Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1034 E. 2023/968 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1034
KARAR NO : 2023/968

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: iş bu dava konusu ile ilgili arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını,04/11/2021 tarihinde müvekkili adına kayıtlı —- plaka nolu araca davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olan —–plaka nolu aracın çarparak maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin kusursuz olduğunu, dava konusu olay nedeni ile oluşan değer kaybına ilişkin zarardan davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, müvekkiline ait araçta değer kaybının meydana geldiğini, müvekkiline ait aracın kasko sigortacısı olan—— tarafından onarıldığını, ekspetiz raporunun temin edilemediği nedeniyle yalnızca müvekkile ait aracın sağ ön çamurluğu ile ön tampon hasarı nedeniyle uğramış olduğu değer kaybı tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsili amacıyla başvuru yapıldığını, sigorta tahkim komisyonunun kararı ile 4.000,00 TL değer kaybının davalı sigortadan tahsiline karar verildiğini, sigorta tahkim komisyonu kararı sonrasında kasko hasar ekspertiz raporunun temin edildiğini, müvekkilinin aracında meydana gelen bakiye değer kaybının bulunduğunun tespit edildiğini iddia ederek; davanın kabulünü, bakiye 10,00 TL değer kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, dava konusu uyuşmazlığın daha önce kesin hükümle çözümlenmiş olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, değer kaybı bedelinin Genel Şartlara göre hesaplanması gerektiğini, hesaplamanın reel piyasaya göre yapılması gerektiği iddiasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihbar edilmeden ödenen ekspertiz ücretinden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, başvuranın şirkete usulüne uygun başvuru yapmadığını, müvekkil sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini, başvuran tarafın temerrüt tarihinden itibaren faiz taleplerinin reddin gerektiğini, iş bu davanın açılmasında müvekkilinin kusuru bulunmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini savunarak; davanın daha önce kesin bir hükümle çözümlenmiş olması nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:
—– Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezi Müdürlüğü, —– Noterler Birliği Başkanlığına müzekkereler yazıldığı anlaşıldı.

Mahkememizce alınan tarihli bilirkişi raporunda özetle;
” -Dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı, TRAFİK KAZASI olduğu,
– Meydana gelen olayda KAÇINILMAZLIK faktörünün etkisinin OLMADIĞI, önlenebilir bir kaza niteliğinde OLDUĞU,
-Dava konusu kaza ve hasar durumunun uyumlu olduğu,
-Dosya muhteviyatına sunulmuş olan 10.11.2021- 10.02.2022 tarihli —–Sigorta Ekspertiz Raporuna göre ( SBM No: ——- ) dava konusu araçta kaza tarihi itibariyle KDV hariç ve İşçilik dahil 44.385,38 TL hasar meydana gelmiş olduğu yönünde tespitte bulunulmuş olduğu,
-Dosya muhteviyatına sunulmuş olan 24.10.2022 tarihli —– Sigorta Ekspertiz tarafından tanzim edilmiş olan Değer Kaybı Raporuna göre dava konusu araçta 19.000,00 TL hasar meydana gelmiş olduğu yönünde tespitte bulunulmuş olduğu,
-Dava konusu aracın Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarına göre dava konusu kaza haricinde Değer Kaybı hesaplamasını etkileyecek geçmiş hasar kaydının bulunmadığı,
-Dava konusu aracın dosya muhteviyatına sunulmuş olan bilgi, belge ve dokümanlar, CD ve fotoğrafların incelenmesi neticesinde Değer Kaybı hesaplamasına esas;
Motor Kaputu ( Değişim / Boya),
Sol Ön Çamurluk ( Onarım/Boya)
Sağ Ön Çamurluk ( Değişim/Boya)
Ön Tampon ( Değişim/Boya)
Ön Panel (Değişim/Boya)
Ön Tampon Demiri (Değişim/Boya)
hasarının bulunduğu,
– Yargıtay’ın istikrar bulmuş olan kararları ile Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli iptal kararı doğrultusunda aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının belirlenmesi, kararına göre REEL PİYASADA göre;
– Dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle kazadan önceki hasarlı/ kazalı 2. El piyasa değerinin 285.000,00 TL civarında olacağı, ( Söz konusu aracın dava konusu kaza öncesinde Değer Kaybı hesaplamasını etkileyecek geçmiş hasar kaydı mevcut değildir. Araç rayiç değer tespitinde pandeminin sıfır araç üretiminde meydana getirmiş olduğu aksaklıkların 2. El araç rayiç değerlerinde yaratmış olduğu artış dikkate alınmıştır.) kazadan sonraki onarılmış hali ile piyasa rayiç değerinin (modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, olay tarihindeki yaşı, km bilgisi (32.558 km de) vb. etkenler baz alınmıştır.) yaklaşık 265.000,00 TL civarında olacağı, bu kapsamda Değer Kaybının 285.000,00 — 265.000,00 TL – 20.000,00 TL civarında olacağı,
Nihai takdirin Sn. Mahkemede olduğunu,
– Dava konusu kaza kapsamında;
– —– plaka sayılı araç sürücü —– % 75 kusur oranı ile ASLİ KUSURLU olduğu,
-Dava konusu kaza kapsamında aracın maliki ve işleteni yönünden KTK Madde 85 kapsamında müşterek ve müteselsil sorumluluk açısından değerlendirmenin Sn. Mahkemenin nihai taktirlerine maruz olduğu,
—– plaka sayılı araç sürücü —–*%25 kusur oranı ile TALİ KUSURLU olduğu,
– Dava konusu kazada aracın maliki/ işleteni yönünden davacı açısından KTK Madde 85 kapsamında müşterek ve müteselsil sorumluluk hususunun Sn. Mahkemenin takdirlerine maruz olduğu,
Sigorta Poliçesi; 04/11/2021 kaza tarihini kapsar, dava dışı—- adına kayıtlı, —– plakalı —-model —-tipi hususi aracın 15/07/2021-2022 vadeli —– numaralı ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından teminat altında olduğu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında (9625) ve azami maddi zararlar için 43.000,00 TL ile sınırlı sorumluluğunun bulunduğu, dava öncesi STK yapılan başvuru sonrası ödenen 4.000,00 TL değer kaybı zararı sonrası bakiye limitin 39.000,00 TL olduğu, (elbette hasar /onarım bedelinin de ZMMS *dan alınmış olabileceği,)Sigorta Tahkim Komisyonu- Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen —–incelendiğinde ; değer kaybı talebinin 6.000,00 TL olarak talep edildiği,
-4.000,00 TL * nin 22.04.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verildiği,
-Sigorta Tahkim Komisyonu- Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen —–kararı, —-. İcra Dairesinin—– Sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, toplam faiz ve feriler dahil 8.840,09 TL üzerinden başlatılan takibe, davalı sigorta şirketi tarafından 14.10.2022 tarihinde 4.035,17 TL ve 5.532,63 TL ödeme yapıldığı,
-Davacı vekilinin Sigorta Tahkim komisyonunun kararını — İtiraz Hakem Heyetine taşımadığı ve/veya karara itiraz / temyiz etmeyerek, davasını ıslah ettiği ve icra yolu ile tahsil ettiği,Bu bağlamda; davalı vekilinin HMK 114/1 ve HMK 303 maddesi gereği (Hukuk Genel Kurulu ——Dahilinde) vapmış olduğu savunması vönünde tüm hukuki takdir ve değerlendirme elbette Yüce Mahkemeye ait olmak üzere;
** Sigorta poliçesi yönünden; davacının değer kaybı zararını davalı sigorta şirketinden ZMMS poliçesi kapsamında talep edebileceği, heyetimiz tarafından tespit olunan değer kaybı zararının *» 25 kusur oranı yansıtılması sonrası; 5.000,00 TL olacağı- ödenen 4.000,00 TL değer kaybı zararı sonrası; bakiye tutar 1.000,00 TL * nin 22.04.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketinden talep edilebileceği (Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru öncesi davalı sigorta şirketine yapılan başvuru tarihini takip eden 8 işgünü bitim tarihi)” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının mülkiyetindeki —–plakalı araç ile davalının zmms sigortacısı olduğu —– plakalı aracın karıştığı 04/11/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının aracında Sigorta Tahkim Komisyonu’nun —– sayılı dosyasın hükmedilenden farklı ve bakiye değer kaybından kaynaklı maddi zarar nedeniyle açılmış tazminat davasıdır.
Dava konusu alacağın 17/08/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle kaynaklandığı, alacağın KTK 109 maddesi uyarınca zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, 23/11/2022 tarihinde davanın açılmasıyla TBK 154/1-b.2 uyarınca zamanaşımının kesildiği, bu sebeplerle dava tarihi itibariyle zamanaşımının gerçekleşmediği kanaatine varıldığından davalı—– zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu’nun—— sayılı kararı incelendiğinde dava sebebi olaya ilişkin olarak “1. Başvurunun kabulü ile 4.000,00 TL Değer kaybı bedelinin 22.04.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine,” karar verildiği görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. (…) Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacının mülkiyetindeki —–plakalı araç ile davalının zmms sigortacısı olduğu —— plakalı aracın karıştığı 04/11/2021 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının aracında Sigorta Tahkim Komisyonu’nun —–sayılı dosyasın hükmedilenden farklı ve bakiye değer kaybından kaynaklı maddi zarar nedeniyle açılmış tazminat davası olduğu, öncelikle Sigorta Tahkim Komisyonu’nun inceleme yetkisinin tarafların sunmuş olduğu belgelerle sınırlı olması ve buna göre değerlendirme yapılması ve Sigorta Tahkim Komisyonu’nun ——sayılı kararının verilmesinden sonra dava sebebi olaya ilişkin olarak yeni bir delilin ortaya çıkmış olması nedeniyle Sigorta Tahkim Komisyonu’nun —– sayılı kararının eldeki dava açısından kesin hüküm veya görülmekte olan dava teşkil etmediği, dolayısıyla davalı sigorta şirketinin zararın sigorta poliçesi kapsam ve limitinde kalması durumunda sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumluluğunun olacağı, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, bilirkişi heyetinin 08/05/2023 tarihli raporunda davalının sigortalısının olayın gerçekleşmesinde %25, davacının ise %75 kusurlu olduğu ve davacının aracında meydana gelen değer kaybına ilişkin zararın 20.000,00 TL olduğunun tespit edildiği, değer kaybı hesabının kaza nedeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) esasına uygun olarak yapıldığı, mahkememizce de bu esasa göre hesaplama yapılmasının hukuka uygun bulunduğu, zira kaza tarihi itibariyle KTK’nun 90. Maddesindeki “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olduğu, kaldı ki Yasa’nın eski halinde “ve” kelimesi kullanılmakla normlar hiyerarşisine göre değer kaybı hesabının yasada ifade edildiği üzere “aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,” hesaplanması gerektiği, bilirkişi raporunun bu esasa uygun ve denetime açık şekilde düzenlendiği, bu sebeple hükme esas alınabileceği, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun —– sayılı kararı ile hükmedilen değer kaybı bedeli ve tarafların kusur oranı dikkate alındığında, davacının bakiye 1.000,00 TL alacağının bulunduğu, sigorta şirketi yönünden temerrütün KTK 99 maddesi uyarınca başvuru tarihinden (11/04/2022 günü) itibaren sekiz iş gününün geçmesiyle 22/04/2022 tarihinde gerçekleştiği, somut olayda davacının tacir ve dolayısıyla dava konusu olayın ticari iş olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, bu sebeple alacağa yasal temerrüt faizi işleyeceği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, değer kaybına ilişkin bakiye 1.000,00 TL maddi tazminatın 22/04/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (1.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL peşin harç ve 16,90 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 206,05 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 172,90 TL dava açma masrafı, 16,90 TL ıslah harcı ve 4.083,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 4.273,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (1.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.