Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/166 E. 2023/39 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/166 Esas
KARAR NO : 2023/39

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2022
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirket ile davalı şirket arasında nakliye ve dağıtım hizmetleri işi yapıldığını, taraflar arasında taşıma sözleşmesi mevcut olduğunu, aralarındaki aktif iş durumu nedeniyle cari hesap bulunduğunu, davalıya ait ve davalı firma sürücüsü —– tarafından kullanılan—–plakalı araçla yapılan 17.05.2021 tarihli teslimat eksik yapılmış olup, davacı firma müşterisi ——tarafından, eksik teslimat açıklamasıyla davacı firmaya fatura kesildiğini, taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak verdiği nakliye hizmetleri sebebi ile davalı firma adına, çeşitli tarih ve seri numaralı faturalar düzenleyerek, davalı firmaya tebliğ edildiğini, söz konusu faturalar tarafların resmi defter ve kayıtlarına alındığını, bu konuda bir ihtilaf mevcut olmadığını, davalı-borçlu şirketin, yapılan tüm sözlü ve yazılı uyarı ve taleplere rağmen, vadesi geçmiş borç meblağını ödememesi neticesinde, davacı firmanın vadesi geçmiş faturalardan kaynaklı toplam 35.330,58 TL cari hesap alacağının tahsili için davalı firma aleyhine, —–sayılı takip dosyası ile icra takip işlemleri başlatıldığını, aleyhine icra takibine geçilmiş olan davalı-borçlu firmanın, borcunu ödemek yerine, tebellüğ etmiş olduğu ödeme emrine itiraz ettiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını iddia ederek,Davalı-borçlu tarafin —–sayılı takip dosyasına yapmış olduğu tüm haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’den az olmamak üzere davalı-borçlu aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, yetkisizlik itirazında bulunduklarını, yetkili ve görevli mahkeme Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Cihanbeyli Asliye Hukuk olduğunu, 01/09/2021 tarihli HSK kararına göre Cihanbeyli İlçesinin bağlı olduğu il olan Konya Asliye Ticaret Mahkemeleri davaya bakma yetki ve görevine sahip olduğunu, bu nedenle Yetki İtirazında bulunduklarını, davacının iddialarının doğru olmadığını, davalı firmanın malı Konya’ daki varış yerine tam ve eksiksiz teslim ettiğini, malın varış yerinden malın tam ve eksiksiz teslim edildiğine dair teslim kağıdının mahkemece istenmesini; yargılamayı gerektiren işbu davada icra-inkar tazminatı istenmesinin haklı ve yasal bir yönünün de olmadığını beyan ederek; öncelikle yetki itirazımızın kabulüne, yine davanın esastan da reddine karar verilmesi ile dava ile ilgili yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—- İcra Dairesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
Mahkememiz tarafından aldırılan 11/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1.Tarafların Ticari Defterlerinin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden:
Davacı şirketin ibraz ettiği 2021 yıllarına ilişkin ticari defterlerin; —– ve – —– Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış Defteri Kebir ile Yevmiye defterlerini —– onaylı beratlarını süresinde almış olduğu görülmüştür.
Davalı —— incelemeye gelmemiş ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığından davalı hesap incelemesi yapılamamıştır.
2- Davacı Alacağı Yönünden:
Dava ve takip konusu alacağın davacının ——no.lu 37.762,20 TL tutarlı faturasından, davalının 2.974,40 TL alacağının mahsup edilmesinden sonra kalan bakiye alacaktan oluştuğu, faturanın davalı tarafından bağlı bulunduğu vergi dairesine 2021 yılı Temmuz ayı —- formu ile bildirimde bulunulduğu, dosya kapsamında, davalının söz konusu faturaya istinaden düzenlenmiş bir iade faturası bulunmadığı, takibe konu edilen —— no.lu 37.762,20 TL tutarlı faturaya davalı tarafından yasal 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmediğinden ve 2021 yılı —– formu ile bildirimi yapıldığından, faturanın -miktar ve fiyat yönünden- münderecatını kesinleştiğini kabulü halinde, takip tarihi itibariyle davacının davalından alacağının 34.787,80 TL alacaklı olduğu,
Davacının 34.787,80 TL alacağına 12.08.2021 temerrüt tarihinden 22.10.2021 takip tarihine kadar yıllık 9616,75 avans faiz oranı üzerinden işlemiş faiz 1.333,46 TL hesaplanmış olup, davacı tarafından başlatılan takipte 542,78 TL işlemiş faiz talebinde bulunulduğundan talebe bağlılık ilkesi gereği davacının asıl alacağının 34.787,80 TL, işlemiş faizin 542,78 TL olmak üzere toplam alacağının 35.330,58 TL olduğu sonucuna varılmakla takdirin sayın mahkemeye ait olduğu,Davalının taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine dayalı taşınan malı davacının dava dışı Müşterisine eksik teslim edip etmediği, hususun değerlendirilmesi uzmanlık alanımda olmadığı” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava fatura alacağına ve açık hesap ilişkisine dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına ve açık hesap ilişkisine dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde Davacının 34.787,80 TL alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, davacının alacağına ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren ihtarnamede verilen süre ile birlikte değerlendirildiğinde 12/08/2021 temerrüt tarihinden 22/10/2021 takip tarihine kadar yıllık %16,75 avans faiz (ticari faiz) oranı üzerinden işlemiş faizin 1.333,46 TL olduğu ancak alacaklının takipte daha düşük miktarda faiz talep ettiği, tarafların tacir olması nedeniyle takip talebinde ticari faiz talep edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, tüm bu sebeplerle davanın tümden kabul edilmesi gerektiği, yine dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —–Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (35.330,58 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 7.066,116 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (35.330,58 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 2.413,43 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 603,36 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.810,07 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 695,56 TL dava açma masrafı ve 1.064,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.760,06 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri ——üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca hesaplanan —– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile——- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.