Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/794 E. 2023/629 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/794
KARAR NO : 2023/629

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 06/12/2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin 21/11/2014 tarihinden bu yana —- Şirketinin kurucu ortağı olarak yer aldığını, bu tarihten itibaren şirketin iş ve işleyişi hakkında diğer kurucu ortaklardan talep etmesine rağmen bilgi alamadığını, genel kurul toplantıları dahi yapılmadığını, limited şirket genel kurullarının yılda en az bir kez toplanması gerektiğini, ticari anlamda yanlış kararlar alındığını, malvarlığı yönetiminin iyi bir şekilde yapılamadığını, şirketin sürekli zarara uğradığını, şirket hakkında birçok icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin çözüm önerilerinin sonuçsuz kaldığını, icra dosyası incelendiğinde şirket nezdinde taşınmaz sorgusu yapıldığını, ancak hiçbir taşınmaz malvarlığına rastlanılmadığını, araç sorgusu neticesinde ise şirkete ait tek bir araç tespit edildiğini, bu araç üzerinde birden fazla haciz ve rehin şerhi bulunduğunun tespit edildiğini, bu nedenlerden dolayı müvekkilinin davalı şirket bünyesindeki ortaklığından çıkması için haklı nedenlerin oluştuğunu, müvekkili tarafından ihtarname çekilerek şirket ortaklığından çıkma iradesinin bildirildiğini, ihtarnamelerin geri döndüğünü, şirket kurucu ortakları arasında bulunan davalı —-vefat ettiğini, —– yasal mirasçılarının tespiti ile bu kişilerin davaya dahil edilmesi gerektiğini iddia ederek; Davalı—–yasal mirasçılarının tespit edilmesi, akabinde davaya dahil edilmesi, TTK ilgili maddeleri uyarınca müvekkilin haklı sebepler ile ortaklıktan çıkması yönünde karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Daval dilekçesi ve tensip zaptının taraflara tebliğ edildiği, taraflarca dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.

İNCELEME ve GEREKÇE :
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle;

“5- SONUÇ VE KANAAT:
Yukarıda izah olunan sebeplerle dosya kapsam ve münderecatına göre ve deliller
uyarınca;I. Davalı Şirketin Kuruluş sözleşmesinde Genel Kurul Toplantı tarihi ile ilgili bir Maddenin olmadığı TTK’ nun 617 maddesi gereği zorunlu olan Genel Kurul Toplantılarının yapılmadığı,
II. Davalı —-Kuruluş Sermayesinin (Ödenmiş Sermaye) 50.000,00 TL olduğu, bilançolarının incelenmesi sonucunda davalı şirketin teknik iflas durumunda olduğu ve şirket müdürü ve temsil ve ilzama yetkili davalı—– Genel Kurul çağrısı yaptığına, iyileştirici önlemleri aldığına dair bir delilin olmadığı,
III: Davalı —–Öz Sermayesinin tamamını kaybettiği, bu konuda hiçi bir girişimin bulunulmadığı dolayısı ile TTK’ nun 376/2 maddesi gereğince kendiliğinden sona ermesi gerekeceği,
IV. Davalı şirketin Gelir Tablolarının ve bilançolarının incelenmesi sonucunda Ticari anlamda yanlış kararlar alınması ve malvarlığı yönetiminin kötü yapılmış olması nedeniyle şirketin zarar ettiği, şirketin üzerine kayıtlı ticari aracın icra marifeti ile satıldığı,
V. Davacının—-. Noterliği’ nin 22.10.2021 tarihli —- yev. nolu ihtarnamesi ile ortaklıktan çıkmak istediğini, bunun dışında durumun düzeltilmesine ilişkin bir delilin olmadığı, davacının ihtarnamede davalılar tarafından bilgi verilmediğini beyan ettiği,
VI. 6102 sayılı TTK’ nun 638/2 maddesi uyarınca Davacının ortaklıktan çıkmasına karar verilebilmesi için haklı sebebin varlığını gösterebilecek olguların rapor içeriğinde yer verildiği, nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemeni takdirinde olduğu” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkartılmaya ilişkin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 638. Maddesine dayalı açılan eda davasıdır.
a)Davalılar — mirasçıları —— pasif husumeti yönünden;Yargıtay—-. Hukuk Dairesinin 07.10.2019 tarih ve —-Esas,—– Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; şirketten çıkmaya izin verilmesi talepli böyle bir davada husumetin münhasıran şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ortaklara husumet yöneltilemez. Bu şekilde bir dava açılması halinde davanın pasif husumet ehliyeti olmadığından reddi gerekir —– Bölge Adliye Mahkemesi —-Hukuk Dairesi— Esas ve —- Aynı yönde Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin—– Karar sayılı ilamı).Mahkememizce yapılan değerlendirmede, eldeki davanın limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkartılmaya ilişkin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 638. Maddesine dayalı açılan eda davası olduğu, davanın münhasıran şirkete karşı açılabileceği, şirketin diğer ortak ve yöneticilerinin davada pasif husumetinin bulunmadığı, emsal yargı içtihatlarının da bu yönde olduğu, bu sebeple davalılar —– yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, bunlar yönünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

b)Davalı—- yönünden;Öncelikle davalının —- kayıtları incelendiğinde davalı şirketin yöneticisinin müteveffa davalı —- olduğu, —— dava tarihinden (06/12/2021) önce (13/08/2021) vefat etmiş olduğu, bu tarihten sonra şirketin sicile tescil edilen hiçbir kaydının bulunmadığı, yönetici atanmadığı ve şirketin dava tarihi itibariyle yöneticisinin bulunmadığı tespit edilmiş, mahkememizce 04/05/2023 tarihli duruşmada “Davalı şirketin yönetim organının bulunmaması nedeniyle yargılamada davalı şirket adına çıkartılan tebligatların usulsüz olduğu ve davalı şirket yönünden taraf teşkilinin sağlanamamış olduğu anlaşıldığından, davalı şirkete 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 427/1-b.4 maddesi uyarınca şirketin eldeki davada temsil edilebilmesi amacıyla yönetim kayyumu atanması” karar verilmiş, 22/06/2023 tarihli ara kararla da “—-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyasında davalı bulunan—-Ticaret Odası’nın —— sicil numaralı firması olan “—- ” ünvanlı davalı şirketi temsil etmek üzere —- TC kimlik numaralı —– temsil kayyımı olarak görevlendirilmesine, 2-Kayyımın sarf edeceği emek ve mesaisi birlikte değerlendirildiğinde kayyım için 3.000,00 TL ücret takdirine, 3-Nihai sorumlu davalı şirket olmak üzere kararın kesinleşmesine bağlı olarak kayyımın görevinin başlamasına esas olmak üzere kayyım ücretinin davacı tarafından avans olarak yatırılan ücretten karşılanmasına” şeklinde karar alınarak şirketin temsili ve taraf teşkili sağlanmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 577. Maddesi uyarınca “(1) Aşağıdaki kayıtlar, şirket sözleşmesinde öngörüldükleri takdirde bağlayıcı hükümlerdir: (…) k) Çıkma hakkının tanınması ile bunun kullanılmasının şartları, bu hâllerde ödenecek olan ayrılma akçesinin türü ve tutarı. l) Ortağın şirketten çıkarılmasına ilişkin özel sebepleri gösteren hükümler. (…)”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 638. Maddesi uyarınca “(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.”Yerleşik yargı içtihatları uyarınca:”Haklı sebep ile kast edilen örneğin; şirket ortaklığını çekilmez kılacak nitelikteki husumet, şirketin işleyişi, yönetimi ve faaliyetleri hakkında bilgi vermemenin süreklilik kazanması, ortakların şirketten dışlanması, şirket yöneticilerinin kişisel menfaatleri yönünde hareket edip şirketi borca batık hale sürüklemesi, şirkete ihanet etmesi olarak sayılabilir.Davalı şirketlerin ana sözleşmelerinde, bir ortağın tek taraflı iradesi ile şirketten çıkabileceğine dair hüküm öngörülmediğinden TTK’nun. madde 638/2 hükmü uyarınca ancak haklı sebeplerin varlığı halinde, şirketten ayrılma hakkı doğan ortak, şirketten ayrılmasına izin verilmesini mahkemeden isteyebilmektedir.Bilindiği üzere, limited şirket bir sermaye ortaklığıdır. Ancak, anonim şirketlerden farklı olarak, ortakların kişiliklerinin de önem arz ettiği ve kişisel unsurları da bünyesinde barındıran bir ortaklık türü olarak Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bir ortağın haklı sebebe dayanarak şirketten çıkma hakkı, mutlak ve vazgeçilmez bir hak olup, bütün ortaklara eşit olarak sağlanmıştır.
Haklı sebepler, limited şirket ortaklarının bir araya gelmelerini sağlayan maddi ve kişisel sebepleri ortadan kaldıran böylece şirketin amacına ulaşmasını imkânsız kılan ya da ciddi bir şekilde güçleştiren ya da amacını tehlikeye sokan nedenlerdir. Doktrinde de haklı sebep, hukuki ilişkinin sürdürülmesini çekilmez hale getiren ve bozucu yenilik doğuran bir bildirim ve dava yolu ile hukuki ilişkiyi sona erdirmek veya değiştirmek yetkisinin kullanılmasını adil gösteren hukuki olgudur şeklinde tanımlanmıştır.”Somut olayda dava tarafça;Genel Kurul Toplantılarının Kanuna ve Esas Sözleşmeye Uygun Yapılmamış Olması
Ticari anlamda yanlış kararlar alınması ve malvarlığı yönetiminin kötü yapılmış olması
Şirketin bu sebeple zarar etmesi ve hakkında icra takipleri yapılmasıÇabaların sonuçsuz kalması
—- İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasında davacının gördüğü muamele
Haklı sebepler olarak ileri sürülmüştür.
Mahkememizce;Genel kurul toplantılarının kanuna ve esas sözleşmeye uygun yapılmamış olması
Ticari anlamda yanlış kararlar alınması ve malvarlığı yönetiminin kötü yapılmış olması nedeniyle şirketin zarar edip etmediği ve hakkında icra takibi yapılmasına sebebiyet verilip verilmediği
Davacının durumun düzeltilmesine ilişkin çabalarının şirket kayıtlarına geçip geçmediği, sonuçsuz kalıp kalmadığıDavacının yukarıdaki iddialar kapsamında ortaklıktan çıkmasına karar verilebilmesi için 6102 sayılı TTK’nun 638/2 maddesi uyarınca haklı sebebin varlığını gösterebilecek somut delil bulunup bulunmadığı
Hususlarının tespiti amacıyla dosya bilirkişiye verilmiş, bilirkişi tarafından¸tespitlerinin yapıldığı görülmüştür. Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkartılmaya ilişkin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 638. Maddesine dayalı açılan eda davası olduğu, öncelikle şirket sözleşmesinde çıkma ve çıkartılma ile ilgili hüküm varsa kanundan önce bu hükümlerin bağlayıcı olacağı, ancak şirketin esas sözleşmesi incelendiğinde bu yönde herhangi bir hüküm bulunmadığı, bu sebeple somut olayda TTK’nun 638. Maddesinin uygulama alanı bulacağı, buna göre haklı sebebin kapsamında sınırsız sayıda olay girebileceği, bunun somut olayın özelliklerine göre takdir edilmesi gerektiği, haklı sebep teşkil edilecek vakıalara ilişkin ilkelerin yukarıda açıklandığı gibi olduğu, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde bilirkişi tarafından da tespiti yapılan ve yukarıda ortaya konulan hususların davacı yönünden haklı sebep oluşturduğu, mevcut koşullar altında davacının şirket ortaklığının devamının kendisinden beklenemeyeceği, bu sebeple davanın avalı—-Şirketi yönünden kabulü ile davacı —- (TCKN: —–) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 638/2 maddesi uyarınca davalı —- (—-Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı, Ticaret Sicil No: —–) ortaklığından haklı sebeple çıkartılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın davalılar —-mirasçıları —— yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davanın davalı —- Şirketi yönünden KABULÜ ile, davacı —- (TCKN:—– 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 638/2 maddesi uyarınca davalı —- —- Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı, Ticaret Sicil No: —-ortaklığından haklı sebeple ÇIKARILMASINA,
3-Çıkmanın hükmün kesinleşmesinden sonra Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalı —-Şirketi’nden alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 127,10 TL dava açma masrafı, 1.769,00 TL bilirkişi/posta masrafı ve 3.000,00 TL kayyımlık ücretinden ibaret 4.896,10 TL yargılama giderinin davalı —– Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı —- tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 11,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı —-verilmesine,
7-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
8-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı —– Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı —–yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve dava değere tabi olmadığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —–verilmesine,Dair, kayyım—- ile davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —-Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.