Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/850 E. 2023/485 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/850 Esas
KARAR NO : 2023/485

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı borçlunun müvekkiline ticari ilişkiden kaynaklı olarak 15.959,19 TL borcu bulunduğunu, bu sebeple davalı borçlu aleyhine müvekkiline olan 15.959,19 TL cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla—-. İcra Müdürlüğü —— sayılı icra dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davalı borçlu tarafa icra dosyasından gönderilen ödeme emri 05.08.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, 06.08.2021 tarihinde icra dosyasına herhangi bir borcu olmadığını belirterek itiraz ettiğini, tarafların ticari kayıtları incelendiğinde, davalı borçlunun müvekkiline cari hesaptan dolayı 15.959,19 TL borcu bulunduğu ortaya çıkacağını, bu sebeple davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, işbu davadan önce —- Arabuluculuk Bürosuna——-başvuru numarası ile 11.08.2021 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapıldığını, anlaşmanın sağlanamadığını iddia edilerek; tarafların ticari defterleri incelenerek hazırlanacak bilirkişi raporu sonucuna göre davamızın kabulü ile davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline ve kötü niyetli ve haksız olarak icra takibine itiraz eden davalı borçlu aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ olduğu, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.

İNCELEME ve GEREKÇE :
—–Vergi Dairesi Başkanlığı,—–Vergi Dairesi Başkanlığı, —–Vergi Dairesi Başkanlığı, ——İcra Dairesine müzekkereler yazıldığı anlaşıldı.Mahkememiz tarafından alınan 22/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacını davalıdan teslim aldığı 11.03.2016 keşide tarihli 30.05.2016 vadeli … Borçlu 10.000,00 TL tutarlı senedin —– Noterliğinin 01ç06.216 tarih —–‘nolu şerhi ile protesto edildiği dolayısı ile ödenmediği,Davacının 11.03.2016 keşide tarihli 30.05.2016 vadeli … Borçlu 10.000,00 TL tutarlı senedin davalıdan teslim alınması davalıdan alacağının 5.959,19 TL alacaklı hale geldiği,Davacının 11.03.2016 keşide tarihli 30.05.2016 vadeli … Borçlu 10.000,00 TL tutarlı protestolu ödenmemiş senedi, 01.04.2019 tarihinde ticari defterlerine kaydedilmesi sonucunda davalıdan 15.959,19 YL alacaklı hale geldiği,Davacının delil niteliği taşıyan ticari defter kayıtlarına göre davalıdan takip tarihi itibarı ile 15.959,19 TL alacaklı olduğu, aksini ispat yükünün davalıda olduğu, nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava açık hesap ve fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi açık hesap fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde 15.959,19 TL alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, takip öncesi temerrüt faizi talebi bulunmadığından bu hususta değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığı, tarafların tacir olması nedeniyle takipte talep edilen faiz türünün hukuka uygun olduğu, tüm bu sebeplerle davanın tümden kabul edilmesi gerektiği, yine dava konusu alacağın açık hesap ilişkisine dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun—- İcra Dairesi’nin —— Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Takip konusu alacağın (15.959,19 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 3.191,83 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (15.959,19 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 1.090,17 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 192,75 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 897,42 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 260,55 TL dava açma masrafı, 11,50 TL vekalet harcı ve 1.210,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.482,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (15.959,19 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.