Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/140 E. 2023/1002 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/140
KARAR NO : 2023/1002

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 23/02/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin dava dışı —–almış olduğu ihale kapsamında altyapı hizmeti verdiğini, söz konusu hizmet kapsamında 19/09/2020 tarihinde —- İlçesi, —- adresindeki benzin istasyonunun arka sokağında müvekkili tarafından çalışma yapıldığını, yapılan çalışma sırasında davalı —– ait elektrik kablolarında hasar meydana geldiğini, söz konusu hasarın —–ekipleri tarafından giderilmek istenirken kopan kabloların hatalı bağlandığını, hatalı bağlanan kablolar sebebiyle dava dışı —– ait —–İstasyonundaki elektronik cihazlarda bir takım arızaların meydana geldiğini, dava dışı benzin istasyonu yetkililerinin bu hasarlar ile ilgili gerekli teknik incelemeyi yaptığını, inceleme sonucunda —– personeli tarafından kopan kabloların onarılırken nötr kabloları bağlamadan petrol istasyonuna ana akım verildiği, bu nedenle petrol istasyonundaki elektronik cihazlarda hasarın meydana geldiğinin tespit edildiğini, dava dışı petrol istasyonunun iş yerindeki hasarı giderdiğini ve ödenen gideri davalı —–talep ettiğini, davalı kurum tarafından —–şirketinin zararının tazmini için 46.580,96 TL ödeme yapıldığını, davalı kurum tarafından dava dışı —– şirketine ödeme yapıldıktan sonra ilgili ödemenin müvekkili şirkete rücu edilmek istendiğini, müvekkili tarafından bu talebin olumsuz karşılandığını, davalının müvekkil şirketin ihale makamı olan —–yazı yazarak hak ediş miktarlarından bu zararın karşılanmasını talep ettiklerini, davalının bu talebinin—– tarafından da kabul görmediğini, tüm bu süreçlerin sonunda davalı tarafından müvekkiline 09/06/2021 tarih 46.650,30 TL bedelli e-fatura kesildiğini, söz konusu faturaya dayanak yapılan —–.İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra dosyasından gönderilen e-tebligatın müvekkili tarafından fark edilemediğini ve yasal süresi içerisinde takibe itiraz edilemediğini, takip kesinleştiğinden dolayı davalı kurumun haciz hakkının doğduğunu, müvekkilinin bu aşamada haberdar olduğunu, müvekkilinin dosya borcunu haciz baskısı altında ödediğini, —– kablolarının kopmasında müvekkil şirketin bir kusurunun bulunmadığını, elektrik kablolarının kopması ile petrol istasyonunda meydana gelen hasar arasında illiyet bağının bulunmadığını, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; müvekkili şirketin davalı şirkete —-. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyasına konu 09.06.2021 tarih, 46.650,30 TL bedelli faturadan kaynaklı borçlu olmadığının tespitini, 02.12.2021 tarihinde ilgili icra dosyasına haciz baskısı altında ödenen 59.063,71 TL’nin istirdatı ile ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınıp davalı müvekkiline ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davaya konu hasarın müvekkilinin işletme sorumluluğundaki dağıtım tesislerine zarar vermesi sonucu meydana geldiğini, davacının müvekkili şirketin dağıtım tesislerine kendi çalışmaları sırasında verilen ve esas itibariyle dava dışı yakıt şirketinin elektronik cihazlarının hasarlanmasına sebep olan haksız eylemin kendileri tarafından gerçekleşmediğini beyan ettiğini, davacının kendi eylemleri ile hasar arasında illiyet bağı olmadığını, bu durumun dosya kapsamında hangi yeterlilikte olduğu bilinmeyen kişilerce ve tek taraflı olarak hazırlanan tutanaklar ile sabit olduğunu ileri sürdüğünü, bahse konu tek taraflı tutanaklarının delil niteliği taşımadığını, davacı şirket tarafından yapılan çalışmada müvekkil şirketin yer altında bulunan dağıtım kablolarına birkaç farklı noktadan zarar verdiğini, davacı şirket tarafından dağıtım kablosuna zarar verilmesinden sonra, müvekkili davalı şirket personeli ilgili adrese yönlendirildiğini, hasara ilişkin tutanak / fotoğraflama ve diğer hususlar yerine getirildikten sonra hasar giderilerek dağıtım tesisi enerji vermeye hazır hale getirildiğini, davacı şirket tarafından arızanın giderildiği alandan başka bir noktada daha dağıtım kablosuna zarar verilerek nötr hattının kopartıldığını, dava dışı şirketin elektronik cihazlarında hasar oluştuğunu, dava dışı şirketin elektronik cihazlarının hasar görmesine sebep olan, müvekkil davalı şirket tarafından kabloların yanlış bağlanması değil, davacı tarafından gerçekleştirilen çalışmada dağıtım kabloların nötr fazının da bir başka noktada kopartıldığını, davacı şirketin haksız eylemi ve bu eylemin yoğunluğu dikkate alındığından müvekkil davalı şirket ile dava dışı şirketin uğradığı hasar arasında illiyet bağının kesildiğinin ortaya çıktığını savunarak; hasarla müvekkili şirket arasındaki illiyet bağının davacının ağır kusuru ile kesildiğinin kabulünü, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:
—- Şirketi, —–İcra Dairesine müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememizce alınan 04/09/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1. Davacı nezdinde yapılan çalışma esnasında dağıtım tesislerine hasar verildiği somut olduğu,
2. Yapılan kazı çalışması öncesinde altyapı ruhsatı alınması aşamasında davalı şirketin koordinasyonuna başvurulup başvurulmadığı, altyapı detayları paylaşılıp paylaşılmadığı belli olmadığı, kazı ruhsatının dosyaya eklenmesi ile değerlendirme yapılabileceği,
3. Kabloların usule uygun döşenmediği iddiası yönünden dosyadaki kayıtların çok sağlıklı tespit imkanı sunmadığı, ancak fotoğraflarda tranşede olması gereken koruyucu eleman ve ikaz bandı gibi uyarıcıların bulunmadığı, ancak fotoğrafların hangi aşamada çekildiği de belli olmadığı bu yönüyle takdirin Sayın Mahkemede olduğu,
4. Davalı şirketin yapmış olduğu onarım sonrası nötr hattı devamlılığı sağlanmadan dava dışı akaryakıt istasyonuna enerji verildiği, bu yönüyle faz iletkenleri kontrolleri yapıldığı ancak nötr hattında yapılması gereken test ve denemelerin yapılmadığı, eksik iş ikmal edildiği,
5. Davalı şirketin onarım için yapmış olduğu çalışmanın başladığı andan itibaren davacı eyleminin yaratacağı etkiler bakımından nedensellik bağı kesildiği,
6. Dava dışı akaryakıt istasyonunda meydana gelen cihaz hasarlarının ilk kesinti esnasında mı davalının onarımı sonrasında mı meydana gelip gelmediğini net bir şekilde tespit etmek mümkün olmadığı, herhangi bir enerji analizör kaydı olmadığı, ancak kopma anındaki arızanın anlık olarak temizlenecek nitelikte olması, nötr hattı kopukluğunun ise 3 fazlı şebekede meydana getireceği dengesiz gerilimler yönünden çok daha risk faktörü taşıyan bir hadise olduğu, cihaz hasarlarının davalı şirketin onarımı şonrası m na gelmeşinin çok daha olası olduğu,
7. Davacıya rücu edilen asıl alacak 46.650,30 TL’nin ne kadarının dava dışı akaryakıt şirketine ödenen hasar tazminatı, ne kadarının dağıtım tesisleri onarım bedeli olduğu belli olmadığı, davalı şirket nezdinde dava dışı —–şirketine yapılan ödeme dekontu ve onarım bedellerine ait hesap cetveli eklenmesi halinde hasarla ilgili daha net değerlendirme yapılabileceği,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle davalının dava dışı üçüncü şahsa ödediği tazminatın davalı tarafından rücuuna ilişkin başlatılan —–. İcra Dairesi’nin —–Esas sayılı takibe ilişkin menfi tespit ve takip dosyasına davacının haciz baskısı altında ödediği 59.063,71 TL’nin geri ödenmesine ilişkin istirdat davasıdır. Dava konusu olay; —- Genel Müdürlüğü —- Kısım Müteferrik İçmesuyu İnşaat İşi kapsamında davacı —- Şirketi —- tarafından yapılan kazı çalışmaları esnasında davalı—- ait—- kablolarına zarar verilmesi, bu arızanın davalı şirket personellerine ihbar edilmesi suretiyle onarım işleminin davalı personellerince yapılması süresinde dava dışı —–ait akaryakıt istasyonunda elektrik sistemlerinde çeşitli arızalar meydana gelmesi şeklinde gerçekleşmiştir.
Tanık —– “ben davacı şirkette dış birimlerde şantiyede idari işler sorumlusu olarak çalışırım, olayın hangi tarihte gerçekleştiğini tam olarak hatırlamıyorum, ancak olay şu şekilde gerçekleşmiştir, biz şirket olarak —– alt yapı yapıyoruz, içme suyu borusu vs gibi altyapı işleriyle uğraşıyoruz, yaptığımız kazılarda bazen kazı yapılan yerde su borusu ya da —-ya da elektrik şirketlerine ait alt yapı kablo ya da boruları çıkıyor, bunlara kazı yaparken zarar verirsek ilgili şirkete bildirim yaparak arıza kaydı veriyoruz, ilgili şirket tamirini yaptıktan sonra davacı şirkete bunun faturasını kesiyor, dava konusu olayda da biz kazı sırasında—–ait kablolara kazı yaparken zarar verdik, bunun üzerine zararın derhal —– bildirdik,—–ekipleri olaydan yarım saat sonra geldi ve kendi personeli ile kabloları tamir ettiler, ancak bundan yaklaşık 10 dakika sonra yakın yerdeki petrolden çalıştığım şirketin sahadaki personeline geldiler, personele yanlış bağlantı yapıldığı için aletlerin yandığını söylediler, bunun üzerine—– ekipleri tutanak tutmuş, arızanın gerçekleşmesi bildiğim kadarıyla derhal olan bişey, bağlantı yanlış yapıldığı için petrole ait makineler hemen yanmış, ben bunu petrol sorumlusunun çalıştığım şirket saha elemanlarına haber vermesinden dolayı biliyorum, saha elemanları da bana haber verdi, petrol zararını bizden tazmin etmeye çalıştı, biz olayın bizden kaynaklanmaması nedeniyle bunu kabul etmedik, ben olay yerine olay gerçekleştikten yaklaşık 1.5 saat sonra gittim, kabloya zarar verilirken ya da kablo davalı şirket ekipleri tarafından tamir edilirken orada değildim, daha sonra ben olayları saha personelinin anlattığı biçimde biliyorum ama olay yerine intikal ettikten sonra petrol müdürüyle de bizzat görüştüm, olayın bizden kaynaklanmadığını anlayınca tazminat talebini bize yöneltmedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.Mahkememizce taraf şirketlere dava konusu olay ile ilgili olarak şirkette saklanan tüm kayıtların (tutanaklar, fotoğraflar, videolar, kroki, onarıma ilişkin yapılan işlemlere dair tutanak ve fotoğraflar, zararın gerçekleşmesinden sonra tutulan tutanaklar, video/fotoğraflar vb) mahkememize gönderilmesinin istenmesine karar verilmiş, taraflarca sunulan belgeler dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce dava dışı —– erişmek mümkün olmamış, anılan şirketten dava konusu olaya ilişkin bir belge temin edilememiştir.
Mahkememizce tarafların süresi içerisinde ve usulünce hasrettiği mevcut deliller ile “dava dışı—–zarara uğramasına “doğrudan” sebep olan fiilin davanın hangi tarafının fiili olduğu, fiillerin birlikte zarara yol açıp açmadığı, davalının sonradan yaptığı müdahalenin davacının fiili ile zarar arasındaki nedensellik bağını kesip kesmediği” hususlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmış, 09/10/2023 tarihli bilirkişi raporunda aşağıdaki tespitlerin yapıldığı görülmüştür:
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi uyarınca “(1)Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. Maddesi uyarınca “(1)Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. Maddesi uyarınca “(1)Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 62. Maddesi uyarınca “(1)Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. (2)Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın haksız fiil nedeniyle davalının dava dışı üçüncü şahsa ödediği tazminatın davalı tarafından rücuuna ilişkin başlatılan —-. İcra Dairesi’nin —-Esas sayılı takibe ilişkin menfi tespit ve takip dosyasına davacının haciz baskısı altında ödediği 59.063,71 TL’nin geri ödenmesine ilişkin istirdat davası olduğu, dava konusu olayın —- Genel Müdürlüğü —- Kısım Müteferrik İçmesuyu İnşaat İşi kapsamında davacı —- tarafından yapılan kazı çalışmaları esnasında davalı —–kablolarına zarar verilmesi, bu arızanın davalı şirket personellerine ihbar edilmesi suretiyle onarım işleminin davalı personellerince yapılması süresinde dava dışı —– ait akaryakıt istasyonunda elektrik sistemlerinde çeşitli arızalar meydana gelmesi şeklinde gerçekleştiği, davacının haksız fiilden sorumlu olabilmesi için hukuka aykırı kusurlu bir fiilinin, zararın ve zarar ile hukuka aykırı kusurlu fiil arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği, somut olayda zararın dava dışı—— ait bir kısım makinenin arızalanması suretiyle gerçekleştiği, bunu ödeyen davalının yukarıda atıf yapılan TBK 61 ve 62 uyarınca rücu talebinde bulunduğu, mahkememizce dinlenen tanık beyanları ve bilirkişi raporu dikkate alındığında zararın davacının davalıya ait kabloların kopartılmasından ve davalının bu kabloları kendi personelleri ile onarmasından sonra gerçekleştiği hususunun sabit olduğu, yine bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının kabloların kopartılması şeklinde gerçekleştirdiği fiilin sonuçlarının teknik anlamda bakıldığında anlık olduğu, yani davacının kabloları kopartması fiili zararı gerçekleştiren fiil olsa idi, zararın o anda gerçekleşmiş olması gerekeceği, ancak belirtildiği gibi zararın bundan sonra (hatta davalı tarafından kablolara ilişkin onarım yapıldıktan sonra) gerçekleştiği, yine bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve somut olayda sabit olduğu üzere nötr hattının devamlılığı kontrol edilmeden enerji tatbik edilmesinin zararın gerçekleşme sebebi olarak çok muhtemel olduğu, her halükarda mevcut delil durumuna göre zarar ile davacının fiili arasındaki nedensellik bağının davalının kabloların onarımına ilişkin fiili ile kesildiği, zarara sebep olan fiilin davacının fiili olmadığı, bu sebeple somut olayda davacının haksız fiil faili olmadığı, zarardan sorumluluğunun da bulunmadığı kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜNE, davacının —-. İcra Dairesi’nin —–Esas sayılı takibine konu alacak yönünden davalıya borçlu olmadığının TESPİTİ ile, haciz baskısı altında ödenen 59.063,71 TL’nin ödeme tarihi olan 02/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (59.063,71 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 4,034,64 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 1.805,34 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.229,30TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 1.897,54 TL dava açma masrafı ve 1.757,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 3.654,54 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (59.063,71 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —-Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.