Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/156 E. 2023/998 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/156
KARAR NO : 2023/998

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/03/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: dava dışı—– Sigortalı”), Müvekkil Sigorta şirketi tarafından düzenlenen —– poliçe numaralı 21/05/2020 tarihli Nakliyat Emtea Taşıma Sigorta Poliçesi ile sigorta koruması altına alındığını, —- tarafından | adet (Brüt: 9.490 kg) —– makinesi, —– adlı firmadan, 20.05.2020 tarih ve —– nolu ekli fatura ile 165.000,00 Euro karşılığında satın alındığını, —– nolu 40′ lık konteynir içerisine istif edilen emtia, 07.04.2020 tarih ve—–nolu ekli konşimento ile, —– adlı gemiye yüklenerek, —– sevk edildiğini, Yapılan deniz nakliyesi sonrası gemi, —- Limanı’na yanaşmış olup, konteynir buradaki liman sahasına indirildiğini, geçici gümrük işlemlerinin tamamlanması sonrası konteynir içerisinden tahliye edilen emtia, 21.05.2020 tarihinde, DAVALI —-Jnakliyeci firma sorumluluğunda olan —-( çekici )—– ( dorse ) plakalı tıra, —- yüklenip—- sevk edildiğini, Sigortalı Tedarikçi firma, ile Davalı—- adlı şirket arasında 21.05.2020 tarih ve—– nolu transit refakat belgesi, -21.05.2020 tarih ve—– nolu taşıma irsaliyesi, 30.05.2020 tarih ve —– nolu nakliye faturası düzenlendiğini, Dahili taşıma sonrası nakliye aracı, 22.05.2020 tarihinde, —- varmış olup, burada tahliye esnasında yapılan kontrollerde emtianın hasarlı olduğu ekli tutanak düzenlenerek ve fotoğraflar çekilerek tespit edildiğini, Hasara konu emtia; —- marka, — model —- makinası ve aksamlarıdır. 22 / 07/ 2020 tarihli Ekspertiz raporuna göre yapılan incelemelerde makinenin üst ve yan kısmındaki metal koruma kapaklarının ezilmek, bükülmek ve yamulmak suretiyle hasarlandığı tespit edildiği, Hasar tespiti sonrası emtia, —- tahliye edilmemiş olup aynı nakliye aracı ile sigortalı firmanın —–adresindeki tesisine getirildiğini, burada emtia ambalajı açılıp yapılan kontrollerde makinenin de hasarlandığının tespit edildiğini, söz konusu hasarın incelenmesi amacı ile sigorta şirketine hasar ihbarında bulunulduğunu, Yapılan incelemelerde ve tutulan tutanaklarda, emtiayı taşıyan aracın sürücüsü DAVALI—–ilgili makinayı hemzemin geçitten geçerken çarptırıp zarar verdiğinin anlaşıldığını, Bu husus tutanaklarla da sabit olduğunu, Bu durumun haksız fiil hükümlerine göre incelenmesi ve Davalı —– yönünden de TBK m. 66’ya göre ” Adam Çalıştıranın Kusursuz Sorumluluğu ” hükümleri yönünden incelenmesi gerektiğini, TBKm.66: “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Hasar sonrası sigortalı —– önce davalı yana zararının ödenmesini istediğine dair ihtarname çekmiş; akabinde bir sonuç alamayınca Müvekkil şirkete başvurarak, ekspertiz raporları eşliğinde gerçek zararının tespit edilip tarafına ödeme yapılmasını talep ettiğini, Bu talebin, poliçe ve teminat kapsamında sayıldığını, Davaya konu hasar neticesinde müvekkil şirket tarafından ekspertiz incelemesi yaptırılmış, 22/07/2020 tarihli raporda yer alan tespitler uyarınca —– numaralı hasar dosyasında Emtia fatura bedelinin 165.000 EUR, olduğu, fakat hasarlanan kısmın bedelinin 28.300,00 EUR olduğu belirlendiğini, Buna göre, Söz konusu hasar nedeniyle müvekkil şirket nezdinde açılan hasar dosyası kapsamında yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu tespit olunan 255.494,00 TL hasar tazminatının, müvekkil şirket tarafından sigortalısı dava dışı —–, 22/10/2020 tarihinde 216.520,47 TL, 05/11/2020 tarihinde 38.973,68 TL olarak, toplamda 2 ödeme ile ödenmiş olup sigortalının zararı giderildiğini, akabinde zararının karşılandığına ve Sigorta Şirketinin bu borçtan doğan tüm alacakları için TTK 1472 maddesi kapsamında halefi konumuna geldiğine dair bir ibraname düzenlendiğini, İşbu halefiyet kapsamında dava şartı olarak Arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, tarafların görüşme sonunda anlaşamama yoluna gittiğini, Karayolu ile Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesine İlişkin Antlaşma’nın (CMR) 17’inci madde hükmü uyarınca taşımacı yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğunu, Taşıyıcı —- çalışanı olan Şoför —– yüklenen Makine cinsi emtiayı hemzemin geçitten geçerken çarptırıp zarar verdiğinin, tutulan tutanaklarda ikrar edildiğini, DAVALI —-Şirketinin —-Sigorta ), bir diğer Davalı —- nolu YURTİÇİ TAŞIYICI SORUMLULUK ABONMAN SİGORTA POLİÇES sigortacısı olduğunu, Davaya konu olayda, —– nakliyat operasyonunda ortaya çıkabilecek her türlü riziko —–Sigorta tarafından sigortalanmış olup, sigorta halefiyet kapsamında davalı karşı sigorta şirketinin de sorumluluğunun gündeme geldiği TBK’ nın Müteselsil Borçluluğa ilişkin hükümlerinden Borçluların sorumluluğu başlıklı 163’üncü maddesinin birinci fikrası uyarınca ” Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. ” Bu noktada müvekkil şirket davasını müteselsil borçlulardan birine veya hepsine açmakta özgür olduğunu, Davacı Şirketin Sigortalısına yukarıda numarası yazılı poliçe dolayısıyla uğradığı zarar tutarında sigorta tazminat ödemesi yaparak TTK ‘nın 1472’ inci maddesi uyarınca Sigortalısının haklarına halef olduğunu, İlgili maddenin; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” Olan birinci fıkrası uyarınca ve aynı zamanda Emtea Nakliyat Sigortası Genel Şartlarının ” Sigortacı, sigorta tazminatını ödemekle, sigortalının bilcümle mes’ul şahıslara karşı olan rücu vesair haklarını iktisap eder ve bu haklara taalluk eden her hususta sigortalının yerine geçer. Sigortalı, sigortacının talebi halinde bu keyfiyeti dispeçte veya sigorta tazminatı makbuzunda veyahut buna mahsus bir vesikada teyit eylemeyi taahhüt eder. Bu suretle sigortalının yerine geçme keyfiyeti, ancak ödenen sigorta tazminatı miktarınca muteber olur.” 26’ıncı maddesi uyarınca, davalı nakliyeci —– Eksper Raporu kapsamında da rücu muhatabı olarak işaret edildiğini, Bu noktada belirtmek gerekir ki, Sigortalının haklarına halef olması dolayısıyla müvekkil şirketçe davalı—- gönderilen ihtarnamede—-sigortacısı —– nezdinde söz konusu hasara ilişkin hasar kaydı açıldığı ve gerekli tespit ve incelemelerin yapıldığı hususunun beyan edildiğini, Bunun üzerine sözü edilen sigorta şirketine de başvuru yapıldığın, ancak bir geri dönüş alınamadığını, Tüm bu açıklanan sebeplerle huzurdaki dava sigorta tazminatının ödenmesi sebebiyle Sigortalının gerçek zararına denk gelen kısım için hem —-hem —-hem de Davalı sürücü—— birlikte ikame edildiğini, Beyan ile davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 255.494,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 22.10.2020 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı —– vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Davacı yanın dava dilekçesinde ayrıntılarını açıklamış olduğu üzere 21.05.2020 tarihinde diğer davalı —- firmasına ait müvekkilin kullanımında olan—–plaka sayılı araç ile taşınmış olan emtia hemzeminden geçerken zarar gördüğünü ve bu sebeple tutanak tutulduğunu, Bunun üzerine diğer davalı —- firması sigortalısı olduğu diğer davalı —- şirketi ile iletişime geçilerek bu durumun bildirdiğini ve davacı yanın zararının sigorta poliçesi kapsamında giderilmesinin talep edildiğini,—– şirketi ile —– firması arasında yapılmış olan sigorta poliçesi kapsamında hasarın % 80 olan kısmı sigorta şirketi —-tarafından, kalan % 20 lik tutarda —– tarafından ödenmesi gerektiğini, Davacı tarafından—- Sigorta şirketinin ödemeyi yapması için tamamlaması gereken prosedürleri bitirmelerini beklemeyerek hasar ile ilgili arabulucu başvurusunda bulunulduğunu, her ne kadar taraflar arabulucu sürecinde anlaşamamış iseler de harici olarak davacı yana, diğer davalı—- sigorta şirketi ve yine diğer davalı—-Firması zarar bedelini ödedikleri bilgisine ulaşıldığını, Diğer davalılara henüz tebligat ulaşmamış olması sebebi ile tarafların dosya kapsamında sunacak oldukları cevap dilekçeleri ile davacı yana yapmış oldukları ödemeye ilişkin dekontları sunabileceğini, yapılacak olan inceleme sonucunda ortaya çıkacak olduğu üzere davacı yanın ödemesini almış olduğu hasar bedelini usul ve yasaya aykırı olarak iş bu davaya konu ettiğinin ve kötü niyetli olarak huzurdaki davayı açtığının görüleceğini, beyan ile davanın Reddine, Davacı yanın huzurdaki davayı haksız ve kötü niyetli olarak açmış olması sebebi ile talep edilmiş olan tutarın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—– Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirkete ait —– plaka sayılı araç 21.05.2020 tarihinde —- limanından dava dışı —– ait konteynırı alarak 22.05.2020 tarihinde —- ulaştırdığını, Burada yapılan tahliye çalışmaları esnasında emtianın hasarlı olduğuna ilişkin tutanak tutulduğunu ve olaydan 2 ay kadar sonra yapılan ekspertiz incelemesinde taşınan emtia içerisinde bulunan Makina ve aksanlarının ezilmek, bükülmek, yamulmak suretiyle hasar gördüğünün tespit edildiğini, Dava dışı —– müvekkil şirketten hasarın kendilerine ödenmesi talebinde bulunulduğunu, davalı şirketin hasarı sigortalı olduğu diğer davalı——şirketine bildirdiğini, Müvekkil Şirket ile diğer davalı—– şirketi arasında —- Poliçe nolu Yurtiçi poliçesi bulunduğunu, Dava dışı—–Sistemleri taşınan emtianın hasarlanan kısmı için belirlenmiş olan tutarı, sigortalısı bulunduğu davacı —– Şirketinden tahsil —–Sigorta şirketinin hasara ilişkin tamamlaması gereken prosedürleri beklemediğini,—- şirketi müvekkil şirketin sigortalı olduğu diğer davalı—– dosya—– nolu ticari dava şartı Arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu, Müvekkilin sigortalısı bulunduğu diğer davalı —– Sigorta şirketi hasar gören emtia ile ilgili —–) hasar dosyası oluşturduğunu ve en kısa sürede sürecin sonlandırılmaya çalışılacağını davalı şirkete bildirdiğini, emtianın taşındığı davalı şirkete ait—–(Çekici)—— (Römork) ile ilgili araçların boş ve dolu iken yüksekliği, özel yük taşıma izin belgesi olup olmadığı ve sigorta şirketince yapılacak olan her türlü araştırma için gerekli prosedürleri tamamlamak zorunda olduklarını bu işlemler bittikten sonra ödemenin sorumlulukları kapsamında yapılacağını mail yazışmaları ve telefon ile bildirdiklerini, Davalı şirketin arabulucu görüşmeleri devam etmekte iken davacı yan sigorta şirketi ile anlaşmaya varmak istediğini fakat yapılan görüşmelerde hasara ek olarak avukat vekalet ücreti, arabulucu ücreti ve başkaca giderlerde talep olunmuş olması sebebi ile anlaşmaya varılamadığını, Diğer davalı —–Sigorta şirketinin davalı şirkete dosyamıza konu hasar ile ilgili çalışmalarını tamamladıklarını zarar gören emtia için TL olarak karşılık gelen 224.309,50 TL (KDV DAHIL) kendileri tarafından ödencceğini, kalan 22.430,95 TL (KDV DAHİL) nin ise müvekkil şirket tarafından—-Bankası —- Şubesi—— iban nolu hesaba yatırılması gerektiğini bildirdiğini, Müvekkil şirket sorumluluğunda olan 22.430,95 TL- yi yukarıda banka hesap bilgileri verilmiş olan hesaba yatırıldığını, Davalı şirketçe sorumluluğunda olan hasar bedelinin davacıya ödenmiş olması sebebi ile böyle bir borcunun olmamasından ötürü huzurdaki davanın reddini talep ettiklerini, davacı yanın ödemesini almış olduğu hasar bedelini usul ve yasaya aykırı olarak iş bu davaya konu ettiği ve kötü niyetli olarak huzurdaki davayı açtığının görüleceğini beyan etmiştir. Davalı —– Vekili cevap dilekçesinde özetle; Haksız davanın reddi talep ettiklerini, davalı şirket nezdinde —- nolu Yurtiçi Taşıyıcı Sorumluluk Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortaladığı (diğer davalı) —-ithalata konu emtianın alıcısı — Tarafından görevlendirildiğini ve emtia —- İşletmelerine vardıktan sonra —-sevk edilmesi işi için anlaştığını, 25.02.2020 tarihinde sürücü—-sevk ve idaresindeki emtianın yüklü bulunduğu —- plakalı araç, —— mahallesinde seyir halinde iken, makinenin üst kısmının köprüye çarpması neticesinde hasar meydana geldiğini, aynı tarihte emtia —- ulaştırıldıktan sonra hasara ilişkin tutanak tanzim edil Emtia hasarına yönelik yapılan ekspertiz çalışmasında, emtianın dış sac kaplamalarında gözle görülür eğiklik ve yamulmaların olduğu tespit edildiğini, Konu hasar ile ilgili —- sigortacısı davacı—- Şirketi nezdinde —- nolu hasar dosyası açmıştır. Meydana gelen emtia zararı, Nakliyat Emtia Taşıma Sigorta Poliçesi kapsamında davacı tarafından sigortalısı —– ödendiğini, Sigortalısına tazminat ödemesi yapan davacı —-Sigorta Şirketi, rücuen tazminat talepli olarak müvekkil sigortalısı—– başvurmuş ve akabinde müvekkil nezdinde—— nolu hasar dosyası oluşturulmuştur. Açılan hasar dosyası kapsamında gerekli prosedürlerin tamamlanması, ekspertiz raporunun tanzim edilmesi, hasarın teminat kapsamında olup olmadığının belirlenmesi ve tüm araştırmaların yapılması sonucunda zarar gören emtia ile ilgili tazminat ödemesinin 02.12.2021 tarihinde yapılacağı bildirilmesine rağmen davacı tarafından sürecin tamamlanması beklenmediğini ve araştırmalar sonucu ödeneceği sabit olan tazminat miktarı için arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, Toplantı tarihi müvekkile bildirilmeden önce, davalı şirket tarafından 02.12.2021 tarihinde poliçe şartı gereği muafiyet düşülerek davacıya 224.309,50 TL tazminat ödemesi yapıldığını, Ödemeye ilişkin dekontun ekte olduğunu, Arabuluculuk ilk toplantısına tarafımızca iştirak edildiğini ve ödemenin yapıldığının her aşamada bildirildiğini, Poliçedeki 90 10 muafiyet düşülerek yapılan ödemeden kalan 22.430,95 TL ise müvekkil sigortalısı ——tarafından davacıya yapıldığını, Davacı tarafın talep ettiği tazminat ödemesini tahsil etmiş olmasına rağmen haksız bir biçimde huzurdaki davayı ikame ettiğini, Beyan ile davacı —- Şirketi’nin tamamıyla tahsil etmiş olduğu tazminat bedeline yönelik mükerrer olarak ikame ettiği davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME:
—–Noterliği—– müzekkereler yazıldığı görüldü.Mahkememizce alınan 15/11/2022 tarihli bilirkişi raporunun alındığı görülmüştür.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, karayolu eşya taşımasından kaynaklanan zarar nedeniyle sigortalısına 255.494,00 TL ödeyen davacının TTK 1472 maddesi uyarınca rücuuna dair tazminat davasıdır.
Davacının iddiası dava dışı —— ile davacı arasında 21/05/2020 tarihli emtia taşıma sigorta poliçesi bulunduğu, —– tarafından 1 adet brüt 9.490 kg makinenin dava dışı —– 165.000,00 EURO karşılığında satın alındığı, taşınanın —– deniz yoluyla —-limanına indirildiği, 21/05/2020 tarihinde davalı—-(çekici) ve —– (dorse) plakalı araçlarına taşınanın yüklendiği, nakliye aracının 22/05/2020 tarihinde—- geldiği, taşınanın burada hasarlı olduğunun tespit edildiği, davalı —- taşınana hemzemin geçitten geçerken çarptırıp zarar verdiği, hasarın 28.300,00 Euro olduğu, sigortalıya 255.494,00 TL ödendiği (22/10/2020 tarihinde 216.520,47 ve 05/11/2020 tarihinde 38.973,68 TL) yönündedir.
Dava, davalı —– yönünden haksız fiil hükümlerine, davalı —– Şirketi yönünden taşıma sözleşmesine (dava konusu taşımanın —– arasında deniz yoluyla yapıldığı, uyuşmazlığın taşınanın —- limanından davalı—-çekici) ve —– (dorse) plakalı araçlarına taşınanın yüklenmesinden sonraki karayolu taşımacılığı sırasında uğratılan zarardan kaynaklandığı, taşımanın bir kısmı deniz yoluyla yapılmış ise de, —– CMR’ye taraf devlet olmadığı, bu sebeple somut olayda uyuşmazlığa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun taşıma işlerine ilişkin 850 vd maddelerinin uygulanacağı kanaatine varılmıştır) ve davalı —- Anonim Şirketi yönünden ise—- numaralı Yurtiçi Taşiyıcı Sorumluluk Abonman Sigorta Poliçesi kapsamında sorumluluk sigortası hükümlerine dayandığı kanaatine varılmıştır.
Davalı —–Şirketi tarafından davacıya 25/03/2022 tarihinde (dava tarihinden sonra) 22.340,95 TL ödeme yapıldığı hususunda çekişme bulunmamaktadır.
Davalı —-(eski unvan —– Şirketi) tarafından davacıya 03/12/2021 tarihinde (dava tarihinden önce) 224.309,50 TL ödeme yapıldığı hususunda çekişme bulunmamaktadır.
16/11/2022 tarihli bilirkişi heyet raporu ile aşağıdaki tespitlerin yapıldığı görülmüştür:
A)Davalı —–sorumluluğu yönünden;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirler.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117/2. maddesi uyarınca “Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, her ne kadar bilirkişi raporunda davalı —– husumet yönetiltilemeyeceği şeklinde değerlendirme yapılmış ise de bunun hukuki değerlendirme olduğu, bilirkişilerin görev tanımını aştığı, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin ve zararın ve zarar ile fiil arasında nedensellik bağının tespiti halinde davalı —– dava konusu zarardan haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olacağı, somut olayda zararın —– taşınına hemzemin geçitten geçerken çarptırıp zarar verdiği hususunun -tutulan tutanaklarda —– ikrarı bulunduğu da dikkate alınarak- sabit olduğu, olayın gerçekleşme şekli dikkate alındığında davalı —– ihmal derecesinde ve tamamen kusurlu olduğu (zararın gerçekleşmesine sebep olacak başka bir kusurlu ve hukuka aykırı üçüncü kişinin fiili bulunmamaktadır), fiilin hukuka aykırı nitelikte olduğu (hukuka aykırılığı kaldıracak bir vakıa bulunmamaktadır), yine zararın da yukarıda atıf yapılan bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak sabit olduğu ve zararın davalı—- kusurlu ve hukuka aykırı fiili sonucu gerçekleştiği, fiil ve zarar arasında nedensellik bağının da bulunduğu bu sebeple —–zarardan (bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere 28.300,00 Euro miktarında, dava tamamen sorumlu olacağı, yine —–yönünden temerrütün haksız fiil tarihinde (22/05/2020 günü) gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.
B)Davalı —–Şirketi’nin sorumluluğu yönünden;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 863. Maddesi uyarınca “(1) Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 875. Maddesi uyarınca “(1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 879. Maddesi uyarınca “(1) Taşıyıcı; a) Kendi adamlarının,
b) Taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 880. Maddesi uyarınca “(1) Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 882. Maddesi uyarınca “(1) Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. (2) Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; a) Gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, b) Gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. (3) Taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır. (4) Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki,—–Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı —–Şirketi yönünden taşıma sözleşmesine (dava konusu taşımanın —-arasında deniz yoluyla yapıldığı, uyuşmazlığın taşınanın —– limanından davalı —(çekici) ve —–dorse) plakalı araçlarına taşınanın yüklenmesinden sonraki karayolu taşımacılığı sırasında uğratılan zarardan kaynaklandığı, taşımanın bir kısmı deniz yoluyla yapılmış ise de, —– CMR’ye taraf devlet olmadığı, bu sebeple somut olayda uyuşmazlığa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun taşıma işlerine ilişkin 850 vd maddelerinin uygulanacağı kanaatine varılmıştır) hükümlerine dayandığı, davalının eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın hasarından sorumlu olacağı, yine davalının kendi adamlarının veya taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olacağı, bu kapsamda yukarıda atıf yapılan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere zararın taşınanın —- limanından davalı—–(çekici) ve —– (dorse) plakalı araçlarına taşınanın yüklenmesinden sonraki karayolu taşımacılığı sırasında davalı şirket çalışanı—– haksız fiili neticesinde gerçekleştiği, bu sebeple davalının zarardan sorumlu olduğu, davalının temerrüte düşmesi için ihtar gerektiği, —– Noterliği’nin 03/09/2020 tarihli —– yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya tebliği ile davalının 08/09/2020 günü temerrüte düştüğü kanaatine varılmıştır.

C)Davalı —– Şirketi)’nin sorumluluğu yönünden;
Dava, davalı —–Şirketi yönünden ise —– numaralı Yurtiçi Taşiyıcı Sorumluluk Abonman Sigorta Poliçesi kapsamında sorumluluk sigortası hükümlerine dayanmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473. Maddesi uyarınca “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1475. Maddesi uyarınca “(1)Sigortalı sorumluluğunu gerektirecek olayları, on gün içinde, sigortacıya bildirir. (2) Sigortalı kendisine yöneltilen istemi, aksi kararlaştırılmamışsa derhâl sigortacıya bildirir. Bu bildirim üzerine veya zarar görenin sigortacıya doğrudan başvurması hâlinde 1427 nci madde uygulanır.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1427. maddesi uyarınca “(1) Aynen tazmine ilişkin sözleşme yoksa sigorta tazminatı nakden ödenir. (2) Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez. (3) Araştırmalar, 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan başlayarak üç ay içinde tamamlanamamışsa; sigortacı, tazminattan veya bedelden mahsup edilmek üzere, tarafların mutabakatı veya anlaşmazlık hâlinde mahkemece yaptırılacak ön ekspertiz sonucuna göre süratle tespit edilecek hasar miktarının veya bedelin en az yüzde ellisini avans olarak öder. (4) Borç muaccel olunca, sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer. (5) Sigortacının temerrüt faizi ödeme borcundan kurtulmasını öngören sözleşme hükümleri geçersizdir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere hasarın (rizikonun) —–numaralı Yurtiçi Taşiyıcı Sorumluluk Abonman Sigorta Poliçesi kapsamında ve limitinde olduğu, bu sebeple ve yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca davalının zararın tamamından sorumlu olduğu, davalıya bildirim yapıldığı tarihten itibaren kırk beş gün sonrasının bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere 29/10/2020 tarihi olduğu, yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca davalının bu tarihte temerrüte düştüğü kanaatine varılmıştır.Her ne kadar mahkememizce “bilirkişi tarafından, davalı ——- yönünden haksız fiil hükümlerine göre (Türk Borçlar Kanunu md. 117/2), davalı —- yönünden —– Noterliği’ne müzekkere yazılarak 03/09/2020 tarihli —- yevmiye numaralı ihtarnamesinin tebliği tarihinden itibaren, davalı—– yönünden ise sigorta hükümlerine göre (Türk Ticaret Kanunu md. 1427) temerrüt tarihleri tespit edilerek, daha önce bilirkişi heyeti raporu ile tespit edilen olayı tarihi itibariyle gerçek zarar miktarı üzerinden 03/12/2021 tarihine kadar asıl alacak ve işlemiş faizin hesaplanarak, 03/12/2021 tarihinde davalı —– tarafından yapılan 224.309,50 TL ödemenin öncelikle işlemiş faizden, karşılıyorsa anaparadan düşülerek, bu tarihten itibaren dava tarihine kadar olan anapara + işlemiş faiz alacağının dava tarihi itibariyle hesaplanmasına” şeklinde ara karar kurulmuş ve davalıların temerrüt tarihleri yukarıdaki gibi tespit edilmiş ise de davacının faiz talebinin ödeme tarihinden itibaren olduğu anlaşılmış, anılan ara karardan dönülmüştür.Yukarıda da açıklandığı üzere, davacının sigortalısına 22/10/2020 tarihinde 216.520,47 ve 05/11/2020 tarihinde 38.973,68 TL olmak üzere toplam 255.494,00 TL ödediği, davalı —– Şirketi tarafından davalıya 25/03/2022 tarihinde (dava tarihinden sonra) 22.340,95 TL ödeme yaptığı, davalı —– Şirketi (eski unvan —–Şirketi) tarafından davacıya 03/12/2021 tarihinde (dava tarihinden önce) 224.309,50 TL ödeme yaptığı görülmüştür.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. Maddesi uyarınca “Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz.” Hükmün karşıt anlamından anlaşılacağı üzere borçlunun temerrütü durumunda yapılan kısmen ödeme öncelikle faiz alacağından mahsup edilecektir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere zararın 28.300,00 Euro olduğu, her ne kadar hasar tarihindeki Euro kuru üzerinden alacak Türk Lirası’na çevrilip, yapılan fazla ödeme hatır ödemesi olarak değerlendirilmiş ise de, bu değerlendirmenin de hukuki bir değerlendirme olduğu ve hatalı olduğu, dava konusu olay nedeniyle uğranılan zararın 28.300,00 Euro olduğu, davacının bu borcu dava dışı ile arasındaki sigorta sözleşmesi kapsamında fiili ödeme tarihindeki TL kuru üzerinden ödediği, bu tarihte de 28.300,00 Euro’nun TL karşılığının rücuya konu alacak tutarını aştığı, bu sebeple hatır ödemesi bulunmadığı, davacının ödemiş olduğu toplam 255.494,00 TL’nin rücuen davalılardan tazminini isteyebileceği, davacının faiz talebinin talebinin ödeme ttarihinden itibaren olması nedeniyle bu tarihlerden itibaren faiz hesabının yapılması, dava konusunun davanın tüm tarafları yönünden ticari iş kapsamında gerçekleşmesi nedeniyle alacağa ticari faiz uygulanması gerektiği, bu nedenle davacının dava dışı sigortalıya yaptığı 216.520,47 TL ödeme yönünden ödeme tarihi olan 22/10/2020 ve 38.973,68 TL ödeme yönünden ödeme tarihi olan 05/11/2020 tarihinden itibaren faiz işleyeceği, somut olayda davalı —–Şirketi) tarafından davacıya 03/12/2021 tarihinde (dava tarihinden önce) 224.309,50 TL kısmi ödeme yapılması nedeniyle ödeme tarihine kadar olan faizin hesaplanarak yapılan ödemenin öncelikle bundan düşülmesi gerektiği, bu kapsamda davacının sigortalısına ödediği 216.520,47 TL yönünden 03/12/2021 tarihine kadar işlemiş faizin 39.176,86 TL (Faiz İşletilen Süre: 1 yıl 1 ay 11 gün; Faiz İşletilen Tutar: 216.520,47 TL; Faiz Tutarı: 39.176,86 TL; Bilgi: 22.10.2020 ve 01.01.2021 arasındaki 71 gün için yıllık %13,75 faiz uygulanmış, 01.01.2021 ve 03.12.2021 arasındaki 336 gün için yıllık %16,75 faiz uygulanmıştır) olduğu, davacının sigortalısına ödediği 38.973,68 TL yönünden 03/12/2021 tarihine kadar işlemiş faizin 6.846,29 TL (Faiz İşletilen Süre: 1 yıl 28 gün; Faiz İşletilen Tutar: 389.738,00 TL; Faiz Tutarı: 68.463,09 TL; Bilgi: 05.11.2020 ve 01.01.2021 arasındaki 57 gün için yıllık %13,75 faiz uygulanmış ve 01.01.2021 ve 03.12.2021 arasındaki 336 gün için yıllık %16,75 faiz uygulanmıştır) olduğu, davalının kısmi ödeme tarihine kadar işlemiş toplam faizin bu sebeple 46.023,15 TL olduğu, yapılan ödeme öncelikle işlemiş faizden düşürüldüğünde davacının alacağının 03/12/2021 kısmi ödeme tarihi itibariyle 77.207,65 TL (255.494,00 + 46.023,15 – 224.309,50 = 77.207,65 TL) olduğu, alacağa dava tarihinden itibaren işleyen faizin 3.216,81 TL (Faiz İşletilen Süre: 2 ay 27 gün; Faiz İşletilen Tutar: 77.207,75 TL; Faiz Tutarı: 3.216,81 TL; Bilgi: 03.12.2021 ve 01.01.2022 arasındaki 29 gün için yıllık %16,75 faiz uygulanmış 01.01.2022 ve 02.03.2022 arasındaki 60 gün için yıllık %17,25 faiz uygulanmıştır) olduğu, bu sebeple davacının dava tarihi itibariyle alacağının 80.424,46 TL olduğu (77.207,65 TL + 3.216,81 TL = 80.424,46 TL), dava tarihinden sonra yapılan ödemenin infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 80.424,46 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, dava konusu borca ilişkin davalı müteselsil borçlu —– Şirketi tarafından dava tarihinden sonra (25/03/2022 tarihinde) yapılan 22.340,95 TL ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (80.424,46 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 5.493,79 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 4.363,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.130,59 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 4.455,40 TL dava açma masrafı ve 2.929,04 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 7.384,44 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (80.424,46/255.494,00) göre 2.324,47 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı —– tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 49,40 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (175.069,54/255.494,00) göre 33,84 TL’sinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ——Şirketi tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 11,50 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (175.069,54/255.494,00) göre 7,88 TL’sinin davacıdan alınarak davalı —–Şirketi’ne verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı —– Şirketi tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 11,50 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (175.069,54/255.494,00) göre 7,88 TL’sinin davacıdan alınarak davalı —– Şirketi’ne verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
8-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (80.424,46 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar yapılan yargılamada kendilerini vekille temsil ettirdiğinden ve ret sebebi ortak olduğundan reddedilen dava değeri (175.069,54 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2, 13/1 ve 13/3 uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak her biri eşit hak sahibi olmak üzere davalılara verilmesine,
10-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilmesi gereken 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (80.424,46/255.494,00) göre 428,10 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 931,90 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —–Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.