Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/160 E. 2023/527 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/160 Esas
KARAR NO:2023/527
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/02/2020
KARAR TARİHİ:01/06/2023

Mahkememiz —— sayılı kararı ile bozularak mahkememize gelen Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili —– uğraşmaktadır. Aynı iş kolunda bulunan keşideci ———– bedelli çek aldığını, müvekkili yukarıda belirtilen çekin zilyedi olduğunu, ancak söz konusu çek müvekkilinin rızası hilafına elinden çıktığını, elinden çıkan çekin vadesi geldiğinde karşılığının bankadan tahsil edilme tehlikesi bulunduğundan ve müvekkil hiçbir şekilde çeki ciro etmediği gibi davaya konu çek ciro yoluyla başkalarının eline geçtiyse cirodaki imza da müvekkile ait olmadığından ötürü zayi nedeniyle çek iptali talepli olarak—— dosyası ile çek iptali davası açılmıştır. Açılan dava neticesinde çek bedelinin ———- dosyasına teminat edilerek çek hakkında ödemeden men kararı alındığını, ödemeden men kararı alınan yukarıda bilgileri verilen çek, davalı tarafça 17.10.2019 tarihinde muhatap bankanın ——– ibraz edilmiştir. İbraz neticesinde çek üzerinde ödeme yapılması yasağı olduğundan muhatap banka tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını,———- dosyasının dava dilekçesinde de belirttiğimiz üzere davaya konu çek üzerindeki imza müvekkiline ait olmadığını, müvekkil elinden sadır olmayan çek kötü niyetli olarak davalı tarafından elde edilmiş ve muhatap bankaya ibraz edildiğini, davaya konu çek üzerinde yapılacak imza incelemesi ile ciro silsilesindeki imzanın müvekkilin imzası olmadığı anlaşılacak olup, bu sebepten ötürü müvekkilin zayi nedeniyle borçlu olmadığı tespitiyle müvekkilin eli ürünü olmayan çekin taraflarına istirdatı şartları oluşacağını, müvekkil tarafından ciro edilmeyen ve davalı tarafından kötü niyetli iktisap edilen çekin iptaline konu olarak borçlu olmadıklarının tespiti ile birlikte çekin taraflarına istirdatıyla birlikte davalı tarafça dava konusu çekin kötü niyetli olarak iktisap edildiğinden dolayı %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini de talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, bu nedenlerle müvekkilini elinden sadır olmayan ———- bedelli çek hakkında menfi tespit talebimizin kabulüyle borçlu olmadığının tespitini, davaya konu çekin taraflarına istirdatını, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüyle, dava konusu çek hakkında icraya konulmaması amacıyla tedbir kararı verilerek bu kararın——- İcra Müdürlüklerine bildirilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
—–Şirketi —Şubesi, —–Şirketi, ——Müdürlüğüne, ——— Müdürlüğüne, ——Müdürlüğü, —– Müdürlüğüne, —– Müdürlüğüne, —– Müdürlüğüne, ——-Müdürlüğüne ——Müdürlüğüne, —- Müdürlüğüne,—–Müdürlüğüne, —-Muhtarlığına, —– Dairesine, ———Mahkemesine müzekkereler yazıldığı anlaşıldı.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının———– bedelli çek üzerindeki ciranta imzasının inkarı nedeniyle menfi tespit davası ve çekin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 792 maddesi istirdatına ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 211. Maddesi uyarınca “(1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 216. Maddesi uyarınca “(1) Belgenin sadece örneğinin mahkemeye verildiği durumlarda, mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine belgenin aslının verilmesini de isteyebilir. (2) Belgenin aslını elinde bulunduran taraf, üçüncü kişi veya resmî makamlar, istenmesi hâlinde bunu mahkemeye vermek zorundadır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 220. Maddesi uyarınca “(1) İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (2) Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. (3) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 792. Maddesi uyarınca “(1) Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.”Mahkememizce 09/02/2023 tarihli celsede “3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 211/1-a maddesi uyarınca davacı asile imza örneklerinin alınması için isticvab davetiyesi tebliğine, çıkartılacak tebligata “Ekte gönderilen ————- tarihli çekin arka yüzündeki ciranta imzasının kendinize ait olup olmadığı hususlarında beyanınızın ve imza örneklerinizin alınacağı, kendinize ait değilse duruşmaya katılarak beyanda bulunmanız, beyanda bulunulmaması halinde veya icticvab davetine rağmen geçerli bir mazaret olmadan davete icabet edilmediği takdirde çekteki yazı ve imzanın tarafınıza ait olduğunun kabul edileceği hususu ihtar olunur” şeklinde şerh düşülmesine, dava konusu çekin arkalı ve önlü her iki yüzünün bir suretinin tebligata eklenmesine, 4-Dava konusu çek aslı üzerinde imza incelemesi yapılacağından, davalı asile çek aslını mahkememize sunması için duruşma zaptının kendisine tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde çek üzerindeki imzanın davacıya ait olduğu hususunun ispatlayamamış sayılacağının ve yargılamaya buna göre son verilebileceğinin ihtarına, ihtarın davalı tarafa tebliğ ile yapılmasına,” şeklinde ara kararlar alınmış, 3 numaralı ara karar gereğince davacı asilin hazır olduğu görülmüş, isticvabı yapılmış ve imza örnekleri alınmış, davalının ise ihtarın usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen herhangi bir beyan sunmadığı gibi senet aslını da ibraz etmediği görülmüştür. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacının ————- bedelli çek üzerindeki ciranta imzasının inkarı nedeniyle menfi tespit davası ve çekin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 792 maddesi istirdatına ilişkin olduğu, mahkememizce davacıya usulüne uygun isticvap davetiyesi tebliğ edildiği, davacı asilin duruşma hazır olduğu, isticvabının yapıldığı ve imza örneklerinin alındığı, belge üzerinde imza incelemesi yapılabilmesi için belge aslının ibrazının zorunlu olduğu, belge aslının ise (davacı hakkında icra takibi bulunmadığı dikkate alındığında) en son davalı tarafından banka ibraz edilip işlem yapılmaması üzerine davalının elinde bulunması gerektiği, bu sebeple mahkememizce davalıya yukarıda atıf yapılan HMK 216 ve 220 maddelerine uygun olarak ihtar tebliği yapıldığı, buna rağmen davalı tarafça belge aslının ibraz edilmediği, bu sebeple belgenin içeriği konusunda davacının iddiasının doğru olarak kabul edilmesi gerektiği, bu sebeple davacının menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, yine davalının ciro silsilesinde davacıdan sonra geldiği ve çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı hususu da dikkate alındığında davalının TTK 792 maddesi uyarınca çeki kötüniyetli olarak iktisap ettiğinin kabul edilebileceği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Her ne kadar kısa kararda kesin olmak üzere hüküm kurulmuş ise de, dosyanın daha önce istinaf incelemesinden geçtiği anlaşılmış, istinaf yolu açık olacak şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davacının ———- bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, anılan çekin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 792 maddesi uyarınca davalıdan alınarak davacıya GERİ VERİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (10.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 170,78 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 512,32 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 232,98 TL dava açma masrafı, 356,25 TL posta masrafından ibaret 589,23 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
5-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (10.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı asilin ve davacı vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile——- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/06/2023