Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/138 E. 2022/482 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/138 Esas
KARAR NO: 2022/482
DAVA: İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2022
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan—– çiftinin sahibi ve ortağı; —– olduğu —- adresinde ticari faaliyette bulunan —- bedelle müvekkili tarafından satın ve devir-teslim alındığını, ——Yevmiye sayılı hisse devir ve temlik sözleşmesi ile ise, resmi devir işlemlerinin —-yapıldığını, akabinde durumun —– ilan olunduğunu, bir süre sonra sözü edilen işletmenin, —- tarihinde—— profesyonel işletmeciye kiraya verildiğini, sözü edilen şirket ve işletmenin devir alındıktan yaklaşık ——günü tebliğ edilen —– sayılı dosyasından gelen ilamlı icra takibi ve ekindeki —— tarihinde — isimli müşterinin —— düşüp felç kaldığını, olay nedeni ile işletmenin %40 oranında kusurlu bulunduğu açılan tazminat davası sonucunda — maddi ve — manevi tazminat, —- vekalet ücretinin (davalı) şirket ve işletmeden alınarak (davacı) —- harcın da hazineye ödenmesine — tarihinde karar verildiğinin öğrenildiğini, haber verilen davalıların sorunu görmezden geldiğini, icra dosyasında işletmenin bir kısım mallarına, banka hesaplarına, şirket hisselerine haciz konulduğunu, alacaklıyı zarara uğratmak gayesi ile mevcudu azaltmak suçundan —–ceza davası açıldığını, sonuç olarak işletmenin iş yapamaz hale getirildiğini, davalılar hakkında dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, çabalar sonucunda —- ikna edildiğini, bu miktarın yarısı olan —müvekkilinin çabalarıyla davalılardan —— tarafından alacaklıya ödendiğini, kalan yarısını müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin haksız yere ödediği bu bedelin davalılardan iadesi için——— Sayılı dosyası ile ilamsız takip yaptıklarını, davalıların borca itiraz etmeleri üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini beyanla davalıların; icra takibine yönelik kötü niyetli ve haksız itirazlarının iptali ile takibin devamını, %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar —– vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalıların şirket sahibi olmadığını ve bu hukuki ihtilafta nasıl bir rol aldıklarını anlayamadıklarını, müvekkili — yılına kadar sigortalı olarak şirkette çalıştığını, eşi müvekkili ———- ise bir dönem —- yıllık süre ile şirket bünyesinde çalıştığını, söz konusu şirket ve hisselerinin davacı taraf ile diğer davalılar arasında devredildiğini, devrin müvekkilleri ile ilgisi bulunmadığını, iş yerinde meydana gelen bir kaza sonucu —– yere düşerek yaralandığını, söz konusu ceza yargılamasında müvekkili —– dosyada yalnızca tanık sıfatı ile bulunduğunu, bu davanın gerçek taraflarının hisse devri sözleşmesindeki taraflar olduğunu, dolayısıyla müvekkilleri aleyhine açılan bu davanın müvekkiller nezdinde reddini talep ettiklerini, davacının ayrıca söz konusu davayı yasal süresi içerisinde açmadığını, dava açılış tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin söz konusu olduğunu, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile takibin iptalini ve lehlerine %20’den az olmamak kaydıyla tazminata hükmolunmasını talep etmiştir.
Davalılar—– vekili cevap dilekçesinde özetle; — tarihinde müvekkiline ait iş yerinde —- yere düşerek yaralandığını, konuyla ilgili yaklaşık ——–ve bir çok mahkemede devam eden yargılama silsilesinin avukatlık mesleğini icra eden davacıdan gizlenmesinin hukuken ve fiilen mümkün olmadığını, davacının devralma işleminden öncede kafenin müşterisi olduğunu, müvekkilin anılan işletmeye en —- yatırımı, gideri, demirbaş alımı ve masrafı bulunmakta iken — davacıya devredilmesinin nedeninin tarafların tanışıklığı ve mevcut yargılama olduğunu, —— numaralı hisse devir sözleşmesine göre müvekkillerinin hisselerini ——- devir ve temlik ettiklerini, bu nedenle davacının davalı sıfatının bulunmadığını beyanla davanın reddini ve lehlerine %20’den az olmamak kaydıyla tazminata hükmolunmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça başlatılan——– dosyana davalılar tarafından yapılan itirazların iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Öte yandan 6335 sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK.’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Eldeki dava, ——— tarafından açılan bir dava olmadığından mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce esasa geçebilmek için mutlak ticari dava olmadığı açık olan davanın, nisbi ticari dava olması gerekir ki tarafların da aksini ileri sürmemesinden anlaşıldığı üzere davacı tacir olmadığı gibi davalılarda tacir değildir. Bir diğer ifadeyle dava nisbi ticari dava da değildir. Her ne kadar icra takibi ——- Şirketinin hisse devri sırasında kandırılarak davacının fazladan ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği —— bedelin davalılardan tahsili amacıyla başlatılmış ise de davacı hisseyi devralan kişilerden olmadığından bu husus davayı davacı açısından nispi ticari dava haline getirmemektedir. Zira nispi ticari davalar her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan olup, davacının kendi adına bir ticari işletmesi bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkememizin görevsizliğine, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’nın 20. maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ——– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.09/06/2022