Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/841 E. 2022/924 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/841 Esas
KARAR NO: 2022/924
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 23/12/2021
KARAR TARİHİ: 13/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay tarihi olan —- tarihinde müvekkili sürücü —- sevk ve idaresinde olan ——- plaka sayılı aracın seyir halinde iken sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araç ile çarpışması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, kazanın oluşumunda tespit edilemeyen araç sürücüsünün 2918 sayılı K.T.K.‘nın ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın —– tarafından sigortalandığını, müvekkiline —-tarafından ödeme yapılmadığını, müvekkilinin söz konusu trafik kazasında yaralanması sonucu ——– tarihinde alınan maluliyet raporuna göre —— oranında malul kaldığını, müvekkilinin haksız olarak mağdur edilmeye devam edildiğini, müvekkilinin bu mağduriyetinin ve zararının giderilmesi için sigorta şirketinden —– alacağı olan maluliyet tazminat miktarının bilirkişi marifeti ile hesaplanarak müvekkile ödenmesi için dava yoluna gitme mecburiyeti hasıl olduğunu belirterek, müvekkilinde oluşan sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri sebebi ile uğramış olduğu zararın güncel verilere göre hesaplaması yapılarak (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) şimdilik ——- maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yapılacak olan harç, yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek tarafımıza verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın ——- günü meydana geldiğni ve kaza tarihi üzerinden üç yılı aşkın bir süre geçmekle KTK.nun 109. Maddesinde, “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” şeklinde ifade edildiği üzere, davanın zaman aşımına uğradığını, bu nedenle zaman aşımı süresi dolduktan sonra açılan davanın reddi gerektiğini, dava konusu taleple ilgili olarak ——- tarafından verilmiş kesin kararın mevcut olduğunu, davacının —— sayılı başvurusu ile yapılan yargılama sonucunda dosyaya sunulu maluliyet raporunun usulüne uygun olmadığı değerlendirilerek başvuranın talebinin ——— usulden reddedildiğini, karara karşı davacı tarafça itiraz yoluna gidilmiş olup ——kararı ile reddedilmiş olup verilen kararın kesin nitelikte olduğunu, yine başvuranın —– sayılı başvurusu ile yapılan yargılama sonucunda ——kanıtlanamayan başvuru isteminin reddine” karar verildiği, tarafların karara itiraz etmediği anlaşıldığını, —— başvuruya ilişkin —— Kararından anlaşılacağı üzere, ——- esasa girilmiş olduğu, kararın gerekçe kısmında, dosyaya sunulu çelişkili beyan ve ifadelerden kazanın oluş şekli hakkında kanaat edinilemediği ve plakası belli olmayan araç ile ilgili herhangi bir tespit bulunmadığının belirtildiği, bu halde ispat külfetinin başvurana geçmiş olduğu, değişen ispat külfetine göre heyetçe yapılan değerlendirmede, başvuran tarafça bir başka aracın kazaya neden olduğunu tevsik eder kaza tespit tutanağı, keşif, tanık vesair deliller ile kazaya başka bir araç karıştıysa tarafların kusur durumuna ilişkin bilgi, belge veya delil ile ——- belgelerinin davacı tarafından ibraz edilmesi talep edilmiş olmasına rağmen, başvuran tarafça, herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya ibraz edilmediği belirtilerek, TMK madde 6, TBK madde 50/1 ile HMK 190/1 ve 194. Maddeleri gerekçe gösterilerek başvurunun reddine karar verildiğini, ——-Kanıtlanamayan başvuru isteminin reddine” şeklinde hüküm kurulduğunu, —— tarihli kararın gerekçe kısmındaki diğer tüm açıklamalar ve —— kısmındaki bu ifadeden ——esas sayılı başvurunun, esas yönünden reddedildiğinin anlaşılacağını, ——- karşı itiraz yoluna başvurulmamış olup, kararın bu şekliyle kesinleştiğini,—– başvuru esas yönünden reddedilmiş olup,———sayılı başvuru ile işbu başvurudaki taraflar, dava sebebi ve talep sonucunun aynı olduğunu, bu nedenle başvuranın sürekli, geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderine ilişkin talebinin HMK 303 ve 114/1-i maddeleri uyarınca kesin hüküm nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili ——- tarafından maluliyet tazminatı ödenebilmesi için, kişinin maluliyete sebep olan arazlarının trafik kazasından kaynaklanması gerekmektedir. söz konusu arazların sebep olduğu maluliyetin sürekli ve kalıcı olduğunun kanun ve ilgili yönetmeliklere uygun şekilde tespitinin gerektiğini, —— tarafından düzenlenen —— uygun bir rapor olmadığını, bu nedenle başvuru şartının yerine getirilmediğinin kabulü ile davanın reddi gerektiğini, davacının ——başvurusu ile yapılan yargılama sonucunda dosyaya sunulu ——maluliyet raporunun usulüne uygun olmadığı değerlendirilerek başvuranın talebinin ——usulden reddedilmiştir. —— başvuru sırasında ve huzurdaki davanın açılması sırasında da yeni bir rapor sunulamadığını, —- değişiklik yapılan, ——– hükmü ile, açık bir şekilde, dava yoluna gidilmeden önce, ilgili sigorta şirketine başvuru zorunluluğu getirildiğini, davacı tarafın, usul ve yasaya aykırı olarak ikame edilen davasının esasa girilmeksizin, dava şartı yokluğu nedeniyle usulen reddine karar verilmesi gerektiğini, plakası tespit edilemeyen aracın kusuru ve —– yükümlülüğü somut delillerle ispat edilemez ise talebin reddedilmesi gerektiğini, ————- kazadan üç ay sonra verilen ifade de —- sıralarında kullanmış olduğu —— seyir halinde iken plakasını alamadığı minibüsün sol tarafından çarpması sonucu yere düştüğünü, daha sonradan arkadan gelen plakasını alamadığı bir aracın sırtına çarptığını belirttiği, her iki araç sürücüsünden de davacı ve şikayetçi değilim…” şeklinde beyanda bulunulduğunun anlaşıldığını, —— sayılı kararında, şikayet yokluğu sebebiyle——verildiğini, davacı tarafa ait epikriz ve —— raporunda ise yaklaşık ——- giderken kayıp düştüğü ve çarpışma olmaksızın kaza olduğunun görüldüğünü, davacı tarafın çelişkili beyan ve ifadelerden kazanın oluş şekli hakkında kanaat edinilemediği ve plakası belli olmayan araç ile ilgili herhangi bir tespit bulunmadığının anlaşıldığını, bu çelişkili ifadeler dışında kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın sebep olduğu hususunda herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığını, davacı tarafın kolluk ifadesinde “her iki araç sürücüsü de yanıma gelerek bana yardım ettiler” beyanı bulunmaktadır. Davayı kabul anlamına gelmemek ile birlikte plakası tespit edilemeyen aracının varlığının kabulü halinde dahi, söz konusu ifadeden görüldüğü üzere davacı taraf, kazaya karışan araç ve sürücüsünün bilgilerini temin etme imkanı bulunuyorken etmeyerek kendi fiili ile plakası tespit edilemeyen aracın varlığı, kusuru ve——- yaptırma yükümlülüğünün ispatını engellendiğini, öte yandan başvuru sahibinin, kendisine çarpan araç sürücüsünün kimliği ve araç plakasını öğrenme imkanı bulunuyorken öğrenmemesi hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, bu nedenle delillerin karartılması şüphesinin de bulunmadığını, kazanın oluş şekli hakkında herhangi bir kanaat getirilememekle birlikte davacı taraflça bilinmeyen aracın varlığını ispata dair herhangi bir bilgi veya belge sunulamadığını, davacının geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı gideri talebinin haksız ve hukuka aykırı olacağını da belirtmek gerektiğini, öaşvuran tarafından fiilen bakıcı tutulduğuna ilişkin ispata yarar hiçbir delil ve belgenin dosyaya sunulmamış olduğu dikkate alındığında bakıcı giderine ilişkin talebin haksız ve hukuka aykırı olduğunun anlaşılacağını, bakıcı giderinin talep edilebilmesi için fiili olarak, bir bakıcı çalıştırıldığının başvuru sahibi tarafından ispat edilmesin gerektiğini,——— tarafından dava konusu kaza ile ilgili başvuran tarafa herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususu araştırılarak——- tarafından ödeme yapılması halinde bu tutarın hesaplanan tazminattan tenzil edilmesinin gerektiğini belirterek, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, reddedilen kısım bakımından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, sürüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın tespit edilmesi halinde araç sürücüsü ve malikine davanın ihbar edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davada taraf teşkili sağlanmıştır.
Davacı vekilince —- tarihinde müvekkili sürücü —- sevk ve idaresinde olan —— plaka sayılı aracın seyir halinde iken sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araç ile çarpışması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığından bahisle davalı ——- karşı maddi tazminat davası açılmıştır.
Davalı sigorta vekilince —–tarafından verilmiş kesin kararın mevcut olduğunu, davacının—— sayılı başvurusu ile yapılan yargılama sonucunda dosyaya sunulu maluliyet raporunun usulüne uygun olmadığı değerlendirilerek başvuranın talebinin ——– usulden reddedildiğini, karara karşı davacı tarafça itiraz yoluna gidilmiş olup —–reddedilmiş olup verilen kararın kesin nitelikte olduğunu, yine başvuranın —- sayılı başvurusu ile yapılan yargılama sonucunda ———kanıtlanamayan başvuru isteminin reddine” karar verildiği, tarafların karara itiraz etmediğinin belirtildiği anlaşıldı.
—- yapılan soruşturmada; Her ne kadar müşteki — sevk ve idaresindeki —– sayılı ——seyir halindeyken önce bir minübüsün kendisine çarpması sonucu yere düştüğü, daha sonra da başka aracın aracın sırtına çarpması neticesi yaralanması olayıyla ilgili olarak tahkikat yapılmış ise de; eylemin TCK’nun 89/1 maddesi kapsamında olduğu, takibini de şikayete bağlı bulunduğu, müştekinin ise kimseden şikayetçi olmadığını ifade ettiği, araç sürücülerinin kasti bir eylemlerinin tespit edilememesi sebebiyle trafik güvenliğinin tehlikeye sokma suçunun unsurlarnın da oluşmadığı anlaşıldığından,——kararı verilmiştir.
Kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı veya tanık ifadesi bulunmamaktadır.
—– sayılı dosyası ile esastan red edilen ——– Karar numaralı dosya evraklarının tamamı kesinleşmiş kararlarıyla dosyaya celp edilmiştir.
—-dosyalarının incelenmesinden —- dosyadan maluliyet raporunun ilgili mevzuata uygun olmadığından başvurunun usulden reddedildiği, —- sayılı dosyadan ise kanıtlanamayan başvuru talebinin reddedildiği ve kararın itiraza uğramadığının belirtildiği,—– yazılan müzekkereye yanıtta ise dosyadan herhangi bir temyiz başvurusunun olmadığının bildirildiği anlaşıldı.
Dava konusu uyuşmazlığın, daha önce kesin bir hüküm ile çözümlenmemiş olması da dava şartlarındandır. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce dava açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş ise, artık o dava konusu hakkında kesin hüküm vardır. Aynı dava (uyuşmazlık) yeni bir dava konusu yapılamaz; yapılırsa, mahkemenin kesin hüküm varlığını kendiliğinden gözeterek davayı esasa girmeden (usulden) reddetmesi gerekir.
HMK’nin 303’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca bir davaya şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için; her iki davanın taraflarını, her iki davanın dava sebeplerini ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması zorunludur. Bu nedenle maddi anlamda kesin hükmün varlığının belirlenmesi bakımından eski (ilk) dava ile yeni (ikinci) davanın, konularının aynı olup olmadığını anlamak için hâkimin, eski (ilk) davada verilen kararın hüküm fıkrası ile yeni (ikinci) davanın talep sonucunun karşılaştırılması gerekir. İkisi aynı ise dava konularının aynı olduğu sonucuna ulaşılacaktır.
Hemen belirtmek gerekir ki, HMK’nin 114’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının “i” bendinde belirtilen dava şartlarından olan aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması koşulunun oluşup oluşmadığının belirlenmesi için eski (ilk) davanın biçimsel anlamda da kesinleşmiş olması da gerekmektedir.
Diğer yandan HMK’nın 115’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Aynı maddenin 2’nci fıkrasına göre de mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Davalı vekilinin dilekçesinde belirttiği ——– incelenmesinden; Davacı tarafında ———karşı aynı trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat talebinde bulunulmuş neticeten davacının kanıtlanamayan başvuru talebi reddedilmiş ve karar kesinleşmiş olduğundan bu nedenle kesin hüküm dava şartından davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın HMK’nın 114/1-i ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile arta kalan harcın terkin sınırının altında kalması sebebiyle alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili lehine 2022 yılı AAÜT göre hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekillerinin yüzüne , davalı tarafın yokluğunda karşı HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022