Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/100 Esas
KARAR NO : 2023/211
DAVA : Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eğitim, yetkinlik, yönetim ve iş tecrübesi bakımından imzalanan sözleşme özelinde uluslararası düzeyde bilgi ve deneyimi olan bir kişi olduğunu, müvekkili ile davalı şirketini 16.05.2019 tarihinde Danışman / Komisyon sözleşmesi imzaladıklarını, imzalanan sözleşmenin dördüncü maddesinin “KOMİSYON” başlıklı olduğunu, bu maddede komisyon oranı, satış bedelinin %3 ü olarak belirlendiğini, ödemesinin de siparişin alınması ile alınan her ödeme için ödeme tutarının %3 ü komisyon olarak komisyoncuya ödenir şeklinde olduğunu, müvekkilinin üretim sürecini yönlendirmesi ile üretilecek makinenin 6.000 adet/saat olan pişirme kapasitesi, 12.000 adet/saate çıkartıldığını ve makinenin yine müvekkilin yeni bir fabrika kurulması konusunda danışmanlık yaptığı bir şirkete satıldığını, sözleşmenin gerçekleştirilmesinde ve son haline getirilmesinde yaşanan sürecin ve müvekkilin bu süreçte hem davalı şirket hem de dava dışı —–şirketi ile olan e posta yazışmalarının mevcut olduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan komisyon sözleşmesi ile geliştirilen —- müvekkilinin girişimleri sonucu davalı şirket ile dava dışı —– arasında imzalanan 05.07.2019 tarihli satış sözleşmesine konu olduğunu, satış sözleşmesinin beşinci maddesinin “ÖDEME” başlıklı olduğunu, ödemelerin sipariş ile birlikte alınacak avans ile sipariş tarihini takip eden birinci ve on ikinci aylar arasında taksitlendirilmiş ödemeler olarak yapılacağını, ikinci maddede komisyon ödemeleri ise sözleşmeye göre “siparişin alınması ile alınan her ödeme için ödeme tutarının %3 ü komisyon olarak komisyoncuya ödenir” şeklinde düzenlendiğini, ödeme tutarı ve vadesinin belli olduğunu, bu vadelerde yapılmayan ödemeler ile davalı şirketin temerrüte düştüğünü, davalı şirketin sadece 22.07.2019 tarihinde 4.800,00 Euro ödeme yaptığını, davalı şirket yetkilisi —– özel hesabından müvekkilin annesi —– hesabına, —- adına komisyon bedeli açıklamalı bir havale gerçekleştirdiğini, o tarihte müvekkilinin —– bulunduğunu, satış sözleşmesinin imzalanması ile birlikte alınan 160.000,00 Euro avans bedelinin %3 ü olan 4.800,00 Euro komisyon tutarından başka bir ödeme, davalı şirket tarafından yapılmadığını, kalan komisyon bedelinin ödenmesi için davalı şirkete yapılan her ihtarın da karşılıksız kaldığını, komisyon sözleşmesi ile belirlenen ödeme tarihlerinin, satış sözleşmesi ile belirlenen ödeme takvimine bağlanmış olması nedeniyle, satış sözleşmesini takip eden birinci aydan itibaren davalı şirketin temerrüte düştüğünü, müvekkilinin davalı şirket ile imzaladığı danışmanlık komisyon sözleşmesi ile üstlendiği edimlerinin tamamını eksiksiz bir biçimde yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin müvekkilinin hak ettiği komisyon bedelini tam olarak ödemediğini, ödemenin sağlanabilmesi için açılan icra takibinin de davalı şirketin itirazı ile durduğunu, davalı şirket ile yapılan dava şartı zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını belirterek, müvekkilinin davalı şirketten olan 6420 Euro alacağının, satış sözleşmesinde gösterilen vadelerde yapılması gerektiği için, temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak (3095 sayılı kanun madde 4/a) Devlet bankalarının bir yıllık Euro mevduatına verdikleri en yüksek mevduat faizi ile birlikte, aynen (B.K. madde 99) davalı şirketten tahsiline, likit bir alacak nedeniyle açılan icra takibini kötü niyetle itiraz ederek durdukları için davalı şirketin %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava da görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğundan görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava danışmanlık sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacı ile —- İcra Müdürlüğünün —–esas sayılı icra dosyasından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar ve kötü niyet tazminat talebine ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesi uyarınca “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, (…) öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/1-3. maddesi uyarınca “(1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. (…) (3) Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. Maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarındandır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Tüm dosya kapsamı bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının davalı şirkete danışmanlık hizmeti verdiği, tacir olmadığı ve davanın TTK m. 4 kapsamında ticari dava niteliğinde olmadığı anlaşıldığından uyuşmazlık konusunda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu değerlendirilerek mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE
2-HMK 20.Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunda mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli —–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, bu süre içerisinde müracat edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı.)
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı asilin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.