Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/815 E. 2023/755 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/815 Esas
KARAR NO: 2023/755
DAVA: Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/12/2021
KARAR TARİHİ: 12/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: işbu davaya konu uyuşmazlığın; taraflarca münakit simsarlık sözleşmesinin varlığı ile işbu simsarlık sözleşmesi uyarınca simsarın getireceği müşteriler ile taşınmaz satış sözleşmesinin başarılı şekilde kurulması halinde simsara tarifede belirtilen ücretin ödeneceğinin kararlaştırılmış olması ve davacı müvekkil firmanın aracılık ettiği müşteriler ile Davalı firma arasında taşınmaz satış sözleşmesinin kurulması ve tapu devirlerinin sağlanmasına rağmen; davacı müvekkilin hak kazandığı simsarlık ücretinin Davalı Şirket tarafından ifa edilmemiş olmasından kaynaklandığı, bahsi geçen simsarlık sözleşmesi, davalı firmanın davacı müvekkil firmaya mail yoluyla gönderdiği, davalı firmanın yetkililerince imzalı, 01.01.2021 tarihli öneri niteliğini haiz sözleşme metninin davacı müvekkil firma tarafından kabul edilerek, imzalanması ve bu olguları müteakip müvekkil firmanın sözleşme kapsamında, ——— vatandaşları ——– taşınmaz satış sözleşmesi kurulması ve tapu devrinin sağlanması hususunda davalı firmaya yönlendirmesi- aracılık etmesi sureti ile kurulduğu, Simsarlık sözleşmesi ile davalı şirket, davacı müvekkil firmanın aracılık edeceği müşteriler ile taşınmaz satış sözleşmesinin kurulması ve taşınmazın müşteriye devir ve tescil edilmesi ile, “tamamlanan tapu devri Ocak 2021 ile 31 Mart 2021 arasında gerçekleştirilen satışlar için: Net satış değeri 2.000.000 Amerikan Doları’na kadar – uygulanabilir komisyon oranı 968 olacağı, Net satış değeri 2.000.000 Amerikan Doları’ ile 4.000.000 Amerikan Doları arasında – uygulanabilir komisyon oranı 969 olacağı, Net satış değeri 4.000.000 Amerikan Doları’nın üzerinde ise uygulanabilir komisyon oranı 9610 olacağı.” Şeklinde belirtilen komisyon oranlarında dilim değeri ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiği, Davalı firma işbu taahhütlerine karşılık davacı müvekkil firma sözleşme kapsamında İran vatandaşları ————-taşınmaz satış sözleşmesi kurulması ile tapu devrinin sağlanması hususunda davalı firmaya yönlendirerek aracılık ettiği, davalı frma bu müşterilerle taşınmaz satış sözleşmesi kurarak taşınmazları devir ve teslim ettiği, davacı Müvekkil Şirket, hem sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirdiği hem de Türk Borçlar Kanunu’na uygun şekilde kararlaştırılan ücrete hak kazandığı, TBK madde 520 Simsarlık sözleşmesini; “simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşme” – olarak tanımladığı, davacı müvekkil şirket hem sözleşmelerin kurulması imkanının hazırladığı hem sözleşmelerin kurulmasına aracılık ettiği ve bu çaba- uğraşları neticesinde sözleşmelerin kurulduğu ve tapu devirlerinin gerçekleştiği, davalı firma davacı müvekkil firmanın hak kazandığı simsarlık ücretlerini ödemekten kaçındığı, davacı Müvekkil firma alacağını tahsil etmek amacıyla davalı firma ile birden çok kez sözlü ve yazılı olarak iletişime geçmiş ise de davalının tüm girişimleri olumsuz!/ cevapsız bıraktığı, Davalı firmanın davacı müvekkilin girişimlerini cevapsız bırakmasındaki amacının, ülkemizde taşınmaz simsarlığı sözleşmelerinin uygulamasında da sıkça rastlanan, simsarın aradan çıkartılması suretiyle ana sözleşmenin kurulması ve böylece simsarı simsarlık ücretinden mahrum bıraktığı, bu kapsamda davalı tarafa dava öncesi ihtaname keşide edildiği, fakat herhangi bir cevap alınamadığı, davacı müvekkil firma ile davalı firma arasında sözleşmesel ilişkinin var olduğu ve bu ilişkiye binaen davacı müvekkilin şimdilik 10.000 TL tutarındaki simsarlık alacağının muaccel hale gelmesine rağmen ödenmemiş olduğu davacı Müvekkilimin iş bu alacağının rehinle veya başkaca bir şekilde güvence altına alınmamış olması dolayısıyla borçlunun mal kaçırma ihtimali durumunda davacı müvekkil şirketin alacağını tahsil edemeyeceği göz önünde bulundurulduğunda davalı aleyhine — ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği, taraflar arasındaki simsarlık sözleşmesinin varlığı, müvekkil firmanın simsarlık sözleşmesi kapsamında hareket ettiği, davacı müvekkil firmanın aracılık faaliyeti kapsamında getirdiği müşterilerle taşınmaz satış sözleşmesinin kurulduğu, müşterilere satılan taşınmazların bilgileri ile bu taşınmazların değerleri göz önünde bulundurularak sözleşmeye göre davacı müvekkilin hak kazandığı simsarlık ücretinin tespit edilerek sözleşmeye göre davacı müvekkilin hak kazandığı simsarlık ücretinin tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesi ile davacı müvekkilin alacağının varlığı ve muaccel olduğu noktasında herhangi bir şüphe olmadığından ve borçlunun mal kaçırma ihtimali de yüksek olduğundan dolayı sayın mahkemece uygun görülecek teminat karşılığı, borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz talep etme gereği hasıl olduğu, yönündeki iddiaları doğrultusunda dava ve talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacı ile davalı müvekkil şirket arasında taşınmaz satışına ilişkin imzalanmış bir simsarlık sözleşmesinin olmadığı, davalı müvekkil şirketin davacı dışında çalıştığı başkaca aracı firmalarında mevcut olduğu, bu firmalar ile sadece ve sadece yazılı Aracılık sözleşmelerinin bulunduğu, davacı ile davalı müvekkil şirket arasında taşınmaz satışına ilişkin bir iş ilişkisinin olmadığı, buna rağmen davacının simsarlık yaptığını ve davalı şirketten taşınmaz satın aldıklarını ileri sürdüğü iki müşteriden bahsettiği, davacının davalı şirketten taşınmaz satın aldığını iddia ettiği kişilerden ———isimli şahıs ile davalı müvekkil şirket arasında imzalanan bir satış sözleşmesinin bulunmadığı, tapuya müzekkere yazılarak bu kişinin davalı Müvekkil şirketten taşınmaz satın alıp almadığının sorulması ile ortaya çıkacağı, —— davalı müvekkil şirketten taşınmaz satın aldığı, bu müşteriye aracılık eden firmanın davacı değil dava dışı——— olduğu ve davalı şirket ile aralarında hali hazırda Aracılık sözleşmesi olduğu, davalı müşterisi —- gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini vekaleten imzalayan şahsın yine dava dışı —— şirketinin yetkilisi ——-olduğu, buda hizmetin kimin tarafından yerine getirildiğini gösterdiği, davalı müvekkil şirketin taşınmaz satışlarında müşteri bir form doldurarak hangi firmanın kendisine aracılık ettiğini de deklare etmekle yükümlü olduğundan, —- kendi eli ürünü yazısı ile doldurduğu formda aracı firmanın dava dışı——— olduğunu beyan ettiği, davanın görevsiz. mahkemede açıldığı, simsarlık sözleşmesine dayanarak açılan davalarda tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, dava dilekçesinde davacının dayandığı vakıaları somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediği, Simsarlık Sözleşmesi ve Tercümesi olarak sunulan ———belgenin delil niteliği taşımadığı, belgenin ne şekilde müzakere edildiği, şirketlerine ne şekilde ulaştığını açıklamakla yükümlü olduğu, davacı tarafından açıklanmaması hakimin aydınlatma ödevine engel olacak bir durum yaratacağı, bu durumda somutlaştırma yükünü yerine getirmeyen davacının o deliline dayanarak iddiasını ispatlama imkanının ortadan kalkacağı, dava dilekçesinin eklerinin kendilerine tebliğ edilmediği, davacının dilekçesinde öneri niteliğine haiz bir sözleşme sunduğunu iddia ettiyse de bu belgenin sözleşme olmadığı yalnızca ——– iş ortağı olan acentelere komisyon teşviki olarak bildirdiği “icaba davet” belgesi olarak ileri sürülebileceği, belgenin muhatabının anonim olduğu bağlayıcılığı olmayan belgeyi edinene karşı davalı müvekkil———– aracı ile esas sözleşme kurulmadığı sürece hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı, davacı tarafa sözleşmenin tarafı sıfatı kazandıracak hiçbir beyan ve taahhüdü içermediği, davalı müvekkil şirket tarafından bu komisyon teşvik mektubunun hiçbir zaman davacıya gönderilmediği, davalı şirketin taşınmaz simsarlık sözleşmesi kurmaya yönelik irade beyanının olmadığı, bu kapsamda davacının iddia ettiği simsarlık ücretine hak kazanacak hiçbir dayanağı olmadığı, belgelerin hiçbirinde taşınmaz satışına ilişkin simsarlık sözleşmesinin esaslı unsurlarını taşıyan hususun olmadığı, davacının dava açmadan önce davalı yana bildirim göndererek dava dilekçesindeki iddialarını tekrarladığı, bu iddialara karşılık———- nolu ihtarnamesi gönderilerek şirketin söz konusu taşınmazın satışı için hakkedilmiş komisyon bedellerinin halihazırda aracılık sözleşmesi akdedilmiş olduğu aracı işletmelere ödemiş olduğunun açıklandığı, davacının olsa olsa sözde kendisinin bulunduğunu iddia ettiği müşteriyi davalı müvekkile getiren —– aracısı olarak atayan/deklare eden alıcı ———- karşı hak iddiasında bulunması mümkün olabileceği, komisyon teşvik belgesinin esas sözleşme niteliği taşımadığı, “ayrıca iletilecek olan aşamaların başarı ile tamamlanmış olması şartıyla ödenir” ifadesinden de açıkça anlaşıldığı, davacını delilleri arasında ayrıca kendisine bir bilgi beyan belge gönderildiğine dair bir şey bulunmadığı, davacının söz konusu aşamaları başarı ile tamamladığına ilişkin somut bir kanıtı bulunmadığı, davacının sunduğu hiçbir belgede Taşınmaz Simsarlık Sözleşmesinde olması gereken “bağımsızlık, geçicilik, yazılı şekil aracılık ve ücret gibi esaslı unsurların bulunmadığı, simsarlık sözleşmesinin kanuni tanımına göre sözleşmenin unsurlarının simsarın iş görme faaliyeti ve ücret olduğu, simsarın kural olarak iş sahibini temsil yetkisi olmadığı, fakat sözleşme ile bir yetki verilebileceği, simsarın aracılık faaliyeti sonucu kurulmasını sağladığı sözleşme ile ilgili olarak herhangi bir hak, borç veya sorumluluk sahibi olmadığı, davalı müvekkil ———-davacıya herhangi bir yetki vermediği, başkasından haricen edindiği örnek komisyon teşvik belgesini kendisine verilmiş gibi öne sürerek hak iddiasında bulunamayacağı, bu belgenin karşı tarafının anonim olduğu, davacıya yetki verildiğine ilişkin ifade bulunmadığı, ayrıca simsarın eylemleri ve sözleşmenin kurulması arasında nedensellik bağının mevcut olması gerekli olsa da simsarın sözleşmenin kurulması için ortaya koyacağı çaba ücrete hak kazanma bakımından yeterli olmayacağı, davacının sunduğu ———yazışmaları üzerinden de sözde simsarlık ücreti kazanamayacağı, belge üzerinde sadece davalı şirket yetkililerinin imzasının bulunması genel işlem şartlarına ilişkin kurallara uygun olmadığı ve sözleşmenin esaslı unsurlarını taşımadığı, davacının sunduğu belgenin komisyona ilişkin olduğu, davacının simsarlık ile komisyonculuğu birbirine karıştırdığı, davalı müvekkil şirket tarafından hazırlanan komisyon teşvik belgesinin ——— iş ortağı olan komisyonculara yönelik hazırlandığı, ve içeriğinin uygulanması da iş ortaklarına yönelik olduğu, davacını ise dilekçesinde yalnızca simsarlık sözleşmesine dayandığı ve simsarlık ücreti talep ettiği, komisyon teşvik belgesinin simsarlık sözleşmesinin esaslı unsurlarını taşımadığı, davacının bu belgeye dayanarak komisyon talep edemeyeceği, davacının aracılık ettiğini ettiği taşınmaz satışında davacının bir aracılığı veya benzeri hizmeti bulunmadığı, davacının emlak meslek odasına kayıtlı olup olmadığının araştırılması gerektiği, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.

İNCELEME:Mahkememiz tarafından alınan 25/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1-Taraflar arasında geçerli bir simsarlık sözleşmesinin bulunmadığı,
2- Saygıdeğer Mahkeme tarafından aksi bir kanaat ile geçerli bir simsarlık sözleşmesinin bulunduğunun kabulü halinde Davalının beyanı doğrultusunda davaya konu——— daire nolu satışın KDV hariç 1.039.000,00 USD olduğu, 2.000,000 Amerikan Dolarına kadar Net satış değeri olan işlemlerde 968 komisyon esas alınarak yapılan hesaplamaya göre $83.120,00 (Amerikan Doları) pirim alacağı doğacağı” olduğu hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, taşınmaz simsarlığı sözleşmesinden kaynaklanan simsarlık ücreti alacağına ilişkin eda davasıdır.
Davacı, davalının 01/01/2021 tarihinde kendisine taşınmaz simsarlığı sözleşmesi kurulması amacıyla icap gönderdiğini, kendisinin bu icabı kabul ettiğini ve taraflar arasında yazılı sözleşme kurulduğunu, kendisi tarafından davalıya———-taşınmaz satımı için yönlendirildiğini ve simsarlık alacağına hak kazandığını iddia etmiştir.Davalı ise taraflar arasında sözleşme bulunmadığını, aksi kabul edilse bile yazılı şart gerçekleşmediğinden kesin hükümsüz olduğunu,—– isimli şahsa taşınmaz devredilmediğini, ——- isimli şahsa satılan taşınmaza dava dışı üçüncü şahsın simsarlık yaptığını savunmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 1. Maddesi uyarınca “(1)Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. (2)İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 8. Maddesi uyarınca “(1)Öneren, önerisi ile bağlı olmama hakkının saklı olduğunu açıkça belirtirse veya işin özelliğinden ya da durumun gereğinden bağlanma niyetinde olmadığı anlaşılırsa, önerisi kendisini bağlamaz. (2)Fiyatını göstererek mal sergilenmesi veya tarife, fiyat listesi ya da benzerlerinin gönderilmesi, aksi açıkça ve kolaylıkla anlaşılmadıkça öneri sayılır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520. Maddesi uyarınca “(1)Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. (2)Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır. (3)Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.”
Davacının icap olarak nitelendirdiği 01/01/2021 tarihli belge incelenmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın taşınmaz simsarlığı sözleşmesinden kaynaklanan simsarlık ücreti alacağına ilişkin eda davası olduğu, davacının taraflar arasında taşınmaz simsarlığı sözleşmesi bulunduğunu ve bu sözleşme kapsamında ————- davalıdan satın aldığı taşınmazların satımına aracılık ettiği hususunu ispatlamakla mükellef olduğu, sözleşmenin tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağı, sözleşmenin kurulması için sözleşmenin esaslı unsurları üzerinde bir öneri ve kabul beyanının bulunması gerektiği, bu kapsamda önerenin önerisi ile bağlanma niyetinde olmadığı durumun gereğinden anlaşılırsa önerinin önereni bağlamayacağı, yine aksinin açıkça ve kolayca anlaşılması durumunda tarife, fiyat listesi veya benzerlerinin gönderilmesinin öneri anlamına gelmeyeceği, somut olay değerlendirildiğinde davalı tarafından davacıya gönderildiği iddia edilen 01/01/2021 tarihli belgenin öneri olarak kabul edilmeyeceği zira belge incelendiğinde davalının taraflar arasında taşınmaz simsarlığı sözleşmesi yapılması konusunda bir iradesini gösterir ifade bulunmadığı, belgenin taşınmaz satımı halinde komisyon oranlarını gösterir bir bilgilendirme mahiyetinde olduğu, belgenin en fazla icaba davet olarak nitelendirilebileceği, bu nedenle davalının bağlanma iradesini gösterir bir öneri olarak kabul edilemeyeceği gibi bu tarifenin gönderilmesinin de öneri sayılmayacağı, bu sebeple taraflar arasında yazılı bir taşınmaz simsarlığı sözleşmesinin kurulduğundan bahsedilemeyeceği, davalı kabul etmemekle birlikte taraflar arasında sözlü bir simsarlık sözleşmesi akdedilmiş ise bunun da şekil şartına uyulmaması nedeniyle kesin hükümsüzlükle batıl olacağı, yine davacının dosya kapsamında bulunan delilleri incelendiğinde —— hiçbir delilin davacının —- davalı arasında akdedilen ————- kayıtlı taşınmaz satım sözleşmesine aracılık ettiğini göstermediği, davalı ile————arasında zaten taşınmaz satım sözleşmesi bulunmadığı, tüm bu nedenlerle davacının simsarlık ücretine hak kazandığını ispatlayamadığı kanaatine varılmış, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,07 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 99,07 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (10.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilmesi gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —————Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/09/2023