Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/835 E. 2022/150 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/835 Esas
KARAR NO : 2022/150

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememiz —– sayılı kararı ——sayılı kararı ile mahkememize gönderilmekle yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, alacaklısı olduğumuz —– sayılı dosyasına yaptığı itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu ve iptali gerektiğini, Müvekkil karşı yana —–dağıtım — olarak hizmet vermiş olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla uyuşmazlık konusu takibe dayanak cari hesap / fatura ——— alacaklı olduğunu, icra dosyası ile davalı/borçlu aleyhine faturaya / cari hesaba dayalı olarak başlatılan icra takibine borçlunun itirazı haksız ve mesnetsiz olduğunu, Bu husus dava dilekçesinin ekinde sunulan fatura, ——- defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde sabit olacağını,——-, icra dosyasına yaptığı kötü niyetli itiraz ile müvekkile olan borcunu inkar etmiş olduğunu ve borcu ödeme niyetinin olmadığını açıkça ortaya koyduğunu, ——— yanın haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline karar verilmesini için Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla;—- dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı yana aidiyetine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre, vuku bulacak ihtilaflarda —– yetkili kılındığını, davanın işbu yetki sözleşmesi uyarınca usulden reddi gerektiğini, icra müdürlüğünün de yetkisine de itiraz edildiğini, öncelikle icra müdürlüğünün yetki problemi çözülmesi ve buna göre karar verilmesi gerektiğini, Müvekkil şirketin icra müdürlüğü yetkisine itiraz etmiş, yetkili icra müdürlüğünden usule uygun bir icra takibi de yapılmadığını, yetkili icra müdürlüğünden bir icra takibi bulunmadığından koşulları oluşmayan icra takibine vaki itirazın iptali davasının da reddine karar verilmesi gerektiğini, İcra takibine konu evraklar müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, dava dilekçesinde bahsi geçen faturanın müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, Faturanın usule uygun tebliğ edildiğini ispat külfeti davacı yanda olduğunu, faturayı tebliğ ettiğini ve fatura içeriğinde yer alan hizmeti verdiğini ispat etmesi gerektiğini, Müvekkil şirketin, davacı yan ile—–davacı yan —– müvekkil —– olarak hizmet verdiğini, İşbu sözleşmeye göre; davacı yanın görev ve sorumlulukları sözleşmenin 4. Maddesinde ayrıntılı olarak düzenlendiğini, Davacı yanın, görev ve sorumlulukları arasında yer almasına rağmen,—- bilgilerini müvekkil şirket ile paylaşmadığını, Müvekkil şirketin davacı yana bir ihtarname göndererek — sözleşmesini feshetmiş olduğunu ve davacının alacaklarına gönderilerin teslim bilgilerinin mevcut olmamasına binaen bloke uygulandığını, Bugüne kadar davacı yanın teslim evraklarını müvekkil şirkete ulaştırmaması nedeni ile 6 adet başvuru gerçekleştiğini ve müvekkil şirket işbu zarara katlanmak durumunda kaldığını, Müvekkil şirketin, davacının acentelik sözleşmesine aykırı davranışları nedeni ile uğradığı zararı karşılamak amacı ile davacı yanın alacaklarına ——-uygulamış olduğunu, yapılacak yargılama sonrasında da davacının alacak iddiasında haksız olduğu ortaya çıkacacağını, davanın yetki sözleşmesi ve usule uygun olarak yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmaması nedeni ile usulden reddine karar verilmesini, davacının haksız taleplerinin reddi ile davanın esastan reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava. Fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre “— veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” Sözkonusu kanunun yetki sözleşmesi başlıklı 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin, sözleşme ile yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri öngörülmüştür. Dava konusu olayda tarafların ikisi de tacir olduğu takdirde yetki sözleşmesi geçerli olacaktır. Tarafların tacir olduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Somut olayda taraflar arasında akdedilen— Acentelik Sözleşmesinin 10. Maddesi ile taraflar arasında ihtilafların çözümünde ——- konusu maddeye istinaden cevap dilekçesi ile birlikte Yetki Sözleşmesine dayalı ilk itirazını ileri sürdüğü görülmekle Yetki Sözleşmesi nedeniyle davanı reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Taraflar arasında yapılan —– sözleşmesinin 10/3 Maddesine istinaden yetki sözleşmesi nedeniyle mahkememizin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın——– Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK’nin 331(2). maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
3-HMK’nin 333. maddesi uyarınca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
4-HMK’nin 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.