Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/126 Esas
KARAR NO : 2023/316
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/02/2018
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
——sayılı bozma kararı ile mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin, davalı borçlu şirketten olan faturalı ve —- davalı şirketçe kaşelenip ve imzalanmış olan ——-mutabakat formu ile kabul edilen alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, davanın kabulü ile davalı/borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı adına vekaletnameye dayalı olarak —–cevap dilekçesi verdiği. ancak davalı şirket adına düzenlenmiş vekaletnamenin tetkikinde, cevap dilekçesi veren—–davalıyı davada temsil yetkisinin bulunmadığı ve avukat olmadığı anlaşılmış, davalının süresinde usulüne uygun cevap vermediği belirlenmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Mahkememizce alınan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1- Davacı yetkilisi —– davalı şantiyesi yetkilisi ile yapılan —– ve dava dosyasında buluna delillerin incelenmesi sonucunda, davacı şirketin davalı şirketin——- ilgili ticari bir ilişkinin olduğu, davaya konu faturanın düzenlenmesine kadar aralarındaki iş ilişkisini açık hesap olarak yürüttükleri, davalının ödemeleri aksatması sonucu davacının kalan işler ile ilgili —– tutarında fatura düzenlediği, davalının faturayı ticari defterlerine işlediği, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine davacının icra takibi başlattığı,
2- Davacı firmanın —- olduğu tüzel kişi tacir olduğu, davalı tarafın —-tacir olduğu, ödemelerin davacının kurumsal hesabına yapılması gerektiği, davacının dava dosyasına sunduğu —– yazışmalarında —— numarasının bildirilerek ödemenin yapılacağı hesap bilgilerinin aktarıldığı, davalı tarafından—-tutarlı ödemelerin —– nolu hesaba yapıldığı dolayısı ile —– tutarlı ödemelerin davaya konu fatura ile ilişkilendirilemeyeceği nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
3-Davacının ödemeleri kabul etmediği, davalı tarafından yapıldığı iddia edilen ödemeleri ticari defterlerine almadığı, davalı ticari defterlerinde yer alan ödemelerin belgeler ile ispat edilmesi gerektiği,
4- Davacının — tarihinde davalı aleyhine —–sayılı dosyasından davaya konu —-fatura asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığı, takip tarihine kadar işlemiş faiz talep etmediği, takip tarihinden itibaren yıllık ——Avans faizini artan oranlarda talep ettiği, davalının —– tarihinde “herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek borca süresinde itiraz ederek takibi durdurduğu,
5- Davalı tarafından davacıya yaptığını iddia ettiği ticari defterlerinde yer alan ödemeleri ispat edene kadar takip ve davalının itiraz ettiği tarih itibarı ile davacının davalıdan —- alacaklı olacağı nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Mahkememizin ——–Karar sayılı ilamı ——Karar sayılı ilamı ile “Davacı tarafından dosyaya sunulan —– taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı borç- alacak mutabakatı olmayıp sadece davaya ve takibe konu fatura konusunda mutabakattır. Bu mutabakat ile faturanın davalı tarafça kabul edildiği ve her iki tarafın faturayı ——— bağlı oldukları vergi dairesine bildirdikleri anlaşılmaktadır. Davaya ve takibe konu faturanın davalı tarafça kabul edildiği sabit olduğundan bedelinin ödendiğini ispat külfeti davalı taraftadır. Ödemeye ilişkin savunma her aşamada ileri sürülebileceğinden, istinaf aşamasında ödemeye ilişkin belgeler sunulduğundan bunların araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece taraflara ticari defter ve belgelerini, davalıya ödemeye dair belgelerini sunması için süre verilerek sunmaları halinde ticari defterler ve sunulan belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur” gerekçeleriyle kaldırmış, dosya Mahkememizin —— Esas numarasını almıştır.
Dava taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce yukarıda anılan istinaf kaldırma ilamı doğrultusunda yargılama yapılmış, —-tarihli bilirkişi raporunda
“1-Davacı yetkilisi—— davalı şantiyesi yetkilisi ile yapılan ——— yazışmalarıve dava dosyasında buluna delillerin incelenmesi sonucunda, davacı şirketindavalı şirketin ———— ilgili ticari bir ilişkinin olduğu, davaya konufaturanındüzenlenmesine kadar aralarındaki iş ilişkisini açık hesapolarakyürüttükleri, davalının ödemeleri aksatması sonucu davacının kalan işler ile ilgili——— tutarında fatura düzenlediği, davalının faturayı ticari defterlerineişlediği, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine davacının icra takibibaşlattığı,
2-Davacı firmanın—–olduğu tüzel kişi tacir olduğu, davalı tarafın ———kişi tacir olduğu, ödemelerin davacının ————- yapılması gerektiği,davacının dava dosyasına sunduğu ——- yazışmalarında ———– numarasının bildirilerek ödemenin yapılacağı hesap bilgilerininaktarıldığı, davalı tarafından ——— nolu hesaba yapıldığı dolayısı ile—— tutarlı ödemelerin davaya konu fatura ile ilişkilendirilemeyeceği nihaihukuki değerlendirmenin ——– takdirinde olduğu,
3-Davacının ödemeleri kabul etmediği, davalı tarafından yapıldığı iddia edilen
ödemeleri ticari defterlerine almadığı, davalı ticari defterlerinde yer alan ödemelerin belgelerile ispat edilmesi gerektiği,”tespitinin yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına ilişkin itirazın iptali davası olduğu, ———– de kabul edildiği ve kesinleştiği üzere taraflar arasında hukuki ilişkinin bulunduğu ve dava konusu faturanın her iki tarafça da kabul edildiği hususunun sabit olduğu, uyuşmazlığın faturaya konu bedelin ödenip ödenmediği noktasında toplandığı, ödemenin ifa olarak kabul edilebilmesi ve borcu sona erdirebilmesi için ödemenin bizzat alacaklıya ———–veya alacaklının borçlar hukukuna göre yetkili temsilcisine (şirketin yetkilendirmiş olduğu şirket adına hukuki işlem yapma yetkisi olan temsilcisine) yapılması gerektiği, yine ödemenin dava konusu faturaya ilişkin olması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, ödemelerin davacı şirketin ticaret hukukuna göre yetkili temsilcisine (müdürüne) yapıldığı, şirketin bu gerçek kişiden ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğu, ödemenin alacaklı şirkete yapıldığının kabul edilemeyeceği, yine ödemeyi alan şahsın şirket adına borçlar hukukunun temsil kurallarına göre şirket adına hukuki işlem yapma yetkisi olan kişi olduğunu gösterir bir delil bulunmadığı, bu hususta ispat külfetinin davalı üzerinde olduğu, yani ödemeyi bizzat alacaklıya veya alacaklının borçlar hukukunun temsil kurallarına göre alacaklı temsilcisine yaptığı hususunu davalının ispatlaması gerektiği, belirtildiği gibi bu yönde bir delil bulunmadığı, davacı şirketin ödemeleri kabul etmediği ve defterlerine de işlemediği, bu sebeple ödemelerin dava konusu borcun ifası olarak kabul edilemeyeceği, borcun sona ermediği, yine bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davaya konu faturanın düzenlenmesine kadar tarafların aralarındaki iş ilişkisini açık hesap olarak yürüttükleri, davalının ödemeleri aksatması sonucu davacının kalan işler ile ilgili ———– tutarında fatura düzenlediği, davalı tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemerin “cari hesaba”, “cari hesaba mahsuben” açıklamaları ile ödendiği, eldeki davanın cari hesaba dayalı değil belli bir faturaya dayanması nedeniyle de bu ödemelerin eldeki davaya konu faturaya ilişkin olduğunun kabul edilemeyeceği, yine basiretli tacir gibi hareket etmesi gereken davalının girmiş olduğu hukuki ilişkilerde ödemeyi bizzat alacaklıya ya da temsilcisine, ödemenin konusu hususunda tereddüte yol açmadan yapması gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun——– sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (34.810,00 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 6.962,00 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (34.810,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 2.377,87 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 420,42 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.957,45 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 461,52 TL dava açma masrafı ve 2.164,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.625,52 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (34.810,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ———- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/04/2023