Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/1060 Esas
KARAR NO: 2023/338
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/12/2022
KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalı firmadan alacağına ilişkin ——sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, söz konusu takibe itiraz edildiğini, takibin durduğunu, itirazın kötü niyetli olduğunu,—–dosyaya konu edilen alacağın ——kararı gereği müvekkilden tahsil edilmiş olan bedellerin asıl sorumlu olan davalı taraftan bu zararın karşılanmasına yönelik olduğunu, bahse konu —- plaka nolu aracın müvekkil şirket tarafından dava dışı —- satılmadan önce davalı şirketten—- iken satın alındığını, aracın müvekkili tarafından davalıdan alınarak çekici ile ——- taşındığını, galeride 12 gün kaldığını, bu süre içinde galeride sergilendiğini ve aracın kullanılmadığını, aracın —- satıldığını,—— yaptırmış olduğu keşif ve bilirkişi incelemesinde aracın ayıplı olduğunun ve aracın beynine müdahale edilerek km’sinin düşürüldüğünün tespit edildiğini ve mahkeme tarafından kesin karar verildiğini, davalının bu mahkeme sürecini ihbar olunan sıfatı ile takip ettiğini, davalıdan ihale yolu ile satın alınmış söz konusu mal, —– de verdiği karar gözetildiğinde, müvekkiline de ———- Tarafından ayıplı olarak satıldığı açıkça ortaya konulduğunu iddia ederek; davanın kabulünü, ——–esas sayılı dosyaya yapılan haksiz itirazın iptali ile takibin devamını, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, dava konusu aracın müvekkil şirket adına kayıtlı iken müvekkilinin sürdürmekte olduğu ticari faaliyet kapsamında uzun süreli olarak kiraya verildiğini, kira süresi sonunda da aracın davacıya satılarak teslim edildiğini, müvekkilinin aracın maliki olduğu süre boyunca aracın km sayacına müdahale etmediğini, bu şekilde davacıya aracı teslim ettiğini, davacının aracı satın almasından sonra 12 gün boyunca davacının fiili hakimiyetinde kaldığını, daha sonra aracın satıldığını, müvekkili şirket kayıtlarında yapılan incelemeye göre dava konusu aracın müvekkil şirket adına kayıtlı olduğu sürede tüm servis kayıtlarına aracın kullanım km uyumlu olduğunu, bu sürede aracın km sayacına müdahale edildiğine dair herhangi bir bilgi ya da veriye ulaşılamadığını, aracın km sayacına herhangi bir müdahale edilmediğini, davanın ticari bir dava olduğunu, taraflarır tacir olduğunu, TTK’nın ticari mal satışlarında ayıp iddiasına ilişkin düzenlenmelerine göre davacı, dava konusu aracı satın aldıktan sonra tacir sıfatı ile açık bir ayıp söz konusu ise durumu iki gün içinde müvekkil şirkete bildirmek zorunda olduğunu, ayıp açık ayıp değil ise bu halde de davacı, malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde müvekkil şirkete ihbarla yükümlüd olduğunu, yasanın lafzından da açıkça anlaşıldığı üzere bu husus davaca bakımından bir yükümlülüktür ve bu süre sona erdikten sonra davacının gizli ayıp iddiasında bulunması mümkün olmadığını savunarak; davanın reddini, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : —– Müdürlüğü, — Başkanlığı,—-Mahkemesi, ——–müzekkereler yazıldığı anlaşıldı.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki ——- yevmiye numaralı satım sözleşmesine konu —– plakalı aracın davalı satıcı tarafından ayıplı olarak davacı alıcıya teslim edilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacının tazminini talep ettiği zararın, dava konusu aracı sattığı dava dışı üçüncü şahsın aracın ayıplı olması nedeniyle açtığı —- Esas sayılı davasında aleyhine hükmedilen ve —- Esas sayılı takibinde kendisinden (icra giderleriyle birlikte) tahsil edilen paraya ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
—-sayılı takibi incelendiğinde takibin —- karar tarihli ilamına ilişkin ilamlı icra takibi olduğu, 2.802,63 TL asıl alacak, 1.169,20 TL yargılama gideri, 2.550,00 TL vekalet ücreti, 1.156,01 TL işlemiş faiz, 29,98 TL işlemiş faiz, 65,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.773,21 TL talep edildiği, bu takipte borçlu olan davacının——– olmak üzere toplam 9.100,21 TL ödediği görülmüştür.
—— Karar sayılı ve 14/12/2021 karar tarihli ilamı incelendiğinde “Ön inceleme aşamasında tüm deliller toplanmış, dosya rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyetinden aldırılan raporda özetle; davaya konu aracın davacı adına tescilinden önce kilometresinin düşürülmüş olduğu, aracın kilometresinin düşürülmüş olmasının gizli ayıp olduğu, km’si düşürülmüş araçta daha fazla arıza ve yıpranma olmasının bekleneceği, aracın km’sinin düşürülmesi, araçta ve aracı oluşturan bileşenlerde———- meydana gelen yıpranmanın saklanması anlamına geldiği, buna bağlamda aracın kilometresi ile oynanması hileli davranış olarak nitelendirilebilecek bir durum olduğundan ve onarımın tartışılabileceği teknik bir arıza olarak kabul edilemeyeceğinden takdiri mahkememize ait olmak üzere; sözleşmeden dönerek aracı iade sureti ile ödediği bedelin (71.000,00TL) iade tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte iadesini talep edilebileceğinin düşünüldüğü, takdiri mahkememize ait olmak üzere;araçta km düşümü kaynaklı ayıp sebebi ile değer kaybının 2.802,63 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu aracın davacıya satılırken 20/06/2018 tarihli belgede kilometresinin 89.266 olarak yazıldığı ve cevap dilekçesinde de bu hususun kabul edildiği ancak aracın kilometresi ile oynandığının bilirkişi raporu ile de tespit edildiği anlaşıldığından davanın ıslah edilmiş şekli ile kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, anılan dosyada alınan bilirkişi raporu incelendiğinde aşağıdaki tespitlerin yapıldığı görülmüştür:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesi uyarınca “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. (…) c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesi uyarınca “(1)Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. (2)Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın taraflar arasındaki —–yevmiye numaralı satım sözleşmesine konu—- plakalı aracın davalı satıcı tarafından ayıplı olarak davacı alıcıya teslim edilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin başlatılan takibe vaki itirazın iptali davası olduğu, dava konusu aracı davacının davalıdan —-numaralı satım sözleşmesi ile satın aldığı, yine aynı aracın davacı tarafından dava dışı üçüncü şahsa satıldığı, aracın ayıplı olması nedeniyle üçüncü şahıs tarafından eldeki davanın davacısına karşı—– sayılı davasının açıldığı, açılan davanın davalının (eldeki dava davacısının) talebi üzerine eldeki davalının davalısına ihbar edildiği, yapılan yargılama sonucunda (yukarıda bilirkişi raporu ve gerekçeli karar da ortaya konulduğu gibi) dava konusu —-plakalı aracın gizli ayıplı olarak tespit edildiği, —– sayılı davasının -belirtildiği gibi- eldeki davanın davalısına eldeki davanın davacısının talebi üzerine ihbar edilmesi nedeniyle ayıp ihbarının süresi içerisinde yapıldığının kabulünün gerektiği, belirtildiği gibi bu davada (kesinleşmiş mahkeme ilamı ile) aracın gizli ayıplı olduğunun ve ayıbın eldeki davanın davacısının aracı davalıdan satın almadan önce gerçekleştirildiğinin tespit edildiği, bu sebeple davalının satım konusu —- plakalı aracı davacıya gizli ayıplı olarak devrettiği ve ayıp ihbarının süresinde yapılması da dikkate alındığında ayıptan sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacının yukarıda anılan yasa maddesi dikkate alındığında bundan kaynaklanan zararlarını davalıdan talep edebileceği, davacının zararının talep ettiği gibi —- sayılı takibinde kendisinden tahsil edilen paranın olduğu, bu miktarın da yukarıda ortaya konulduğu gibi 9.100,21 TL olduğu, bu sebeple davalının —– sayılı takibine yaptığı itirazın yalnızca 9.100,00 TL asıl alacak yönünden iptalinin gerektiği, alacağın belirlenebilir/likit olması, davacının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun —— sayılı takibine yaptığı itirazın yalnızca 9.100,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle 9.100,00 TL asıl alacak yönünden ve bu alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranda ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
2-Kabul edilen alacağın (9.100,00 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 1.820,00 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (9.100,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 621,62 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 95,95 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 525,67 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 188,15 TL dava açma masrafı, 51,20 TL vekalet harcı ve 30,00 TL posta masrafından ibaret 269,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (9.100,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 9.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 13/04/2023