Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/8 E. 2022/33 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2021/8
KARAR NO: 2022/33
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29.07.2020
KARAR TARİHİ: 19.01.2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, yetkisiz —– tarihli dava dilekçesinde, özetle; davacı şirket ile davalı borçlu arasında davalının yapımını üstlendiği —- tarihinde sözleşme akdedildiğini, müvekkilinin akdedilen sözleşme uyarınca yapmış olduğu işlerin karşılığında davalı borçludan — alacaklı olduğunu, buna ilişkin cari hesap özetleri, hakedişler, faturalar, — tarihli geçici kabul tutanağı, —tarihli kesin kabul tutanağını sunduklarını, davalı borçlu şirketin — tarihinde imzaladığı mutabakat mektubunda müvekkili şirkete bu tarih itibariyle — borcu olduğunu kabul ve beyan ettiğini, davalı borçlu şirketin her türlü uyarı ve aramalara rağmen borcunu ödemediğini, bunun üzerine alacağın tahsili ile — sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin gönderilen ödeme emrine itiraz ederek takibi durduğunu, alacağın ödenmesi için Arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak bir sonuç alınmadığını, yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek, yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, yetkisiz mahkemeye verdiği cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, taraflar arasında imzalanan — tarihli —- başlıklı maddesinde;—- yetkili olacağının belirtildiğini, bu sebeple esasa girilmeden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da, davaya konu ödeme emrinde borcun sebebinin gösterilmediğini, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacının kaba yapı işlerini yapmayı üstlendiğini, — uyarınca bedelin bir kısmının — ödeneceğinin kararlaştırıldığını, buna göre — bittiğinde bir kısım dairelerin davacının mülkiyetine geçirilerek mülkiyetin ifa edilmiş olacağının kararlaştırıldığını, —- yapılacak daire listesinin somutlaştırılarak —- tabloda gösterildiğini, bu dairelerinin tapularının projenin bitiminde gerçekleşeceğini, bu nedenle borcun muaccel hale gelmediğini, yine davacıya borçlarının olmadığını, borcun sebebi ödeme emrinde gösterilmediğinden icra inkar tazminatı isteminin yersiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
—-karar sayılı yetkisizlik kararı uyarınca dosya mahkememizin— sırasına kaydolunmuş ve yargılamaya devam olunmuştur.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında —– hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Taraflar arasında davacının iddiasına konu şekilde — tarihinde imzalanmış mutabakat mektubu ile davalının davacıya —- borcu olduğunu ve bu borcu nakden ödemeyi kabul edip etmediği,
b-Davalının, davacıya borcu olup olmadığı,
c-İcra takibine konu bu alacağın muaccel hale gelip gelmediği,
ç-Davalının iddia ettiği şekilde, tarafların bu borcu taraflar arasındaki — Maddesi uyarınca barter şeklinde, —-bittiğinde bir kısım dairelerin davacının mülkiyetine geçirilerek mülkiyetin ifasını kabul edip etmediği, icra takibine konu alacağın ödemesinin bu dairelere ilişkin olup olmadığı,
d-Davanın tam veya kısmen kabulü halinde alacağın likid olup olmadığı, icra takibinde borcun nedeninin gösterilmemiş olmasının alacağın likid olmamasına neden olup olmayacağı, davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı,
e-Davanın tam veya kısmen reddi halinde, davacının reddedilen alacakla ilgili olarak icra takibini kötü niyetli olarak yapıp yapmadığı, buna bağlı olarak kötü niyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Davaya konu icra dosyası: Davaya konu — dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık —-değişen oranlarda ticari faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, takip talebinde borcun nedeninin gösterilmediği, dava dilekçesinde belirtilen mutabakat formunun icra takibinde gösterilmediği, ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından — tarihinde takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşılmıştır.
3-Sözleşme: Davacı yüklenici —- incelenmesinde;—- sayfa olduğu,
—maddesinde iş konusunun; ——- kullanıma hazır bir şekilde teslimi ve —- şeklinde tanımlandığı,
—–hükmünün yer aldığı,
—- kayıt altına alınan düzenlemede; —
—–

—-
—-



—-
Daireler için belirlenen fiyatlar —- tarafından nakde çevrilmesi sırasında, yukarıdaki listedeki bedelleri ile oluşacak farktan dolayı, taraflar birbirlerinden herhangi bir nam altında herhangi bîr talepte bulunmayacaklardır. Bu noktadan sonra taşınmaz mallara ilişkin her türlü harç, vergi, noter masrafı vb giderler —aittir.Hakedişlerden yapılan —- sonra aşağıdaki paragrafta yer alan şartlar gerçekleştikten sonra teslim edilmesi kaydı ile, yukarıdaki tabloda yer alan her bir —- olup, taşınmaz malın tasarruf hakkı — yer alan hususlara harfiyen riayet etmekle yükümlü olup, — giderler taraflarına ait olacaktır— doğabilecek her türlü borçlarını ve/veya — yükümlülüklerini yerine getirirken doğrudan ya da dolaylı olarak verdiği her türlü zarar ve ziyanı karşılamak için —tarafından nakden kullanılır ve/veya gerektiği takdirde — KABULÜ’nden sonra mevcut olan eksik ve kusurların giderilmesini ve — ifasında çalıştırdığı personel ve yaptığı— — ödendiği ve vergi yükümlülüklerinin yerine getirildiğini gösterir ilişiksizlik belgelerini İŞVEREN’e ibraz etmesini müteakip ——şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
—Mali müşavir bilirkişi incelemesi: Mahkememizce taraf delilleri toplanarak konusunda uzman bilirkişi kurulundan raporlar alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiş olup, mali müşavir tarafından yapılan incelemede; gerek davacının, gerekse davalının —- yılları itibariyle ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmış oldukları tespit olunmuş, dolayısıyla tarafların — yılları itibariyle ticari defter kayıtlarının HMK. 222 maddesine göre delil niteliği taşıdığı kanaatine varılmıştır.
Davacı—- dava dosyasına sunduğu belgelerden hareketle, davalı—— mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesinde; davacının, davalıya ait cari hesap muavin kayıtlarını —- hesabı altında açtığı muavin kayıtlarında izlediği tespit edilmiştir. Davacının, davalıya yukarıda belirtilen tarih aralığında kendisine müteaddit defa satış faturaları kesmiş olduğu ve davalının da müteaddit defa ödemelerde bulunduğu ve ödemelerini genellikle çekle yapmış olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, — yıllarına ait cari hesap muavin kayıtlarının sonucuna göre davacının — olduğu, aynı şekilde davalının da —- borcunun bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı —– incelenmesinde; davalının, davacıya ait cari hesap muavin kayıtlarını ——-vasıtasıyla verilecek dairelerin teminat olarak gösterilmesinden kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. —- belli bir işi yapmalarını, aldıkları bir değeri geri vermelerini sağlamak amacıyla ve belli sözleşmeler nedeniyle gerçekleşecek bir alacağın karşılığı olarak alınan depozito ve teminat niteliğindeki değerlerin izlendiği hesaptır.”
DavaIının, yukarıda belirtilen tarih aralığında müteaddit defalar kendisine kesilen satış faturalarını kayıtlarına aldığı ve —- Kesintisi olarak kaydettiği tespit edilmiştir.
Bu durumda, —-yılsonu itibariyle davacıya — borcunun olduğu, aynı şekilde davacının da — alacağının bulunduğu belirtilen tarih aralığındaki muavin kayıtlarından tespit edilmiştir.
Tarafların, dava konusu — incelenmesi sonucunda; —yılında, davacı şirketin, davalıya yapmış olduğu satışlardan oluşan —-hariç satış tutarını beyan ettiği, buna karşılık davalı şirketin, davacıdan yapmış olduğu alışlardan oluşan — alış tutarını beyan ettiği, buna göre, davacı şirketin, davalı şirkete kesmiş olduğu faturalardan — faturasını da beyan etmediği görülmüştür. — ilgili olarak, davacı şirketin, davalı şirkete yapmış olduğu satışlardan oluşan — beyan ettiği, buna karşılık davalı şirketin, davacıdan yapmış olduğu alışlardan oluşan —-beyan ettiği, buna göre, davacının davalıya kesmiş olduğu faturaların tamamının her iki taraf açısından beyan edilmiş oldukları ve aralarında herhangi bir farkın oluşmadığı görülmüştür.
— Davacı yüklenici— hazırlanan mutabakat mektubunda; davalı — taraflar arasında akdedilen kaba inşaat sözleşmesi kapsamında yüklenici şirkete bakiye borcunun — olduğuna ilişkin mutabakatının bildirildiği anlaşılmaktadır.
—Dava dosyasına ibrazlı —usulüne uygun bir şekilde düzenlendiği, taraf yetkili teknik ve idari personeli tarafından imzalanmış ve hakediş bedellerinin faturalı olarak ödenmiş olduğu, — yapılmış olduğu, hakediş raporlarındaki toplam —- olarak hesaplanmış olduğu anlaşılmıştır.
——-Davacı ve davalı şirket arasında akdedilen —-arasında arasında ——– imza tarihi itibari ile feshedilmesi amacıyla, anılan taraflar arasında imzalandığı,— gerçekleştirilen faaliyetler nedeniyle —- tarihine kadar demobilizasyonu tamamlayarak —– alacaklarından mahsup edilecektir. — bu metotla hesap edilecek—- kapsamında, herhangi bir başlık altında hiçbir hak, alacak, maddi-manevi tazminat, kar mahrumiyeti vs talebinde bulunmayacağını taahhüt etmektedir.— kapsamında en geniş anlamda birbirlerini karşılıklı olarak gayri kabili rücu ibra ettiğini kabul, beyan ve taahhüt etmektedir——olduğu tespit edilmiştir.
—-tarafından yapılan inceleme: —- incelenmesinde;—- onaylı mimari projesine göre; —- olduğu, davacı yüklenici ile davalı işveren şirket arasında akdedilen —– birlikte şantiye mahallinde icra edilen yerinde incelemede, şantiyenin faal bir şekilde inşaata devam etmekte olduğu,— — yapılmış olup duvar örülmesine başlanmadığı, —- devam etmekte olduğu tespit edilmiştir.
—-Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Yukarıda da açıklandığı üzere, işbu davada asıl uyuşmazlık, davacı yüklenicinin, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise miktarının ne kadar olduğu noktasında toplanmaktadır.
HMK’nin—- hükmünü haizdir. Yani imzası inkar edilmeyen adi belge, iddianın ispatı açısında kesin delil niteliğindedir.
Taraflar arasında imzalanan —-tarihli sözleşme, tarafların daha sonra düzenledikleri —- tarihli fesih protokolü ile karşılıklı varılan mutabakat sonucu feshedilmiştir. Fesih protokolü ile iş veren; yükleniciyi yapmış olduğu imalatlar nedeniyle ibra etmiştir. Akabinde davacının yapmış olduğu imalatlarla ilgili olarak; —- tarihli mutabakat mektubuyla da davalı işveren, davacı yükleniciye ——– borcunun bulunduğunu imzalı kaşesiyle ikrar etmiştir.
Taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi, tarafların karşılıklı mutabakatı ile feshedildiğinden, “eser sözleşmesinde bir kısım ödemelerin—– usulü yapılacağı” yönündeki hükmün taraflar yönünden bağlayıcılığı kalmamıştır.
Muavin kayıtlarında da, davanın taraflarının alacak-borç durumunun birbirleriyle örtüştüğü, davalının —mutabakat mektubuna göre; davacıya — borcu bulunduğunu ikrar ettiği, bu belgenin alacağın varlığını ispata salih bir belge niteliğinde olduğu, davalının, belge içeriğinde ikrar ettiği borcu ödediğine dair dosyada bir karşı delil bulunmadığı görülmekle, davacının icra dosyası kapsamında davalıdan —alacağının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar, davalı vekili, —- tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde belirttiği üzere, “ödemelerin nakit değil, bir kısmının —– ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle barter usulü ödeneceği kararlaştırılan borcun muaccel hale gelmediği”ni savunmuş ise de, taraflar arasındaki ——– gereğince beher hakediş bedelinden — yapılmış olduğu, barter kesintisi toplamının —— olarak hesaplandığı, taraflar arasındaki sözleşme tarafların karşılıklı mutabakatı ile feshedildiğinden bir kısım ödemelerin barter usulü yapılacağı yönündeki hükmün taraflar yönünden bağlayıcılığının kalmadığı kanaatine varıldığından davalı vekilinin bu savunması doğru kabul edilmemiştir.
Buna göre, davacı taraf, davalıdan — alacağının olduğunu geçerli delillerle kanıtladığından davanın kabulü ile davalı borçlunun—– sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar ilk dönem için yıllık —– oranını aşmamak üzere işleyecek değişen oranlarda hesaplanacak ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
—–İcra-inkar tazminatı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı taraf, davalıdan icra-inkar tazminatı istemiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar taraflar arasında imzalanan sözleşmeyle kararlaştırılmış olup alacak likit olduğundan ve daha fazla takdir edilmesine ilişkin neden bulunmadığından likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
—–İşleyecek faizin türü ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı-alacaklı vekili icra takibinde alacağın, yıllık —- ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
—–reeskont oranına göre belirlenmesi düzenlemesinden vazgeçilip, reeskont oranı tabiri madde metninden çıkartılmış, bunun yerine artırılma-indirilme yetkisi —— tarihleri arasında ise ticari olmayan işlerde temerrüt faizine esas olarak uygulanan reeskont oranına yasa metninde yer verilmemiştir.
Buna göre, her ne kadar her iki taraf da tacir ve yapılan iş de ticari olduğundan, davacının — alacağı için isteyebileceği faiz türü—- belirtilen şekilde ticari işlerde uygulanacak temerrüt faizi olan avans faizi ise de, davacı faiz istemini açık olarak —- şekilde ticari işlerde uygulanacak temerrüt faizi olan avans faiz oranı üzerinden talep etmemiş ve her ne kadar ticari davalara bakan bir kısım —- faizin karşılığının yasal faiz olduğu yönünde uygulama yapıyorlarsa da, işbu davanın temyiz inceleme görev ve yetkisi —- göre işin ticari olması durumunda ticari faize hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği—- anlaşıldığından asıl alacağa takip tarihinden itibaren ilk dönem için yıllık — aşmamak üzere işleyecek değişen oranlarda hesaplanacak ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; davalı borçlunun —–icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar ilk dönem için yıllık — oranını aşmamak üzere işleyecek değişen oranlarda hesaplanacak ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-Likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki — icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 42.869,93 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 7.579,59 TL harç ve icra dosyasına yatırılan 3.137,90 TL harç olmak üzere toplam 10.717,49 TL harçtan mahsubu ile bakiye 32.152,44 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 7.579,59 TL harç ve icra dosyasına yatırılan 3.137,90 TL harç olmak üzere toplam 10.717,49 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 4.529,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 48.428,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde———- Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.19/01/2022