Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/799 E. 2023/312 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/799 Esas
KARAR NO : 2023/312

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, —— 23.03.2009 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başladığını, şirketin ortaklar kurulu kararı ile 10 yıllığına şirket müdürlüğüne atandığını, ilgili kararın 21.12.2010 tarihli —— ilan edildiğini,—–şirketinin 26.12.2013 tarihli —– ilan edilen ortaklar kurulu kararı ile birlikte unvan değişikliğine uğrayarak —— adını aldığını, 08.11.2013 tarihinde Ticaret Sicilde ilan edilen Ortaklar Kurulu Kararı ile şirket ortaklarından —– hisselerinin tamamını —–devrettiğini,—– farklı olarak ——- adlarında 3 farklı teknoloji firmasının da sahibi olduğunu, —— kendisinin de direk ortak olduğunu, ——ortak yaptığını, böylece bu 4 şirketin sahipleri aynı, ticaret merkezleri aynı, aralarında organik bağ olan şirketler haline geldiğini, müvekkilinin sigorta girişlerinin 23.03.21009 – 31.05.2012 tarihleri arasında—– 01.06.2012 – 24.05.2013 tarihleri arasında —-, 27.05.2013 – 12.11.2013 tarihleri arasında —–Mühendislik’te yapıldığını, aynı ofiste ve aynı kişiler için çalışan müvekkilinin —— girişlerinin kesintisiz olarak bu 4 şirket arasında aktarıldığını, bu şirketlerde yöneticilik/müdürlük yapması için istihdam edilen müvekkilinin müdürlük atama kararlarının farklı tarihlerde—— ilan edildiğini, farklı tarihlerde bu 4 şirketin müdürlük görevini aynı ofiste icra ettiğini, Aralık 2013’te bu şirketlerde müdürlük görevine devam etmemeye karar verdiğini, bunun üzerine 23.12.2013 —– Mühendislik şirketlerinde, 24.12.2013 tarihli —– ise ——şirketinde müvekkilinin müdürlük görevinin sona erdiğine dair Ortaklar Kurulu Kararlarını ilân edildiğini, sahipleri ve ticaret merkezleri aynı olan bu 4 şirketin hepsinde müdürlük görevinden affını isteyen müvekkilinin 3 şirkette müdürlük görevinin sona erdiğine dair ortaklar kurulu kararı alınırken sehven—–adlı şirket için alınmadığını, müvekkilinin 30.04.2014 tarihinde bu 4 şirketle ilişiğini tamamen keserek bu 4 şirketten tamamen bağımsız ticari merkezi ve ortakları farklı —— işe başladığını, böylece sehven terkinin yapılmadığı ve sicilde müdür olarak gözüktüğü —— adlı şirkette hiçbir bağ ve ilişkisinin kalmadığını, bu nedenle müvekkilinin 2014 – 2020 yılları arasında ——müdür olarak görev yapmadığının tespiti gerektiğini, limited şirketin malvarlığından kısmen veya tamemen tahsil edilemeyen amme borçlarından dolayı kanuni temsilci yani müdürün şahsen sorumlu olduğunu, amme alacaklarından şirket müdürlerinin de şahsi malvarlıkları ile sorumlu olduğunu, bir limited şirket müdürünün yıllar sonra ayrıldığı şirketin kağıt üzerinde yöneticisi göründüğü için amme alacağı takibine takılabileceğini ya da daha kötüsü sonradan karşılıksız çek tehlikesinin olabileceğini düşünerek müvekkilinin 2019 yılında aralarında organik bağ bulunan 4 şirkete noter aracılığıyla ihtarname çekerek 2014 yılından itibaren şirketlerle bir ilişiği kalmadığını ve hiçbir sorumluluğu kabul etmeyeceğini ihtar ettiğini, hiçbir alakası kalmadığı bu şirkette 5 yıllık sürede yapılmış olabilecek borçlandırıcı işlemler veya hukuka aykırı işlemler, ihmal edilmiş veya ödenmemiş vergi borçları nedeniyle müvekkilinin sorumlu olabilme ihtimali bulunduğundan verilecek bir tespit kararının kesin hüküm niteliği taşıyacağından müvekkilinin menfaatlerini böyle güncel bir tehlikeye karşı koruyacağını ve müvekkilinin aleyhine olabilecek olası bir icra takip ve davaların önüne geçeceğini, hem —— kayıtları hem de tanık beyanları beraber değerlendirildiğinde müvekkilinin 2014 – 2020 tarihleri arasında davalı şirkette çalışmadığının rahatlıkla tespit edileceğini, verilecek tespit kararının da müvekkilini olası sorumluluktan kurtaracağını iddia ederek, müvekkili —– 30.04.2014 tarihi itibariyle davalı şirket ile herhangi bir ilişkisinin kalmadığının, 30.04.2014 – 21.12.2020 tarihleri arasında davalı şirkette müdürlük görevinin bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Dava dilekçesi davalı şirkete TK. 35. Maddesi uyarınca 04.02.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiştir.
DAVANIN AŞAMALARI: Mahkememiz dosyası 13.04.2022 tarihli celsede işlemden kaldırılmış, davacı vekilinin 19.04.2022 tarihli yenileme dilekçesi ile 25/04/2022 tarihli yenileme tensip tutanağı ile yenilenmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.Mahkememizce taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları getirtildiğinde, davacının davalı şirkette 10/12/2010 – 10/12/2020 tarihleri arasında münferiden yetkili müdür olduğu görülmüştür.
—— Vergi Dairesi’nden sorulduğunda, davacının 13/01/2009 – 03/03/2010 ile 15/12/2010 – 14/10/2014 tarih aralıklarında şirketin kanuni temsilcisi olduğu, davacı adına herhangi bir kesinti yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.Bilirkişi —— tarafından sunulan 27/02/2023 tarihli raporda özetle; “Huzurdaki davada, davacı … vekili müvekkilinin davalı şirketle 30.04.2014 tarihi itibariyle ilişkisinin kalmadığı beyanında bulunmuş olup, davalı şirketin bağlı bulunduğu —– Vergi Dairesinden dosyaya gelen 04.04.2022 tarihli ve —– sayılı yazıda “ … —— dosyasının tetkikinde her hangi bir iş akdine ve vekalet örneğine rastlanmamış olup, bilgisayar kayıtlarında …. T.C. kimlik numaralı … 13.01.2009 – 03.03.2010 15.12.2010 – 14.10.2014 tarih aralıklarında şirketin kanuni temsilcisi olduğu anlaşılmış olup, mükellef kurumun muhtasar beyanname kontrolünde ….. T.C. kimlik numaralı … adına her hangi bir kesinti yapılmadığının görüldüğü“ beyanı bulunduğundan, Vergi dairesi yazısından davacının davali şirkette 14.10.2014 tarihine kadar kanuni temsilci olarak görev yaptığı anlaşıldığından, davacının 30.04.2014 tarihi itibariyle davalı şirket İle ilişkisinin kalmadığı konusunda takdir ve hukuki yorumun Sayın Mahkemeye ait olduğu, davacı … hizmet dökümünün incelenmesinden, hizmet süresinin başından ( 2002 yılı ) 21.08.2017 tarihine kadar çalıştığı işyerleri ile, bu işyerlerindeki giriş ve çıkış tarihlerinin aşağıdaki tabloda gösterildiği, —–, İşyeri numarası belli değil, ——-iş yeri numaralı işyerlerinin hangi işyerine ait olduğu ile ilgili her hangi bir belge bulunmadığından, Mahkemenin de uygun bulması durumunda, yukarıda İşyeri numaraları belirtilen işyerlerinin hangi işyerlerine ait olduğunun ——sorulması gerektiği kanaati edinilmekle birlikte, bu konuda nihai kararın Sayın Mahkemeye ait olduğu, davacının davalı işyerinden 30.04.2014 tarihi itibariyle iş akdinin sona ermesi ihtimaline ve 30.04.2014 tarihli işyerinin davalı şirketin de aralarında bulunduğu grup şirketlerden olmama ihtimaline göre; davacının davalı işyerinde 30.04.2014 tarihine kadar çalıştığının söylenebileceği ve bu durumda davalı işyeri ile ilişkisinin 30.04.2014 tarihi itibariyle sona erip ermediği konusunda takdir ve hukuki yorumun Sayın Mahkemeye ait olduğu” sonucuna varılmıştır. Davacı tarafça istifa edildiğine ilişkin tanık dinletilmek istenilmiş ancak tanıkların resmi kayıt niteliğinde bulunan ticaret sicil kayıtlarının aksinin ispatına yönelik olması, yazılı olan resmi kayıtların aksinin tanık beyanıyla ispat edilemeyeceği anlaşıldığından tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, limited şirket müdürlük görevinin sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı şirkete yeni müdür atanmasıyla birlikte müdürlük görevinin sona erdiği ancak bu konuda sehven ortaklar kurulu kararı alınmadığından müdürlük görevinin sona erdiğinin tespitini talep etmiştir. Limited şirketlerde yönetim ve temsil organı müdür veya müdürlerden oluşmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nda müdürlerin görev süresine ilişkin herhangi bir alt ve üst sınır bulunmuyor. Dolayısıyla müdürün görev süresi şirket sözleşmesinde belirlenebileceği gibi hiç belirlenmeyebilir. Ancak, müdürün istifa etmesi yoluyla müdürlük sıfatını sona erdirmesi her zaman mümkün. İşte bu halde, istifa işleminin üçüncü kişilere bildirilebilmesi amacıyla, müdürlük sıfatının sona ermesine ilişkin değişikliğin yetkili ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gerekiyor. Bu tescil ve ilan işlemine ilişkin başvurular uygulamada bazı sorunlara ve uyuşmazlıklara konu olabiliyor. İstifa, tek taraflı olarak karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuran bir hukuki işlem. Bu kapsamda, limited şirkette bir müdürün istifa etmesi halinde, şirketin bu istifayı kabul etmesi veya onaylamasına ihtiyaç bulunmuyor ve müdürlük sıfatı istifa ile birlikte geçerli bir şekilde sona eriyor. İstifa eden müdürün istifa beyanının şirkete ve varsa diğer müdürlere yazılı olarak iletilmesi gerekmektedir. Çünkü, sicil başvurularının dilekçe ile yazılı olarak yapılması gerektiğinden ve sicil tarafından talep edilen belgelerden biri de istifa beyanı olduğundan bu beyanın yazılı olması gerekmektedir.Somut olayda, davacı taraf anlaşma üzere müdürlük görevinden ayrıldığını ancak sehven ortaklar kurulu kararı alınmadığını iddia etmiş ise de yazılı bir istifası bulunmamaktadır. Davacı taraf bu konuda tanık dinletmek istemiş ise de, resmi kayıt niteliğindeki ticaret sicil kayıtlarının aksinin tanık beyanıyla ispat edilemeyeceğinden bu talebi kabul edilmemiş olup dava tarihi itibariyle davacının müdürlük görevinin de sona ermiş olduğu göz önünde bulundurulduğunda ispat olunamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜ K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL harç ve 100,00 TL yenileme harcı olmak üzere toplam 159,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 20,6‬0 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 2.320,00 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.