Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/109 E. 2023/24 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/109 Esas
KARAR NO : 2023/24
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 11/02/2022
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ——- yılında müvekkilleri ile —– tarafından birlikte kurulduğunu, zamanla ——– şirketin paydaşları olduklarını, tarafların aynı zamanda yönetim kurulu üyesi sıfatlarına haiz olduklarını, diğer yönetim kurulu üyeleri —— müvekkilleri aleyhine tek tarafları olarak —- bir rapor hazırlattıklarını, objektiflikten uzak, kısıtlı ve eksik bilgilerle hazırlanan rapora göre müvekkillerinin şirketi zarara uğrattıklarının iddia edildiğini, söz konusu rapora ilişkin gerekli şikayetlerin taraflarınca gerçekleştirildiğini, söz konusu raporun hazırlanmasından sadece 2 gün sonra —– tarihinde müvekkillerine rapora dair bilgi verilmeden, savunma hakkı kullandırılmadan şirket içerisinde bir toplantı gerçekleştirildiğini, yönetim kurulu üyeleri—- kardeşi—– müvekkillerine sözlü ve fiziki müdahalelerde bulunarak müvekkillerinin zorla yönetim kurulu üyeliklerinden istifa etmelerine sebebiyet verdiklerini, olayla ilgili olarak müvekkillerinin darp edilmesi, odadan çıkmalarının engellenmesi, iş ve çalışma hürriyetinden yoksun bırakılmaları nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, yaşanan tüm bu süreçler nedeniyle müvekkillerinin istifasının hukuken geçerli olmadığını, TBK hükümleri gereğince istifanın geçerli olmadığına dair bildirimin de davalı tarafa ihtarname ile bildirildiğini, böyle bir durumun olması halinde genel kurul toplantısı yapılarak müvekkillerinin görevden alınabileceğini, ancak bu yöntem yerine müvekkillerinin silah zoru, fiziksel şiddet ve sözlü baskılar ile önceden hazırlanmış istifa metnini imzalama mecburiyetinde bırakıldığını,—— tarihinde gerçekleştirilen —- şekli yönden eksiklik içerdiğini, her ne kadar hukuken geçerli olmasa da davalı tarafın iddiasına göre “müvekkillerinin yönetim kurulu üyeliklerinden istifa ettiklerinden ötürü şirketin organsız kaldığı” ifade edilerek genel kurulu toplantıya çağırmakla görevli olarak kayyım atanması talep edildiğini, kayyım olarak atanması talep edilen kişinin ise müvekkilleri aleyhine tek taraflı ve denetlenebilir özellik barındırmayan denetim raporu hazırlayan ve şikayete konu olan—- olduğunu,——– dosyasında yalnızca bu konu ile ilgili olarak kayyım görevlendirmesi gerçekleştirildiğini, karşı yanın iddia ettiği gibi şirketin organsız kalması halinde Mahkeme izni alınarak tek bir pay sahibinin genel kurul toplantısına çağırabileceğini, genel kurul toplantısının yapılabilmesi için kayyım atamasının ise pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin işlemleri yönetim kurulu tarafından reddedilmesi halinde gerçekleştiğini, yönetmelik uyarınca genel kurul toplantısında hazır bulunmayan bir kişinin——— seçilmesi halinde göreve aday olduğunu ya da görevi kabul ettiğini belirten bir yazılı beyanda bulunması gerektiğini, ancak yönetim kurulu üyesi seçilen—– toplantıda hazır bulunmadığını ve göreve aday olduğunu ya da görevi kabul ettiğini belirten yazılı bir beyanda bulunmadığını, müvekkillerinin halen yönetim kurulu üyesi iken yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiğine ve yeni bir yönetim kurulu üyesinin atandığına ilişkin verilen kararın hukuka ve dürüstlük kuralına uygun olmadığından ötürü ———- iptali gerektiğini, —- kanunda belirtilmeyen bir kişi tarafından gerçekleştirildiğinden ve pay sahibi olan müvekkillerinin usulüne uygun olarak toplantıya çağrılmamasından ötürü genel kurul toplantısının yok hükmüne olduğunu, Mahkememiz aksi kanaatte ise yönetim kurulu seçiminin usulüne uyulmadan yapılması, pay sahibi olan müvekkillerinin usulüne uygun olarak toplantıya çağrılmaması ve müvekkillerinin yönetim kurulu üyeliğinden istifasının geçersiz olması, müvekkillerinin sözlü ve fiziksel şiddete uğraması, genel kurula çağrıyı gerçekleştirmek ile görevli kayyım—– yönetim kurulu üyesi seçilen —- diğer yönetim kurulu üyelerinin şirket yönetimini ele geçirme planına dahil olması nedeniyle dürüstlük kuralına aykırılıktan ötürü genel kurul kararının iptal edilebilirlik şartlarını taşıdığını iddia ederek, davalı şirketin genel kurulunun sözü geçen —- tarihli kararının yokluğunun tespitine, Mahkememiz aksi kanaatte ise ilgili kararın iptaline, söz konusu kararın yürütülmesinin geriye bırakılmasına, bu taleplerinin reddi halinde ileride müvekkillerinin şirketteki haklarının elde etmesinin güç ve imkansız hale gelmesini önlemek adına teminatsız olarak, Mahkememiz aksi kanaatte ise uygun teminat karşılığında —– tarihli karara yönelik olarak TTK m.449 uyarınca kararın uygulanmasının işbu davada kesin hüküm verilene kadar uygulanmaması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; özetle, davacıların—- yılları boyunca davalı şirket aleyhine işlemler yaparak haksız kazanç elde ettiklerinin öğrenilmesi üzerine —- talebi ile şirket içi soruşturma başlatıldığı ve yeminli mali müşavir tarafından hazırlanan——- tarihli özel inceleme raporu ile şirketin —zarara uğratıldığının tespit edildiğini, yine ——- ilişkin yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan —– tarihli randıman incelemesi raporunda davacılarca yapılan hammadde alımlarının şirket nezdindeki ürün formüllerine göre ortaya çıkan hammadde gereksiniminin üzerinde olduğu ve bu yolla şirketin —- zarara uğratıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine davacılarla —- —- danışman —— hukuk ve mali müşavirleri ile birlikte yapılan toplantıda davacı ———- yetkilisi olan kızkardeşi ——- tanıyıp tanımadığı sorusuna birkaç kez ”hiç tanımıyorum” şeklinde cevaplar verdiğini, bu kişinin davacının kardeşi olduğunun söylenmesi üzerine davacının susup kaldığını, davacılara ——— yakın dostları olan—–(davacı ———– kızkardeşi adına kurulup, kısa süre sonra bu kişinin verdiği vekaletname ile fiilen tümüyle davacıları tarafından yönetilmekte olan firma) ve——–(Davacılardan —- üvey oğlu ——-) adına kurulup, kısa süre sonra bu kişinin verdiği vekaletname ile fiilen tümüyle davacıları tarafından yönetilmekte olan firma) ile irtibatları” sorulduğunda, davacı——-“bu şirketlerin kendilerinin şirketleri olduğunu” açıkça ifade ettiğini, sonrasında davacıların “artık bu şirkette durmamızın bir anlamı yok” dediklerini ve istifa ettiklerini, davacılara zor kullanılmadığının —— dosyasındaki kamera kayıtları ile sabit olduğunu, şikayetleri üzerine —— Sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığını, davacılar ve diğerleri aleyhine —– sayılı dosyasında dava açıldığını, davacılar tarafından—– dosyasında açılan davada da şirketin organsız kalmış olduğundan bahisle TMK.m.427/4 gereğince şirkete kayyum atanması talep edildiğini, kendileri tarafından —- sayılı dosyasında—- kayyım atandığını, ———– tarihinde yapılacak genel kurulun davacılara tebliğe gönderildiğini, tebligatın davacıların adreslerinde olmaması nedeniyle yapılamadığını, tebligatların usulsüz olmadığını, olsa bile davacıların yetkili temsilcilerinin dava konusu genel kurula katılmış olmaları nedeniyle hukuki bir önemi kalmadığını, davacı tarafın, “istifaların geçerli olması ihtimalinde bu tür bir genel kurulun gerçekleşmesinin sadece pay sahiplerinden birinin Mahkemeden izin talep etmesi yoluyla olabileceği” şeklindeki iddialarının TMK.m.427/4 gereğince hukuksal temeli bulunmadığını, genel kurulun Mahkeme kararı gereğince ve bu karara uygun biçimde sadece yönetim kurulu seçimi gündemiyle toplandığını, hukuka uygun biçimde yapılmış ve hukuka uygun karar alınmış bulunan dava konusu genel kurul için davacıların ortaya koydukları ihtiyati tedbir/kararın uygulanmasının geri bırakılması talebinin de haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle reddine karar verilmesini, sonuç olarak da ihtiyati tedbir talebi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava,—– yokluğunun tespiti, terditli talep toplantıda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
——kararıyla ——numarası ile kayıtlı —— genel kurulunu yönetim kurulu üyelerinin seçimi gündemiyle toplantıya çağırmakla görevli olarak ——– kayyım olarak atanması ile kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanı için bu hususta davacılara yetki verilmesine karar verildiği, kararın ——– tarihinde kesinleştiği görülmüştür. İşbu karara istinaden kayyımın çağrısı üzerine davalı ——— yapmıştır. Toplantıya tüm hissedarlar asaletin veya vekaleten katılmışlardır. Toplantıda oyçokluğuyla yönetim kurulu üyeleri seçilmiş, davacılar ———— vekilleri karara muhalif kalmışlardır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Genel kurul kararlarının iptali üst başlıklı I – İptal sebepleri başlıklı 445 nci maddesinin “(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.”, II – İptal davası açabilecek kişiler başlıklı 446 ncı maddesinin “(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmünü düzenlediği görülmüştür.
TTK’nun Butlan başlıklı 447 nci maddesinin “(1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır.” hükmünü düzenlediği görülmüştür.
TTK’nun Toplantı ve karar nisabı başlıklı 418 nci maddesinin “(1) Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz. (2) Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.” hükmünü düzenlemiştir.
Yukarıdaki Kanun maddeleri göz önünde bulundurulduğunda; davacıların——- tarihli —– toplantısının butlanını ve iptalini isteyebilecekleri anlaşılmıştır. —- kesinleşmiş ———– sayılı kararı doğrultusunda sadece yönetim kurulu üyelerinin seçimi için yapılmış olup, toplantıya tüm hissedarlar katılmış olduğundan çağrı usulüne uyulduğu anlaşılmıştır. Toplantı ve karar nisabına uyularak genel kurulda sadece yeni yönetim kurulu üyeleri seçimi yapıldığından mahkeme kararı aleyhine de bir işlem de yapılmamış olup Kanunun aradığı iptal için gerekli olan kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı bir yön bulunmadığı gibi butlan için gerekli olan pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran ve anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı bir yön de bulunmadığından açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,2‬0 TL’nin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından sarf edilen 148,25‬ TL yargılama giderinin üzerilerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 5,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde——— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2023