya da malvarlıklarının artmasını sağlamaları da — aktarımı sayılır.
Anılan——- ilk sonucu, —- bağlı ortaklığının yöneticilerinin ve kaynak aktarılan kişilerin “—-gelmesidir.
— işlemlerinin ——ilkelerine uygun şartlarda gerçekleştirilmiş olduğunu belgelemek ve bu durumu tevsik edici bilgi ve belgeleri en az sekiz yıl süre ile saklamak zorundadırlar (—– m. 21/3.)
Kazanç aktarımının —- tespiti hâlinde—ortaklıkları, —— belirlenecek süre içinde kendilerine kazanç aktarımı yapılan taraflardan, aktarılan tutarın kanuni faizi ile birlikte mal varlığı veya kârı azaltılan ortaklığa veya — kuruluşuna iadesini talep eder. Kendilerine kazanç aktarımı yapılan taraflar —– belirlenecek süre içinde aktarılan tutarı kanuni faizi ile birlikte iade etmek zorundadır (—m. 21/4).
Örtülü kazanç aktarımı yasağının ——. 94 uyarınca, Kurul, 21 inci maddede belirtilen işlemlerde bulundukları tespit edilen——bunların bağlı ortaklıkları ile iştiraklerinden denetleme sonuçlarının — esaslar dâhilinde ortaklara duyurulmasını istemeye, — belirlenen tutarın tayin edilen süre içinde iadesi için dava açmaya yetkilidir.
Ayrıca —-. 92/1 uyarınca (– 94/2 atfı sebebiyle) — tabi —- ve —- hükümlerine veya işletme maksat ve mevzuuna aykırı görülen durum ve işlemleri sebebiyle sermayenin veya mal varlığının azalmasına veya kaybına yol açtığının Kurulca tespit edilmesi hâlinde, Kurul;
a) TTK hükümleri saklı kalmak kaydıyla ilgililerden aykırılıkların giderilmesi için tedbir almasını ve öngörülen işlemleri yapmasını istemeye ve gerektiğinde durumu ilgili mercilere intikal ettirmeye,
b) Bu durum ve işlemlerin hukuka aykırılığının —– tespiti tarihinden itibaren üç ay ve her hâlde durum ve işlemin vukuu tarihinden itibaren üç yıl içinde iptal davası ve beş yıl içinde butlan veya yokluğun tespiti davası açmaya,
c) Bu durum ve işlemlerin mevcudiyetinin ilk derece mahkeme kararı ile tespit edilmesi veya bu karar beklenmeksizin — üzerine mahkeme tarafından karar verilmesi hâlinde bu işlemlerde sorumluluğu bulunanların imza yetkilerini kaldırmaya,— hakkında suç duyurusunda bulunulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar ilgilileri görevden almaya ve yapılacak ilk —— yenilerini atamaya yetkilidir.
Somut olayda, Kanunda öngörüldüğü şekilde—— aktarımı iddiası ileri sürülmektedir. Kazanç aktarımı yapıldığı iddia edilen kişi de —- söz konusu———– pozisyonundadır. .
SIRASIYLA DAVA ŞARTLARININ İNCELENMESİ
6-Derdestlik itirazının değerlendirilmesi: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, aynı davanın ——- sayılı dosyasında derdest olduğunu iddia ederek derdestlik itirazında bulunmuştur.
Mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında; “Buna göre birleşen davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olan dava olup olmadığının tespiti gereklidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114’üncü maddesinin (ı) bendi uyarınca “aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” dava şartları arasında düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 115’inci maddesi gereği bu durum kamu düzeni ile ilgilidir ve davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
Anılan madde metninde belirtildiği üzere derdest dava; açılan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılıp halen görülmekte olmasıdır. Bu bağlamda derdest davanın söz konusu olabilmesi için tarafları, sebepleri ve konusu aynı olan davanın iki defa ayrı ayrı açılmış olması ve birincisinde verilen hükmün kesinleşmemiş olması gerekir.
Birinci davanın ikinci dava için derdest dava sayılabilmesi için gerekli ilk şart her iki davanın taraflarının aynı kişiler olmasıdır. Davaların aynı dava sayılabilmesinin bir diğer şartı her iki davanın sebebinin aynı olmasıdır. Dava sebebinin aynı olmasından kasıt hukuki sebepler değil, davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Son şart ise; davaların konularının (—— olmasıdır.
Aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması konusu eş söyleyişle derdestlik iddiası bir olumsuz dava şartı haline getirilmiş ve bu suretle derdestlik itirazı ilk itiraz olmaktan çıkartılıp; dava şartına ilişkin usuli bir itiraza dönüştürülmesi sağlanmıştır. Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmıştır. Artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır; bu bağlamda hukuken korunma ihtiyacı içinde bulunmamaktadır ve onun yapacağı iş davanın sonucunu beklemektir. Davayı açmaktaki yarar hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik yarar tek başına yeterli değildir. Derdestlik itirazının korunmasının temelinde aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır.
Dosyaların incelenmesinde, her iki davanın davacısının farklı olduğu, davalıları ve davanın konusunun ve sebeplerinin aynı olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, davaların davacıları farklı olduğundan derdest dava itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile derdestlik itirazının reddine karar verilmiştir.
7-Davacının dava takip yetkisinin olup olmadığına ilişkin inceleme, değerlendirme, hukuki nedenler ve sonuç: Müsnet davada, Sermaye Piyasası Kanununun 94. Maddesinde dava açma yetkisinin —– olması nedeniyle, birleşen davada davacı Bankanın dava takip yetkisinin bulunup bulunmadığının tespiti gereklidir.
—- kazanç aktarımında uygulanacak tedbirler” başlıklı 94. Maddesi;
“MADDE 94 – (1) Kurul, 21 inci maddede belirtilen işlemlerde bulundukları tespit edilen— kuruluşları ve — denetleme sonuçlarının —- belirlenecek usul ve esaslar dâhilinde ortaklara duyurulmasını istemeye, Kurulca belirlenen tutarın tayin edilen süre içinde iadesi için dava açmaya yetkilidir.
(2) (Değişik: 2/1/2017-KHK-684/7 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7074/6 md.) 92 nci maddenin birinci ve üçüncü fıkraları bu madde bakımından da uygulanır.” hükmünü haizdir.
Maddenin 2. Fıkrasında bahsi geçen “İhraççıların hukuka aykırı işlemleri ile sermayeyi veya mal varlığını azaltıcı işlemlerinde uygulanacak tedbirler” başlıklı 92. Maddesi ise;
“MADDE 92 – (1) Bu Kanuna tabi ihraççıların, kanuna, sermaye piyasası mevzuatına, esas sözleşme ——-görülen durum ve işlemleri sebebiyle sermayenin veya mal varlığının azalmasına veya kaybına yol açtığının——— tespit edilmesi hâlinde, ——
a) 6102 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla ilgililerden aykırılıkların giderilmesi için tedbir almasını ve öngörülen işlemleri yapmasını istemeye ve gerektiğinde durumu ilgili mercilere intikal ettirmeye,
b) Bu durum ve işlemlerin hukuka aykırılığının—- tespiti tarihinden itibaren——- durum ve işlemin vukuu tarihinden itibaren üç yıl içinde iptal davası ve beş yıl içinde butlan veya yokluğun tespiti davası açmaya,
c) Bu durum ve işlemlerin mevcudiyetinin ilk derece mahkeme kararı ile tespit edilmesi veya bu karar beklenmeksizin—— üzerine mahkeme tarafından karar verilmesi hâlinde bu işlemlerde sorumluluğu bulunanların imza yetkilerini kaldırmaya, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulması hâlinde, yargılama sonuçlanıncaya kadar ilgilileri görevden almaya ve yapılacak ilk — görevden alınan—- yenilerini atamaya,
yetkilidir.
(2) — hakkında bu maddeye göre işlem tesis edilmeden önce —- görüşü alınır.
(3) (Ek: 2/1/2017-KHK-684/6 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7074/6 md.) Bu madde kapsamında —- açılan dava ve takipler ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde — her türlü harç ve teminattan muaftır.” hükmünü haizdir.
Kanunda öngörüldüğü — iddiası ileri sürülmektedir. Kazanç aktarımı yapıldığı iddia edilen kişi de — —- ortaklığın —- pozisyonundadır.
Sermaye Piyasası Kanunun 94. Madde hükmünde açıkça ifade edildiği üzere, — m.21 kapsamında tespit edilen hukuka aykırılıklar ile ilgili dava açma yetkisi———-aittir.
——— şirketlerde bu davayı açma hakkını açıkça — vermiş, ilgili şirketin(müsnet davada davacı bankanın) insiyatifine bırakmak istememiştir. Bu nedenle; müsnet davada, Sermaye Piyasası Kanununun 94. Maddesi uyarınca davacı — davalılardan dava konusu bedeli isteme ve hüküm alma yetkisi yoktur. Bu hak Sermaye Piyasası Kanununun 94. Maddesi uyarınca — aittir.
HMK’nin 53.maddesinde dava takip yetkisi düzenlenmiştir. Buna göre, dava takip yetkisi; talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir. Dava takip yetkisinin bulunması HMK’nin 114/1-e maddesi uyarınca dava şartlarından olup HMK. m. 115/1 uyarınca mahkeme tarafından re’sen dikkate alınır.
Bu nedenle işbu istemle ilgili dava takip yetkisi münhasıran ——-ait olduğundan müsnet davanın, davacı ——- dava takip yetkisine sahip olmaması nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yine de belirtmek gerekir ki, davacı —— takip yetkisinin bulunduğu kabul edilse dahi, Mahkememizin —- maddesi uyarınca müsnet davanın davalısı ile birlikte diğer davalılara aktarılan—- durumda da aynı nedenle farklı davacılar tarafından —- dosyadaki dava açılmış olduğundan——- dosyada alabilecek durumdayken aynı istemle ilgili ikinci kez dava açılmış olacağından, bu durumda da davacılar farklı olduğundan derdest dava olmayacağından işbu davanın bu kez davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaması nedeniyle yine dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekecektir.
Tüm bu nedenlerle, müsnet davanın, HMK’nin 53, 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davacının dava takip yetkisine sahip olmaması nedeniyle “dava takip yetkisine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle” usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı ——– tarafından açılan işbu davanın, HMK’nin 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca “dava takip ——- şartı yokluğu nedeniyle” USULDEN REDDİNE”,
2-Davacı yargı harçlarından muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4- Reddolunan dava yönünden —– göre davalı lehine takdir olunan 5.100 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.