Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1 E. 2023/406 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1 Esas
KARAR NO : 2023/406

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 03/04/2019 tarihinde garantisi halen devam eden 50.000 km de olan—–marka model, şase numarası—– olan aracı satın aldığını, aracın ——Plakalı olarak kullanıldığını, müvekkilinin aracının bütün bakımlarının eksiksiz olarak —— yetkili servis olan ——yapıldığını, ancak müvekkili şirketin yetkilisinin aracını motor arıza ikaz uyarısı verdiğinde yetkili servise götürdüğünde yetkili servisin aracın motorunu indirdiğini ve araçta değer kaybına sebep olduğunu, motor arızasının neden kaynaklı olduğunun müvekkilin detaylı şekilde bildirilmediğini, 28/11/2019 tarihli faturada da motor indiğini gösterir açıklamaların mevcut olduğunu, aracın servise gittiği dönemde garanti kapsamında olduğu için bu bakım ve onarım bedelinin toplam 114.865,81 TL tuttuğunu, ancak aracın garanti kapsamında olmasından dolayı müvekkil şirket 12,865.81 TL ödediğini, geri kalan kısmın garanti kapsamında karşılandığını, müvekkilinin aracı servisten aldıktan sonra aracın defaten bakımlara girdiğini ve gerekli bütün bakımlarının —– yetkili servisinde yapıldığını, aracını bakımdan alan müvekkilinin dava konusu aracı muayeneye sokmak istediğini ve yapılan bütün bakımlara rağmen aracın muayeneden çıkmadığını, bunun üzerine yetkili servis ile görüşen müvekkil şirket yetkilisi aracın neden muayeneden çıkmadığını sorduğunda ise kendisine deyim yerindeyse dalga geçer gibi cevap verildiğini, yetkili servis olan —— tekrar bakım ücreti ödeyen müvekkilinin daha sonrasından aracını muayeneden geçirebildiğini, yapılan bütün bakımların faturalandırılmış olup, görevini yerine getirmeyen yetkili servisin, tamamen ticaret amaçlı olarak müşterilerinden ek ücretler alabilmek adına bir şeyleri sürekle eksik ve yanlış yaptığını, aracını yetkili servisten alan müvekkilinin yaklaşık 10 günlük süre sonunda il dışına çıktığında seyir halindeyken aracın tekrardan arıza verdiğini ve müvekkilin hayati tehlike atlatmasına sebep olduğunu, müvekkil şirket yetkilisi tarafından yetkili servis olan ——aranmış durum görüşüldüğünde aracın tekrar bakıma girmesi gerektiği söylenmiş ve ekte sunmuş olduğumuz faturada da görüleceği üzere müvekkilinden 44,247.32 TL ödeme alındığını, müvekkili şirkete ait araçta —değişimi olmuş ve araçtan çıkartılan turbonun hatasının ne olduğu müvekkile söylenmeden yetkili servis çalışanları tarafından ilgili—-çöpe atıldığının bildirildiğini, faturada Komple Pasta Cila olarak görünen 3,100 TL bedelli ödeme alındığının görüldüğünü, pasta cila fiyatının 3,100 TL olarak alınması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, aslında yetkili servisin 2020 yılında yaşanan doğal afet olan dolu yağması sonucu araçta meydana gelen göçüklerin düzeltilmesini pasta cila olarak gösterdiğini ve belirtilen konu dışında işlem gerçekleştirilmiş olup aslında yetkili servisin gerçekleri yansıtmadan işlemler yaptığını, sunulan faturalarda da görüldüğü gibi yaklaşık 45 günlük süre içerisinde sürekli olarak aracın servise gittiğini ve ekstra ücretler ödendiğini, müvekkili tarafından araçla tekrardan il dışına çıkılmak istendiğinde benzin istasyonunda araca silecek suyu konulmak istenilmesi esanasında sunulan fotoğraflarda görüldüğü gibi araca müvekkilin bilgisi haricinde bez bağlandığını, müvekkili tarafından yetkili servis aranıp ilgili konu görüşüldüğünde müvekkile yetkili servis çalışanları tarafından ilgili borunun çok pahalı olduğunu bundan kaynaklı olarak yenisi ile değiştirmediklerini ve bez bağladıklarını belirttiklerini, müvekkili tarafından neden benden izin almadınız her şeye para verdik gerek olduğunda buna da verirdik şeklinde beyan olmasına rağmen yetkili servis tarafından hiç bir açıklama olamadan konunun kapanmaya çalışıldığını, ancak burada görünen o ki yetkili servis çalışanları başka bir parçayı onarırken ilgili bölüme zarar verip daha sonra da haber bile vermeden söz konusu boruya bez bağladığını, ayrıca bilirkişi ile araçta keşif yapıldığı esnada aracın motor kısmını bağlayan çevreleyen demir kısmındaki vidaların tam olarak sıkılmadığı ve aracın müvekkil için ölüm tehlikesi oluşturabilecek durumda olduğunun gözlendiğini, tüm bu anlatılanlar ışığında konu ile alakalı olarak —- Sulh Hukuk Mahkemesi —– sayılı dosyası ile delil tespiti istenildiğini, mahkemenin tayin etmiş olduğu bir bilirkişi ile aracın bulunduğu —– adresinde tespit yapılmış ve bilirkişi raporu alındığını ve dosyaya sunulduğunu, raporda araçtaki mevcut komple motor değişiminin gizli ayıplı olması nedeli ile kullanıcı tarafından farkedilmesinin mümkün olmayacağı ve aracın motor değişimi yerine yenisi ile değişmesi gerektiği, araçla ilgili yapılan servis-bakım işlemlerinde gerekli tüm işlemler yapılması ve ücretlerinin alınmasına rağmen sürekli arıza çıkmasının nedeninin yetkili servisin eksik, yetersiz ve tekniğe aykırı olarak işlemlerinin sonucu olduğunun tespit edildiğini, belirterek öncelikle —– Plakalı araçtaki ayıplardan dolayı , aracın aynı nitelikte yenisi ile değiştirilmesi, taleplerinin kabul edilmediği /mümkün olmadığı taktirde; fazlaya dair talep dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 5.000,00 TL ayıptan kaynaklı tüm maddi zararların (Değer kaybı ,ayıpların giderilmesi için harcanması gerekli meblağlar ve vesair tüm maddi zararlar) ve araçtaki ayıpların giderilmesi için müvekkil tarafından harcanan meblağın tespiti ile dava tarihinden itibaren davalılardan tahsili ile müvekkile ödenmesini, araçtaki ayıplardan dolaylı terditli olarak öncelikle aracın aynı nitelikte yenisi ile değiştirilmesi ,bu talebin mümkün olmadığı /kabul edilmediği taktirde fazlaya dair talep deva ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla (şimdilik 5.000 TL ) ayıptan kaynaklı tüm maddi zararlarının (Değer kaybı ,ayıpların giderilmesi için harcanması gerekli meblağlar ve vesair tüm maddi zararlar) ve araçtaki ayıpların giderilmesi için müvekkil tarafından harcanan meblağın tespiti ile dava tarihinden itibaren faizi ile davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı —— Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle;Türk Borçlar Kanunu’na tabi satışlarda alıcının ayıplı ifa nedeniyle uğradığı zararlara ilişkin tazminat talebi yöneltebileceği tek kişi, md.227/2 ve onun atfı ile uygulanacak md.112 uyarınca, satıcı olup üretici ve ithalatçı TBK hükümleri uyarınca, ayıp nedeniyle alıcının uğradığı zararlardan dolayı özel bir hükümle sorumlu kılınmadığını, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında herhangi bir satım ilişkisi bulunmamakta olup dava konusu araç dava dışı 3. kişiden satın alınmış olup ikinci el olduğunu, müvekkili şirketin davaya konu aracın ithalatçısı konumunda olduğunu, huzurdaki ihtilafın ticari araç satımına dayandığı nazara alındığından Türk Borçlar Kanunu uyarınca satıcı konumunda olmayan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığının aşikar olduğunu, dava konusu aracın —– Model, ikinci el araç bir araç olup davacı şirket ile müvekkil şirket arasında herhangi bir satım ilişkisi bulunmadığını, arcın dava dışı 3. kişiden satın alındığını, sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği müvekkil şirkete husumet yöneltilebilmesi imkânı bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirket bakımından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı şirket tarafından mevzuatın aradığı süreler dahilinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulmamış olması sebebiyle huzurdaki davanı başkaca araştırma yapılmaksızın reddinin gerektiğini, aracın motor şikayetine ilişkin arızaya aracın motor şikâyeti ile servise getirildiği 16.11.2019 tarihinde vakıf olunduğunu, nitekim28.11.2019 tarihinde aracın komple motor değişimi işlemleri gerçekleştirilmiş olup, bu süreçte müvekkil şirkete herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, yine araca ilişkin delil tespiti dosyası ile bilirkişi raporu tanzim edilmiş olup tanzim tarihi 05.11.2021 tarihinde aracın şikayetine bir kez daha vakıf olunmasına rağmen misli ile değişim talebi yönünden herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, bu kapsamda davacının taleplerini TTK madde 23 ve TBK madde 223’te düzenlenen süreler dahilinde —– ve müvekkil şirkete bildirmediğinin aşikar olduğunu, davanın esasa girilmeksizin başkaca bir araştırmaya gerek kalmaksızın reddi gerektiğini, davanın 03.01.2022 tarihinde ikame edilmiş ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi geçirilmiş bulunduğunu, ayrıca aracın garanti süresi 2 yıl olup garanti süresinin geçmiş olması sebebiyle davacı talep ve iddiaları zamanaşımına uğramış bulunduğunu, dava konusu araçta imalattan kaynaklı bir sorunun da olmadığını, Davaya konu edilen araçtaki şikâyetin kullanıcı kaynaklı olarak meydana gelmiş olup araçta imalattan kaynaklı herhangi bir sorun bulunmadığını, dava konusu aracın —— model araç olup dava dilekçesinde de ikrar edildiği üzere davacı tarafından satın alındığı tarih itibariyle 50.000 km’de olan bir araç olduğunu, bu kapsamda aracın ilk alıcı tarafından kullanım koşullarının tespitinin gerektiğini, zira aracın bu süreçte ve dahi davacı tarafından satın alındığı tarih akabinde bakımları düzenli olarak yaptırılmadığını, yine dava konusu şikayetin kullanım kaynaklı oluştuğunu, aracın ticari faaliyetler kapsamında kullanılan bir araç olduğunu, araca bu kapsamda yapılan müdahalelerin ve kullanıcı kaynaklı şikayetlerin tespiti gerektiğini belirterek, öncelikle usule ilişkin itirazlarımız dikkate alınarak esasa girilmeksizin davanın reddi gerektiğini, mahkemece aksi kanaatin hasıl olması durumda bir bilirkişi heyeti ile inceleme yapılması ve sonuca erişilmesi zaruri olduğunu, tüm itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ——Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın işbu iddia ve talepleri hukuki dayanaktan yoksun ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davanın usul ve esastan reddedilmesini ettiklerini, tarafların yöneltilen davanın davalı müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin diğer daval —— yetkili servisi olup; imalatçı, üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı vb. sıfatlara sahip olmadığını, müvekkili şirketin servis hizmeti veren konumunda olduğundan araçta olduğu iddia edilen ayıptan veya arızadan dolayı herhangi bir sorumluluğa sahip olmadığını, müvekkili şirketin böyle bir yetkiye haiz olmadığı gibi, işbu şikâyete konu olayda müvekkilimin pasif husumet ehliyetinin de olmadığını, davacı tarafın yasal süresi içerisinde davalı müvekkilin vermiş olduğu hizmete ilişkin herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, davacının iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı müvekkil şirketin bakım ve onarım hizmetini dikkatli şekilde yapmadığını iddia eden davacının, işbu iddiasını, arızanın ortaya çıkmasından sonraki yasal sürede müvekkili şirkete bildirmediğini, davacının tacir olduğu ve basiretli tacir gibi hareket etmekle yükümlü olduğu dikkate alındığında salt soyut iddialarla huzurdaki davayı ikame etmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu bakım ve onarım hizmetinden sonra aracın sorunsuz şekilde ilgili davacı şirkete teslim edildiğini belirterek, husumet yönünden ve zamanaşımı / hak düşürücü süre ile görev yönünden itirazlarımızın kabulüne ve huzurdaki davanın esası hakkında bir inceleme yapılmaksızın usulden reddine, müvekkil yetkili servisin üzerine düşen bütün yükümlülükleri basiretli bir tacir gibi yerine getirdiği herhangi bir hizmet kusuru olmadığının; yapılan bakım ve onarım hizmetlerinin davacının bilgi ve onayı dahilinde yapıldığının, davacının hiçbir ihtirazı kayıt koymaksızın aracı teslim almasının davalı müvekkili şirket tarafından yapılan bakım ve onarım hizmetlerinin eksiksiz ve yeterli olduğunun dikkate alınmasına ve huzurdaki davanın haksız ikame edildiğinin kabulüne ve huzurdaki davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava —— plakalı araçtaki ayıplardan kaynaklı öncelikle aracın aynı ile değişimi bu mümkün olmadığından ayıptan dolayı uğranılan maddi zararların tahsili talebine ilişkindir.
Davada taraf teşkili sağlanmış bilirkişi raporu ile neticeye ulaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 27/03/2023 tarihli raporda özetle;
Davaya konu —– Plakalı,—– Model yılı, —– Marka ve model aracın Motor değişiminin yapıldığı 28.11.2019 tarihinde halen üretici garantisinin devam ettiği ve bu kapsamda motor değişiminin yapıldığı ancak işlem garanti kapsamına alınmakla birlikte onarım bedelinin %25’lik kısmı olan 12.865,81 TL’nin Davacıdan tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Motor değişim tarihinden itibaren ise Davalının Aracını çeşitli tarihlerde Davacının Yetkili Servisine bakım ve arıza onarımları için getirdiği ve muhtemel olarak bu tarihlerde aracın üretici garantisi sona ermiş olduğu için onarım hizmetlerinin Davacıya fatura edildiği anlaşılmaktadır.
28.11.2019 tarihli Davacı ve Davalıların imzaladığı “İbraname ve protokol” ile İyi niyet kapsamında ve Müşteri memnuniyeti kapsamında oluşan hasarın 9.578,59 + KDV’ lik kısmını Davacı ödemeyi kabul etmiştir.
Dosyaya sunulan fatura ve belgelerin incelenmesi sonucu krank mili yatağının çatlamış olduğu, bloğun kırılmış olduğu ve bunun üzerine yeni motor takılması kararının verildiği anlaşılmaktadır. İlave olarak, 20.11.2019 tarihli ——- işletim sistemi dokümanı olduğu anlaşılan karar dokümanında “Araç Bakımları Düzensiz” ibaresi kullanılmış ve muhtemel bu tespit üzerine iyi niyet kapsamında 114.865,81 TL’lik toplam onarım bedelinin 12.865,81 TL’lik kısmını Davacının ödemesi gerektiğine karar vermişlerdir.
Motor değişimi sonrası Davacının Davalının servisini bakım ve onarım işlemleri için ziyaret ettiği ve bakımlara ilave olarak 30.4.2021 tarihinde araçta “—— Hava hattına ait onarım” yapıldığı, 05.06.2021 tarihinde araçta “hava soğutucu, —— şarj borusu, kumanda gövde kapağı onarımı” yapıldığı, 09.08.2021 tarihinde araçta —- partikül filtre onarımı” yapıldığı, 09.12.2021 tarihinde “yay salıncağı değişimi” yapıldığı, 21.09.2021 tarihinde ise “——şarj onarımı, Katalizör onarımı, basınç sensörü onarımı” yapıldığı tespit edilmektedir.
Dosya incelemesinde Davacının aracı 2.El olarak satın aldığı tarihte aracın 50.000 KM’de olduğu anlaşılmaktadır. Motor değişimini gerektirecek arızanın olduğu tarihte ise aracın 81.392 KM’de olduğu tespit edilmektedir ve Davacının aracı sorunsuz olarak yaklaşık 31.000 KM kullandığı anlaşılmaktadır. Diğer bir ifadeyle Davaya söz konusu araç 81.392 km boyunca motor bloğu değişimine sebebiyet verecek bir arıza vermemiştir. Aracın geçmişine ait bakımlarının düzenli yapılıp yapılmadığına dair dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır ancak Araç ve motor teknolojisi bakımından ancak 81.000 km sonra ortaya çıkmış bir arıza için araçta ayıp vardır demek mevcut bilgi ve belgelerle mümkün değildir. Zira arızanın oluş şekli ve hasar gören motor parçaları incelendiğinde motorda yağlama problemi olduğu anlaşılmaktadır.
Teknik olarak Yağlama problemi sadece yağsız kalmakla ilgili olmayıp, motorun yeterince soğutulamaması, çok yüksek devirlerde kullanılması, uygun olmayan yağ kullanılması, periyodik bakım yapılmaması yada bakım aralıklarının uzun tutulması gibi bir çok faktöre bağlıdır. Davaya söz konusu araçta ise yağlamanın yetersiz kalması sonucu arızanın ortaya çıktığı tespit edilmekte ve imalat hatasından dolayı bir motorun 80.000 km sonra yatak sarmasının teknik olarak mümkün olmadığı ve araçta bir ayıp olmadığı kanaatine varılmıştır ve sonuç olarak Davalı —–iyi niyet ve müşteri memnuniyeti kapsamında arıza bedelinin %75’ini karşılaması olumlu olmakla birlikte, Blok Muafiyeti düzenlemesi sonrası ve geçmiş bakımlar özel serviste yapılmış olsa dahi servis atölyesinin —– belgesine sahip olması ve üreticinin bakım aralıklarına ve muhteviyatına uygun olarak bakımları yapması ve orijinal parça dışında “eş değer” parça kullanması şartıyla dahi üreticinin garanti şartlarının devam edeceğinin düzenlemeler ile teminat altına alınmasından yola çıkarak ve Davacı — onarım bedelinin %75’lik kısmını karşılarken bakımların geçmişe yönelik sadece “düzensiz olduğunu” ifade etmiş olması ve dosyaya eş değer olmayan parça kullanımına ait bir bilgi ve belge sunmamış olmasından yola çıkarak ; Davaya söz konusu aracın motor bloğu değişimi için gereken 114.865,81 TL’lik bedelin tamamını garanti kapsamında karşılaması gerektiği tespiti ve kanaatine varılmıştır.
—– Sayılı ——- yayınlanmış olan Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında ifade edilen araç değer kaybı hesabında esas alınan konularda; aracın hasarlanması sonucu kaporta ve gövde aksamına dair değişen, işlem gören ve boyanan parçaların araç değer kaybına sebep olduğu ve hesabın bu parçalar üzerinden yapıldığı yaygın bir uygulama olarak bilirkişiler ve sigorta eksperleri tarafından kullanılmaktadır.
Bu kapsamda;
•Motor değişimini gerektiren arızanın sebebinin Üretim hatası olmadığı ve yetkili servis Davalı —–bu arızanın oluşumunda bir etkisinin olmadığı,
•Motor arızası dışında çeşitli tarihlerde oluşmuş —– Hava hattı, hava soğutucu,—– şarj borusu, kumanda gövde kapağı,—–partikül filtre, yay salıncağı, —– şarj, Katalizör ve basınç sensörü gibi arızlarının da ayıp kapsamında değerlendirilemeyeceği, aracın kullanım ömrüne ve kilometresine bağlı olarak olağan arızalar olduğu, aracın bakımları düzenli olarak yapılsa dahi bu tip arızaların olabileceği ve üretici yada servis atölyesi hatası olarak değerlendirilemeyeceği,
•Sonuç olarak; Aracın Motor, Şanzıman, Diferansiyel, süspansiyon sistemi ve bunun gibi kaporta ve gövde aksamı dışındaki mekanik parçaların değişimi ve onarımının yaygın uygulama olarak ve piyasa teamülü olarak araç değer kaybına sebep vermeyeceği” şeklinde görüş ve kanaate bulunmuşlardır.
Ayıp kavramı, ayıbın niteliğine göre açık ve gizli ayıp olmak üzere ikiye ayrılır. Uygulamada malda hangi ayıp türünün bulunduğuna göre farklı sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Açık Ayıp: İlk bakışta göze çarpan, basit bir gözden geçirme ile anlaşılabilen ayıplardır. Örneğin aracın sağ kapısındaki çizikler, camındaki çatlaklar açık ayıbı oluşturur.
Gizli Ayıp: İlk bakışta anlaşılamayan, zamanla ortaya çıkan ayıplardır. Örneğin motorun sorunlu olması gizli ayıbı oluşturur.
Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. (TBK m. 219)
Garanti Süresi dolmayan araçlar için üretici firmanın da sorumluluğu devam ettiğinden husumet ithalatçı / distribütör firmaya yönlendirilebilmektedir.Mahkememizce de benimsenen Teknik bilirkişi incelemesi neticesinde ;Motor değişimini gerektiren arızanın sebebinin Üretim hatası olmadığı ve yetkili servis Davalı —– bu arızanın oluşumunda bir etkisinin olmadığı, Motor arızası dışında çeşitli tarihlerde oluşmuş —- Hava hattı, hava soğutucu, —– şarj borusu, kumanda gövde kapağı, —- partikül filtre, yay salıncağı, —– şarj, Katalizör ve basınç sensörü gibi arızlarının da ayıp kapsamında değerlendirilemeyeceği, aracın kullanım ömrüne ve kilometresine bağlı olarak olağan arızalar olduğu, aracın bakımları düzenli olarak yapılsa dahi bu tip arızaların olabileceği ve üretici yada servis atölyesi hatası olarak değerlendirilemeyeceği sonuç olarak, Aracın Motor, Şanzıman, Diferansiyel, süspansiyon sistemi ve bunun gibi kaporta ve gövde aksamı dışındaki mekanik parçaların değişimi ve onarımının yaygın uygulama olarak ve piyasa teamülü olarak araç değer kaybına sebep vermeyeceği dolayısıyla davaya konu edilen araçtaki şikâyetin kullanıcı kaynaklı olarak meydana geldiğinin tespit edildiği, arızanın sebebinin üretim hatası olmadığı ve yetkili servis davalı—— bu arızanın oluşumunda bir etkisinin olmadığı, araçta imalattan kaynaklı herhangi bir sorunun bulunmadığı, davaya konu aracın ikinci el —— model araç olup dava dilekçesinde de ikrar edildiği üzere davacı tarafından satın alındığı tarih itibariyle 50.000 km’de olan bir araç olduğu, Davalı —– Şirketi’nin üretici ve ithalatcı firma, diğer davalı —— yetkili servisi olduğu anlaşılmakla davaya konu araçta üretimden ve servis hizmetinden kaynaklı bir ayıp bulunmadığı ve davaya konu edilen araçtaki şikâyetin kullanıcı kaynaklı olarak meydana geldiğinin tespit edildiği anlaşılmakla, uyuşmazlık konusunda aracın misli değişimi şartlarının gerçekleşmediği, araçtaki şikâyetin kullanıcıdan kaynaklı olarak meydana geldiğinin tespiti karşısında davacının davalılardan maddi alacaklarının da tahsil şartlarının oluşmadığı değerlendirilmekle davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 85,39 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 94,51‬ TL harcın davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan 5,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
4-Davalılar vekili lehine karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT göre hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Dosyada bulunan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,Dair davacı ve davalılar ——-vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.