Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/782 E. 2021/798 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/782 Esas
KARAR NO : 2021/798

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29.11.2021
KARAR TARİHİ : 03.12.2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinden .———- tarihinden önce kanser teşhisi konulan müvekkili …—– hastalığı nedeniyle ilgili şirketteki hisselerini ….—— bunun üzerine ——– müvekkili .—– davalıların—- ödeme yapacağı taahhüdünde bulunarak —-, menfi tespit davasına konu bonoları da kapsayan protokol, sözleşmeler———ödendi,ği iddia edilen senetlerin, müvekkillerinden——— gönderildiğini ve gönderilen —– ——— ödendiğini, dolayısıyla müvekkillerinin ilgili bonolar kapsamında herhangi bir borcunun bulunmadığını, —— kapsamında müvekkilleri aleyhine takibe —- emre yazılı senet vadesinde ödenmediği takdirde ——geçersiz olduğunu, —— —– üzerine konulduğu durumlarda kaydın geçersiz olduğunun —— edildiğini, bir an için müvekkillerinin davalıların iddia ettiği miktarda davalılara borçlu olduğu düşünülse dahi takibe konu—— ödenmediğinden mezkur bonoyu takip eden vadesi gelmemiş bonoların da muaccel hale gelmeyeceğini, sözleşmede bahsi geçen borçların ödeneceği sözleşmenin tarafları olan davalılar tarafından değil dava dışı ——- taahhüt edildiğini, dolayısıyla alacak hakkının mevcut olduğuna dair bir iddia var ise bu iddianın sözleşmede belirtilen mezkur borç ——- davalılar tarafından değil dava dışı şahıs tarafından ileri sürülmesi ve talep edilmesi gerektiğini, yine taahhüt edilen ödemelerin dava dışı şahıs tarafından gerçekleştirilmediğini, müvekkili ….—— tarafından aleyhine açılmış 100’den fazla davasının mevcut olduğunu, yine sözleşmede yer alan —— ve cari hesap borcu olmak üzere ödeme yapıldığını,
müvekkillerinin davalılar ile herhangi bir borcu da bulunmadığını, dolayısıyla davalının kötüniyetle söz konusu icra takibini başlatması sonucunda müvekkillerinin borçlu olmadığı bir meblağı ilgili icra takibinin kesinleşmesi üzerine cebri icra tehdidi ile ödemek zorunda kalmaması amacıyla huzurdaki davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, TTK 776/1-b maddesinde kanun koyucu bono için kayıtsız – şartsız bir bedel ödeme vaadini içeren taahhüt olduğunu ifade ettiğini, bononun temel olarak TBK 18. maddesi anlamında borç tanıması içeren bir kambiyo senedi olduğunu, kambiyo senedinin taraflar arasında temel bir ilişkiye dayandığını, dava konusu olayda borç ilişkisine girilen kişinin müvekkili …—-, taraflar arasında bir borç ilişkisinin bulunmadığı bir durumda bile bu ilişkinin hatır ilişkisi olduğunun kabul edildiğini iddia ederek, müvekkillerinin alacaklılar ile hukuki bir ilişkisi bulunmadığından ve bu sebeple ——- borçlu olmadığının tespitine, akabinde ilgili bononun iptaline, müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yapılması halinde ihtiyati tedbiren durdurulmasına, yargılama giderleri ve — karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN TESPİTİ, DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ GEREKİP GEREKMEDİĞİ HUSUSUNUN İNCELENMESİ, DEĞERLENDİRMESİ VE SONUÇ:
Dava, İİK’nin 72/2. Maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacılar vekili,—- dava ve diğer üç davada, İİK’nin 72/2. Maddesi uyarınca asıl ve birleşen davalardaki bonolardan dolayı davalılara karşı borçlu olmadıklarını, davalıların —- dışı ——– taahhüt etiği ödemeleri gerçekleştirmediğini, alacak hakkının dava dışı—- olması nedeniyle sözleşmede belirtilen borçların davalılar tarafından istenemeyeceğini, ——– lehtarı——- düzenlemek suretiyle bonoları hukuki olarak dayanaksız hale getirdiğini, bu nedenlerle davacı borçlularla, davalı alacaklılar arasında hukuki bir ilişki bulunmadığından —- davacıların borçlu olmadığının tespitine, akabinde iptaline, davacı borçlular aleyhine — halinde takibin ihtiyati tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 166. maddesi hükmü gereğince görülmekte olan davalar aralarında bağlantı bulunması halinde istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir. Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde davalar arasında bağlantı bulunduğu varsayılır (——— kararı gereğince; bir yargı çevresinde — aynı düzeyde birden fazla mahkeme, davaların birleştirilmesi —
Buna göre,——– dosyasındaki davanın tarafları ve sebebinin tamamen aynı olduğu, davalar arasında bonoların—– bu nedenle davaların birleştirilmesinin zorunlu olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle, işbu Mahkememiz dosyasının,— birleştirilmesine, yargılamanın ilk açılan dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmesi uygun görülmüş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin—- Mahkememizin —- sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasın bu şekilde kapatılmasına,
Yargılamanın, tensip zaptının ve ihtiyati tedbir talebi ile değerlendirmenin Mahkememizin —- sayılı dosyası üzerinden sürdürülmesine,
2-Harç, masraf ücreti, vekalet tayin ve takdirinin birleşen davada nihai kararla değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK’nin 168. maddesi gereğince uyuşmazlığın esası hakkında verilecek hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.