Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/116 E. 2022/843 K. 14.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/116 Esas
KARAR NO : 2022/843

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/02/2022
KARAR TARİHİ:14/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı tarafından müvekkiline senedin yağması suçunu işleme suretiyle imzalatılan bono nedeniyle— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin yersiz olduğunu, davalı ve dava dışı şahısların müvekkilinin kazancından faydalanmak istediğini, müvekkilinin elinde olmayan sebeplerle öğrencilerin kayıtlarının silinmesi üzerine müvekkilini tehdit ettiklerini, senedin yağması suçunu işleyerek dava konusu senedin de aralarında bulunduğu senet ve sözlemeleri imzalatıldığını, müvekkilinin üniversite kayıt işlemlerine ve üniversitelere öğrenci kaydı ile ilgili olarak danışmanlık verdiğini, müvekkilinin davalıya ve dava dışı — ücret karşılığında danışmanlık hizmeti verdiğini, müvekkilinin kayıt işlemlerini gerçekleştirdiğini, ancak davalı —yurt dışında kalma sürelerinin az olması ve uzaktan eğitim alınması sebebi ile üniversiteler öğrenci kayıtlarını sildiklerini, kayıt süresi için geç kalındığını, söz konusu senetlerin ve protokol üzerindeki yazıların müvekkilinin el ürünü olmadığını, başkaları tarafından doldurulduğunu, sadece imzanın müvekkiline ait olduğunu, —- sayılı soruşturmanın devam ettiğini, davalı ile dava dışı şahısların senedin yağması suçunu işleyerek senedin düzenlenme tarihinde henüz kurulmamış olan şirket için dahi senet verildiğini iddia ettiklerini, dava dışı —-davalı ile birlikte hareket ettiğini, hizmet sözleşmesi karşılığında müvekkilinden senet aldığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu iddia ederek, davanın kabulü ile, müvekkilinin—-esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptalini, takibin tedbiren durdurulmasını, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, müvekkilinin alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını, davacının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin ve dava dışı —-2020 yılında Yurtdışı öğrenci kontejyanından faydalanarak —- başladıklarını, 1 yıllık eğitim aldıklarını, müvekkilinin bu aşamada danışmanlık veren bir firmadan destek almak istediğini, internet üzerinden yapılan araştırmada davacıya ulaştıklarını, kendisiyle herhangi bir tanışıklığının olmadığını, müvekkilinin bu şahsın eğitim alanında danışmanlık yaptığını sandığını, amaçlarının yurt dışında bir üniversiteye kayıt yaptırdıktan sonra yatay geçiş ile — bir üniversiteye kayıt yaptırmak istediklerini, davacının müvekkilini yurtdışında yabancı bir üniversiteye kayıt ettirip, —dolayı — lise ve üniversite mezunu oldukları için online olarak kayıt yapılacağını, oradan da —kabul mektubu alıp, — bir üniversiteye kabul ettireceğini ve tüm bu sürecin yasal olduğunu, yurtdışı öğrenci kontenjanının bu konuda devletin tanıdığı bir imkan olduğunu davacı şahıs müvekkillerime bildirdiğini, bunun üzerine davacı tarafından — bulunan ofiste sözleşmenin imzalandığını, davacının müvekkilinden—şifresini, — kimlik numaralarını, mail adres ve şifrelerini aldığını, ayrıca davacının söz konusu işlemleri yürütmek için yüklü miktarlarda paralar da aldığını, davacıya elden ödedikleri paraya istinaden sözleşme yapılarak senet imzalamasının istendiğini, davacının da yaptığı işe ve aldığı paralara istinaden senet imzalayarak müvekkile verdiğini, söz konusu senedin verilmesinin nedeni ise alınan bedellerin yüksek olması karşısında söz konusu hizmetin eksik, ayıplı yapılması durumunda veya işin hiç yapılmaması veya herhangi bir nedenden dolayı kayıtlarda ve sonraki süreçte sıkıntı yaşanması durumunda ödenen paranın iadesi için olduğunu, nitekim davacı tarafından üstlendiği edimler yerine getirilmiş olsa idi/ ayıplı olmasa idi söz konusu senetler iş sonunda kendisine teslim edileceğini, ancak davacının müvekkil ve diğer öğrencilerin kaydını da usulsüz bir şekilde gerçekleştirdiğini ve hepsinin okuldan atılmasına sebebiyet verdiğini, senetlerin zorla alınmadığını, davacının icra takiplerine itiraz etmediğini savunarak; davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—- yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesi uyarınca “(1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309/1-2 ve 4. maddeleri uyarınca “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (—) (4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 312. maddesi uyarınca “(1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.”
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca “(1) Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davacı vekilinin 11/11/2022 tarihli dilekçesi ile talep sonucundan vazgeçerek davadan feragat ettiği, vekilin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, feragatin şekil itibariyle ve kayıtsız şartsız olması nedeniyle usulüne uygun yapıldığı, karşı tarafın muvafakatine bağlı olmaksızın sonuç doğurduğu, bu sebeplerle davaya son veren taraf işlemi olan feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, feragat halinde feragat beyanında bulunan taraf aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesi gerektiği, ancak feragatin muhakemenin ilk celsesinden sonra vuku bulması nedeniyle karar ve ilam harcının üçte ikisinin alınması gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 53,80 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 3.520,95 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.467,15 TL’nin hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davalı tarafça vekalet ücreti talebinden feragat edildiğinden, davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Mahkememizce 09/03/2022 tarihinde “takibe konu alacağın %15’i oranında teminat yatırıldığında —-Esas sayılı takip dosyasının vezneye yatırılan paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına” yönünde verilen tedbirin KALDIRILMASINA, davalının talebi doğrultunda mahkememiz veznesine yatırılan 30.927,00 TL teminatın davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.